45 Yaşın Üzerindekilere Kolon Kanserine Karşı Kolonoskopi Önerisi

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, kolon kanseri ve erken teşhisin önemine dair açıklamalarda bulundu.

45 Yaşın Üzerindekilere Kolon Kanserine Karşı Kolonoskopi Önerisi

Bizi Takip Et


Kolon kanserinin günümüzde en çok karşılaşılan üçüncü kanser çeşidi olduğunu belirten uzmanlar, takip ve düzenli kontrolün önemine dikkat çekiyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, kolon kanserinin, tedavisi mümkün olan ve önlenebilir bir hastalık olduğunu belirterek, 45 yaşın üzerindeki herkesin, mutlaka kolonoskopi yaptırması gerektiğini söylüyor. Atamer “Ailesinde, özellikle birinci derece akrabalarında kolon kanseri olan kişiler, akrabalarının kolon kanserine yakalandığı yaşın 10 yıl gerisinden başlayarak düzenli kolonoskopi yapılması gerekir” uyarısında bulundu ve kolon kanserinin genetik etkenlerin yanında beslenme ve hayat tarzı alışkanlıklarına bağlı olarak da oluşabileceğine dikkat çekti. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, kolon kanseri ve erken teşhisin önemine dair açıklamalarda bulundu.

45 YAŞIN ÜZERİNDEKİ HERKESİN, MUTLAKA KOLONOSKOPİ YAPTIRMASI GEREKİR

Kolon kanserinin günümüzde en sık karşılaşılan üçüncü kanser çeşidi olduğunu kaydeden Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Kolon kanseri, tedavisi mümkün olan ve önlenebilir bir hastalıktır. Takip son derece önemlidir.” diyerek düzenli kontrolün önemine vurgu yaptı.

“45 yaşının üzerindeki herkesin, önceden kolonoskopi yapılmadıysa mutlaka yaptırması gerekir.” diyen Atamer, “Ailesinde özellikle birinci derece akrabalarında kolon kanseri olan kişilerdeyse, akrabalarının kolon kanserine yakalandığı yaşın 10 yıl gerisinden başlayarak düzenli kolonoskopi yapılması gerekir.” şeklinde konuştu.

TAKİP VE DÜZENLİ KOLONOSKOPİ HASTALIĞI YAKALAMAK VE TEDAVİ ETMEK İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ

Kolon kanserinin genelde belirti vermeyen hastalık grubu içerisinde yer aldığına dikkat çeken Atamer, “Sol tarafı tutan kolon kanserleri karşımıza kanamayla gelmekte, sağ tarafı tutanlar ise daha çok kansızlık ile gelmektedir. Bu nedenle takip ve düzenli kolonoskopi, hastalığı yakalamak ve tedavi etmek için son derece önemli. Bunun dışında da genel sağlık kontrolünde takip mümkün olmakla beraber tanı koymak kolonoskopiyle mümkün olur.” dedi.

BESLENME ALIŞKANLIKLARI DA RİSK FAKTÖRÜ OLABİLİYOR

Kolon kanserinin sadece genetik faktörlere bağlı oluşmadığının da altını çizen Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Beslenme alışkanlıkları, özellikle sigara ve alkol tüketimi ile kırmızı et ve şarküteri ürünlerinin fazla tüketimi, yağlı gıdaların tüketilmesi, aşırı kilo ve hareketsizlik kolon kanserinin oluşmasında rol oynar.” uyarısında bulundu.

“GÜNÜMÜZDE ÇOK İLERLEMİŞ KOLON KANSERLERİNİ BİLE ÇIKARTMAK MÜMKÜN”

Kolon kanserlerinin polip aşamasıyla başladığını kaydeden Atamer, “Zamanla bu polipler kanserleşir. Bu nedenle düzenli kolonoskopi yapılan hastalarda poliplere bakılır. Polip varsa görmek ve çıkartmak mümkündür.” dedi.

Belirli bir seviyenin altında olması halinde özel yöntemlerle, kanserleşen polipin kapalı ameliyatla tedavi edilebileceğini aktaran Atamer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Günümüzde çok ilerlemiş kolon kanserlerini bile yayılmadığı sürece çıkartmak mümkün. Bunun dışında ilerlemiş kolon kanserlerinde de konseyin vereceği karara göre, öncelikle cerrahi müdahale bazı durumlardaysa kemoradyoterapi takiben cerrahi müdahale yapılmaktadır. Kolon kanserinin bulunduğu yer son derece önemlidir. Ameliyata ona göre karar verilmesi gerekir.   Ameliyatın iyileşme sürecinde hastalar normal yaşamlarına dönebilmelidir. Önemli olan nokta erken yakalamaktır. Erken yakalandığı zaman ameliyat kısa ve laparoskopik olur. Erken tanının ardından yapılan ameliyat sonrası hastanın iyileşmesi ve toparlanması kolay olmaktadır.” 


İçeriği Paylaşın