Açıklanamayan Kısırlığın Nedenleri

Açıklanamayan Kısırlığın Nedenleri

Açıklanamayan Kısırlığın Nedenleri

Bizi Takip Et


İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi’nden Kadın Sağlığı ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Fatma Özdemir infertilite yani kısırlık hakkında merak edilenleri anlattı.

Kısırlık nedir? Ne zaman bir çiftte üreme sağlığıyla ilgili bir sorun olduğundan şüphelenmelidir ve ne zaman doktora başvurmalıdır? Burada kadının yaşı doktora başvurulma süresi, belirleyici bir etken mi?

Kadının yaşı belirleyici bir etkendir. Kısırlık tıbbi olarak infertilite dediğimiz durum yaklaşık bir yıllık düzenli korunmasız ilişki durumunda gebelik oluşamaması durumudur. Bundan sonra çiftler tetkik edilmeye başlanır. Öncesinde genelde tetkike gerek yoktur. Süre dolana kadar bir süre daha beklenir. Ancak kadının yaşına ve durumuna göre bu sürede bazı değişiklikler olabilir. Çünkü 35 yaşından sonra kendiliğinden gebe kalma oranlarının azaldığı bilinmekte.

Tetkikler yapıldığında kadında yumurtlama bozukluğu, tüplerde tıkanıklık, rahim içiyle ilgili bir problemler görülebiliyor. Erkeklerde ise sperm faktörü sorun olabiliyor. Kimi zaman ise hiçbir sebep bulunamıyor. Bu duruma da açıklanamayan infertilite deniyor. Kadında üreme için iki faktörün uygun olup olmadığına bakıyoruz. Birincisi yeterli sayıda yumurta ve yumurtlama var mı, ikinci ise yumurtayla spermin buluşacağı kanallarda ve bebeğin yerleşeceği rahim içinde herhangi bir problem var mı bakılır. Erkekte de sperm sayısında, hareketinde, yapısında bir problem var mı bunlara bakılır. Bu üç parametrede de herhangi bir problem göremiyorsak; yani kadının yeterli sayıda yumurtası varsa, düzenli olarak her ay yumurtluyorsa, rahim filmi çekildiğinde tüpleri açıksa, spermle yumurtanın buluşmasında herhangi bir engel yoksa, rahim içi normal yani bebeğin tutunmasına engel bir durum yoksa, sperme baktığımızda spermin sayısı ve hareketi yumurtaya yaklaşıp, yumurtanın içine girebilecek kadar iyi değerlerdeyse bu duruma açıklanamayan infertilite yani sebepsiz kısırlık denilir.

AÇIKLANAMAYAN İNFERTİLİTE VE TÜP BEBEK TEDAVİSİ

Açıklanamayan infertilite vakalarında çiftin tüp bebekle bebek sahibi olması daha mı zordur?

Bir açıdan evet daha zordur. Bir açıdan da daha kolaydır. Yani daha kolaydır derken şöyle, sonuçta bizim infertilite değerlendirmesinde bakabildiğimiz parametreler sayısal parametreler, yani kantitatif parametreler, kalite ölçülebilir bir metot yok. Hep yumurtanın sayısına bakıyoruz. Mekanik olarak tüplerde tıkanıklık var mı, yok mu ona bakıyoruz. Spermin sayısına ve hareket oranına bakıyoruz. Ama yumurtanın veya spermin kalitesini ölçemiyoruz. Böyle bir laboratuvar kiti yok. Tüp bebekte mikroskop altında yumurtanın ve spermin kalitesini gözlemlemiş oluyoruz. Kadında yumurtanın sayısı çok iyi, yumurtlama problemi yok ama tedavi yapıyoruz. Örneğin yumurtaları büyütmek için iğne tedavisi başlıyoruz. Bazı kadında 10 bazısında daha az yumurta gelişiyor. Yumurta toplama işlemi yaptığımızda içinden sadece 3 tane kaliteli yumurta çıkabiliyor. 10 tane yumurta diyoruz ama içine spermi enjekte ettiğimizde sadece 2 tanesi dölleniyor. Bunların hepsi bize yumurta ve spermin kalitesi anlamında bir öngörüde bulunmamıza sebep oluyor. Bu açıdan aslında evet, tüp bebek tedavisindeki açıklanamayan infertilitede bir sürü basamakları biz atlamış oluyoruz. Yani yumurta ve spermin yapmasını beklediğimiz şeyi biz yapmış oluyoruz.

Op. Dr. Fatma Özdemir

Yumurtayı büyütüp direk iğneyle alıp laboratuvarda spermi yumurtanın içine enjekte ediyoruz. Tüm dünyada tüp bebek tedavisinde maksimum bir başarı şansı var ki bu maksimum yüzde 70’lerde. Dolayısıyla çocuk sahibi olmaması için hiçbir sebebi olmayan bir çift bile tüp bebek tedavisiyle dahi yüzde 30 şansı yakalayabiliyor. Bu da açıklanamayan infertilitenin zor tarafı. Çünkü bir sebep olması aslında insanları bir anlamda rahatlatıyor.

Bu bir erkeğin spermine karşı kadının bağışıklık sisteminin bir ret göstergesi olabiliyor mu? Bu da bir açıklanamayan infertilite, kısırlık nedeni olabilir mi acaba?

Bu konuda infertilitenin ilk başlangıç zamanlarında çaprazlama denilen bir test yapılıyordu. Bu teoride olan ama pratikte uygulanmayan bir test. Yumurtayı topladınız, spermle döllediniz, iki tarafın da testleri normal, başarısızlık beklemiyorsunuz. Ama başarısızlık var. Bu durumda yumurtada sperme veya spermde yumurtaya karşı bir problem olabilir mi diye yabancı birinin spermiyle ya da yumurtasıyla laboratuvar ortamında test amaçlı döllenme yapılarak bakılabilir. Bu teoride kitaplarda yazan bir şey; ama günlük pratik uygulamada tabi ki kafalarda soru işareti olabileceği için uygulanmayan bir şey.

Açıklanamayan gebelikler, kısırlıklar zaten belli. Açıklanamıyor, nedeni bulunamıyor ama öne sürülen başka savlar da var mı?

Bu değerlendirmede yumurtlama, sperm ve tüplerde tıkanıklık olup olmadığına bakılır. Ama başka parametrelerde tabi ki sorun olabilir. Bağışıklık sistemiyle ilgili bir problem olabilir veya servikal kanalda; yani rahim ağzı kısmında bazı problemler olabilir. Bu sebeplerden de gebelik olmuyor olabilir. Bunlar tabi ki araştırılmayan veya açıklanamayan infertilite kısmına giren gruptur.

AÇIKLANAMAYAN İNFERTİLİTEDE TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

İncelemeler sonunda ne kadında ne de erkekte çocuk sahibi olmaya engel teşkil eden bir durum bulanamamışsa, böyle bir çiftin çocuk sahibi olabilmesi için günümüzde ne gibi tedavi yaklaşımları söz konusu?

Tedavi basamaklarını belirlerken en önemli parametre kadının yaşıdır. İkinci parametre kaç yıldır çocuk için uğraştıklarıdır.  Üçüncü parametre de kadının rezervidir. Kadın eğer 35 yaşın altındaysa ve çocuk için uğraştıkları süre 2 yıldan kısa ise ve kadının yumurtalık rezerviyle ilgili bir sıkıntı yoksa, erken menopozla ilgili bir sıkıntı yoksa bir süre daha beklenebilir. Bir 6 ay daha beklenebilir. Ya da çifte 2-3 sefer aşılama tedavisi uygulanabilir. Sonrasında başarısızlık olursa tüp bebek tedavisi uygulanabilir. Eğer yaş olarak, yumurtalık rezervi olarak biraz acele etmemizi gerektiren bir durum var ise ve çocuk için uğraşılan süre 3 yıldan uzun süre ise o zaman direk tüp bebek tedavisi önerilebilir.

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE BAŞARIYI ARTIRAN YÖNTEMLER

Tüp bebek tedavisinde başarıyı artıran birtakım yöntemler var mı? Yani bir çift geldi, kadında erkekte hiçbir problem yok ve nedeni açıklanamayan infertilite grubuna giriyor. Böyle bir durumda uyguladığınız tedaviye yanıt verme şansınız daha mı düşük?

Yanıt verme şansımız daha düşük denemez. Genelde hastanın yaşı ve yumurtalık rezervine göre standart bir yumurtalık tedavisi vardır. Kullanılan ilaçların dozları ya da sonrasın da uygulanan mesela spermde, yumurtanın içine hangi spermi enjekte edeceğiniz seçme metodu vardır. Onlar uygulanarak işlem yapılır. Sonrasında normal standart transfer işlemi gelir. Bu durumda başarısız olunduğunda 2. tedavi için ilk tedavi her zaman yol göstericidir. İlk tedavide standart tedavi yapılır. Sonuçta standart tedavide yüzde 70 başarı şansı var. Standart bir tüp bebek tedavisiyle başarısız olunduğunda ikinci tedaviye başlamadan önce hastanın ilk tedavisi gözden geçirilir. Hangi aşamada başarısızlık olmuş. Bunu düzenlemek için ne yapılabilir bakılmalıdır. Mesela hasta iğne tedavisine, yumurtalık uyarma tedavisine yeterince yanıt vermemiş olabilir. Onun dozu değiştirilebilir. Seçilen sperm, yumurtaları beklediğimiz oranda dölleyememiş olabilir. Bu durumda sperm seçme metodu değiştirilebilir. Transfer sırasında embriyo tutunamamışsa, tutunmasını artıcı farklı tedaviler uygulanabilir. Kısacası bu kişiye özel olarak başlayan ve devam eden bir süreçtir. Bireyselleştirilmiş bir tedavi uygulanır.

Tüp bebek tedavilerinin başarı oranları konusunda bilgi verebilir misiniz? Geçmişten günümüze nasıl değişti başarı oranları?

Başarı oranını etkileyen birincil parametre kadın yaşıdır. Bu konuda da bir bilinçlenme yavaş yavaş olmaya başladı. Çünkü yaş çok ilerleyip rezerv tamamen azaldıktan sonra başarıyı artıran şeyler ne yazık ki kısıtlı oluyor. Dolayısıyla günümüzde hastalar daha erken başvurduğu için gerekli tedavileri daha erken uygulayıp başarı oranını artırabiliyoruz.


İçeriği Paylaşın