Bebeğin Yaşam Hakkı Var

Bebeğin Yaşam Hakkı Var

Bebeğin Yaşam Hakkı Var

Bizi Takip Et


Sabah Gazetesi’nin Sağlık Editörü Esra Tüzün’ün haberine göre, 7 aylık hamileyken beyin ölümü gerçekleşen anne adayının sezaryen ile bebeğini dünyaya getirmesi şarttı. Ancak bebeği; baba da, anne adayının yakınları da istemedi. Bunun üzerine doktorlar sorumluluğu üstlenerek çocuğu dünyaya getirdiler. Doktor Suat Erşahin, "Baba ağır bir travma geçirdi. Bebeğini kucağına alınca onu bir daha bırakamayacağını düşünüyorum. Ama istemezse Sosyal Hizmetler`e haber vereceğiz" diyor. Sagligimicinhersey.com, yaşanan bu vakadan yola çıkarak alanında uzman doktorlara “böyle bir durumda yasal ve etik kurallar nedir ve hastanın doktoru siz olsaydınız ne yapardınız” sorularını yöneltti. İşte doktorların yanıtları. 24 AYLIKTAN BÜYÜK BEBEĞİN DOĞMA HAKKI VAR Op. Dr. Filiz Candan Topuz (Hisar Intercontinental Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı) “Şu an yürürlükte olan kanuna göre, bebek 24 haftadan büyükse doğma hakkı var ve anne babanın bu bebeği istememe hakkı yok. Sözü geçen olayda eğer baba, bebeği istemiyorsa, sosyal devletin görevi bebeğin bakımını üstlenmektir. Olaydan anlaşıldığına göre, bebeğin doğumunu gerçekleştiren doktorun zamanı kısıtlı imiş yani acilen karar vermek zorundaymış. Zmanın kısıtlı olmaması durumunda çözüme hukuksal yollardan ulaşılması daha doğru olur. Ben bu doktor arkadaşımızın yerinde olsaydım yani acil bir şekilde karar almam gerekseydi, yaşama hakkına sahip olan bu bebeği ben de doğurturdum.” 10. HAFTADAN SONRA KÜRTAJ YAPILMAZ Doç. Dr. Tolga Ergin (Acıbadem Hastanesi Kadın Doğum Bölüm Sorumlusu) “Bir kadın doğum uzmanına düşen, anne ve bebeğin sağlığını gözetmek ve yaşayan bir canlının yaşamını devam ettirmektir. 24. haftadan sonra bebek yaşama kabiliyetine sahip olmaktadır. Türkiye’de gebelikleri sonlandırmak yok, sadece 10. haftadan sonra kürtaj (kuretaj) yapılamaz deniliyor. Eğer bebekte problem varsa, yaşamla bağdaşmayacak sorun varsa mesela anomali, kalp hastalığı gibi, üç doktorun onayıyla bebeğin yaşamı sonlandırılır. Yaşayan bebeği kimse ölüme gönderemez, 30 haftalık bebeği kimse ölüme gönderemez. Doktor arkadaşımız yapması gerekeni yapmış çünkü ortada bir hayat var ve bunu sürdürmemiz lazım. Anne ve baba ‘bu çocuğu istemiyoruz’ deme hakkına sahip değil, bunun hekime de kanuni cezası var. Ben de bir canlıyı yaşatmak zorunda olduğum için aynı şeyi yapardım.” BEBEĞİN BİREY OLARAK YAŞAM HAKKI OLMALI Prof. Dr. İsmail Çepni (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi) “Şanssız bebeğe bundan sonrası için bol şans, sağlık ve mutluluk dileklerimle başlamak isterim. Anne karnında 10. haftadan sonra tıbbi bir gerekçe olmaksızın ‘sağlıklı, canlı bebeğin alınması, öldürülmesi hukuken suç, daha da önemlisi insani açıdan büyük suç. Hele yaşayabilme sınırında bir bebek için düşünmesi bile çok vahim. Meslektaşımın davranışı, bebeği hayata kazandırması, bebeğin birey olarak yaşama hakkını teslim etmesi zaten görevidir. Ben de, başka meslektaşlarımız da tabii ki aynı şekilde davranırdık.” BEN DE BEBEĞİ ÖLÜME TERK ETMEZDİM Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu (Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı) “Gebelik haftası çok önemlidir. Bebek anne vücudundan dışarı çıkarıldığında yaşayabilecek seviyeye ulaştıysa alınır. Kaldı ki yedi aylık bir bebek rahatlıkla yaşar. Dışarıda yaşaması mümkün olan bir bebeği doğurtmamak zaten yasal olarak suç. 10 hafta üzerinde olan bebeğin alınması suç. Bazen anomalileri olan bebeklerin yaşamının sonlandırılması durumu söz konusu fakat her zaman değil, bunun için de zaten heyet raporu gerekiyor. Birtakım sakatlığı olan bebeklere bile izin verilmiyor. Bebeğin her şeyi tam ise, doğduktan sonra yaşayacak bir nitelikte ise anne ya da babanın o bebeği istememe hakları yok; bu cinayet olur. Çocuk ayrı bir canlıdır anne öldü diye bu bebeğe kimse bakamaz diye onu öldürmek olmaz. Ben de böyle bir durum karşısında kalsaydım, bebeği ölüme terk etmezdim ve dış dünyaya çıkartırdım.” DEVLET BEBEĞİN BAKIMINI ÜSTLENMELİDİR Doç. Dr. Kadir Savan (Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı) “Anneyi kaybetmek üzücü ama bebeği kurtarmak gerekiyor, bebeğin yaşam hakkını kullanmasına müsaade etmek gerekiyor biz hekimlerin görevi bu zaten. Ailenin isteği de, babanın isteği de etik değil ayrıca bir taraftan bir hayat kaybediliyorken bir yandan da başka bir hayat başlıyor. Bebeği doğurtmamak hem etik açıdan yanlış olurdu hem de yasal olarak sorun olabilecek bir durum. 10. haftadan sonra bebek şekillenmeye başlar bu yüzden alınması da yasaktır. Buna rağmen 7 aylık bir bebeği babanın istememesi acı bir durum. Devlet aileden ve kişilerden sorumludur o yüzden bu bebeğin bakımını üstlenmelidir.” EN KUTSAL HAK YAŞAM HAKKIDIR Avukat Cengiz Hortoğlu “Bir tarafta doktorun hayat kurtarma çabası var bir yandan da bebeğin babası ve annenin yakınları bu bebeği istemiyor. Doğru olan bebeğin hayatını kurtarmak tabii. Türk Ceza Kanunu’ndaki 99. maddeye göre, tıbbî zorunluluk bulunmadığı hâlde rızaya dayalı olsa bile gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Bu yüzden babanın “ben bu çocuğu istemiyorum” deme hakkı yok. Dünyadaki en kutsal hak, yaşam hakkı. Sağlıklı bir bebeğin dünyaya getirilmesi yasalara uygun, Evrensel Hukuk Kurallarına da, iç hukuka da, etiğe de uygun.Doktor arkadaşımız bunun dışında davranamazdı. Çocuğa da eğer ailesi bakmazsa Sosyal Hukuk Devleti olarak, devletimizin bebeğe sahip çıkması gerekir.”

İçeriği Paylaşın