Bel ve Boyun Fıtıklarında Ameliyatsız Regresyon Tedavisi

Bel ve boyun fıtıklarında ameliyatsız regresyon tedavisini Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar anlattı.

Bel ve Boyun Fıtıklarında Ameliyatsız Regresyon Tedavisi

Bizi Takip Et


Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar, bel ve boyun fıtıklarında ameliyatsız regresyon tedavisi hakkında merak edilenleri anlattı.

BEL VE BOYUN FITIĞI KENDİLİĞİNDEN DÜZELİR Mİ?
. Bel ve boyun fıtığı kendiliğinden geçer mi?

‘‘Fıtığın vücudun kendi gücüyle tedavi edilmesine spontan regresyon denir. Vücut çok güçlü
bir varlıktır. Adını bile koyamadığımız tamir mekanizmalarıyla bu işleri gerçekleştirir. Biz buna farklı olarak nüks olmayacak, ameliyatsız yöntemleri kattık. Hem ameliyat hem de ameliyatsız regresyon tedavileri yapan bir hekim olarak hastalar ameliyat kararı vermeden önce iyi düşünmelidirler. Bel ve boyun fıtığında etkili olan bu yöntemler sayesinde ameliyatın ve genel anestezinin verdiği riskler ortadan kalkıyor. Ameliyat tabii ki gerektiğinde yapılacaktır. Biz ameliyat kararlarını biraz hızlı alıyoruz. Ameliyat kararı almadan önce ameliyatsız regresyon tedavilerinin geldiği gücü hissetmekte fayda görüyorum.’’

Fatih_Kirar

NEDEN REGRESYON TEDAVİSİ?

. Bel ve boyun fıtıklarında regresyon tedavisi nedir?

‘‘Regresyon tedavisinin dokuz alt başlığı vardır. Bunun içerisinde neşterle girdiğimiz yere
iğnelerle yaptığımız ve ameliyat gibi gerçekleştirdiğimiz tedaviler var. Regresyon denilmesinin amacı o bölgede fıtıklaşan eklemin yavaş yavaş geldiği yere geri gitmesinin sağlanmasıdır. Mesela fıtık, eklemden çıkmış ve siniri altına almış bir yapıdır. Dolayısıyla bu fıtığın buradan kaybolması gerekir. Biz ameliyatta buraya arkadan girip bir kemik pencere kaldırarak bu alana ulaşıyoruz. Ve altta kalan siniri buradaki fıtığı alarak ve buradaki eklemi temizleyerek kurtarma operasyonu yapıyoruz. Ama bu ameliyatı yaparken beş tane katmanı keserek giriyoruz; kemik pencere çıkarıyoruz; buradaki güçlü bağ dokularını kesiyoruz ve eklemi temizlemeye çalışıyoruz.

Dolayısıyla vücudun doğal yapılarına müdahale ediyoruz. Onun için mesela şu an mikro cerrahilerden ziyade uygun vakalarda endoskopik cerrahilerle bunları yapıyoruz. Hiçbir kemik pencere açmadan yandan girerek direkt oraya ulaşıyoruz. Endoskopik cerrahi ile o bölgedeki doğal yapılara çok fazla zarar verilmiyor. Ama yine buradaki eklemi çıkararak yine ameliyat gibi bir yöntemle bu işi yapıyoruz. Dolayısıyla vücuttan bir eklem kayboluyor. Kaybolduktan sonra yıllar içerisinde çökmeler başlıyor. Bu sefer sinirin geçtiği kanal daralmaya başlıyor. Bu defa daha farklı sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Ama bazen ayak düşmüş oluyor; sinir fıtık altında ezilmiş ve artık can çekişiyor vaziyette oluyor. Ciddi anlamda güç kaybı, idrar kaçırma gibi hayati fonksiyonları etkileyecek sorunlar oluşmaya başlıyor. İşte böyle durumlarda hemen
ameliyat kararı alınmalıdır. Çünkü sinir bütün dokular arasında yerine koyamadığımız bir
şeydir. Bozulduktan sonra geri dönüşü olmayan noktada siniri tamir edemiyoruz.’’


İçeriği Paylaşın