Çocuğun Cinsel İstismara Uğradığı Nasıl Anlaşılır?

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Barış, çocuk istismarı ve bu istismarın belirtilerini ve uzun dönem etkilerini anlattı.

Çocuğun Cinsel İstismara Uğradığı Nasıl Anlaşılır?

Bizi Takip Et


Toplumda çocuklar;  tıpkı kadınlar, yaşlılar ve engelliler gibi istismara ve kötü muameleye uğrama riskleri yüksek gruplar arasında yer alıyor. 

Çocukların istismardan korunmaları, sosyal hizmet alanının en önemli konuları arasında yer alırken, özellikle soruşturma ve kovuşturma aşamalarında medyada kullanılan dile, çocuğun mahremiyetine özen gösterilmesi gerekiyor. Çünkü istismara uğrayan çocuklar biyo-psiko-sosyal yıkım riskleriyle karşı karşıya kalıyor.

Çocuklar için yaşanan yıkımın şiddeti bu özensizlik nedeniyle artabiliyor, bu durum da ikincil travmaların oluşmasına neden olabiliyor.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Barış, çocuk istismarı ve bu istismarın çocuğun geleceği üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CİNSEL İÇERİKLİ TÜM EYLEMLER İSTİSMARDIR

Prof. Dr. İsmail Barış, bir yetişkinin kendi cinsel hazları için güç kullanarak, tehditle veya ikna yoluyla bir çocukla cinsel yakınlık kurması veya yakınlık kurmaya yönelik çabalarının çocuğa yönelik cinsel istismar kapsamında değerlendirildiğini söyledi.

Prof. Dr. İsmail Barış, “Bu bağlamda bir yetişkinin bir çocuğa yönelik olarak cinsel eylem gerçekleşmese bile cinsel içerikli konuşmalar yapması, çocuğa cinsel içerikli film veya video izletmesi, teşhircilikte bulunması, çocuğun çıplak fotoğraflarını çekmesi gibi eylemleri cinsel istismardır.” dedi.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARA UĞRADIĞI NASIL ANLAŞILIR?

0-4 yaş çocuklarda; çocuğun yaşına uygun olmayan söylemleri ifade etme, tuvalet eğitiminde sonradan ortaya çıkan bozulmalar, uyku bozulmaları, oyunların cinsel içeriğinde artma, cinsel organla uğraş.

4-6 yaş çocuklarda; kendi yaşına uygun olmayan cinsel söylem ve davranışlar, kendinden büyük kişilerden ve yetişkinlerden korkma, aşırı tedirginlik, cinsel ilişkiye yönelik söylemlerin yaşı ile uygun olmaması.

7 ve üzeri yaş çocuklarda; kendinden büyük kişilerden korkma, okul başarısında düşme, okula gitmek istememe, mutsuzluk, isteksizlik, tek başına vakit geçirmede artış, travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin gözlenmesi, yaşa uygun olmayan davranışların gözlenmesi, yetişkin davranışlarında bulunma, cinsel konulara yönelik ilgi ve uğraşlarda artış, depresif belirtiler, kendine zarar verme, içe kapanma, intihar düşünceleri ve girişimleri, cinsel saldırganlık ve şiddete eğilim gibi belirtiler gözlenmektedir.

İSTİSMAR MAĞDURUN HAYATINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Cinsel istismarın çocukların beden ve ruh sağlıklarını son derece olumsuz etkileyen ve sosyal uyumlarına kast eden ağır bir suç olduğunu ifade eden Barış, “Cinsel istismar mağduru çocuklarda biyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan çok ciddi sorunlar ortaya çıkıyor.  Bu durum çoğu zaman istismar mağduru kişinim tüm hayatını olumsuz etkileyebiliyor.

Bunun yanında çocukluk döneminde yaşanan cinsel istismarın madde bağımlılığı, psikoz, duygudurum bozuklukları, içe kapanma, intihara teşebbüs, sosyal işlevsellikle ilgili olumsuzluklar gibi sorunlara neden olabildiği biliniyor.

Bu sorunların çözülebilmesi için sosyal hizmet mesleği, diğer tıbbi ve psikolojik insani mesleklerle birlikte çalışmalar gerçekleştiriyor” diye konuştu.

ÇOCUK İSTİSMARINI ÖNLEMEK SOSYAL HİZMETİN EN ÖNEMLİ KONULARINDAN BİRİDİR

Prof. Dr. İsmail Barış, çocuk refahının sosyal hizmet alanının en önemli konularından birisi olduğunu belirterek “Çocuklara yönelik cinsel istismarı önlemek, ayrıca mağdur çocukların ruhsal sağlıkları ve sosyal uyumlarını tekrar kazanmaları, sosyal hizmetin çocuklarla ilgili ana faaliyet alanlarından birisidir.

Sosyal hizmet alanındaki hakim ‘Çevresi içinde birey’ anlayışıyla çeşitli kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının katkısını alarak kişiyi etkileyen olumsuzlukları azaltmak veya ortadan kaldırmak üzere yürütülen çok sayıda çalışma bulunmaktadır.” dedi.

Prof. Dr. İsmail Barış, sosyal hizmet alanının konuyla ilgili olarak mikro düzeyde mağdur çocuk ve ailesine yönelik müdahalelerde bulunduğunu; mezzo düzeyde konuyla ilgili kuruluş ve merkezlerle ortak önleme, tespit ve müdahale çalışmaları yaptığını; makro düzeyde ise istismarı önlemeye yönelik ulusal politikalar geliştirilmesine katkı sağladığını ifade etti.

MAĞDUR ÇOCUKLARA VERİLEN HİZMETLER NİTELİK KAZANDI

Ülkemizde cinsel istismar mağduru çocuklara verilen hizmetlerin son yıllarda nitelik kazanmaya başladığını, bu konuda sosyal hizmet uzmanlarına da önemli görevlerin düştüğünü kaydeden Prof. Dr. İsmail Barış, “Bugün ülkemizde cinsel istismar mağduru çocuklara yönelik adli ve tıbbi ilk müdahale, Çocuk İzlem Merkezleri’nde (ÇİM) yapılmaktadır. 2012 yılından ülkemizin farklı şehirlerinde hizmet veren ÇİM’lerde; hekim, psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan ekipler, çocukları ruhsal ve fiziksel anlamda örselemeden, mahremiyetlerini dikkate alarak gerekli müdahalelerde bulunmaktadır” dedi.

ÇOCUKLAR RİSKLİ GRUPTA BULUNUYOR 

Prof. Dr. İsmail Barış, kadın, yaşlı, engelli gibi istismar ve kötü muameleye uğrama riski yüksek gruplar arasında yer alan çocukların, istismar mağdurları olarak sık sık medya gündemine geldiğini hatırlattı. 

Prof. Dr. İsmail Barış, “Konuyla ilgili haberler, çocuk istismarının yeni ortaya çıkmış bir sorun olduğu veya çocuk istismarına karşı kamu kuruluşları ve sivil toplumun sessiz kaldığı gibi endişelere neden olabilmektedir. Ancak istismar mağduru çocuklarla çalışan uzmanların da deneyimlediği gibi çocuk istismarı, son dönemde görünürlüğü artmış olmakla birlikte, her dönem var olmuş bir sorundur.” dedi.


İçeriği Paylaşın