Çocuklar Erken Dönemde Anksiyete Belirtileri Gösterebilir Mi?

Son dönemde çocuklarda da anksiyete sık görülen rahatsızlıklardan biri... Dünya çapında çocukların 5'te 1'i anksiyete bozukluğu gösteriyor. Peki anksiyete bozukluğu nasıl anlaşılır, belirtileri nelerdir, tedavisi var mıdır?

Çocuklar Erken Dönemde Anksiyete Belirtileri Gösterebilir Mi?

Bizi Takip Et


Çocuğunuz diğer çocuklarla oynamak istemiyor ya da bir etkinliğe katılmak istemiyor olabilir. Sadece kötü bir gün geçirip geçirmediğini veya bunun yaşayabileceği bir endişe belirtisi olup olmadığını nasıl anlarsınız?

CNN’in haberine göre; anksiyete bozuklukları, kalıcı ve aşırı endişelerle kendisini gösterir. Psikolog Rachel Busman, genel kaygısı olan biri çeşitli günlük şeyler hakkında endişelenebilirken, sosyal kaygısı olan birinin tipik olarak "diğer insanlar tarafından olumsuz değerlendirilmekle ilgili yoğun veya kalıcı korkuları veya endişeleri" olduğunu söylüyor.

2021'de yapılan bir araştırmaya göre, dünya çapındaki çocukların 5'te 1'i "klinik olarak yüksek" veya normal kabul edilenden daha kötü anksiyete semptomları gösteriyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, ABD'de 3 ila 17 yaş arasındaki çocukların yüzde 9,4'üne (yaklaşık 5,8 milyon) 2016 ve 2019 yılları arasında anksiyete teşhisi konuldu.

Prof. Dr. Rebecca Baum, “Anksiyete semptomlarını tespit etmek zor olabilir ancak ebeveynler belirtileri ne kadar erken fark ederse, ruh sağlığı uzmanları da ebeveynlerin çocukların neler yaşadığını anlamalarına yardımcı olabilir" dedi.

Kaygılı çocuklar kaygı uyandıran durumlardan kaçınmaya başlayabilir. Baum, bu davranışın korkularını daha da büyüten bir döngüyü kolaylaştırabileceğini ekledi. Ancak Busman, "Araçlara ne kadar erken sahip olursak, çocukları dirençli olmaya teşvik eden ve korktukları şeylerle yüzleşmelerine yardımcı olan bir yola o kadar erken başlayabiliriz" diyor.

GENEL KAYGI BELİRTİLERİ 

Çocuklarda genel kaygının ortak belirtileri arasında şunlar yer alıyor:

 • Konsantrasyon zorluğu
 • Uyku sorunu, altını ıslatma veya kötü rüyalar
 • Yeme bozukluğu
 • Yeni şeyler denemek için güven eksikliği veya basit, günlük problemlerle başa çıkamama
 • Arkadaşları görmek veya halka açık veya okula gitmek gibi günlük aktivitelerden kaçınma
 • Bazı sosyal durumlarda konuşamama
 • Güvence arama (havanın bir oyun için yeterince güzel olup olmayacağı gibi endişeleri yeniden teyit etmek için tekrarlanan sorular)
 • Tuvaleti sık kullanma gibi fiziksel belirtiler; gözyaşı; baş ağrıları; baş dönmesi; terleme; karın ağrıları; mide bulantısı; kramplar; kusma; vücut ağrıları (özellikle eğitimsel veya sosyal bir zorunluluktan önce ortaya çıkarsa)

SOSYAL ANKSİYETE

Sosyal kaygı ile mücadele eden çocuklar şu belirtileri gösterebilir:

 • Okula gitmekten kaçınmak veya gitmeyi reddetmek
 • Sosyal ortamlarda konuşmayı reddetmek veya yumuşak veya alçak bir tonda konuşmak
 • Yabancılardan korkma veya göz teması kurmama gibi zayıf sosyal beceriler
 • Umumi tuvaletleri kullanmaktan, telefonda konuşmaktan, topluluk önünde performans sergilemekten, başkalarının önünde yemek yemekten, sınıfta çağrılmaktan veya ebeveynlerden ayrı kalmaktan korkmak veya bu konuda zorluk yaşamak
 • Hızlı kalp atışı, titreme, nefes almada zorluk, zihninin boşaldığını hissetme ve kas gerginliği gibi fiziksel belirtiler

DİNLEYİN, KONUŞUN

Çocuğunuz için kaygı uyandıran şeyin temeline inmek önemlidir, ancak bu şefkatle yapılmalıdır. Kızmak, onun savunmacı hissetmesine veya olaya müdahale etmesine neden olabilir ve sizinle hiç konuşmak istememesine yol açabilir.

Çocuğunuza belirli bir olayın nasıl geçtiğini, bu konuda neyi sevdiğini ve neyin zor olduğunu sorun.

Çocuğunuz onları endişelendiren şey konusunda dürüstse, "Bu korkacak bir şey değil" veya "Bebek olma" demekten kaçının. Busman, "Bu kulağa çok korkutucu geliyor; bunu yapmak zorunda kaldığın için çok üzgünüm" demenin çocuğu daha kırılgan hissettirebileceğini söyledi.

Busman, anksiyete bozuklukları için en iyi tedavinin, çocukları korktukları şeyleri yaparken rahat olmalarına yardımcı olabilecek “bir miktar maruz kalma terapisini” içeren bilişsel davranışçı terapi olduğunu söylüyor.


İçeriği Paylaşın