Çocuklarda Büyümede Duraklama ve Boy Kısalığı

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Sevinç Çabukoğlu, "Mutsuz, stres altında ya da ihmal ve istismara uğrayan çocuklarda psikososyal boy kısalığı gelişebilmektedir" dedi.

Çocuklarda Büyümede Duraklama ve Boy Kısalığı

Bizi Takip Et


Çocukların büyüme ve gelişimlerinin izlenmesi, sağlıklı bir gelecek için kritik öneme sahip. Bu yüzden çocuklar, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanları tarafından düzenli aralıklarla, büyüme potansiyelleri açısından takip edilmelidir. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Sevinç Çabukoğlu, Büyümenin İzlenmesi Günü ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Hayatlarımızın merkezi ve geleceğimiz olan çocuklar, hepimizin bildiği üzere büyüyen varlıklardır. Çocuklarda büyüme, fetal dönem dediğimiz, doğum öncesi dönemde, yani anne karnında başlar ve adölesan dönem dediğimiz ergenliğin sonuna kadar devam eder. Büyüme, kız ve erkek çocuklarda farklılıklar gösterdiği gibi, aynı çocukta farklı yaş dönemlerinde de farklılıklar göstermektedir. Çocuklarda normal büyüme genel sağlığın yerinde olduğunun en önemli göstergesidir. Bu nedenle, bir çocuğun antropometrik ölçümlerinin belirli aralıklarla yapılarak, standart büyüme eğrilerine işlenmesi büyümenin izlenmesi olarak tanımlanır. 

 “ÇOCUKLARIN, YENİ DOĞAN DÖNEMİNDEN ERGENLİĞİN SONUNA KADAR DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE İZLENMELERİ GEREKMEKTEDİR”

Uzm. Dr. Sevinç Çabukoğlu, “Çocuklarda büyümede duraklama ya da hızında yavaşlama yani persantil dediğimiz büyüme eğrisinde düşüş olması ve özellikle boy kısalığı, altta yatan bir hastalığın ilk belirtisi olabilir. Büyüme ve gelişmenin takibi ve desteklenmesi, büyümeyi etkileyen durum ve hastalıkların zamanında tespit edilmesine ve doğru bir şekilde müdahale edilmesine olanak sağlar. Bu nedenle, çocukların yeni doğan döneminden itibaren ergenliğin sonuna kadar düzenli bir şekilde izlenmeleri gerekmektedir.

Büyümeyi izlerken biz, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzman hekimleri olarak, bebek ve çocukların her takip muayenelerinde, vücut ölçümlerini doğru bir şekilde yaparak büyüme eğrilerine kaydederiz. Her çocuğun kendi büyüme potansiyeli vardır ve kendi büyüme eğrisine paralel bir şekilde büyümesinin devam etmesini bekleriz, bu nedenle aynı yaş grubu çocukların birbirleriyle kıyaslanmaları doğru değildir.” dedi.

“ÇOCUĞUN BÜYÜMESİNİ BİRÇOK FAKTÖR ETKİLEYEBİLİR”

Uzm. Dr. Çabukoğlu, “Süt çocukluğu dönemi dediğimiz ilk iki yaşta bebeğin boy, kilo ve baş çevresi ölçümleri yapılır. Kontroller, doğumdan itibaren ilk ay, haftada 1 ya da 2 kez bir ve altıncı ay arası ayda 1, altıncı ay ve 2 yaş arası duruma göre ve aşı takibine göre 2 ya da 3 ayda bir yapılmaktadır. 2 yaşından büyük çocuklarda eğer baş çevresi ile ilgili bir durum yoksa boy ve tartı takibi yapılmaktadır. Eğer daha sık takibe çağrılmasını gerektiren bir durum yoksa 2 ve 6 yaş arası 6 ayda bir, 6 yaş ve ergenlik sonuna kadar yılda 1 takipleri yapılmaktadır.

Büyümeyi etkileyen faktörler arasında genetik, çevresel, beslenme, sosyo-ekonomik faktörler, metobolik ya da kronik hastalıklar, psikososyal durum sayılabilir” diye söyledi. 

“MUTSUZ ÇOCUKLARDA PSİKOSOSYAL BOY KISALIĞI GELİŞEBİLMEKTEDİR”

Uzm. Dr. Çabukoğlu, “Genetik faktörler hem doğum öncesi hem de doğum sonrası büyümeyi etkiler. Anne ve babanın boyu, çocuğun final boyu ile yakından ilişkilidir. Anne baba boyuna göre  ± 7 cm yanılma payı ile hedef boy hesaplanabilmektedir. 

Çocukların bu hedef boya ulaşabilmesi için dengeli ve yeterli beslenmesi gerekmektedir. Büyümenin hızlı olduğu dönemlerde, alınan enerjinin %10’dan fazlası büyüme için harcanır. Yeterli kalori, protein, vitamin, demir, çinkonun dengeli bir beslenme ile alınması çok önemlidir. Mutsuz, stres altında ya da ihmal ve istismara uğrayan çocuklarda psikososyal boy kısalığı gelişebilmektedir.

Büyüme üzerine etki eden çeşitli faktörler göz önüne alındığında, büyümenin karmaşık ve birbiriyle ilişkili birçok olayın bir sonucu olduğu görülmektedir. Bu nedenle, büyümede duraklamayı ya da boy kısalığını erken teşhis edip mümkünse tedavi edebilmek için, tüm çocukların herhangi bir şikayetleri olmasa bile belirli aralıklarla takip edilmeleri büyük önem içermektedir” diye konuştu.


İçeriği Paylaşın