Çocukta Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu

Çocukta Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu

Çocukta Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu

Bizi Takip Et


Kimi aileler tarafından yeterince önemsenmese de hiperaktivite çocukların geleceği için ciddi sorunlara yol açabiliyor. Yeterince zeki olmasına rağmen kapasitesinin altındaki eğitime mahkum olan bu çocuklar hatta kimi zaman toplum dışına itilebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Zafer Atasoy, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ilgili soruları yanıtladı.

Dikkat eksikliği nedir?
Günlük dilde “Dikkat eksikliği” olarak tanımladığımız tablonun  tıbbi adı Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’dur (DEHB). Bu durum üç alanı kapsar; dikkat sorunları, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik. Kimi çocuklarda dikkat sorunları, kiminde aşırı hareketlilik ve  dürtüsellik daha belirgin olarak ön planda yer alabilir. Kabaca erkek çocuklarda hareketliliğin daha sık görüldüğü, buna karşın kızlarda da dikkatsizliğin daha sık olduğu bilinmektedir. Çocuk ve ergen topluluklarında  görülme sıklığı % 5 ila 10  arasında değişmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile birlikte eş zamanlı olarak başka sorunlar da ortaya çıkabilir. Eş zamanlı olarak başka sorunların ortaya çıkması sık karşılaşılan bir durumdur. Böyle bir durumda çocukta karşıt olma–karşıt gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, anksiyete bozukluğu, duygu durum bozukluğu ve öğrenme bozuklukları görülür. Kızlarda karşımıza çıkma sıklığı erkeklere göre düşüktür. Bu oran toplumda kabaca 1/3’tür.

Sebebi nedir?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tablosunun ortaya çıkmasına neden olan bir durum henüz kesin olarak gösterilmemiştir. Beyin dokusunda hücreler arasında iletişimi sağlayan nörotransmitter adını verdiğimiz kimyasal maddelerin (Dopamin, adrenalin, noradrenalin, serotonin ve diğerleri) düzeylerindeki değişiklikler, beyin işlevlerinin düzenlenmesindeki aksamalar bu tablonun sorumluları olarak görülmektedir. Yapılan çalışmalarda ailesel bir geçişten söz etmek  de mümkündür. Bazı ailelerde bu rahatsızlığın görülme sıklığı diğerlerine göre 8-10 kat fazla bulunmuştur.

Hangi yaş grubundaki  çocuklarda daha çok görülür? 
Kliniğe başvuru göz önünde tutulursa  erkeklerde 10 kat daha sık görüldüğü söylenebilinir. Sıklıkla ilk başvuru ev dışında sosyal ortamlarda ortaya çıkan sorunlar sonrasında olmaktadır. Bu nedenle en çok başvuru eğitim dönemi ile  başlar. Ana sınıfına göre ilköğretim 1. sınıf öğrencilerinde daha sık sorun ortaya çıkmaktadır. Daha az sıklıkla önceki oyun dönemlerinde başvuru olmaktadır. Eğitimin ilerleyen yıllarında ise başvurular artar. Ergenliğe doğru başvuru sayısında göreceli azalma gözlenir.

Çocuğumuzda dikkat eksikliği olup olmadığını nasıl anlarız?
Yaşıtı arkadaşlarının sergilediği dikkat performansına göre düşüklük sergilemesi bu durumu akla getirmelidir. Ayrıca, detaylara dikkat etmeme, ödevlerde dikkatsiz hatalar yapma, oyun ve görevlerde dikkati sürdürememe, yönergelere uyamama ve okul ödevlerini bitirememe, dinlemez gibi görünme, zihinsel performansı sürdürmede zorluklar sergileme, eşyaları kaybetme, dış uyaranlarla dikkatin dağılması, unutkanlıklar gibi.  
Ailenin dikkat değerlendirmesi çocuklarla profesyonel olarak ilgilenenler kadar olmayabilir. Bu nedenle özellikle öğretmenlerin değerlendirmesi bu aşamada önem kazanmaktadır.

Dikkat eksikliği ne gibi sonuçlara yol açar? Çocuğun hayatını ne yönde etkiler?
Bu durum, kapasitesinin altında akademik performans sergilemesi, başarısız görünmesine ve bu nedenle eğitim olanaklarından yeteri kadar yararlanamamasına yol açar. Bu durumda da içinde bulunduğu toplumda hak ettiği yeri alamaz ve toplum dışına itilebilir. Bu çocukların sahip oldukları zihinsel performansın, zekalarının karşılığını aldıkları söylenemez

Nasıl tedavi edilir? Tamamen iyileşir mi?
Tedavide öncelikle çocuğun tıbbi ve ruhsal olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirme ne denli sağlıklı yapılmışsa tedavi de o denli başarılı ve olumlu gelişir. İlaç tedavisinde uygun seçeneklerle etkin ve hızlı sonuçlar almak mümkündür. Bu nedenle sağlıklı bir izleme gereklidir. 
Eş zamanlı olarak çocukla birlikte olan erişkinlerin ona yönelik tutum ve davranışlarında sergileyeceği olumlu değişikler önemli yer tutar. Ayrıca psikososyal tedavi seçeneklerinden uygun olanları da uygulamaya sokulmalıdır.
Ergenlik ve erişkinliğe doğru ilerlerken büyük kısmında beceri ve etkinlikleri düzenleme ve baş etme becerilerinde önemli adımlar attıkları bilinmektedir. Ancak yetişkinlik döneminde görülme sıklığı yaklaşık % 4 kadardır.

Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
(www.anadolusaglik.org)


İçeriği Paylaşın