Diş Hekimi Kaygısı

Diş Hekimi Kaygısı

Diş Hekimi Kaygısı

Bizi Takip Et


Dünya Sağlık Örgütü ağız sağlığını söyle tanımlamaktadır: “ağız ve diş yapılarının sağlam ve iyi fonksiyon gösterir halde olmasının yanı sıra diş hekimi korku ve kaygısının bulunmama durumu”dur.

Yetişkinlerdeki diş hekimi korkusu ve diş tedavisinden kaçınma ile çocukluk dönemine ait deneyimler arasında güçlü bir ilişki vardır.

Çocuk hekiminin, dişi tedavi etmenin yanı sıra, diş tedavisinden korkmayan yetiskin bir kuşak yaratmak ve diş hekimligini sevdirmek gibi asil bir misyonu olduğu unutulmamalıdır.

Çocuk diş hekimliğinde diş hekimi kaygı-korku ve fobisinin tanımı aşağıdaki gibidir.

Diş hekimi kaygısı: Çocuğun bir şeyin olacağını hissedip, gergin bir bekleyiş içine girdiği bir durumdur. Herhangi bir nesne ile ilgili değildir, spesifik olmayan karamsar bir sezgi duygusudur.

Diş hekimi korkusu: Spesifik ve tehditkâr bir dış uyarıcıya gösterilen reaksiyondur; diş hekimliğinde tehditkâr uyarıcıya karşı gösterilen normal bir duygusal tepkidir.

Diş hekimi fobisi: Diş hekimi kaygısının ileri boyutudur. Belirgin bir nesneye veya öğrenilmiş bir duruma karşı gösterilen, kaçınma davranışı ile birlikte görülen, bireyin günlük yaşamını etkileyen bir durumdur. Çocuk diş hekiminden kaçınma davranışı dolayısıyla gerekli tedavileri yaptırmaz veya tedaviye dehşet içinde katlanır.

Bu sorunlar da çocuğun ağız diş sağlığını ve ailesiyle birlikte gündelik yaşamını etkiler.

Diş hekimliğinde davranış problemleri sergileyen çocuklar: Tedavinin gecikmesine ya da gerçekleşmesini imkânsız hale getirecek şekilde uyumsuz davranışlar sergilerler.

Avrupa’da yapılan çalışmalarda çocuklarda diş hekimi korkusunun yüzde 3-21 oranında, Türkiye’ de ise yüzde 15-40 oranında olduğu saptanmıştır.

Çocuk hastanın tedaviye olan uyumunu sağlamak amacı ile ona sadece dostça davranmak yetmez, çocuklarda kaygı-korku gelişmemesi için etkin kaygı ve ağrı kontrol yöntemlerinden faydalanmak gerekir. Çocuk diş hekimliğinde kaygı ve ağrının kontrolü birincil ihtiyaçtır ve bu ihtiyaç “önce dişi değil, hastayı tedavi et” sözü ile net bir şekilde vurgulanmıştır. Kaygı ve ağrı kontrolü, basit davranış yönlendirme tekniklerinden hastane şartlarında gerçekleştirilen genel anesteziye kadar geniş bir yelpazeyi

Tedavi sırasında çocuğun sadece bir kez şiddetli ağrıya maruz alması bile, çocuğun diş hekimi kaygı-korkusu (DKK) geliştirmesi için yeterli olabilmektedir. Bu nedenle, çocukların tedavisinde kaygı ve ağrı mutlaka kontrol altına alınmalıdır.

Çocuklarda oluşan diş doktoru korkusunun öncelikli sebebi, daha önce yaşanan kötü diş tedavi deneyimleridir (zorla diş çekilmesi, zorla dişine iğne yapılması, iğne ve dolgu yapılırken çocuğa ağrı verilmesi). Çocuk eğer daha önce diş doktoruna gitmediyse bu korku arkadaşlarından, aile büyüklerinden ya da çevresinden duyduklarından da kaynaklanabilir.

Günümüzde diş hekimi kaygı-korku ve fobisi (KKF) gelişimi konusunda hâkim olan görüş, çift ana bileşenli, çok faktörlü bir yapıdır. Bu yapıda korkunun gelişimini dış etkenler (çevresel etkenler) ve kişinin iç dinamikleri (iç etkenler) sekilendirir. dış etkenler, kötü deneyimler ve etraftan duyulanlar doğrultusunda klasik koşullama ve modelleme esaslarına göre korkunun öğrenilmesini temsil eder. İç etkenler ise kişinin kaygıya olan yapısal hassasiyetini (ruhsal bozukluklarını, başka fobilerin varlığı, genel kaygı durumu) belirtir. Sonuç olarak bu sınıflama KKF’lerin sadece koşullama/modelleme yoluyla öğrenilmediğini bildirir.

DİŞ HEKİMİ KAYGI-KORKUSU OLAN ÇOCUKLARDA DİŞ TEDAVİSİ

Öncelikle her çocuğa sanki diş hekiminden korkuyormuş, diş tedavisi yaptırma fikrinden kaygı duyuyormuş gibi yaklaşılmalıdır. Aksi takdirde (özellikle utangaç ve hassas çocuklar da) aşırı aceleci davranılarak diş tedavisinden korkmayan-kaygılı olmayan çocukların da kaybedilmesi söz konusu olabilir. Tedavi mutlaka kolaydan zora doğru bir sıra izlemeli, çok istisnai durumlar dışında ilk seans asla diş çekimi ve lokal anestezi (iğne) yapılmamalıdır.

Tüm çocuklardan ilk seansta uyumlu bir davranışın beklenmesi gerçekçi olmayacağı gibi, bazı çocukların ilerleme sağlayamayacakları yönünde katı bir görüşe sahip olmakta yanlıştır.

Çocuklarda, arzu edilen davranışların görülebilmesi için Davranış Yönlendirme Teknikleri ve “Çocuksu kelimeler”  yardımı ile çocuklara zaman tanıyacak bir tedavi yaklaşımına ihtiyaç vardır.

ÇOCUKSU KELİMELER:
 Pastel tonlarda, gerçekleri çocuksu bir şekilde ifade eden kelimelerdir. Bay susamış (tükrük emici), sulu sabun (frez), tırtıklı sabun, dişi uyutmak (iğne yapmak), dişi sakız-pasta-krema koymak (dolgu yapmak), dişin vidası gevşetmek ve dişin düşmesini kolaylaştırmak (dişi çekmek), vb. kelimeler kullanılmalı.

DAVRANIŞ YÖNLENDİRME TEKNİKLERİ

Uyaranı kontrol özgürlüğü: Çocuğa yorgunluk, sıkıntı, ağrı, kötü tat ya da herhangi bir nedenden dolayı hekimi durdurabilme özgürlüğü verilmelidir.

Ses kontrolü:
 Ses tonu ve vurgulamalar ile çocuğun istenilen veya istenilmeyen tavırları belli edilir.

Sözsüz iletişim:
 Yüz mimikleri ve dokunuşlar ile istenilen veya istenilmeyen tavırların çocuğa belli edilmesidir.

Anlat-göster-uygula: Kullanılacak her aletin anlatılmasıdır.

Pozitif destekleme: Uyumlu davranışlarda hemen sözlü övgü, tebrik sözlerinin ifadesidir.

İlgiyi dağıtma tekniği:
 Çizgi film izlettirme ve/veya hayal gücünü canlandıran hikâyelerin anlatılması yöntemi ile çocuğun ilgisi tedaviden başka yöne çekilmeye çalışılır.

Ebeveynin varlığı/yokluğu:
 Uyumlu davranışlar sergileyen çocukların aileleri ile birlikte muayene odasında beraber bulunabilmesidir.

DAVRANIŞ YÖNLENDİRMESİ TEKNİKLERİNİN ÖRNEK UYGULAMASI:

Kolaydan zora işlem sıralaması

1. seans

Bekleme odasında sohbet
Diş üniti yanında sohbet
Diş ünitinin tanıtılması Çocuğa merak ve ilgi uyandıracak sorular sorulmalı.
Dişlerin muayenesi, fırça ile dişlerin temizlenmesi
Tedavi sonunda ufak bir ödül verilmeli

2. seans

Fissür örtücü (koruyucu dolgu) veya basit dolguların yapılması
Tedavi sonunda ufak bir ödül almak, (uyumlu davranışlar sergilendi ise)

3. seans

Ağrısız Lokal anestezi teknikleri ile dolgu (dişi uyutmak ya da dondurmak, diş sakızı ya da pastası koymak)
Tedavi sonunda ufak bir ödül almak, (uyumlu davranışlar sergilendi ise)

4. seans

Diş çekimi (asla çocukların yanında diş çekimi kelimesi kullanılmamalı!  Dişi uyutup vidasını gevşetmek, sonrada sallanıp düşmesini sağlamak çocuklar tarafından daha kolay kabul edilir. Tedavi sonunda ufak bir ödül almak, (uyumlu davranışlar sergilendi ise)

Yrd. Doç. Dr. Özgür Önder Kuşcu
Pedodontist (Çocuk Diş Hekimi)
Yeditepe Üniversitesi, Pedodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

www.yeditepe.edu.tr


İçeriği Paylaşın