Doktor-Hemşire İletişimsizliğinin Mağduru Olmayın…


Bizi Takip Et


Bundan yaklaşık beş yıl önceydi. Acil servise beni yatırdıklarında nabzım 180’i bulmuş, tansiyonum ise 18’e yükselmişti. Kardiyoloji uzmanı “Atriyal fibrilasyonunuz var. Hemen dil altı hapı vereceğiz. Pıhtı atma ihtimaline karşı kan sulandırıcı yapacağız” dedi.

Sonra, damar yolumu açan hemşireye ritim bozukluğunu düzeltmek için verilecek ilaç tedavilerini söyledi. Ancak hemşire kardiyoloji uzmanıyla hiç göz teması kurmadığı gibi; başıyla, mimikleriyle söylenenleri duyduğuna, anladığına dair bir onaylama hareketi de yapmadı. Doktorun yüz ifadesi değişti ve söylediklerinin duyulmama, yanlış anlaşılma ihtimaline karşı yapılması gerekenlerin ikinci kez altını çizdi.

Hemşirenin bu tepkisiz hali bana ilaçların yanlış, eksik ya da fazla uygulanmasına bağlı tıbbi hatalara dünyada çok sık rastlandığını anımsattı. Bir iletişim kazasına kurban gitme endişesiyle kardiyoloğuma “Yapılacak ilaçlarla ilgili reçeteyi acildeki hemşire ve doktorlara yazılı olarak da vereceksiniz değil mi?” diye sormaktan kendimi alamadım.

HASTALARIN VE HASTA YAKINLARININ SORUMLULUKLARI

Eşim, kalp hastalığı nedeniyle hastanede yattığında da benzer bir olay yaşamıştık. Eşimin kardiyoloğu akşam çıkmadan servisteki genç asistana, gece kan sulandırıcı iğnenin yapılmamasını söylemişti. O sırada ben de odada, eşimin yanındaydım.

Gece sorumlusu hemşire elindeki enjektörle eşime yaklaştığında “Bir dakika durun! Ne iğnesi yapıyorsunuz?” dedim. “Kan sulandırıcı” sözünü duyunca “Doktorumuz yarın kalp pili operasyonu olacağı için gece kan sulandırıcı iğnenin kesilmesini söyledi. Bir yanlışlık olmasın, lütfen hekimimize ulaşın” dedim. 20 dakika sonra hemşire odaya yeniden geldi “Evet, haklısınız. Doktor Bey’e ulaştık. İğne yapılmıyor” dedi. Şimdi bir düşünün ya ben bir hasta yakını olarak o an eşimin yanında olmasaydım? Ya, doktorumuzla asistanın konuşmalarına kulak misafiri olmasaydım?

İlaçların yanlış, eksik ya da fazla doz uygulanmalarıyla ilgili tıbbi hataların sık yaşanmasına aslında şaşırmamak gerekir. Özellikle devlet ve üniversite hastanelerinde doktor, servis sorumlusu hekime ve asistana söylüyor. O da aklında kaldığı şekilde yazıyor. Bu bilgi asistanlara ve en sonunda gece nöbetçisi hekimlere ulaşıyor. Bir tür kulaktan kulağa oyunu gibi. Güvenli hastane kriterlerinde tüm bu süreçlerin ilaç tedavisiyle ilgili yanlışların önüne geçecek şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Aslında en doğrusu hekimin vizit sırasında hemşireye ya da servis sorumlusu doktora tedavideki değişikliği söyleyeceği yerde, reçeteyi bizzat kendisinin bilgisayara girmesi.

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 26 Ağustos 2017 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın