Ev İşleri Egzersiz Yerine Geçer Mi?

Hareket etmek insan vücuduna yarar sağlayan ve her gün düzenli olarak yapıldığında hastalıkları koruyucu, tedavi edici özelliği olan ve en önemlisi de yan etkisi olmayan bir ilaç. Doğası gereği hareket emek zorunda olan insan, maalesef modern yaşam koşullarında hareketsizliğe mahkûm edildi.

Peki, hareketsizlik hangi hastalıkları tetikliyor? Egzersiz hangi hastalıklara ilaç olabilir? Günlük yaşantımızda yapacağımız basit değişiklikler egzersiz yerine geçer mi?

İstanbul Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Spor Kardiyosu Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdem Kaşıkçıoğlu, sorularımızı yanıtladı.

Dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de alarm veren bir salgınla karşı karşıyayız; kilo fazlalığı ve obezite. Obezite, Amerika’da bir çok sağlık sorununu ve bununla ilişkili komplikasyonları arttıran ciddi bir sağlık sorunu.

Amerika’da obezite çok yaygın, bu nedenle de çok kapsamlı mücadeleler başlamış durumda.Toplumumuzun obezite karnesi Amerika’nın 20 yıl öncesini taklit ediyor. Çocuklarımızda kilo fazlalığı ve obezite sorunu başlamış durumda. Bireylerimizde, çalışan insanlarımızda, her alandaki insanlarda çok ciddi bir problem haline geliyor obezite.

Hangi hastalık grubu olursa olsun maalesef hastalık başladıktan sonra o hastalığı ilaçla veya başka bir yöntemle tamamen ortadan kaldırabilen bir unsur yok. Bize başvuran hastalara reçete etmeyi unuttuğumuz çok önemli bir unsur var; egzersiz. Egzersiz ilaçtır; çünkü hangi hastalık grubuna bakarsanız bakın egzersizle birlikte hastaneye yatma, hastalığı kontrol edememe ve ani ölüm riski azalıyor. Başka hiçbir ilaç bunu sağlamıyor.

Yaptığımız çalışmalar bize toplumumuzun dörtte birinin egzersiz yaptığını gösteriyor. Egzersiz yapan grubu da mavi yakalı dediğimiz grup oluşturuyor. İş yaşantısı ve koşturması olan insanlar, günlük yaşantılarına hareketi katanlardan. Bizim toplumumuzda egzersiz kültürü henüz oluşmuş değil. Egzersize çocuk yaşta aileyle birlikte başlanmalı.

Çok kolay uygulanabilir olmasına rağmen toplumumuzun büyük bir kısmı egzersiz yapamıyor. Herkes sporcu olamaz spor yapamaz; ama günlük yaşantıya herkes egzersizi koyabilir. Zamanım yok ifadesi bence çok gerçekçi değil.

Bizim hedefimiz, bu ülkedeki her bireyin en azından haftada 150 dakika ve beş gün; günde otuz dakika orta şiddetli bir yürüme yapmasını sağlamak. Toplu taşımayı kullanan bir kişinin bir, iki durak öncesinden inip evine yürüyerek gitmesi bir egzersizdir.

Bize başvuran kadınlar hep ayakta ev işi yaptıklarını söylüyorlar. Ev işlerini tek başına egzersiz olarak kabul etmek doğru değil. Etkin kilo kontrolünü sağlayan nabız değeri maalesef bu işlerde çok fazla sağlanamıyor.

Kalp hastaları ve solunum yolu hastalarının bir egzersiz programına başlamadan önce güvenilir nabız aralıklarını, yağ yakımını hangi nabız aralığında sağlayabildiklerini ortaya koymak lazım. Kalp hastalarının uygun bir egzersiz programına göre hareket etmeleri lazım.

Uygun ve güvenli nabız değerleri bulunduktan sonra kapalı herhangi bir alanda; evlerindeki uzun bir holde yürüyüş yapabilirler. Her mahallede olan alışveriş merkezlerinin uzun koridorlarında soğuk ortama maruz kalmadan yürüyüş yapabilirler.

Eğer siz ağır derecede bir egzersiz yapmayı planlıyorsanız, spor salonuna girip spor yapacaksanız, egzersiz şiddeti yaptığınız sporda sürekli değişkenlik gösteriyorsa mutlaka bir uygunluk testinden geçmeniz gerekir.

Kalp damar hastalığı, hipertansiyon, akciğer hastalığı, böbrek hastalığı olan kişilerin egzersiz yaparken ciddi değerlendirmelerden geçmelerini öneriyoruz. Bu değerlendirme yapılmadığı zaman; profesyonel sporcularda bile istenmeyen olaylar olabilmekte.

Kişilerin saydığı bu gerekçeler kentteki yaşantının getirdiği iş streslerinden ve kendi içinde yarattıkları depresyondan kaynaklanıyor. Bunu kırmanın tek yöntemi de bir parça hareket etmekten geçiyor. Eğer bunu bir hafta bile sağlayabilirlerse, ikinci hafta hareket etmeden durmayacaklar. Bahanelerin yaratılmasına sebep olan stresi ve depresyonu da aslında tedavi eden şey egzersizdir.