Hemoroid (Basur)

Hemoroid (Basur)

Hemoroid (Basur)

Bizi Takip Et


 Hemoroid veya basur en sık rastlanılan yakınmalardan birisidir.
• 30 yaşın üzerindeki nüfusun yüzde 50’sinden fazlasında hemoroid veya basur gelişir.
• Genellikle hastalar UTANMA duygusu nedeniyle hastalar doktora çok geç başvururlar.
• Günümüzdeki tedavi yöntemleri ile tedavi çok daha ağrısız ve kolay bir şekil almıştır.

. Hemoroid veya basur nedir?
Hamilelik, sürekli kabızlık ve yanlış tuvalet alışkanlıkları nedeniyle 50 yaş civarındaki her iki kişiden birinde görülen hemoroid veya basur, makat (anüs ve rektum) bölgesindeki toplar damarlarının genişlemesi veya varisi olarak tarif edilir.

. Hemoroid veya basur tipleri nelerdir?
Yer aldıkları bölgeye göre hemoroid veya basur iç ve dış olarak ikiye ayrılır.

Dış hemoroid (basur): Makat bölgesinin en hassas ve ağrıya duyarlı olan bölgesinde yerleşirler. Buradaki damar pıhtılaşırsa aşırı ağrılı bir şişlik oluşturlar (tromboze hemoroid).

İç hemoroid (basur): En sık rastlanan belirtisi ağrısız olarak makattan dışarıya sarkan şişliktir. Çoğunlukla hastalar tarafından dışkılama sonrasında temizlik işlemi sırasında tesadüfen fark edilirler. Bu hemoroid veya basurun dışarıya tam olarak sarkması veya fıtıklaşması ve içeri itilememesi durumunda şiddetli ağrıya neden olabilir.

. Hemoroid veya basur neden olur?
Hemoroid veya basurun gerçek oluşma nedeni bilinmemektedir. Kişinin uzun süre ayakta durması makat bölgesinin toplar damarlarında ciddi basınç yaratarak dışarıya sarkmalarına neden olabilir.
Hemoroid veya basur oluşumunu kolaylaştıran faktörler:
• İleri yaş
• Kronik kabızlık
• Kronik ishal
• Gebelik
• Kalıtım
• Dışkılama sırasında aşırı ıkınma
• Fazla laksatif (dışkı yumuşatıcı) veya lavman kullanımı
• Tuvalette okuma alışkanlığı olması veya uzun süre harcama

. Hemoroid (basur) tanısı nasıl konulur?
Hemoroid veya basur kesin tanısı ise klinik muayenenin yanı sıra rektoskopi ve anoskopi ile konuluyor. Rahatsızlıktan kısa süren, acısız yöntemlerle kurtulmak mümkün. Ancak erken dönemde tedaviye başlamak rahatsızlığın ilaçla tedavisini sağlıyor. Bu tetkik sayesinde hemoroid ile karışabilen diğer hastalıklar dışlanmış olur.

. Hemoroid (basur) belirtileri nelerdir?
• Ikınma sırasında makattan kan gelmesi
• Ikınma sırasında makattan dışarıya sarkma olması
• Makat bölgesinde kaşıntı hissi
• Makatta ağrı
• Makat bölgesinde ele gelen ağrılı şişlik

. Hemoroid (basur) hastalığı seyri nasıldır?
“Hastalığın başlangıç döneminde sadece kanama yakınması varken, daha sonraki dönemlerde kanamaya dışkılama sırasında makatta oluşan şişlikler eşlik eder. Hemoroid ilerledikçe bu şişlikler artık içeriye girmez hale gelir. Özellikle ilerlemiş olduğu dönemlerde hemoroid memelerinin dışarı çıkmış olması nedeniyle makat devamlı ıslak hale gelir. Makat ıslaklığı nedeniyle kaşıntı da diğer yakınmalara eklenir. Bir de hemoroidin akut dönem özellikleri vardır. İç hemoroidler dışarıya çıkar, içeriye giremez ve şişer. İçleri kanla dolar. Bu dönemde makatta büyük, şişkin bir kitle oluşur ve bu safha çok ağrılıdır.”

. Hemoroid (basur) hastalığı evreleri nelerdir?
Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü olarak sıraladığımız hemoroid evreleri hakkında aşağıdaki gibi özetlenebilir. “Bütün hemoroidlerin ortak özelliği kanamadır. Birinci derece hemoroidlerde cerrahi tedavi önerilmez ve kabızlık giderilmeye çalışılır, sıcak suya oturma banyosu gibi çeşitli tedavilerle hastalığın ilerlemesinin durdurulması hedeflenir. İkinci derece hemoroidlerde de kanamalar görülür ancak makatın içinde şişlikler de oluşur. Üçüncü derece hemoroidler ıkınmayla dışarı çıkabilir ve kendiliğinden içeri girer. En son evreye gelmiş hemoroidler de ıkınmayla dışarı çıkar ancak kendiliğinden içeri girmesi çoğunlukla söz konusu değildir. Dışarıda bir `meme` görünümünde kalırlar.

. Hemoroidten veya basurdan korunmak için neler yapılmalı?
• Beslenme ve tuvalet alışkanlıklarını değiştirmek
• Posadan zengin bir beslenme tarzını benimsemek (meyve, sebze, baklagiller, corn flakes vb.)
• Tuvalette uzun zaman geçirme, tuvalette gazete okuma, fazla ıkınma gibi kimi alışkanlıkları terk etmek.
• Çocuklara tuvalete ihtiyaç duydukları anda gitmeleri ve orada uzun zaman geçirmemeleri gerektiğini öğretmek
• Spor ve düzenli egzersiz yapmak
• Ata ya da bisiklete binmek gibi sporların olumsuz etkileri olduğunu hatırlamak.

. Hemoroid (basur) hastalığı tedavisi nasıldır?
Hastaların giderek bilinçlendiğini ve daha erken hekime başvurduğunu görmekteyiz. “Kadın ve erkeklerde aynı sıklıkta görülen hemoroide, 50 yaş civarında her iki kişiden birinde rastlanır. Gözlemlerimize göre, hastalığın seyrinde genellikle erkekler muayene sırasında utanma nedeni ile konunun uzmanı olan doktora daha geç başvurmaktalar. Hastalar genellikle ikinci evrede hekime gitmekteler. Tedavi yöntemleri üç ana başlık altında toplanılabilir: basit yöntemler, ağrısız yöntemler ve ameliyat. Ameliyat dışı yöntemleri: oturma banyoları (10-15 dakika süre ile sıcak su içine oturma), bazı pomadların sürülmesi veya ağızdan hemoroid hapı alınması gibidir.

Doktor muayenehanesinde yapılacak tedaviler de mevcuttur.  Bipolar koagülasyon: Bu yöntemle hemoroid veya basura neden olan kan damarları yakılır. İkinci yöntem ise lazer koagülasyon. Bunda da lazer ışınıyla damarlar küçültülüyor. İnfrared yöntemi: hemoroid memesini söndürme temeline dayanır.  Skleroterapi: makat bölgesine, orayı kireçlendirici kimyasal bir madde zerk edilir. Hemoroid memesini besleyen toplar damarlarda kireç oluşumu sağlanarak, orada yeni bir damar şişmesi, çatlaması ve genişlemesi engellenir.

Bantlama girişimi: Bu hanımların saçlarına taktığı toka gibi bir lastiğin anoskop denilen ve makat içine sokulan ışıklı bir alet ile lastik tokayı kaydırarak oraya yerleştirilmesi işlemidir. Böylelikle o hemoroid damarı boğulmuş olur. Hemoroid (basur) tedavisinde ağrısız yöntemlerin sonuçları ve başarısı çoğunlukla aynı, ancak özellikle bant uygulaması uygun teknikle yapılmazsa şiddetli ağrıya neden olabilir. O yüzden deneyimli ellerde yapılması gerekir.

. Hemoroid (basur) hastalığı ameliyat yöntemleri nelerdir?
Hemoroid veya basur hastalığı ilerlemişse cerrahi yöntem gündeme gelir. Bunlar:
1. Klasik ameliyat teknikleri: Milligan Morgan, Ferguson ve Whitehead ameliyatları
2. Ligasure veya Ultracision gibi damar kapatma cihazları ile hemoroid memelerinin kesilmesi
3. Longo yöntemi: Hemoroid (basur) tedavisindeki ameliyat yöntemlerinden biri de Longo tekniğidir. Hemoroid makatta genellikle üç yerde ve dizilimi de saat kadranı üzerindeki 3, 7 ve 11 hizalarıdır ve klasik cerrahi yöntemde en az üç yerden yara oluşturmak gerekir. Bu ister normal dikişle yapılsın, ister lazer uygulamasıyla yapılsın makatta ciddi yaralar oluşur. Antonio Longo tarafından İtalya’da 1996`da geliştirilen yöntem, 1999`dan ülkemizde uygulanıyor.

Avantajları:
• Az ağrılı olması: Stapler hemoroidopeksi olarak tanımlaman bu yöntem ise daha az ağrılı ve hastanın kısa sürede iyileşmesini sağlar. Longo yönteminde, makatın ağız kısmına girişim yapılmaz. Çünkü makatın son 3-4 santimetrelik kısmı ağrıya duyarlıdır ve bu teknikte daha yukarıdan çalışılır. Longo yöntemiyle tedavi edilen hastaların yüzde 80`i ağrı kesiciye çok daha az ihtiyaç duyar. Hasta ertesi gün bile rahatça dışkısını yapar.
• Makattan sarkmayı önler: Tek kullanımlık bir alet yardımı ile hemoroid memelerini yukarı doğru çeker ve hepsi içeriye girmiş olur. Böylece iç hemoroid memelerinin dışarı doğru sarkması engellenmiş olur.
• Damarları keser ve diker: Bu alet bu damarları keser ve diker. Böylece damarlar sabitleneceği için sonraki ıkınmalarda hemoroidal pakeler makattan dışarıya çıkmayacaktır.
• İşe daha erken geriye dönme: Ameliyat süresi 10-15 dakika arasında değişmektedir. Çoğu hasta 3-4 gün sonra aktif yaşamlarına ve işlerine geri dönebilir.

4.  Lazer yöntemi: CO2, Argon, NdYag, Diod lazerler bu amaçla kullanılabilir. Tüm lazerlerin ana amacının damarların tutkal ile yapıştırılarak kapatılması gibi adlandırılabilir. Bu yöntem çok az ağrılı olması ve nüks oranlarının düşük olması gibi avantajlar taşır.  Makattan kanama olduğunda hasta mutlaka uzman bir doktor tarafından muayene edilmelidir. Hemoroid kimi zaman fissür, anüs kanseri, rektum kanseri, polipler, ülseratif kolit, Crohn hastalığı ve perianal fistül gibi hastalıklar ile karışabilir. Kalın bağırsak kanserleri ve kalın bağırsağın diğer hastalıkları da kanama yapılabilir. Bu nedenle körlemesine hemoroid veya fissür tedavisine başlanmamalıdır. Ameliyat yöntemleri hastaya göre seçilmelidir. Milligan Morgan yöntemi adı verilen ameliyat tekniği sıkça kullanılır. Bu yöntemin özelliği hemoroidlerin baş kısmından sonuna kadar bir alet yardımıyla kesilip çıkarılmasıdır.  Birinci derece hemoroidlerin varlığında, cerrahi tedavi önerilmez ve bunun yerine oturma banyosu, bazı merhemler ve ağızdan alınacak haplarla tedavi planlanır. Hastalığın hangi evrede bulunduğunun tedavi yönteminin seçilmesinde önemlidir.

. Hemoroid (basur) nüks eder mi?
Hemoroid tedavi edilse bile belirli oranlarda tekrarlayabilir. Nedenler arasında uygulanan cerrahi teknik, devam eden kabızlık ve beslenme alışkanlıklarındaki hatalar vb. nedenler sayılabilir.

. Hemoroid (basur) ameliyatı ağrılı mıdır?
Hastaların en çok korktuğu noktalardan biri de ameliyat sonrası ağrılardır. Bu durum cerrahi teknikle büyük ölçüde engellenebilir ve makat bölümünün ameliyat sırasında genişletilmesi (anal dilatasyon) işlemiyle orada büzücü kasın felç edilmesi halinde hasta ameliyat akşamını ağrısız geçirebilir. Hastalar girişimden sonra 1-2 gün istirahat eder ve daha sonra normal yaşantısına dönebilirler. Kişinin beslenme düzenine de herhangi bir sınırlama getirilmez. Başarılı bir ameliyatla, hemoroid hastaları ameliyat öncesindeki tüm şikayetlerinden kurtulabilir.

. Hemoroid veya basur hastalığı kansere neden olabilir mi?
Hayır olmaz. Ancak, basit hemoroid sanılan bazı olguların altında rektum kanseri bulunabildiğini unutmamak gerekir. Bu nedenle hastaların uzun dönem doktordan kaçmaları sorunu başlatır. Geçmiş yıllarda hemoroid sorunu olan bir hasta, makattan kanama yakınması olduğundan bunun mevcut olan basurdan olduğuna hükmederek doktora gitmekten kaçınır ve bu durumda şayet altta yatan bir kanser varsa hastalığın ileri evreye geçmesine neden olabilir. Bu nedenle 50 yaş ve üzerindeki tüm bireyler mutlaka kalın bağırsak yönünden tetkikten geçirilmelidir.

Özellikle, 50 yaş üzerinde makattan kanaması olan kişilerin kendi kendine tedavi çözümleri üretmek yerine konunun uzmanı olan bir cerraha başvurmaları uygundur.

Prof. Dr. Korhan Taviloğlu
İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

www.taviloglu.com


İçeriği Paylaşın