Kanser Tedavisindeki Gelişmeler

Kanser Tedavisindeki Gelişmeler

Kanser Tedavisindeki Gelişmeler

Bizi Takip Et


Dünyadaki en büyük kanser kongrelerinden birisi olan ASCO (American Society of Clinical Oncology) kongresi bu yıl 29 Mayıs - 2 Haziran tarihleri arasında ABD’de Orlando’da yapıldı. Yaklaşık 27 bin kişinin katıldığı kongrede birçok yeni çalışma sunuldu ve tartışıldı.

Acıbadem – International Hospital Onkoloji Direktörü Prof. Dr. N. Faruk Akyan, kongrede tartışılan bazı çarpıcı başlıkları sagligimicinhersey.com’a anlattı.

1. MEME KANSERİ İLACI, MİDE KANSERİNDE ETKİLİ BULUNDU

Halen HER2 geni pozitif meme kanserlerinde kullanılmakta olan bir ilaç, dünyadan aralarında ülkemizin de bulunduğu 142 merkezin katıldığı TOGA çalışmasında bu geni taşıyan Mide kanseri hastalarında da etkili bulundu. HER2 geninin mide kanserlerinde pozitif olma oranı yaklaşık olarak yüzde 22.  Bu vakalara standart kemoterapi ile birlikte söz konusu ilaç  verildiğinde anlamlı olarak sağkalımın uzadığı, tümör küçülme oranının arttığı ve nükslerin geciktiği gösterildi. Bu sonuçlar mide kanseri tedavisinde pratiği değiştiren bulgular olarak lanse edildi. İlacın mide endikasyonu tabii ki henüz yok ama kısa zamanda alması bekleniyor.

2. OVER (YUMURTALIK) KANSERİNDE HASTALARI AMELİYAT SONRASI TÜMÖR BELİRTECİ CA 125 TESTİ İLE TAKİP ETMENİN BİR YARARI YOK

Yumurtalık kanserlerinde bilindiği gibi kanda CA 125 adı verilen bir tümör göstericisi yükselmektedir. Ancak bu tümör göstericisinin, ameliyattan ve kemoterapiden sonra, hastalar izlenirken sık bakılmasının hastaların sağkalımını uzatma yönünden bir yararının olmadığı kontrollü büyük bır çalışmada gösterildi. Nüksleri saptamada en yararlı yöntemin hastanın şikayetleri ortaya çıktığında hemen doktoruna başvurması olduğu vurgulanıyor.

3. KOLON KANSERİNDE TÜMÖR DAMAR OLUŞUMUNU ÖNLEYEN ANTİ-VEGF TEDAVİNİN ERKEN EVREDE (EVRE II VE III) UZUN DÖNEMDE KORUYUCU BİR YARARI YOK

Evre II ve III kolon kanserlerinde ameliyattan sonra koruyucu (Adjuvan) kemoterapi ile birlikte bir yıl süreyle uygulanan bir ilacın yararının sadece ilk 2 yıl ile kısıtlı olduğu, 3. yılda bu yararın ortadan kalktığı gösterildi. Bu konuda 2. büyük bir çalışma halen devam ediyor.

4. MEME KANSERİ HASTALARINDA BAZI DEPRESYON İLAÇLARINA DİKKAT!

Tamoksifen ilacını almakta olan meme kanserli hastalar eğer Prozac, Paxil ve Zoloft ve benzeri depresyon ilaçlarını almaya devam ederlerse kanser nüksleri artıyor. Yapılan büyük bir çalışmada bu ilaçların, Tamoksifen ilacının karaciğerde aktifleşmesine engel oldukları ve böylece etkisini azalttıkları gösterildi. Bu antidepressanları alan kadınlarda meme kanserinden nüks oranı % 14 iken almayanlarda % 7.5 olarak bildirildi. Bu nedenle onkologların meme kanserinde depresyon ilacı reçete ederken dikkatli olmaları gerekiyor.

5. MEME KANSERİNDE HEDEFE YÖNELİK YENİ BİR İLAÇ; BSI-201

Hormona bağımlı olmayan (reseptörleri negatif) ve HER2 gen artışı da bulunmayan yani üç reseptörü de negatif meme kanseri hastalarında, yeni bir gen olan PARP-1 genini baskılayan ilacın tümör cevap oranını 3 kat arttırdığı ve sağkalımı da anlamlı olarak uzattığı gösterildi. Halen 50 hastada elde edilen bu verilerin daha büyük bir hasta grubunda araştırılacağı ve bu ilacın diğer tümörlerde de umut vaad edebileceği bildirildi. Özellikle BRCA 1 ve 2 gen mutasyonu olanlarda ilacın etkisinin daha spesifik olduğu gösterildi.

6. HORMONLAR VE AKCİĞER KANSERİ İLİŞKİSİ TEKRAR GÜNDEMDE

ABD de yapılan 2 büyük çalışma menopoz sonrası hormon tedavisi (östrojen ve progesteron) alan ve daha sonraki yaşamlarında akciğer kanseri ortaya çıkan hastalarda bu kanserlere bağlı ölüm oranının hormon tedavisi almayan kadınlara göre arttığını gösterdi. Östrojen hormonu, kanser çıkmadan önce koruyucu iken maalesef kanser ortaya çıktıktan sonra ters etki gösteriyor, tümör gelişimini hızlandırıyor. Beraberinde sigara içenlerde bu olumsuz etki daha da belirgin hale geliyor.

7. TÜKRÜKTEN PANKREAS KANSERİ TANISI MÜMKÜN MÜ?

ASCO ile eş zamanlı olarak Şikago’da yapılan Sindirim Hastalıkları Haftası’nda sunulan bir çalışmada, pankreas kanserli hastalarda tükrükte 12 genin normal kontrol grubuna göre farklı olarak bulunduğu bildirildi. Bunun gelecekte erken tanıda rol oynayabileceği tahmin ediliyor.


İçeriği Paylaşın