Kanserde Erken Tanının Önemi

Kanserde Erken Tanının Önemi

Kanserde Erken Tanının Önemi

Bizi Takip Et


Çağımızın en korkutucu hastalıklarından biri olan kanser, erken tanı ve tarama testleri sayesinde kolayca atlatılabiliyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz uzmanlar, kanseri yenmek için ilk şartın erken tanı olduğunu söylüyor ve belirtilerin dikkate alınması gerektiğinin altını önemle çiziyorlar.

Kanserde erken tanı ne demektir?
Acıbadem Bursa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Orhan: Kanserde erken tanı, kanserin, onkolojik tedavi yöntemleri ile tamamen tedavi edileceği evrede tespit edilmesi demektir. Bu evrede yakalama ya hastaların şikâyetleri üzerine erken başvuruları ile olur ya da şikâyeti olmayan hastalarda tarama sırasında erken evre tümörlerin tespiti ile gerçekleşir.

Kanserde erken tanı hangi kanser türlerinde işe yaramaktadır?
Doç. Dr. Bülent Orhan: Erken tanı bütün kanser türlerinde işe yarar. Hangi kanser türünde olursa olsun, erken tanı hayat kurtarır. Çok nadir bazı kanser türlerinde örneğin; akut lösemiler (kan kanseri), bazı tür lenfomalarda erken tanı teorik olarak önemli olmayabilir bunun sebebi de bu hastalıkların zaten hızlı başlaması ve genellikle tedavisinin evreden bağımsız olmasıdır, yani bu hastalıklar erken veya geç her evrede tedavi edilebilirler,  bu hastalıklarda erken tanı hastalığın tedavisini etkilemese bile tedavinin daha kolay olmasını sağlar.

Meme kanseri için hangi tarama testi kaç yaşında yapılmalıdır?
Doç. Dr. Orhan: Meme kanserinde ekstra riski olmayan bir hanımda önerilen tarama tetkikleri 20 yaşından sonra aylık kendi kendine meme muayenesi, 20-39  yaş arasında 3 yılda bir klinik olarak yapılan meme muayenesi ve kontrolü ile 40 yaşından sonra yıllık mamografi çekilmesidir. Eğer bazı risk faktörleri varsa; örneğin ailede birinci dereceden akrabalarda menopoz öncesi tanı konulmuş meme kanseri var ise o zaman bu tarama testleri doktor önerisi ile daha sık yapılabilir.

Prostat ve rahim ağzı kanseri için hangi tarama testlerinin yaptırılmasını öneriyorsunuz?
Doç. Dr. Orhan: 50 yaşından sonra yıllık prostat muayenesi ve PSA ölçülmesi yapılmalıdır. Eğer risk faktörleri varsa örneğin genç yaşta tanı konulmuş prostat kanserli birinci dereceden akrabalar var ise bu tarama yaşı 45’e çekilebilir. Serviks kanseri (rahim ağzı kanseri) için ise yıllık PAP smear testi cinsel hayat başladıktan sonra 3 yıl içerisinde veya 21 yaşından sonra mutlaka yapılmalıdır. 30 yaşından sonra 3 PAP smear testi arka arkaya temiz olarak gelmişse yıllık taramalar 2 veya 3 yıla çıkarılabilir.  70 yaşından sonra 3 kez arka arkaya taraması negatif olan kadınlar taramadan çıkarılabilirler.

Rahim kanseri için tarama testi var mıdır?
Doç. Dr. Orhan: Rahim kanseri için standart bir tarama testi yoktur ancak yüksek risk gurubundaki östrojen tedavisi gören, tamoxifen tedavisi alan, geç menopoza giren, obezite, diyabet, infertilite hikayesi olan kadınlar için şikayetleri üzerine veya doktor önerisi ile  yıllık jinekolojik muayene ve gerekirse endometrial biyopsi önerilebilir.

Kanserin genel ön belirtileri nelerdir?
Doç. Dr. Orhan: Vücutta iyileşmeyen yaralar, açıklanamayan halsizlik, kilo kayıpları, ele gelen kitleler, sindirim sistemi alışkanlıklarında olağan dışı değişiklikler, ses değişiklikleri, sindirim sistemi, solunum sistemi veya genitoüriner sistem kanamaları örneğin balgamda, idrarda, dışkıda, kusmukta kan veya beklenmeyen genital kanamalar belirtiler arasındadır. Ayrıca vücuttaki ben, sivilce gibi lezyonların şekil ve renk değişimi,  büyümesi, kanaması, çoğalması da dikkat edilmesi gereken diğer belirtilerdendir.

Meme kanseri için testlere neden daha erken yaşlarda başlanmıyor?
Acıbadem Kozyatağı ve Bakırköy Hastanesi İç Hastalıkları ve Onkoloji Uzmanı Dr. Kerim Kaban: Çünkü kanser riski yaşla beraber artıyor. Bir yıl süreyle 25 yaşındaki 10 bin kadını izlediğimizi düşünelim; bu kadınlarda yılda sadece 1 meme kanseri çıkıyor. Yaşla beraber risk de artıyor. Bu tabii ki 25 yaşında meme kanseri olmaz anlamına gelmiyor, olabilir ama sayı çok daha azdır.

Kendi kendine muayene erken tanı için önemli midir?
Uzm. Dr. Kerim Kaban: Kendi kendine muayene, oldukça önemlidir. Meme kanserinde erken tanı konulan birçok kadın kendisi bir şeyler hissederek geliyor. Kadınların yaptırması gereken taramalardan bir tanesi de rahim ağzı kanseri için smear testidir. Rahim ağzında bulunan ve anormalleşmeye başlayan birtakım hücrelerin ileride kansere dönüşme potansiyeline karşı önlem alabiliyoruz ya da erken yakalayabiliyoruz.

Meme kanserinden şüphelenmek için ne gibi belirtileri dikkate alarak doktora başvurmak gerekiyor?
Uzm. Dr. Kaban: Erken sinyallere kulak verilmesi gerekli. Devam eden ağrıları doktorlara söylemek gerekir. Çoğu meme kanseri bir kitle, sertlik olarak ortaya çıkar ama çoğu zaman ağrısızdır. Ağrılı olması meme kanseri olmadığı anlamına da gelmez. Meme başından kanlı akıntı gelmesi, meme cildinde tahribat olması, meme başının içe dönmesi dikkat edilmesi gereken belirtilerdir.

Aile öyküsü erken tanıda ne kadar rol oynuyor?
Uzm. Dr. Kaban: Aile öyküsü bazen çok önemli olabiliyor; çünkü örneğin ailede anne, teyze, kız kardeş meme kanseri olmuş. Bunların altında yatan sebep çocukların annelerinden babalarından aldığı bozuk gen olabiliyor. Hepimizin genleri iki kopyadır; tam yarısını annemizden tam yarısını da babamızdan alıyoruz. Yarı yarıya olduğu için siz de kendi çocuğunuza verirken yarı yarıya veriyorsunuz. Sizde bozuk gen varsa kendi çocuğunuza verme oranınız yüzde 50, yani ailede böyle bir kümelenme varsa çocukların hiçbirinde olmayabilir ya da hepsinde olabilir.

Çocukları kanserden korumak için ne yapmalıyız?
Uzm. Dr. Kaban: Sigaradan uzak durmak gerekir; çünkü birçok kanserin sebepleri arasında sigara yer alıyor. Güneşten uzak durmak gerekiyor. Benlerden kaynaklanan cilt kanserleri güneşlenmekten kaynaklanıyor. Sağlıklı bir diyet izlemek ve doğal ürünlerle beslenmek çok önemlidir. Meyve yemek kolon kanseri, egzersiz yapmak ise meme kanseri riskini azaltıyor.

Barsak tümörlerinde erken tanı ne kadar etkilidir?
Acıbadem Kocaeli Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alponat: Kalın barsak tümörlerinin çoğunun bugün polip dediğimiz öncü lezyondan başladığını ve kanserleştiğini biliyoruz. Bu kabul edilmiş bir teori. Biz biliyoruz ki bir polipten kanser gelişmesi için aradan uzun yıllar geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla polibi daha kanserleşmeden yakalarsanız ve endoskopik yöntemlerle bunu yok edebilirseniz kanser ihtimalinden hastayı korumuş olursunuz.

Erken tanı için ne yapmak gerekiyor?
Prof. Dr. Ahmet Alponat: Kalın barsak tümörleri en sık rastlanan ve dolayısıyla en çok ölüm nedeni olan kanserlerden bir tanesi. 30 yaşını geçtikten sonra dışkıda gizli kan testi her yıl kişinin kendi kendine yapabileceği uygulaması son derece kolay bir test. Çünkü tümörlerin çoğu kanama yapmadan önce gizli kanama yaparlar. Bu test eğer pozitif ise  kolonoskopi dediğimiz kalın bağırsağın tamamını gösteren kamerayla bakmak gerekir. Bununla polip saptandığında polibi ortadan kaldırırsınız ve kalın barsak kanserinden hastayı korumuş olursunuz. Kalın barsak için şunu söyleyebiliriz “Bir kolonoskopinin on yıl hatırı var” demek; bir kolonoskopi yapıyorsunuz 10 yıl boyunca o insanı kalın barsak tümörü olmaması için neredeyse garanti altına alıyorsunuz. Yüzde yüz değil fakat çok büyük bir ihtimalle kalın barsak duvarında bir polip geliştiğinde aradan 10 yıl geçtikten sonra tümörleşiyor.

Kolonoskopiyi kimler yaptırmalı?
Prof. Dr. Alponat: Bana göre özelliklede çevre kirliliğinden ileri derecede etkilenen sanayi şehirlerinde mümkünse her 40 yaşını aşmış kişi herhangi şikayet ortaya çıkmasını beklemeden  yaptırmalı. Ama yakın akrabada erken yaşta kalın barsak kanseri görüldüyse kişi daha büyük risk altındadır. Bu nedenle tarama yaşı bu kişilerde daha erken yaşlara çekilmelidir. Hatta bazı genetik aktarım gösteren tümörlerin taramasına ise 12 yaşından itibaren başlayabiliyoruz.

Tümöre sebep olan faktörler nelerdir?
Prof. Dr. Alponat: Tümöre sebep olan faktörler arasında birçok sebep vardır. Ancak bugün sanayinin yaptığı kirlenme, kötü beslenme ve stres insanın korunma sistemini etkileyen negatif etkenlerdir.

Kalın barsak kanseri tümörlerinden korunmak için neler yapılmalı?
Prof. Dr. Alponat: İlk olarak kanserojen taşıyan şeylerden uzak durmak gereklidir. Kalın barsak tümörlerinde beslenme şekli çok önemlidir. Özelikle fast food, yağlı yeme düzeni  kanser yapan zararlı maddelerin barsak duvarıyla münasebetinin daha uzun olmasına neden olur. Bol sebze yenilmesi, lifli gıdalar ve su alınması gerekir ki dışkı barsak duvarından hızlı geçsin. Kızartma abartılmamalıdır. Etinizi yakmadan yemelisiniz. Bu söylediklerim kalın barsak tümörleri için geçerlidir. Sigara birçok kanser türü için zararlıdır bunu da unutmamak gerekir. Hava kirliliği her taşın altından çıkan sebeplerden biridir.

Kanserde erken tanının konulması için ne tavsiye edersiniz?
Prof. Dr. Alponat: Tümörünüz erken yakalandıysa şansınız var demektir ve ileride hafızanızda sadece kötü bir anı olarak kalabilir. “Tümörden korkma geç kalkmaktan kork” denir ve bu çok doğrudur. Mutlaka tümörlerin ortaya çıkmasını beklemeden belirli kontrolleri yaptırmak son derece önemlidir. Bir akciğer filmi, bir dışkıda gizli kanı, mammografi, prostat için hormon tetkiklerini yaptırarak erken teşhis şansını yakalamak lazım.

“Hepimizin genleri iki kopyadır; tam yarısını annemizden tam yarısını da babamızdan alıyoruz. Yarı yarıya olduğu için siz de kendi çocuğunuza verirken yarı yarıya veriyorsunuz. Sizde bozuk gen varsa kendi çocuğunuza verme oranınız yüzde 50, yani ailede böyle bir kümelenme varsa çocukların hiçbirinde olmayabilir ya da hepsinde olabilir.”

Kaynak: Acıbadem Hastanesi web sitesi
www.acibadem.com.tr


İçeriği Paylaşın