Karaciğer Yağlanması Zayıfların Da Derdi

Karaciğer Yağlanması Zayıfların Da Derdi

Karaciğer Yağlanması Zayıfların Da Derdi

Bizi Takip Et


Toplumun Yüzde 20’sinin Karaciğeri Yağlı !

Karaciğer yağlanması, hiç alkol kullanmayanların yanı sıra, çok az alkol kullananlarda da görülüyor. Ancak karaciğer yağlanmasına ek olarak, iltihap da oluştuğunda hastaların yüzde 25’inde siroz ortaya çıkıyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, bu hastalığın NASH (alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı) olarak adlandırıldığını söyledi.

Karaciğer yağlanması ve iltihaplanmasının daha çok obezlerde görülmesine karşın, ince yapılı zayıf kişilerde de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Prof. Dr. Nurdan Tözün, “Bu durum görüldüğü kadar basit değil. Bazı genetik ve bilinmeyen faktörler de işin içinde. Görüntüleme yöntemleriyle yapılan taramalarda toplumun yüzde 20’sinde karaciğer yağlanmasına rastlandığı rapor ediliyor” dedi. Ancak yağlanmayla birlikte iltilap görülme sıklığı genel toplumda yüzde 2,1 ile yüzde 6,3 oranında değişiyor.

YAĞLI KARACİĞER ŞİŞMANLARI TEHDİT EDİYOR

Vücut kitle indeksi 30 kg/m2 veya daha fazla olan bireylerde ise karaciğer yağlanmasının görülme oranı yüzde 40’a kadar yükseliyor. Hem alkol kullanan hem de obez olan kişilerde, yağlı karaciğere rastlama olasılığı yüzde 95’i buluyor. Alkol dışı yağlı karaciğer hastalığının, basit bir yağlanmadan, karaciğer sirozu ve karaciğer kanserine kadar uzanan sonuçlar doğurduğuna işaret eden Prof. Tözün, “NASH hastalarında şişmanlık, tip 2 diyabet, kan yağlarında yükselme , arteriyoskleroz, hipertansiyon, ürik asit fazlalığı (gut hastalığı ) ve insülin direncinden oluşan metabolik sendrom bileşenlerine sık rastlıyoruz” diye konuştu.

İNSÜLİN DİRENCİ YAĞLANDIRIYOR

Yağlanmaya yol açan faktörlerin başında insülin direnci sendromu geliyor. İnsülin direnci, hedef dokuların (kas, karaciğer ve yağ dokusu) insüline olan cevabının azalmasıyla ortaya çıkıyor. İnsülin direncinin, tip 2 diyabetin gelişmesinin altında yatan bozukluklardan biri olduğu düşünülüyor. Tip 2 diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 85inde insülin direnci görülüyor. Ancak obezite, yaşlanma ve hareketsiz  yaşam biçimi insülin direncinin gelişimine ve tip 2 diyabete katkıda bulunuyor.

GENETİK YATKINLIK VAR MI?

NASH hastalarının yüzde 18’inin ailesinde benzer şekilde hastalığı olan bir yakınının bulunduğunun belirlendiğini belirten Prof. Tözün, bu durumun hastalığa ilişkin genetik bir yatkınlık olabileceğini düşündürdüğünü söyledi. NASH hastalarında  sıklıkla  belirti olmuyor. Şişkinlik, sağ tarafta belli belirsiz ağrı, yorgunluk benzeri şikayetler olabiliyor.Ancak bu şikayetlerin, başka hastalıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığının da araştırılması gerekiyor. NASH hastalarında vakaların yüzde 70’inde karaciğer büyümesi görülüyor. Eğer ultrason ile incelenirse, bu oranın yüzde 90’a çıktığı da bildiriliyor.

İLAÇLAR DA YAĞLANMAYA YOL AÇABİLİYOR

Uzun süreli kortizon kullanımı, bazı kalp ilaçları, tetrasiklin grubu antibiyotikler ya da bazı sara ilaçları yağlanmaya yol açabilyor. Diğer taraftan uzun süreli beslenme bozukluğu ve  zayıflama amacıyla barsaklara yapılan by-pass ameliyatları da karaciğer yağlanmasına neden olabiliyor.

TEDAVİDE KİLO KAYBI ÖNEMLİ

Henüz hiçbir tedavinin NASH hastalarının doğal seyrini değiştirdiğine dair somut bir veri bulunmadığını belirten Prof. Tözün, “Vücut ağırlığında meydana gelecek yüzde 10’luk bir azalma,  karaciğer enzimlerinde düzelme sağlıyor” dedi. Hastalara haftada bir kilodan fazla vermemeleri öneriliyor. Çünkü kısa zamanda hızlı zayıflayan hastalarda akut karaciğer yetmezliği gelişebiliyor. Bu hastalara karaciğerde toksik etki yaratan ilaçlardan ve alkolden uzak durmaları, özellikle de  düzenli spor yapmaları  öneriliyor. Ayrıca metabolik sendrom ile ilişkili diğer hastalıkların tedavisi de yapılıyor. NASH hastalığının tedavisinde ilaçlardan hiçbirinin uzun vadede etkili olmadığına değinen Prof. Tözün, şöyle konuştu: “Bu ilaçlar arasında ikincil safra asitleri, insülin direncini tedavi eden ilaçlar, antioksidan ilaçlar (E vitamini) , lipid düşürücüleri geliyor. Demir birikimi olan hastalarda ise düzenli kan alma işe yarayabiliyor. Karaciğer nakli ise, son evre karaciğer sirozu olan hastalarda  düşünülmelidir.”


İçeriği Paylaşın