Kolon ve Rektum Kanserinde Erken Teşhisin Önemi

Kolon ve Rektum Kanserinde Erken Teşhisin Önemi

Kolon ve Rektum Kanserinde Erken Teşhisin Önemi

Bizi Takip Et


Tüm dünyada yılda 140 bin yeni vaka gözlenen kolon ve rektum kanserleri,  yılda 60 bin kişinin ölümüne sebep oluyor. Erken teşhis konulan hastalarda tedavide yüzde 90’a kadar başarı elde edilebilen kolon ve rektum kanserleri, çoğunlukla 40 yaş üzerindeki kişilerde görülüyor.

Liv Hospital Ulus Medikal Direktörü ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu, uygulanan cerrahi tedavi ile vücuttan tümörlü dokulardan uzaklaştırılarak, hastalığın temizlenebildiğini, günümüzde modern cerrahi teknikleri sayesinde tedavilerin daha kolay yapılabildiğini ve böylece başarı oranının arttığını söylüyor ve bilgi veriyor.

Organları oluşturan hücreler belirli bir düzen içerisinde büyüyor, bölünerek çoğalıyor ve ölüyor. Bunu sağlayan kontrol mekanizmalarının bozulması sonucunda aşırı çoğalma, çevre ve uzak organlara yayılma özelliği gösteren anormal hücre topluluklarının ortaya çıkmasına genel olarak kanser adı veriliyor. Normal hücreler görevlerini yerine getirdikten sonra yerlerini aynı hücrelere bırakarak programlı olarak ölüyor.

İstilacı, kontrol dışına çıkmış hücreler ise ölmek yerine, normal hücrelerden daha hızlı çoğalma yetenekleri sayesinde organları ele geçirerek, onların normal fonksiyonlarını yok ederek, enerji ve besi kaynaklarını kendileri için kullanarak varlıklarını sürdürüyor.

HER YIL DÜNYADA 60 BİN KİŞİ KOLON VE REKTUM KANSERİ SEBEBİYLE HAYATINI KAYBEDİYOR

Amerika Birleşik Devletler’de akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türü olan kolon ve rektum kanserinde tüm dünyada yılda 140 bin yeni vaka görülüyor. Yılda ortalama 60 bin kişinin ölümüne sebep olan kanser türlerinin ailede görülmesi hastalığın görülme riskini arttırıyor. Bilinen ülseratif kolit ya da tedavi edilmiş kolon ve rektum poliplerinin bulunması, meme ve rahim gibi başka organlarda kanser görülmüş olması da yine kolon ve rektum kanserleri görülme riskini arttıran etkenler arasında bulunuyor.

İYİ HUYLU TÜMÖRLERİN TEMİZLENMESİ HASTALIĞIN MEYDANA GELMESİNİ ENGELLİYOR

Yüzde doksandan fazlası küçük, iyi huylu polipler şeklinde başlayan kolon ve rektum kanserleri,  genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle büyüyerek ve bağırsak duvarını işgal ederek kanser halini alır. İyi huylu poliplerin kolonoskopi ile çıkarılması, hastalığın meydana gelmesini engelliyor. Kalın bağırsak kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Hastalığın başlangıcında en sık görülen bulgular kanlı dışkılama, dışkı şeklinde ve bağırsak alışkanlığındaki değişikliklerdir.

Özellikle kabızlık veya makattan kan gelmesi gibi bulgular başka hastalıklar ile ilgili de olabileceğinden dikkatli inceleme gerektiriyor. Kronik karın ağrısı ve kilo kaybı genellikle kolon ve rektum kanserlerine eşlik eden bulgulardır. Hastalık bulgu vermeden seyredebileceği için taramalar büyük önem taşır. Tarama amacıyla yararlanılan tetkikler arasında parmakla anal kanalın ve distal rektumun incelenmesi anlamına gelen rektal tuşe, dışkıda gizli kan testi, rektosigmoidoskopi ve kolonoskopi ile radyolojik tetkikler bulunuyor. Birinci derecede akrabalarında kolon ve rektum kanseri öyküsü yaşamış olanlar ise taramalarını 40 yaşından itibaren yaptırması gerekir.

ERKEN TEŞHİSLE HASTALIKTAN KURTULMA ORANI YÜZDE 80-90

Kolon ve rektum kanserlerinden korunmak mümkün olabiliyor. Taramalarında şüphe görülen hastalara yapılan kolonoskopik inceleme sonrasında kesin tanı konulabilir. Erken teşhis edilmiş ve iyi bir cerrahi uygulama yapılmış hastanın tam olarak kurtulma şansı yüzde 80-90 oranında görülür. Tam olarak koruduğu gösterilmese de az yağlı ve bol lifli gıdalarla yapılan diyetler, hareketli yaşam tarzı hastalığın gelişmesinde önleyici rol oynuyor.

Kolon ve rektum kanserlerinin tedavisi cerrahi müdahale gerektiriyor. Uygulanan cerrahi tedavi ile vücuttan tümörlü dokulardan uzaklaştırılarak, hastalık temizlenebiliyor. Özellikle rektum kanserlerinde uygulanan cerrahinin etkisini arttırmak, hastayı kalıcı torbadan kurtarmak ve normal yolla dışkılamasını sağlamak amacıyla ameliyat öncesi radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanıyor.  Ameliyat sonrasında da ek olarak onkolojik tedavi verilebiliyor.

Günümüzde konuya spesifik çalışan deneyimli cerrahlar laparoskopi, robot, ameliyat öncesi uygulanan ışın ve ilaç tedavisi gibi modern cerrahi teknikleri ile tedaviyi daha kolay uygulanabiliyor ve Bu tekniklerle hastaların yüzde 5’inden azında bağırsak kalıcı olarak torbaya alınabiliyor.

Rektum kanserli hastaların önemli bir kısmında ameliyat sonrası dönemde işeme ve seksüel fonksiyonlarda bozulma görülmekteydi. Ancak gelişen teknoloji sayesinde laparoskopik yöntemle kansız ameliyat sahası ve teleskopun büyütme özelliği sayesinde, cinsel işlevlerden sorumlu sinirler daha iyi korunabiliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde iki yıl öncesinde yüzde 15 oranında uygulanan minimal invaziv teknikleri, eğitim kliniklerinde yüzde 75-80’lere yaklaşan oranlarda uygulanıyor. Türkiye’de ise daha düşük oranda uygulanan bu teknik giderek yaygınlaşıyor.

Hemoroidal hastalık rektum kanserine yol açmaz ancak rektum kanserlerinin varlığında kitleye bağlı olarak hemoroidal hastalığın gelişmesine neden olabiliyor. Bu nedenle özellikle 40 yaş üzerinde yeni gelişen hemoroidal hastalık mevcutsa mutlaka hastanın rektosigmoidoskopi ile değerlendirilmesi gerekiyor.


İçeriği Paylaşın