Menopozda Hormon Tedavisi Riskli Midir?

Menopozda Hormon Tedavisi Riskli Midir?

Menopozda Hormon Tedavisi Riskli Midir?

Bizi Takip Et


Menopoz döneminde hormon tedavisi sakıncalı mıdır, bu tedavi meme kanserine neden olur mu, hormon tedavisi görmezsem ne olur? Bu sorular menopoz dönemindeki kadınların kafasını kurcalayan konuların başında geliyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Seyisoğlu, meme kanseri riski taşıyan ya da memesinde veya başka bir yerinde hormona duyarlı tümör ya da olumsuz bir gelişim olan kadınların menopoz döneminde, hormon destek tedavisi alamayacağını belirtiyor. Prof. Dr. Hakan Seyisoğlu, “Karaciğerinde ileri derece fonksiyon bozukluğu olanlar, pıhtılaşmayla ilgili sorunu olanlar da hormon kullanmamalıdır” diyor. Hormon tedavisinin en önemli yan etkilerinden birisinin meme kanseri olduğu sürekli gündemde tutulan bir konu. Ancak Prof. Dr. Seyisoğlu, meme kanseriyle ilgili genetik yatkınlığı bulunmayan bir kadının normal yaşantısındaki meme kanseri risklerinin bir listesi yapıldığında 10-12 madde sıralansa, bu maddeler içinde hormona bağlı meme kanseri riskinin sondan ikinci sırada yer alacağını söylüyor. Prof. Dr. Hakan Seyisoğlu, menopozda sıcak basmasından hormon tedavisine, erken menopozdan genetik nedenlere kadar sorularımızı yanıtladı. . Menopoz nedir? Kadının tamamen adetten kesilmesi mi yoksa menopoz süreci kadının adetlerinin düzensizleşmesiyle birlikte mi başlar, düzensizleşme sıklaşma mı seyrekleşme midir? “Kelime olarak baktığımız zaman bir kadının kalıcı olarak adetten kesilmesidir. Bu bir yaşam dönemi içerisinde gerçekleşir. Bu yaşam evresi kadınlara aittir erkeklerde böyle bir evre yok. Yumurtalıkların fonksiyonlarının bir özelliğidir bu. Belli bir yaşa geldiği zaman yumurtalıklar çalışmalarını yavaşlatır ve durdururlar. Adet aslında yumurtalıkların ritmik döngüsünün bir sonucudur. Yumurtalık çalışmayı durdurduğunda adet kanaması da olmaz. Bu durum adetten kesilmedir. Menopoz, yumurtalıkların fonksiyonlarını yitirmesidir. Menopozdan sonraki dönem, kadınlar için çok önemli yaşam dönemlerinden bir tanesidir. Yaşlanmanın da getirdiği riskler beraberinde kadınlık hormonunun da azalmasına bağlı değişiklikler bundan sonraki yaşam döneminde ciddi şekilde tehdit eder. Ondan sonraki yaşam dönemine baktığınızda o kadar kısa bir süreç değil. Bu süreç, ortalama bir kadın yaşamının üçte birlik bir kısmıdır. Yaşamın üçte birini bu dönemin oluşturduğu risklerle birlikte yaşıyor.” . Risk dediğiniz şeyler nelerdir? “Birincisi kadının şikâyet ettiği durumlar. Kadının yaşam kalitesi parametresi dediğimiz durumlar fakat bizi esas ilgilendiren zemindeki risklerdir. Bunun bir kısmı yaşlanmaya bağlı değişimler ve risklerdir. Örneğin bazı kanser riskleri bu dönemden sonra artış gösterir. Örneğin, meme kanseri, kalın bağırsakla ilgili kanserler, rahim ve yumurtalık kanserleri ileri yaşta ortaya çıkabilecek kanserlerdir. Menopozla daha ilişkili olan kalp ve damar sağlığıdır. Kalp ve damar hastalıklarından ölüm, menopozdan sonraki bir kadının ölüm nedenleri arasında birinci sıraya çıkar. Aslında bir erkek hastalığı gibi kabul edilir fakat menopozdan sonra yüzde 37 oranında bir kadının ölüm nedenleri arasındadır. Bu çok ciddi bir rakamdır. Bu çok dikkati çekmiyor belki ama kalp hastalıklarından ölüm ileri düzeyde yükselir menopozdan sonra. Bunun dışında kemik dokudaki kayıplar, kırılganlıkların artışı, kemik kırıklarının daha belirgin görülmeye başlaması bunlar da yine önemli riskler arasındadır.” . Rahim duvarı kalınlaşması nedir, nelere yol açar? “Her adet düzensizliğini menopozla karıştırmamak lazım. Adet düzensizliği bir kadının yaşamı süresince en sık karşılaştığı jinekolojik problemlerinden bir tanesidir. Menopozdaki adet düzensizliği daha çok seyrelme tarzındadır, miktar azalması değildir. Eğer ritmik olarak adet görülüyorsa bu o yumurtalığın düzgün çalıştığını gösterir. Miktardaki azalmanın başka nedenleri vardır. Adet düzensizliklerinin çok çeşitli nedenleri var. bu yüzden bir hekime müracaat edilip nedenlerinin tespit edilmesi ve tedavisinin uygulanması önemlidir. En azından bu olayın menopozla bağdaşıp bağdaşmadığını tespit etmek için yapılacak birtakım hormonal tetkiklerle bu netleşir. Tabii ki erken menopoz diye bir tabir var, mutlaka her kadın doğal yaş diye kabul ettiğimiz 40’tan sonra menopoza girecek diye bir olay yok. 40 yaşından önce gerçekleşiyorsa yani kalıcı olarak adetten kesilme, yumurtalıkların fonksiyonlarını 40 yaşından önce ortaya çıkıyorsa biz buna erken yumurtalık yetmezliği deriz. Bunun pek çok nedeni vardır ama maalesef yüzde 50’sinin nedenini bilmiyoruz. Geri kalan bölümün ise büyük oranda genetik ve bağışıklık sistemini ilgilendiren birtakım problemlerden kaynaklandığını biliyoruz bir de her şey düzgünken örneğin bir tedavi görür kişi. Bunun en başında kemoterapatik ajan dediğimiz daha çok kanser tedavileri, radyasyon tedavileri, bunlar da yine yumurtalığı hedef alırlarsa o takdirde çalışmasını durdurur yumurtalık. Bunlar bizlerin neden olduğu çalışma durmalarıdır. Keza ameliyat edilip bir nedenden dolayı yumurtalıklar çıkartılabilir 40 yaşından önce eğer böyle bir tıbbi gereksinme varsa o zaman yine menopoz gerçekleşir. Biz bunlara yatronojik menopoz yani tıbbi nedenlerle ortaya çıkan menopoz deriz. Erken menopozların diğer sistemdeki bazı hormonal sistemlerdeki problemlerden de kaynaklandığını biliyoruz. Tiroit hastalığı bunlara sebep olabiliyor. Erken menopoz bir hastalık olarak kabul ediliyor, bunun altını özellikle çizerek söylüyorum. Belki 40 yaşından sonra menopoza geçiş fizyolojik ve doğal olarak kabul edilse de eğer bu tablo 40 yaşından önce çıkarsa bu bir hastalık olarak kabul ediliyor ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durum olarak bunu tüm dünya kabul etmeli.” . Menopoza bağlı olan yakınmalar nelerdir? Ateş basması menopozla birlikte mi başlar yoksa adetten kesilme öncesinde de mi ortaya çıkar? Bir kadının menopoz dönemine girdiği birtakım kan tetkikleriyle anlaşılabilir mi?“Genellikle ilk belirtiler, adetlerde başlayan düzensizleşmedir, daha çok seyrelme tarzında ortaya çıkar. Beraberinde klasik menopoz yakınmaları olarak isimlendirilen ve nöbetler halinde gelen ateş basması ve terleme nöbetleri. Yalnız bunlardan adet gecikmeleri her kadının başına gelecek olmasına karşın ateş basması şikayetlerini her kadın yaşamaz. Üçte bir ya da dörtte bir kadın bu dönem içerisinde ateş basması sıkıntılarını yaşamazlar. İlk belirtiler çoğunlukla bunlardır. Bir kadının kontrollerini yaptırması ya da tetkiklerini yaptırması için menopoza girmeyi beklemesi şart değil, daha önceden başlaması lazım. Zaten düzenli kontroller yapılıyorsa bu geçiş aşaması hekim tarafından yakalanır. Bu şikâyetler ortaya çıktığında hastanın yaşı uygunsa, klinik belirtiler de uygunsa, bir daha teşhis için ayrı bir tetkik yapmaya gerek yok. Ancak şüpheleniyorsak ya da başka bir şeyle karıştırma ihtimali varsa o zaman ufak tefek hormonal tetkiklerle bunu netleştirmek mümkündür.” . Hormon desteği sadece ağız yoluyla alınan ilaçlarla mı verilir, nasıl verilir? “Hormon desteği sadece ağız yoluyla alınan ilaçlarla olmaz. Birçok yol denenir, en çok kullanılan yollardan bir tanesidir oral yol diye tanımladığımız ağız yoluyla hap şeklinde alınan ilaçlar. Alım kolaylığı açısından daha uygun olabilir ama aslında en ideal formu nedir derseniz bizim cilt yoluyla verdiğimiz ilaçlardır. Örneğin bantlar vardır vücudun değişik yerlerine yapıştırılan ve genellikle kalçanın üst dış bölümüne yapıştırılır ve bir hafta durur o. Günlük belirli oranlarda hormon verir. Bu şekilde hem düşük doz hormonla aynı etkiyi sağlamış oluruz hem de günlük ilaç alımı diye bir şey söz konusu olmaz. Bunlar haftalık olarak değiştirilir. Spreyler de vardır, burun mukozası kullanılarak emilim sağlanır, bir de jeller vardır vücudun değişik yerlerine sürülen.” . Menopozda hormon desteği, ailesinde meme kanseri olan kişilere verilir mi, kimlere verilemez? Eğer bir kadın tıbbi nedenlerle hormon desteği alamıyorsa, o kişi için ne gibi seçenekler vardır? “Hormon destek tedavisini kullanıp kullanmamaya hekim karar verecektir. Kullanma kararı verirse o zaman karşısındaki kişinin bunu kullanıp kullanamayacağını belirlemesi gerekir. Ciddi meme riski taşıyan kadınlar ya da memesinde veya başka bir yerinde hormona duyarlı tümör ya da olumsuz bir gelişim olan kadınlar bu tedaviyi kullanamaz. Karaciğerinde ileri derece fonksiyon bozukluğu olanlar, pıhtılaşmayla ilgili sorunu olanlar bunlar kesin olarak kullanamaz. Bunun dışında diğer durumlarda hastanın verilerine göre, tedavi gerekirse kullanılabilir. Bu tedavinin en önemli yan etkilerinden biri meme kanseri demiştik ancak oranlarına baktığımız zaman bir kadının günlük yaşadığı meme kanseri risklerinin içerisinde hormona bağlı meme kanseri riski o kadar yüksek değildir. 10-12 maddelik bir liste çıkarırsanız, hormon tedavisine ait risk genellikle sonlardan ikincidir ama çok gündemde tutulduğu için insanlar korkuyor. Kişi yaşamını düzeltecek, egzersizi, yemesi çok önemli. Eğer hormon tedavisi uygulanamıyorsa değişik alternatifler sunulabilir. Örneğin ateş basmalarına SSRI grup antidepresif ilaçlar kullanılabilir. Bazı bitkisel östrojenlerden yarar görülebiliyor. Bunun dışında kemik riski ya da kalp riski taşıyorsa kişiye, buna yönelik bir tedavi uygulanması seçenekler arasındadır. Yaşam kalitesini ilgilendiren parametreler üzerinde hormon tedavisi kadar etkin ve güçlü başka bir tedavi yok. Alternatifleri var ama alınan sonuçlar farklı farklı oluyor.”

İçeriği Paylaşın