Prostat Ameliyatı Sonrası Erkekler Cinselliğe Veda Etmiyor

Prostat Ameliyatı Sonrası Erkekler Cinselliğe Veda Etmiyor

Prostat Ameliyatı Sonrası Erkekler Cinselliğe Veda Etmiyor

Bizi Takip Et


Prostat hastalıkları erkeklerde uyku bozukluklarına neden oluyor. Gece sık aralıklarla 4-5 kez tuvalet ihtiyacı için uyanma ve bu nedenle ortaya çıkan uyku bozuklukları, cinselliği de olumsuz etkiliyor. Prostat ameliyatları sonrası da, penisi besleyen sinirlerde harabiyet oluşabildiği için, hasta cinsel fonksiyonlarını kaybedebiliyor. Prostat ameliyatlarından sonra hastaya, mümkün olan en kısa sürede aktif cinsel yaşamına geri dönebilmesi için penis egzersizleri uygulanıyor. Bu uygulamalar hastalara aktif bir cinsel yaşam sağlarken, penisin ereksiyon sırasındaki beslenmesini gibi avantajları da beraberinde getiriyor.

Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Tibet Erdoğru prostat ameliyatları sonrası hastaların cinsel yaşamları hakkında bilgi verdi.

Prostat hastalıklarının erkeklerin cinsel yaşamları üzerinde olumsuz etkisi bulunmaktadır. Prostat sorunu, gece uykusunun sağlıklı bir şekilde tamamlanmasını engelleyebilmektedir. Her erkeğin, geceleri uykunun REM döneminde en az 3 kez ve en az 10 dakika olarak gerçekleşen ereksiyonları olur. Bu ereksiyon sırasında penis oksijenli kanı alarak beslenir ve anatomik yapısını korur. Ereksiyon olmayan penis beslenemez ve anatomik yapısında incelme ve kısalma meydana gelmeye başlar. Gece sık aralıklarla 4-5 kez tuvalet ihtiyacı için uyanan ve uykusu bölünen kişiler, uykunun REM dönemine giremediği için ereksiyon olamayabilir. Bu nedenle de geceleri istenilen seviyede beslenemeyen penise bağlı cinsel fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar.

Prostat ameliyatı sonrası erkeklerin evlilikleri tehlikeye giriyor mu?
"Prostat ameliyatları sonrası ortaya çıkan penisteki ereksiyon bozuklukları, o bölgedeki damar ve sinirlerin harabiyeti ile mi yoksa ameliyat kaynaklı psikolojik bir sorun kaynaklı mı öncelikle bunlar analiz edilmelidir. Bu analizler sonrası damar veya sinirlerde kalıcı bir etki olmadıysa destekleyici tedavilerle zaman içerisinde ereksiyon fonksiyonu yerine gelir. Bu dönem içinde penise rehabilitasyon yapmak en uygun olanıdır. Çünkü penis canlılığının devam etmesi için ereksiyon oluşması gerekir. Prostat ameliyatı sonrası meninin mesaneye boşalması da diğer bir sorundur. Mesaneye boşalma için tıbbi olarak çok fazla bir şey yapılamaz. Sadece kişi çocuğunun olmama riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu durumda da yardımcı üreme teknikleriyle gebelik oluşturulması yoluna başvurulabilir."

Penis rehabilitasyonu nedir?
"Öncelikle da Vinci Robotik cerrahi de penise giden damar ve sinirler tüm zarların içinde rahatlık ve kolaylıkla korunabilmektedir. Ancak daVinci Robotik Cerrahi sistem ya da klasik laparoskopik teknik ile ameliyat sırasında en kadar özen gösterilse de, prostatın hemen yakınından giden sinirler ve bunu saran zarların gerilmesine ve çekilmesine bağlı olarak, sinirlerde uyarı iletisinde sıkıntı olabilir ve bu nedenle sinir korunsa bile ereksiyonun oluşması için süre gerekebilir. Yani ereksiyon ameliyat sonrası dönemde hemen oluşmayabilir. Bu süre bazen 12 hatta nadiren 24 ay sürebilir. Bu aşamada ereksiyon olmayan penis beslenemeyeceğinden anatomik özelliklerinde kayıp yani incelme ve ufalma olması kaçınılmazdır. Bunun yanında hastanın bu dönem içinde cinsel ilişkiye girememesi de ek olarak yaşam kalitesini etkiler. Kaldı ki hasta prostat kanseri hastalığı ve buna bağlı ciddi bir ameliyat geçirdiği için moralinin ve sosyal yaşantısının üst düzeyde olması gerekir. Hastalığın yenilmesinde hastanın moral motivasyonu çok önemlidir. Yaşam kalitesi ve moral motivasyon açısından da ereksiyon oluşumu ve cinsel fonksiyonunun devamının önemi de yadsınamaz. Bu nedenle ameliyat sonrası ereksiyonları başlamayan hastalara “Penis Rehabilitasyonu” denilen bir yöntem uygulanmaktadır.

“Penis Rehabilitasyonu” ile hastaya bazı ilaçların penise haftalık 2-3 kez uygulanması öğretilmekte ve bu yaklaşımla birkaç avantaja daha kısa süreyle ulaşılması amaçlanmaktadır.
1. Hasta ve eşi haftada 2-3 kez cinsel ilişkilerine devam edebilme avantajını kazanmaktadır
2. Oluşan ereksiyon ile penis beslenir, anatomik yapısın ve sertleşme dokularının özelliklerini kaybetmez
3. Hasta sosyal açıdan cinsel aktif olduğundan morali ve dolayısıyla kansere karşı verdiğimiz mücadelede avantajımızı kaybetmemiş oluruz.

Hastalar kendiliğinden ereksiyon olmaya başlayıncaya kadar bu yöntemle “Penis Rehabilitasyonu” uygulanmaktadır. Ereksiyon kalitesinin yeterliliği de sorgulanarak cinsel aktivite için yeterli olduğu kanısına varılınca, ek bir tedavi önerilmez. Ereksiyon olmasına rağmen kalitesinde yeterlilik yoksa, ağızdan alınan ereksiyon oluşturucu tabletler ile penis rehabilitasyonu devam eder."

Prostat hastalıkları ve prostat ameliyatları sonrası hastaları hangi sorunlar bekliyor?
"Prostatın iyileşmesi sürecinde erkekler cinsel fonksiyon bozukluklarının yanı sıra özellikle idrar kaçırma sorunları ile karşı karşıya kalıyor."

İDRAR KAÇIRMA ŞİKAYETLERİ ORTAYA ÇIKIYOR
"Mesane idrarı depolarken bir balon gibi düşünecek olursak, balonun çıkış noktasındaki prostatın içindeki büzük kasılır. Bu sayede idrarın depolanırken kaçırılmaması sağlanır. Depolama sırasında idrar kesesi de gevşer. Bunun nedeni, idrarın düşük bir basınçta depolanması gereğidir. Eğer basınç yüksek olursa hasta rahatsızlık hisseder. Örneğin; kişi çok önemli bir toplantıdayken, idrar yüksek bir basınçla depolanıyorsa, bu durum hastaya ciddi bir rahatsızlık vermektedir. İdrar yapılırken büzük gevşer ve idrar kesesi kasılır. Dirençsiz bir ortama doğru idrar rahatlıkla boşaltılabilir. Eğer bu büzük gevşerken bir prostat büyümesi sebebiyle o bölge tıkalıysa, tam açılamıyorsa idrar, bir güce karşı boşalmak zorunda kalır. Zaman içerisinde de mesane kası yorulmaya ve mesanede bazı değişiklikler oluşmaya başlar. Hasta bu nedenle çok sık idrara çıkar, idrarını güçsüz ve damla damla yapar. Eğer bu sorun erken tedavi edilmezse, tedavi olduktan sonra bile idrar kesesindeki değişimler geri dönüşümsüz olabilir. Bu nedenle şikayetler başlar başlamaz ilaç tedavisi, onun yetersiz kaldığı durumlarda da cerrahi yöntemle sorunun giderilmesi gerekir."

AMELİYAT SONRASI MENİ MİKTARI AZALABİLİYOR
"Az önceki sorunuzda verdiğim örnekteki gibi mesaneyi bir balona benzetecek olursak, balon tüple idrarı boşaltır ve onu saran kestane şeklindeki prostat da tam balonun çıkışında yer alır ve idrar kanalını çepeçevre sarar. Meni kanalı tam prostatın ortasından gelip idrar kanalına açılır. Sonuçta erkekler idrar kanalından boşalıyor, boşalırken meni de dışarı atılıyor. Erkekler boşalırken, meninin balonun içine kaçmasını engelleyecek sistem, prostatın içinde bulunuyor. Prostatın büyüyen iyi huylu kısmını çıkarırken, maalesef bu iç büzüğü de çıkarmak zorundasınız. O nedenle, arkada kapanan bir mekanizma olmadığı için dışarı doğru fışkırma yerine %75 hastada meni miktarı azalıyor. Çünkü meninin bir bölümü de mesanenin içine boşalmaya başlıyor. Bu kaçınılmaz bir sıkıntı. Bu durumun hasta için herhangi bir riski yoktur. Hasta idrarını yaparken meniyi de idrarla birlikte çıkarır."

Genç erkeklerde de prostat büyümesi olabiliyor mu?
"Genç yaşlarda mikroskobik seviyede prostatta büyüme belirtileri başlayabilir. Bu hızlı bir şekilde de olabilir yavaş da seyredebilir. Prostat büyüdükçe idrar yollarında olan tıkanma da yüksek seviyede oluyor."

PROSTAT ERKEKLERİN İŞ YAŞAMINI OLUMSUZ ETKİLİYOR
"Ameliyat öncesi ve sonrası kişinin sosyokültürel ve iş yaşamı olumsuz etkilenmektedir. Örneğin ünlü bir işadamı; özellikle açık ameliyatlarda iş yaşamından 10 günlük 15 günlük kopmalar oluyor. Bu da tabi hasta psikolojisini olumsuz etkiliyor. Lazerle yapılan prostat ameliyatlarında hastanın iş yaşamından uzaklaşma süresi 3-4 güne inebiliyor. Ancak hasta lazer oluyor, daha sonra önemli bir toplantıya giriyor. Çok sık tuvalete gitmek zorunda çünkü yüksek ısı ile prostat dokusunu buharlaştırdığınız için burada oluşan bir yara kabuğu var. Bu yara kabuk sistemi nedeniyle idrarını yanarak, sızlayarak yapıyor. O yüzden toplantılara 20 dakika ara vermek zorunda kalabiliyor. Halbuki klasik TUR yöntemi ile bunlarla pek karşılaşmıyoruz. Zira burada buharlaştırma yerine dokuyu kontrolü iki fazlı elektirik enerjisi ile çıkartıyoruz.

Ameliyat öncesi dönemlerde kimi hastalar gecede idrar için 3 kez uyanır ama daha sonra uykusuna devam eder. Ertesi güne, güzel ve keyifli bir uyku sonrası uyanır. Bir başka hasta da gece idrarını yapmak için bir kez kalkar ancak uykusu kaçar. Bir daha da uyuyamaz. Ertesi gün tüm performansı etkilenir. Şehir ve kırsalda yaşayanlar için de bu açıdan farklılıklar vardır. Şehirdeki düşünce, kırsaldaki vücut gücüyle çalışır. Vücut gücüyle çalışan kişi gece 5 kere de kalksa ertesi günkü işlerine rahatlıkla devam edebilir. Düşünce gücü ile çalışan kişinin dikkat dağınıklığı olduğu için gecede 2 ya da kez kalktığında uykusuz kalacağı için ertesi gün iş performansında ciddi sıkıntıları olacaktır."

Genç yaşta prostattaki mikroskobik büyüme durdurulamıyor mu?
"Bunu yapabilmek için erkeklik hormonunun tamamen önlenmesi gerekir. Büyüme ileri boyutta olduğu zaman da tıkayıcı olabilir. Prostatın ağırlığı genelde 60 yaşındaki bir hastada 40 gram, 80 yaşındaki hastada 80 gram oluyor. 80 gramlık prostat ile 60 gramlık veya 40 gramlık prostatın baskılayıcı özelliği farklıdır. 40 yaşındaki bir kişinin mesane kasındaki fonksiyonlar ile 60 veya 80 yaşındaki bir hastanın mesane kası fonksiyonları çok farklıdır. Mesane giderek yoruluyor ve bir de buna prostatın neden olduğu tıkayıcı faktörler ekleniyor. O nedenle 40 yaş ile 80 yaşta hastalık farklı belirtiler gösteriyor. 40 yaşında da çok büyük prostatlarla karşılaşıyoruz. Böyle hastalarda prostatın büyüklüğü tedavi edilmiyor. Prostattaki büyümenin kişinin işeme fonksiyonunu ve buna bağlı olan yaşam kalitesini ne kadar etkilediğini sorguluyoruz. Bizim için ilk planda prostatın büyüklüğü önemli değildir. Örneğin, 20 gramlık bir prostat büyüyerek 30 gram olduğunda, büyüme o kadar asimetrik olabilir ki, sanki kapak ya da valv gibi mesaneyi kapatabilir. Bu da hastada inanılmaz şikayetlere yol açar. Diğer yandan, 120 gramlık prostatı olan bir hastada da idrar yolunda herhangi bir baskı olmayabilir, idrar kanalını tıkamayacak nitelikte dışa doğru büyümüştür. Hastada hiçbir şikayet yapmaz ya da yaptığı şikayetler kişinin yaşam kliatesini etkilemez. Burada amaç, prostatın büyüklüğünü tedavi etmek değil. Prostat ne kadar büyümüş, nasıl büyümüş, ne gibi şikayetlere yol açıyor ve bu şikayetler kişinin yaşam kalitesini ne kadar etkiliyor gibi kriterlere önem veriyoruz. Hastaya uygulanacak ameliyat tekniği de çok önemli. Hangi tekniğin hastaya en fazla yarar vereceğine karar vererek uygulama yapmak gerekiyor."


İçeriği Paylaşın