Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri

Bizi Takip Et


Kadın rahmi gövde ve rahim ağzı kısımlarından oluşur. Rahim ağzı rahmin doğum sırasında genişleyerek bebeğin çıkmasını sağlayan kısmıdır. Bu kısmı oluşturan hücrelerin anormal bölünmesi ve üremesi sonucunda rahim ağzı kanseri oluşur. Özellikle 20-25 yaş arasındaki her 3 kadından birinde bulunan ve rahim ağzı kanserine yol açan HPV virüsü cinsel yolla bulaşır. Kadınların çoğunda virüs vücuttan atılırken bazılarında atılamaz ve rahim ağzı kanserine neden olur.

Rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) jinekolojik tümörler içinde sağlıklı kadınlarda yapılan düzenli tarama ile önlenebilen yegâne kanserdir. Uygulaması oldukça kolay olan Pap-smear testi rahim ağzında kanserleşme eğilimi olan hücrelerin saptanmasını sağlar. Bu hücrelerin kanserleşmeden tedavisiyle tam iyileşme mümkün olur. Rahim ağzı kanseri oluştuktan sonra lenf bezlerine, çevre organlara ve kan damarları yardımı ile uzak organlara yayılabilirler.

Serviks kanseri konusunda ana istatistikler
Dünya çapında toplanan GLOBOCAN verilerine göre ülkemiz, rahim ağzı kanser sıklığı 100 bin’de 9,3’den düşük olan ülkeler grubunda yer alıyor. T.C. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi verilere göre bir lokal çalışmada, rahim ağzı kanseri sıklığının yaklaşık 100 bin’de 5 olduğu tahmin ediliyor. Dünya çapında konuya bakacak olursak, yılda yaklaşık 500 bin kadına rahim ağzı kanseri teşhisi konulup, yine yaklaşık 250 bin kadın bu kanser nedeni ile hayatını kaybediyor. Kabaca bir hesapla her 2 dakikada bir kadın, bu hastalıktan yaşamını yitiriyor.

Rahim kanseri sıklıkla orta yaş döneminde görülür. Rahim kanseri tanısı almış kadınların yarısı 35 ile 55 yaşları arasındadır. 20 yaş altındaki kadınlarda nadiren görülür. Rahim kanseri her ne kadar genç kadınlarda görülse de pek çok ileri yaştaki kadın bulundukları yaşta da risk altında olduklarının farkında değildir. Rahim kanseri tanısı almış kadınların % 20’sinden biraz fazlası 65 yaş üzerindedir. İleri yaştaki kadınların en az 70 yaşına kadar Pap-smear testi olması bu açıdan önemlidir.

Risk faktörleri
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların başında gelen AIDS virüsü (HIV) ve insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonları rahim kanseri oluşumunda önemli risk faktörlerindendir. Sigara kullanımı, çok sayıda kişiyle cinsel temas, cinsel hayatın erken yaşlarda başlaması diğer risk faktörleridir.

Rahim kanseri belirtileri
Cinsel temas sırasında kanama veya ağrı, anormal vajinal akıntı veya kanama, bel ve kasık ağrıları en sık belirtileridir. Kanser tespit edildiğinde belirtiler tümörün boyu, tipi ve hangi derecede olduğuna bağlı olarak değişir. Özellikle kanser öncesi olarak tanımlanan dönemde hiçbir belirti olmayabilir. Bazen hiçbir nedene bağlı olmayan ve cinsel ilişki ile ortaya çıkan ağrılar veya kanamalar görülebilir. İlerlemiş dönemlerde tümör büyüklüğüne göre mesane veya bağırsak gibi komşu organlara baskı yaparak idrar veya dışkılama problemlerine yol açabilir.

Rahim kanseri nasıl tedavi edilir?
Hastalığın yaygınlığı tedavinin şeklini belirler. Hastalığın evresine göre cerrahi, radyoterapi, radyoterapiyle eşzamanlı kemoterapi veya sadece kemoterapi uygulanabilir. Cerrahi tedavi yerleşimi rahim ağzı bölgesinde sınırlı tümörlerde uygulanır. Radyoterapi rahim ağzı kanserinin her aşamasında uygulanabilen tedavi yöntemidir. Rahim ağzında sınırlı tümörlerde cerrahi veya radyoterapi ile şifa oranları benzerdir. Ayrıca radyoterapinin etkisini arttırmak amacıyla radyoterapiyle birlikte kemoterapi uygulanabilir.

Rahim ağzı kanserinde erken tanı
Cinsel yaşamın başladığı yaştan itibaren kadınlar her yıl düzenli olarak kadın-doğum uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Rahim ağzı kanserini erken tespit edebilmek için rahim ağzındaki hücrelerin incelenmesine Smear denir. Bu muayeneye ideal başlama yaşı 25’dir ve her yıl yapılmalı. Eğer ilk iki Smear testi normalse daha sonra ki testler 3 yılda bir yapılabilir.

Düzenli aralıklarla rahim ağzı ve hazne akıntısından alınan örnekler patolog tarafından incelenir. Bu sayede kanser oluşmadan önce veya çok erken evrede tanı koymak mümkündür. Erken tanı konan hastalar tamamen iyileşir.

Rahim ağzı kanserinde korunmak mümkün
Son günlerde gerek ülkemizde gerekse dünyada sağlık ile ilgili gündemi en fazla meşgul eden konuların başında “Rahim ağzı kanserinin aşısı” bulundu şeklinde haberler geliyor. Yayınlanan pek çok haber rahim ağzı kanserinin yakın bir gelecekte yok olabileceğinin öngörüsünü yapıyor.

Her yıl 240 bin kadının ölümüne yol açan rahim ağzı kanserini önleyen aşı HPV tip 6, 11, 16 ve 18’in neden olduğu kanser öncesi düşük dereceli lezyonları ve genital siğilleri önlüyor.

9 ile 26 yaş arasındaki kadınların aşılanması halinde hastalığa yakalanma olasılıkları yüzde 80 oranında azalır. Dünyada kabul gören aşılama yöntemi, seksüel aktivite başlamadan önce HPV aşısı yapmaktır. Her ülke, bu yaş grubunu kendi koşullarına göre belirler. Türkiye için ideal yaş 11-12’dir.

Aşının üretildiği Amerika Birleşik Devletleri’nde 3 dozun toplam maliyeti 360 dolar civarındadır. Bu fiyat bugüne kadar üretilmiş aşılar arasında en pahalılarından birisidir. PAP smear tarama programının yaygın kullanılamadığı geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkeler arasında kadınlarda görülen kanserler arasında rahim ağzı kanserinin birinci ya da ikinci sırada olduğu göz önüne alındığında aşının asıl hedef kitlesinin bu ülkeler olması gerekir. Oysa fiyatın yüksekliği aşının bu ülkelerdeki ulaşılabilirliğini ne yazık ki kısıtlamaktadır. Ümit edilen çok yakın bir gelecekte ücretinin ulaşılabilir sınırlara inmesidir.

Sonuç olarak, rahim ağzı kanserinin ortadan kaldırılması için bir kadının yaşamı boyunca üç ayrı yaklaşımın benimsenmesi gerekir. İlki, ergenler için davranışsal eğitimdir (diğer müdahalelerin yanı sıra cinsel ilişkiden kaçınma). İkincisi, aşılanmadır. Üçüncüsü ise rahim ağzı kanserinin erken teşhisi ve önlenmesinde gerekli ve değerli bir araç olmaya devam edecek olan Pap-smear taramasıdır.

Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
www.anadolusaglik.org


İçeriği Paylaşın