Şah Damarı (Karotis) Tıkanmasının Nedenleri

Şah Damarı (Karotis) Tıkanmasının Nedenleri

Şah Damarı (Karotis) Tıkanmasının Nedenleri

Bizi Takip Et


Karotis yani halk arasında bilinen adıyla şah damar hastalığı, beyni besleyen şah damarın daralması ya da tıkanması. Şah damar hastalığı felç ya da beyin fonksiyonlarının kaybı ile karakterize bir durum olan inmenin en önemli nedenlerinden biri.

Şah damar hastalığının beyinde etkilediği bölgeye göre hastanın yakınmalarının değiştiğini söyleyen Siyami Ersek Göğüs Hastalıkları ve Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği’nden Doç. Dr. Erol Kurt, hipertansiyon ve diyabet hastalarında bu hastalığın görülme olasılığının normal popülasyona göre daha fazla olduğunu söyledi. Doç. Dr. Erol Kurt, şah damarı hastalığıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

. Şah damarının vücuttaki işlevi nedir?

Şah damarı boynumuzun sağlı sollu iki bölümünde bulunan, beynimizin kan ihtiyacının yüzde 70-80’ni karşılayan en önemli damar sistemidir. Şah damarı ikiye ayrılır. Bir kısmı dış damar olarak yüzümüzü ve saç derimizi kanlandırır, diğer kısım ise kafa tasının içerisine girerek beynin hayati bölgelerini kanlandırır.

“HASTALIĞIN BEYİNDE ETKİLEDİĞİ BÖLGEYE GÖRE YAKINMALAR DEĞİŞİR”
. Şah damarı tıkanan bir kişide ne tür yakınmalar olur?

Şah damarından çıkan pıhtılar ya da yağ parçaları beynin konuşma merkezine giderse, konuşma bozukluğu oluşur. Motor hareketlerini sağlayan bölüme giderse yürümede bozukluklara, kol ve bacaklarda kuvvet kaybına yol açar. Bu bakımdan şah damarı tıkanıklıklarında nörolojiyle ortak çalışıyoruz. Bir kısım hastada nörolojiden bize gelir. Hastalığın beyindeki etkilediği bölgeye göre yakınmalarda değişir. Bu yakınmaların sonucu felç ve ölüme kadar gidebilir.

. Diyabet hastalarında karotis (şah) damarında daralma görülme olasılığı ne orandadır?

Şah damarı tıkanıklıklarının kalpteki tıkanmalardan hiçbir farkı yok. Diyabet nasıl ki kalp damarlarını harap ediyorsa yıllar içerisinde, şah damarı içinde geçerli. Diyabet önemli risk faktörlerindendir.

. Hipertansiyon hastalarında görülme olasılığı nedir?
Kandaki likitlerin yüksek oluşu ve ailesinde hipertansiyonun genetik oluşu şah damarı tıkanmasının oluşması için bir risk faktörü.

. Şah damarı tıkanmalarının tüm toplumda görülme oranı nedir?

50-60 yaş aralığındaki tüm popülasyonda yüzde1 civarında görülme olasılığı var. 60 yaşından sonra görülme olasılığı artıyor ve bu oran 80 yaş civarında yüzde10’lara çıkıyor.

“ŞAH DAMARI TIKANIKLIKLARININ TANISINI ULTRASONLA KOYUYORUZ”
. Şah damarı tıkanmalarının ultrason dışında başka bir tanı yöntemi var mı?

Bazen hastanın farklı klinik semptomlarıyla ortaya konabiliyor. Klinik muayene esnasında stetoskopla hastanın şah damarını dinlediğimiz zaman inanılmaz bir üfürüm duyarız. Bu üfürüm 3 tıkanmanın 1’nde mutlaka olur.  En pratik yöntem budur. Bize asıl tanı koydurucu yöntemse doopler ultrasondur.

. Şah damarı tıkanmalarının tedavi yöntemleri nelerdir?

Yüzde70’e kadar olan darlıklarda, hastada hiçbir semptom yoksa nöroloji takibi yapılır. Nöroloji uzmanı darlığın derecesine oranla hastayı belirli periyotlarda görür ve doopler ultrasonla takip eder. Hastaya kan  sulandırıcı ilaçlar verilir.

Şah damarı tıkanıklıklarında gördüğümüz en önemli semptom inmedir. İnmeye gelene kadar vücut bazı belirtiler verir,
*Tek gözde görme kaybı
*Vücudun tek tarafında oluşan güçsüzlük
*Anlama ve konuşma bozuklukları

İnmeden önce vücudunda bu belirtileri gören hastalar aslında şanslı hastalardır. Hasta yakınlardaki bir sağlık kurumuna başvurur ve hastalığın ne olduğu ortaya konur. Gerekli tedavisi yapılır. Bazı hastalar bu kadar şanslı olmuyor. Öncü belirtiler olmadan hastalar doğrudan doğruya inme tablosuyla karşılaşabilirler.

. Hangi vakaları ameliyat etmek gerekiyor?

Burada en önemli kriter semptomatik oluşu. Hasta eğer bir felç geçirdiyse üzerinden belirli bir zaman geçmesini bekliyoruz. Özellikle yüzde70-80 oranlarında olan darlıklarda hasta semptomatikse mutlaka bir girişim yapmak gerekir. Bu girişimlerin çok önemli bir kısmı cerrahidir.

Cerrahi girişimde beyine giden damarın içerisindeki plağın sökülüp alınması sağlanır. Damarın içerisindeki plağı temizledikten sonra o damarı çeşitli yöntemlerle ya doğrudan doğruya kapatıyoruz ya da yama yaparak kapatıyoruz.  Bu ameliyat hem lokal hem de genel anestezi altında yapılabilinir. Anestezi tercihini tamamen hekim yapar.


İçeriği Paylaşın