Sandoz ile Doğal Olarak İçten Sohbetler

Sandoz ile Doğal Olarak İçten Sohbetler

Sandoz ile Doğal Olarak İçten Sohbetler

Bizi Takip Et


Sandoz, probiyotikler ve beslenme ilişkisi üzerine düzenlediği sohbetlerde diyetisyenlerle buluşuyor. “Doğal Olarak İçten Sohbetler” başlığı altında gerçekleşen buluşmalarda bağırsak mikrobiyatasının önemine dikkat çekildi. Prof. Dr. Murat Baş, mikrobiyotanın, genetik, yaş, yaşanılan yer faktörlerinden çok beslenme alışkanlığından etkilendiğini vurguladı.

Sandoz, probiyotiklerin önemi ve beslenmedeki yerine dikkat çekmek amacıyla diyetisyenlerle bir araya geliyor. “Sandoz ile Doğal Olarak İçten Sohbetler” buluşması bugüne kadar Ankara’da, İzmir’de ve İstanbul’da gerçekleşti.

“Doğal Olarak İçten Sohbetler”’de diyetisyenlere bilgi veren Acıbadem Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü kurucusu Prof. Dr. Murat Baş ve birbirinden sağlıklı tarifleriyle Sedef İybar, Mayıs ayında Istanbul’da yine diyetisyenlerle bir araya geldi.

MİKROBİYOTA HAYATIMIZI YÖNETİYOR

Mikrobiyotanın (vücudumuzda yaşayan canlı mikroorganizmalar topluluğu), bağışıklık sistemimiz açısından son derece önemli bir yeri olduğunu belirten Prof. Dr.  Murat Baş, özellikle bağırsak mikrobiyotasının önemini vurguladı. Bağışıklık sisteminin önemli bir kısmının gastrointestinal sistemde yer aldığına vurgu yaptı. Bilim dünyasının şu anda bağırsaklarda ne olup bittiğini anlamak için çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Murat Baş, “Beyinle  bağırsaklar arasındaki iletişimin gücü anlaşıldıktan sonra mikrobiyota üzerinde yapılan çalışmalar arttı ve görüldü ki mikrobiyota aslında hayatımızı yönetiyor. Çünkü yüzde 90  mikrobuz.  Haliyle yönetim onlarda. Biz sadece yüzde 10’luk bir insan hücresi varlığıyla vücutta yaşamaya çalışırken yüzde 90’lık mikroorganizma topluluğunun misafiri şeklindeyiz aslında. Yönetimin onlarda olmasını zor anlamamızın nedeni hiç üzerinde bu kadar derin bir araştırma yapılmamasıydı. 2007 yılında insan genom projesi başladıktan sonra ve milyarlarca bakteriyle aynı ortamda yaşadığımız ortaya çıkınca durum farklılaştı” dedi.

MİKROBİYOTA OLUŞUMUNDA NORMAL DOĞUM VE ANNE SÜTÜ ÇOK ÖNEMLİ

Mikrobiyotanın oluşumunda normal doğumun ve anne sütü ile emzirmenin kritik rol oynadığını belirten Prof. Dr. Murat Baş, bitkisel kaynaklara dayalı yüksek lif içerikli beslenme alışkanlığının mikrobiyotadaki yararlı mikroorganizma dengesinin korunmasında çok önemli bir rolü olduğunu belirtti.

ANTİBİYOTİKLER MİKROBİYOTAMIZI TEHDİT EDİYOR

Antibiyotiklerin bebek bağırsak mikrobiyotası birleşiminde negatif rol oynadığını belirten Prof.Dr. Murat Baş, özellikle kız çocuğun mikrobiyatasının bir sonraki nesle  taşınması açısından önemli olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Antibiyotikler bebeğin bağırsak mikrobiyotasını mahveden birincil etken. Bebeklik çağı, hastalıklarla buluşma çağı. Bebeğin karşılaştığı her hastalık mikrobiyotasının gelişmesi için de bir etken aslında. Ama antibiyotik kullandığımızda her şey bozuluyor. Burada en önemli etken kız çocuğu olmak. Kız çocuğunun mikrobiyotası ileriki bebeğe taşınacak mikrobiyotanın tanımlanmasında anahtar faktör olarak karşımıza çıkıyor.  Çünkü kız çocuk büyüyecek, kadın olacak ve evlenecek, beraberinde gebe kalacak. Doğumdaki bebeğe aktardığı mikrobiyota aslında sağlıklı mikrobiyotanın zincirleme şeklindeki  ilerlemesindeki en önemli role sahip. Döngü nasıl tekrarlanıyor? Döngüyü tekrarlayan aslında kız çocuk. Kız çocuğun mikrobiyotası aslında bebeğin mikrobiyatasının gelişmesindeki en büyük etken olarak karşımıza çıkıyor.  Bunu neler bozuyor? Antibiyotikler ve anti- bakteriyal kullanımı. Dünya Sağlık Örgütü bebek doğduğu anda üzerinde bulunan verniks dediğimiz kremsi yapının 6 saat boyunca bebeğin üzerinde kalmasını öneriyor. Çünkü verniks çok ciddi bir mikrobiyota transferi sağlıyor.”

Antibiyotiklerin, zararlı mikroorganizmaların yanında yararlıları da öldürdüğünü belirten Prof. Dr. Murat Baş, mikrobiyotada enerji elde edilmesini sağlayan yararlı bakterilerin kaybolması ile birlikte obezite riskinin de arttığının vurgusunu yaptı.

Akdeniz diyetinin mikrobiyotanın sağlıklı bir şekilde  gelişmesi ve sürdürülmesi için yegane beslenme modeli olarak karşımıza çıktığını belirterek, “Akdeniz diyeti kanserin önlenmesinde ve tedavisindeki tek diyet yöntemi. Kalıcı mikrobiyata 10 günlük bir beslenme programıyla değişmiyor. Oradaki mikrobiyatanın değişmesi için en az üç ay gerekiyor” dedi.

SİNBİYOTİK ÜRÜNLER MİKROBİYOTAMIZI BESLİYOR 

Probiyotiklerin “yaşam için” anlamına geldiğini aktaran ve dışardan aldığımız yararlı mikroorganizmalar olduğunu söyleyen Prof.Dr.Murat Baş, dışarıdan probiyotiklerle beraber prebiyotik dediğimiz “probiyotiklerin besin kaynağını” da almamızın önemini vurguladı.

Özellikle laktobasiller ve bifidobakterler gibi bağırsak mikrobiyotamızda doğal olarak bulunan ve insanlar üzerindeki çalışmalarla etkinliği kanıtlanmış yararlı bakterilerin probiyotik olarak kullanılabileceğinin altını çizerek, probiyotik ve prebiyotikleri birlikte bulunduran sinbiyotik ürünlerin, yetişkinlerde bağısak mikrobiyotasının gerikazanımında değerli olduğunu belirtti.


İçeriği Paylaşın