Sigara Zarar Veriyor

Sigara Zarar Veriyor

Sigara Zarar Veriyor

Bizi Takip Et


Sigara, benzeri olmayan bir sağlık sorunudur ve sigara tiryakiliği en öldürücü toplumsal zehirlenme olayıdır. Ölüm, sigara içimi nedeniyle oluşan hastalıklar sonucu gelişir. Her dozu zararlıdır ve içinde insan sağlığını tehdit eden 4000 adet zararlı kimyasal maddenin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu maddelerin vücuttaki hücreleri öldürdüğü, hücrenin yapısını bozduğu ve 50 tanesinin doğrudan kansere sebep olduğu yapılan bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır.

Vücutta sigaranın zarar vermediği herhangi bir organ sistemi yoktur ve değişik sistemlerde akciğer kanseri, kronik bronşit, amfizem, koroner damar hastalığı, felç, ağız, gırtlak, yemek borusu, mide, karaciğer, böbrek ve mesane kanseri, damar tıkanıklığı başta olmak üzere birçok hastalığa neden olur.

Sigara içenin çevredeki havaya kattığı dumana çevresel tütün dumanı denir. Çevresel tütün dumanı ana akım ve yan akım olmak üzere ikiye ayrılır. Ana akım, sigara içene zarar verirken yan akım ile o ortamda bulunan çocuk, genç, yaşlı, hamile, hasta herkes zarar görmektedir. İşte bu şekilde dumanla kaplı havayı soluyan kişi, kendi isteği dışında zarara uğradığı için ‘pasif içici’ olarak tanımlanmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar bir sigaradan ortama saçılan dumanın çok büyük bir çoğunluğunun yan akımdan oluştuğunu göstermiştir ve bazı kanser yapıcı maddelerin miktarı yan akım dumanda ana akıma göre 10-200 kat daha fazladır. Bu doğrular bize sigara kullananlar kadar pasif içicilerinde ne yazık ki yukarıda sayılan hastalıklarla yüz yüze bulunduklarını göstermektedir.

Tüm dünyada 1.1 milyar, ülkemizde 17 milyon insan sigara kullanmaktadır. Sigara en ucuz kitle imha silahıdır ve her yıl ülkemizde 100 bin kişiyi öldürmektedir. Önlem alınmazsa ülkemizde 2025 yılında 250 bin insan tütüne bağlı hastalıklar nedeniyle ölecektir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise her yıl 4.5 milyon insan sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle ölmekte, 20-30 yıl sonra bu rakamın 10 milyona ulaşacağı ve bu ölümlerin yaklaşık 7 milyonunun az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde olacağı bildirilmektedir.

Sigaranın içinde binlerce zararlı madde vardır ve bağımlılık oluşumunda en etkili olan nikotindir. Nikotin nedeniyle sigara en az eroin ve kokain kadar önemli derecede bağımlılık oluşturmaktadır. Bu bağımlılığı kazanma yaşı da genellikle gençlerin kendi kendini ispatlamaya çalıştığı, arkadaş etkisinin çok fazla olduğu ve büyüklerinden görülen davranışları taklit etme dönemi olan ergenliğe denk düşmekte, daha sonra eğitim ile kazanılan sosyal statü bile bu bağımlılıktan kurtulabilmeye yetmemektedir. Ne yazık ki kişiler ancak hastalıklarla yüz yüze geldiklerinde sigaradan kurtulmayı akıllarına getirmektedir.

Sigara, nakit para ile alınan bir üründür ve bu yüzden tütün endüstrisi tamamen taze para ile devamlılığını sağlamaktadır. İnsanların sağlıklarını kaybedeceklerini ve zararlarını bile bile sürekli almaya devam ettikleri ve satın almanın legal olduğu tek ürün sigaradır. Ülkemizde 2011 yılının Ocak-Ekim döneminde tiryakiler sigaraya 23 milyar 128 milyon lira ödemiştir. Son 6 yılın rakamları dikkate alınırsa ülkemizde, vatandaşlar sigaraya yılda ortalama 30 milyar lira harcamaktadır. Sigaraya ödenen para, devletin bütçe yatırımlarına yarısına yaklaşmaktadır. 2011 yılı bütçesinde hastane, okul, yol, elektrik, su ve diğer yatırımlar (kamu sabit sermaye yatırımları) için 56,6 milyar lira ödenek ayrıldığı dikkate alındığında, sigaraya giden paranın büyüklüğü daha iyi anlaşılmaktadır. Bunun dışında sigara ile oluşan birçok hastalık kroniktir ve kişi yaşamını kaybedene kadar bu kronik hastalıklar için çok büyük rakamlarda paralar harcanmaktadır.

Yukarıda anlatıldığı gibi hem sağlığımıza hem de ekonomimize bu kadar büyük zararlar veren sigara ile mücadele için ülkemizde 1996 yılında 4207 sayılı kanun çıkarılmıştır. Bu kanun ile tamamen sigarasız hastaneler, okullar, spor tesisleri, hava limanları, otobüs-tren terminalleri, devlet daireleri oluşturulması hedeflenmiş, sigara reklamları yasaklanmış, 18 yaşın altındakilere sigara satışına sınırlama getirilmiştir. Ancak ne yazık ki tüm bunların sağlanabildiği alanlar oldukça az sayıda kalmış ve bu yasa sıklıkla istenildiği şekilde uygulanamamıştır. Eğlence mekanlarında, lokanta ve kafeteryalarda, alışveriş merkezlerinde, sinema ve tiyatro gibi kültürel alanlarda ve halka açık tüm ortamlarda sigara-dumansız hava soluma hakkının insanlara sağlanması ve ‘tamamen sigarasız-dumansız’ ortamlar yaratılması pasif içicilerin sağlığının ve haklarının korunması açısından şarttır.

2004 yılında yürürlüğe giren ve Türkiye’nin de taraf olarak imza koyduğu “Tütün Kontrolü çerçeve Sözleşmesi” gereği var olan kanunda değişiklikler yapma zorunluluğu doğmuştur. Çünkü bu sözleşmenin 8. Maddesi: Tütün Dumanı maruziyetinden korunmak için;  yüzde 100 sigarasız alanlar oluşturulmasını, sigara dumanının güvenli bir dozunun bulunmadığını, tütün dumanı, maruziyetini azaltan tedbirlerin bilimsel olarak geçersiz olduğunu ve denenmemesini ve havalandırma, filtre etmek, sigara içilen ve içilmeyen bölüm ayrımı gibi yöntemlerin yararsız olduğunu belirtmektedir. Bütün bunlar göz önüne alınarak ‘Sigara içmeyenlerin özgürlüğünün iadesi’ olarak bakmamız gereken ve Mayıs 2008’de kısmı olarak 5727 sayılı kanun ‘Tütün ve Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü’ ülkemizde uygulanmaya başlamış, 19 Temmuz 2009’da ise 4207 sayılı kanun olarak tüm kapalı alanlarda bütün tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı yasaklanmıştır.

Geleceğimizi korumak ve sağlıklı nesiller yetiştirmek adına çıkarılmış bu kanuna  toplumda yaşayan her kesimden insanın destek vermesi ve bunu biraz önce yukarıda da belirttiğim gibi bir yasaklama olarak değil sigara içmeyenlerin özgürlüğünün iadesi olarak algılaması ve desteklemesi gereklidir. Ama bunlardan çok daha önemlisi, tütün ve tütün ürünlerinin zararları ile ilgili bilinç ve eğitim düzeyinin toplumunun her kesiminde artırılması şarttır. Bu aşamada anneler, babalar, öğretmenler, doktorlar, sanatçılar ve medya başta olmak üzere herkese çok önemli görevler düşmektedir.

Sigara içimi bir bağımlılık olduğundan bununla mücadele de uzun soluklu bir yoldur. Sigaranın bırakılması sonrasında relaps denilen yeniden sigara içimine başlama oluşabilir. Bu yüzden sigaradan kurtulmak isteyen kişinin öncelikle kendi isteği ve iradesi ile bu işi yapmaya karar vermesi gereklidir. Bu karar alındıktan sonra kişinin bağımlılık düzeyi yani nikotin bağımlılığı ve psikolojik bağımlılığı tespit edilir ve yapılacak profesyonel yardım da buna göre belirlenir. Nikotin bağımlılığı ön planda olan kişilerde sigarayı bıraktıktan sonra huzursuzluk, sinirlilik, gerginlik, konsantrasyon azalması vb ‘nikotin yoksunluk belirtileri’ ortaya çıkar. Bunları ortadan kaldırmak amacıyla nikotin yerine koyma tedavisi adını verdiğimizi nikotin bantları, sakızları veya inhalerleri kullanılabilir. Bir de nikotin dışı bir tedavi yaklaşımı olan iki ilaç vardır.

Psikolojik bağımlılık ön planda ise mutlaka psikolojik destek ve davranış tedavileri uygulanmalıdır. Burada unutulmaması gereken tüm bu uygulamaların ve ilaçların hekim kontrolünde ve sabırla uygulanmasıdır. Kendi ünitemiz içinde yer alan da dahil olmak üzere birçok üniversite kliniğinde sigara bıraktırma poliklinikleri hizmet vermektedir. Bir kere oluşabilecek başarısızlık umutsuzluk yaratmamalı tekrardan sigaradan kurtulma denenmelidir. Yalnız kesinlikle şu unutulmamalıdır ki bu ilaçların kullanımı geçicidir, ilaçlar kesildikten sonra sigarasızlığın devamı kişinin tamamen kendi iradesi ve isteği ile gerçekleşecektir.

Sigarayı bırakmayı başardıysanız sağlığınıza, ailenize ve ekonominize en büyük iyiliği yapmışsınız demektir. Sigara içmeyi kestiğiniz ilk dakikalardan itibaren vücudunuzda önce kısa vadeli olumlu etkiler örneğin; 20 dakikada nabız, kan basıncı ve vücut ısısı normale döner, 24 saatte karbon monoksit gazı hızla azalır, daha sonra orta vadeli olumlu etkiler örneğin 2 hafta ile 3 ay arasında efor kapasitesi artar, koku ve tat alma duyuları iyileşir, balgam miktarı azalır, diş ve tırnaklardaki sarı lekeler kaybolur ve en son uzun vadeli etkiler örneğin 1. yıl sonunda koroner kalp hastalığı ve kalp krizi riski yüzde 50, beyin kanaması ve damar tıkanıklığı riski yüzde 30-50 azalır. 5. yılın sonunda ağız, gırtlak ve yemek borusu kanseri riski yarıya iner, 10. yılda felç olma riski ve 15. yılda koroner kalp hastalığı ve kalp krizi geçirme riski hiç içmeyenlerle aynı düzeye gelir.

Bunlar sağlık üzerine olumlu etkileri bir de sosyal yönden olumlu etkileri vardır ki; çevrenizdekileri artık dumana boğan, rahatsız eden bir kişi konumundan çıkacak, çocuklara ve gençlere iyi örnek olan bir erişkin olacaksınız. Eviniz, arabanız ve giysilerinize sinmiş sigara kokusu kaybolacağından çevreyi rahatsız etmeyeceksiniz.

Peki ya ekonomik boyut… Her gün sigaraya verdiğiniz parayı bir kenara ayırdığınızda tasarruf edeceksiniz ve göreceksiniz ki 3 ay sonunda bir TV veya müzik seti, bir yılın sonunda bilgisayar, 10. yılın sonunda bir araba alabilirsiniz. Tabii ki sigaranın neden olduğu hastalıklar nedeniyle oluşabilecek sağlık harcamalarınız da azalacaktır.

Sigaranın bırakılması için harcanan emek ve para ileride sigaraya bağlı oluşabilecek hastalıkları tedavi etmek için harcanacak olandan oldukça azdır.

Hayatta hiçbir şey mucizeler sonucu olmuyor, mucizenizi kendiniz yaratın.
Karar verin, vazgeçmeyin ve başarın!

Hedefimiz sigarasız bir toplum ve tamamen dumansız ortamlar…

Prof. Dr. Füsun Yıldız
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı


İçeriği Paylaşın