Tüp Bebek Süreci Nasıl İşliyor?

İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Emre Karatekelioğlu tüp bebek tedavisi hakkında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey'e anlattı.

Tüp Bebek Süreci Nasıl İşliyor?

Bizi Takip Et


Yaş ve doğurganlık arasında nasıl bir ilişki vardır? Bebek sahibi olamayan bir çift ne zaman bir uzmana başvurmalıdır? Çiftlere ilk aşamada hangi testler uygulanır? Testlerden çıkan sonuçlara göre nasıl bir tedavi planlanır? Çiftleri tüp bebek tedavisine götüren aşamaları İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Emre Karatekelioğlu anlattı.

‘YAŞ VE DOĞURGANLIK KADINLAR AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ’’

. Yaş ve doğurganlık arasında nasıl bir ilişki vardır?

‘‘Yaş ve doğurganlık özellikle kadınlar açısından çok önemlidir. Erkeklerde böyle bir sorunun
olmayışı kadın ve erkek üreme sisteminin birbirinden farklı işlemesidir. Her kız çocuğu belirli
sayıda yumurtayla doğar ve doğduktan sonra yumurtalıklarında yeni yumurta hücresi üretimi olmaz. Doğumla birlikte başlayan bir harcama süreci de vardır. 2,5 milyon yumurtayla doğan bir kadın buluğ çağına geldiğinde depodaki yumurta sayısı 2,5 milyondan 500 bine düşer. Buluğ çağıyla birlikte her ay bu depodan belirli bir sayıda yumurta hücresi gebelik olabilsin diye kullanılmaya başlar. Kadın vücudu genç yaşlarda buna başlarken de depodaki daha elverişli ve kromozomları daha normal olan yumurtaları daha öncelikli olarak kullanır. O yüzden 20-32 yaş arası bir kadının doğurganlığının en yüksek olduğu dönemdir.

Özellikle 32 yaş ve sonrasında yavaş yavaş hem depoda kalan yumurtaların sayısında azalma olur hem de kaliteli yumurta sayısında bir düşüş meydana gelir. Aynı zamanda kromozomal (genetik) olarak problemli yumurtaların yüzdesi de giderek artar. Bu da doğurganlığın 32 yaş sonrasında her yıl yaklaşık yüzde 2-3’lük düşüşüne sebep olur. O yüzden bir kadının her ay düzenli adet görmesi üreme sağlığı ve gebelik olasılığının iyi olduğu anlamına gelmez. Anne adayları, 'adetlerim düzenli her yaşta kolay gebe kalabilirim', diye düşünmemelidirler.

Erkeklerde ise tam tersine doğduğunda testislerinde hiç sperm üretimi yoktur. Sperm üretimi buluğ çağıyla birlikte başlar ve ölene kadar her 72 günde bir yeniden sperm üretimi olur. O yüzden erkekteki en yaşlı sperm en fazla 72 günlüktür. Dolayısıyla erkeklerde yaşın, üreme fonksiyonlarına direkt bir etkisi yoktur. Tabii çağımızda çalışan, kariyer yapmak isteyen, evliliğini daha ileri yaşlarda planlayan birçok kadının olması, ilerde bu kadınlarla ilgili doğurganlık ve gebe kalamama problemlerini daha fazla göreceğiz demektir.’’

BEBEK SAHİBİ OLAMAYAN BİR ÇİFT NE ZAMAN BİR UZMANA BAŞVURMALI?

. Bebek sahibi olamayan bir çift ne zaman bir uzmana başvurmalıdır?

‘‘Eğer anne adayının yaşı 35’in altındaysa, adetleri düzenliyse, önceden geçirdiği karın içiyle ilgili herhangi bir operasyon öyküsü yoksa (yumurtalık kisti, apandisit gibi) ve ailesinde erken menopoz öyküsü yoksa (özellikle anne-teyze gibi birinci derece yakınlarda 40 yaşından önce adetten kesilme ve menopoz tanısı konulmamışsa) bu çiftlere korunmayı bıraktıktan sonra bir yıllık bir dönem izin veriyoruz. Bu bir yılın sonunda eğer gebelik olmuyorsa başvurmalarını istiyoruz. Korunmayı bıraktıktan sonra gebeliklerin çok büyük bir bölümü ilk altı ay içinde oluyor. Ama anne adayının yaşı 35 yaş ve sonrasında ise sadece altı ay bekliyoruz. Çünkü yumurtalık rezervi giderek azalıyor. Yanı sıra ilerleyen yaşlarla birlikte kadın üreme sisteminde polip, miyom, yumurtalık kisti gibi problemlerin görülme sıklığı daha fazla artıyor. Bütün bunlar doğurganlığı direkt olarak etkileyen faktörlerdir.’’

ÇİFTLERE HANGİ TESTLER YAPILIYOR?

. Çiftlere ilk aşamada hangi testler uygulanır?

‘‘Üretim sistemimizde genel olarak, her ay büyüyen yumurtanın çatlaması, çatlayan yumurtanın
kadının tüplerinin içine geçmesi, bir beraberlikten sonra spermlerin rahim içine oradan tüplere
geçerek tüplerin içinde spermle yumurtanın buluşması ve döllenen yumurtanın tüplerin içinden
tekrar rahim içine gelip yerleşerek gebelik oluşturması gerekir. İşte bu sistemi bizim teker teker
kontrol etmemiz gerekiyor.

Baba adayından sperm tahlili istenerek spermlerin hareketliliğinin, sayısının, şekil ve yapısının bir yumurtayı dölleyip dölleyemeyeceği test edilir. Anne adayına adetinin ikinci üçüncü günü vajinal ultrason muayenesi yapılarak yumurtalık rezervinin durumuna bakılır. Yine aynı muayenede gebeliğe engel olabilecek rahimde miyom, polip ya da rahimde şekilsel bir problemin olup olmadığı görülür. Hatta ultrasonda tüplerle ilgili bir sıvı toplanması, iltihabi bir durum varsa bu da görülür. Ama tüplerin geçirgen olup olmadığını bize rahim filmi söyler. Mutlaka rahim filmi de çekilerek tüplerle ilgili herhangi bir problemin olup olmadığını test etmek gerekir. Rahim filmi adet döneminin bitiminde ilk 2-3 gün içerisinde çekilir. Rahim içerisine röntgen altında özel bir boya verilerek bunun hem rahim içini boyaması hem de buradan tüplere geçerek tüplerin geçirgen olup olmadığını göstermesi istenir.

Yine anne adayına, adetine yaklaşık bir hafta kala progesteron ölçümü yapılarak yumurtlamasının olup olmadığına bakılır. Tabii anne adayı önce sistematik olarak da değerlendirilmelidir. Gebelik oluşmasına engel tiroitle ilgili bir problemi varsa mutlaka tiroit hormonlarının ölçümleri yapılır. Kansızlık öyküsü varsa kan sayımına bakılır. Yine anne adayının kızamık geçirip geçirmediği önceden mutlaka tespit edilmelidir. Çünkü kızamık gebelik sırasında geçirilirse özellikle bebeğin beyninde yerleşerek çok ciddi hasarlara sebep olabilir. Hatta bu nedenden dolayı gebeliğin sonlandırılması gerekebilir. O yüzden gebelik planlayan anne adayından yine kızamıkçık ile ilgili testler istenir. Tüm bu testler bir araya getirildikten sonra çiftle görüşülür. İşte burada çiftin kaç yıldır evli olduğu, kaç yıldır çocuk sahibi olmayı planladığı ve anne adayının yaşı da değerlendirilerek çift için en uygun yöntem beraberce kararlaştırılır.’’

TEDAVİ NEYE GÖRE PLANLANIYOR?

. Testlerden çıkan sonuçlara göre nasıl bir tedavi planlanır?

‘‘Eğer anne adayında iki tane tüp birden tıkalıysa o zaman tüp bebek denemesi yapılır. Yine sperm tahlilinde sayıda, hareketlilikte ciddi bir düşüklük varsa ve bu aşılama için de yetersizse o zaman yine tüp bebek uygulaması önerilir. Örneğin bir çift 40 yaşında, iki yıldır çocuk sahibi olmayı planlıyor ve bütün tahlilleri normalse bu çifte önce tüp bebek önerebilirken; 28 yaşında, 2 yıllık evli ve tahlilleri normal bir çifte öncelikle aşılamayı önerebiliyoruz. Dolayısıyla burada en önemli belirleyici faktörden birincisi anne adayının yaşı, ikincisi de ne kadar süredir çocuk sahibi olmayı planladıklarıdır.’’

TÜP BEBEKTE BAŞARI KESİN Mİ?

. Uygulanan tedavilerin ardından başarı kesin midir?

‘‘Tıpta hiçbir işlemin yüzde 100 garantisi yoktur. Belirli bir orana kadar başarılı olabiliyoruz. Tüp
bebek açısından bakıldığında anne adayının yaşı ne kadar gençse, spermde ne kadar az problem varsa, yumurtalık rezervi ne kadar iyiyse, yanı sıra adayımız ne kadar ideal kilodaysa, sigara kullanmıyorsa, sağlıklı ve düzenli bir yaşam tarzı varsa, bütün bunlar başarı oranlarımızı daha yükseğe taşıyor. Bugün 35 yaş altında tüp bebek denemelerinde yaklaşık olarak yüzde 55-60’lık bir başarı şansına sahibiz. Aşılama açısından bakıldığında da aşılama tüp bebekten de belki uzun yıllar kullanılmasına rağmen yaklaşık yüzde 10-15’lik başarı şansına sahibiz. Buradan çiftlere verilebilecek belki de en önemli mesaj sabırlı olmak ve vazgeçmemektir.’’


İçeriği Paylaşın