30 Dakikalık Yürüyüş Kanserli Hastanın Ömrünü Uzatıyor

30 Dakikalık Yürüyüş Kanserli Hastanın Ömrünü Uzatıyor

30 Dakikalık Yürüyüş Kanserli Hastanın Ömrünü Uzatıyor

Bizi Takip Et


Türk Hematoloji Derneği (THD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir, yürümenin kanserli hastalarda yaşam süresine ve kalitesine etki yaptığını söyledi. Demir, “Yeni bir çalışmaya göre, kanser hastaları haftada üç kez sadece 30 dakika yürüdüklerinde yaşam kalitelerinde artış olmaktadır” dedi.

Uluslararası Lösemi Lenfoma Miyelom Kongresi’nin altıncısı bu yıl Antalya Belek’te yapıldı. 25 yabancı konuşmacının yer aldığı ve 300’e yakın hematoloji uzmanının katıldığı kongrede, 12 bilimsel oturum ve 3 uydu sempozyumda 29 oturum başkanının moderatörlüğünde 34 konuşmacı sunumlarını gerçekleştirdi. Hematolojik kanserler ve tedavileri hakkında bilgi veren Uzmanlar, kanserde ömrü uzatma ve yaşam kalitesini arttırmaya yönelik önemli açıklamalarda bulundular.

“YAŞAM SÜRESİ VE KALİTESİNİ ETKİLİYOR”

Türk Hematoloji Derneği (THD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir, derneklerinin 2016 Dünya Tromboz gününde ‘Hareketsiz kalma, yaşamdan kopma sloganı’ ile damar tıkanıkları hastalıkları konusunda şişmanlığın ve hareketsizliğin yaşama mal olduğu konusunda bilgilendirmeler yaptıklarını hatırlattı. Kanserli hastalıklarda hareketsizliğin yaşam kalitesini etkilediğini vurgu yapan Demir, “Hem yaşam kalitesini hem de yaşam süresine etki etmektedir. Nitekim hastalarımızın ruhsal durumu yaşama bağlılığı aile desteği ile ve tedavisi ve bakımı iyi tedavi yönetmeleri ve yaşam kalitesini arttırıcı yöntemler mümkündür” dedi.

“HAFTADA 3 KEZ SADECE 30 DAKİKA YETİYOR”

Günlük fiziksel aktivitelerin düzenli olarak yapılmasının ise yaşam kalitesini arttırdığını söyleyen Demir, “Bu nedenle olası enfeksiyona karşı önlemler alındığında hastaların dışarı çıkması yürüyüş yapması fiziksel aktivitelerini arttırmaları önem kazanmaktadır. Yeni bir çalışmaya göre, kanser hastaları haftada üç kez sadece 30 dakika yürüdüklerinde yaşam kalitelerinde artış olmaktadır. İngiltere’de yapılan çalışmaya göre, ‘egzersizden kaçmak yerine, hastalar daha aktif olmaya ve günlük yaşamlarında egzersiz yapmaya teşvik edilmelidir’ denmiştir. Çalışmada 42 kanserli hasta iki gruba ayrılmış. Bir grup, mevcut aktivite düzeyini korumaya teşvik edilmiş. Diğer gruba ise yürüyüş önerileri verilmiş ve haftada bir grup yürüyüşüne katılmaları önerilmiştir. Bu hastalar yaşam kalitesi, halsizlik, ruh durumu kendi kendini iş yapabilme durumu sorgulanarak 6, 12 ve 24. haftalarda değerlendirmeler yapılmıştır. Yürüyüş yapanlarda yaşam kalitesi skorlaması yapmayanlara göre daha yüksek çıkmış” diye konuştu.

 “ÇOCUKLARDAKİ KANSER ORANI TÜM KANSERLERİN YÜZDE 2’SİNİ OLUŞTURUYOR”

THD İkinci Başkanı Prof. Dr. Tülin Tiraje Celkan ise, çocukluk ve ergenlik döneminde habis hastalıklarda gün gittikçe ilerleme olduğuna dikkat çekti. Dr. Celkan, çocuklarda saptanan kanser oranının tüm kanserlerin yüzde 2’sini oluşturduğuna dikkat çekerek “Bizim çocukluk çağında kanserlerdeki başarımız çok fazla. Başarıda yüzde 80’lere ulaşmış vaziyetteyiz. Bazı erken evre dediğimiz hasta gruplarında yüzde 90’lara çıktık. Böyle olunca artık yaşayan hastalarımız çok fazla. Hatta deniliyor ki; 2020 – 2030 yıllarına geldiğimizde her 200 – 300 kişiden bir tanesi çocukluk çağında bir kanser geçirmiş olacak. O zaman önlerinde 60 – 70 sene var. Bu da demek oluyor ki yaşattığınız hastaların kaliteli yaşaması bizim için önemli. Böyle olunca da yan etkiler gündeme gelmeye başladı. Daha önceki yıllardaki hedefimiz yaşatmaktı. Şimdi ise kaliteli yaşatmak. Hastaları kaliteli yaşatabilmek için yan etkileri olmaması gerekir. Nasıl olmaz? Kemoterapi sırasında kötü hücreleri öldürelim derken bir takım yan etkileri olarak iyi hücrelerimiz de gidiyor. Kemoterapi alan hastalar maske takar niçin takar? Çünkü vücudumuzun askerleri de ortadan kalkıyor. Bunlar en basit yan etkiler. Bunun yanında Kardiyak yan etkiler, ileride kalp yetersizliği, böbrek yetersizliği olanlar gibi hastalarda var. Böyle olmasınlar diye hedefimiz sadece gidip kanser hücresini öldürecek moleküller, akıllı moleküller artık piyasaya çıkmak durumunda ve kullanılıyor.  Hedefimiz daha sağlıklı başarılara ulaşmış kanserden kurtulmuş çocuklarımızın olması” diye konuştu.

 “KLİNİK ARAŞTIRMA SAYISINDA CİDDİ ARTIŞ YAŞANIYOR”

THD Genel Sekreteri Prof. Dr. Güner Hayri Özsan ise, hematoloji alanındaki klinik araştırmaların önemine işaret etti. Dünyada özellikle habis hastalıkların tedavisinde ve hematoloji alanında giderek artan sayıda ilaç ve molekül keşfedildiğini söyleyen Özsan, bu verilerin klinik araştırmaların sayısında da ciddi artışlara neden olduğunu kaydetti.

“SON 10 YILDA KANSERDEKİ HEDEFE YÖNELİK BİRÇOK TEDAVİ YÖNTEMİ GELİŞTİ”

Kongreye İtalya’dan katılan Hematoloji Uzmanı Dr. Francesca Palandri ise kanser tedavilerinde kullanılan akıllı moleküllerin hematolojik hastalardaki etkisine değindi. Son 10 yıl içerisinde hedefe yönelik birçok tedavinin geliştiğini belirten Palandri, “Bu hastalıkların tedavisinde genellikle standart tedavilerle birlikte yürütülüyor. Bazı durumlarda da standart tedavi yeterli yanıt alınmadığında bu moleküler başarıların sağlandığı, standart tedavilerin yan yetkilerini azaltmaya yönelik birçok çaba bu yönde gelişti” dedi.

Palandri, kemik iliğinde aşırı çoğalmayla giden başka hastalıklarında olduğunu vurgulayarak, şu anda kullanılan tedavi yöntemleriyle hastaların yaşam kalitesi ve yaşam süresinde ciddi ilerlemelerin kaydedildiğini sözlerine ekledi.


İçeriği Paylaşın