50 Kilo Vererek Hem Formuna Hem De Nefesine Kavuştu

50 Kilo Vererek Hem Formuna Hem De Nefesine Kavuştu

50 Kilo Vererek Hem Formuna Hem De Nefesine Kavuştu

Bizi Takip Et


Alanya’da yaşayan 50 yaşındaki Mehmet Kargı 25 yıl önce kilo almaya başladı. 35 yaşından sonra defalarca diyet yapan Kargı, her seferinde düzenli kontrollerine devam etmediği için verdiği kiloları fazlasıyla geri aldı. 5 yıldır 133 kilo olarak hayatını sürdüren Kargı’da; 15 yıldır diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi şikayetleri devam ediyordu. Geceleri ancak solunum cihazına bağlı olarak uyuyabiliyordu. Gittiği doktorlar zayıfladığı zaman tüm şikayetlerinin geçeceğini söyleyince, diyetle kalıcı olarak veremediği kiloları obezite cerrahisi ile vermeye karar verdi. Memorial Antalya Hastanesi’ne başvuran Kargı, Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Tolgay Akın’ın başarılı ameliyatı ve sonrasında ekip takibi ile toplamda 50 kilo verdi.

KIRMIZI IŞIKTA UYUYORDU

Mehmet Kargı, aşırı kilolardan dolayı sağlık sorunları yaşamaya başladı. Hareket ederken zorlanmanın yanı sıra, geceleri rahat uyuyamıyordu. Uyku apnesinden dolayı solunum cihazına bağlı olmadan uyuma imkanı yoktu. Şikayetlerine çare bulamadığı ve diyetlerle kilo veremediği için obezite cerrahisini araştırmaya başladı fakat her seferinde yemek yemeden asla yaşayamayacağını düşündüğü için ameliyat olmaktan vazgeçiyordu. İş için uzun yola gittiği zaman artık gücü yetmiyor, yoruluyor ve hatta kırmızı ışıkta uyuyabiliyordu. Yaşam kalitesi kilolarından dolayı tamamen düşen Kargı, tüm bu şikayetlerinden tek seferde kurtulmak için en sonunda mide ameliyatı olmaya karar verdi.

KİLO VERDİKTEN SONRA HAYAT VARMIŞ DEDİM

Aşırı kilolu zamanlarında lokantaya gittiğinde sadece kendisi için 1 kg et sipariş eden Mehmet Kargı ameliyat sonrasında şunları söyledi: “Ben tepsi kebabını çok severim. Önceden tepsinin hepsini yerken, şimdi yemem gereken kadar yiyip doyuyorum. Kıyafetimden tutun, uyku düzenime kadar her şeyim, hayatım tamamen değişti. Kilonun bir insana ne kadar zarar verdiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Ameliyattan sonra hayat varmış dedim. Her gece uyurken ölüyormuşum da farkında değilmişim. Şimdi 20 km yol yürüyebiliyorum. Önceden kalbimin atışını ayak başparmaklarımda hissederdim. Çok kötü günler geçirdim ama şimdi kendimde gördüğüm bu değişikliklerden sonra çok mutluyum.

ÖNCEDEN TABAK YERİNE TENCEREDEN YEMEK YİYORDU

Kocasının 10 ayda çok değiştiğini söyleyen 47 yaşındaki eşi Tahire Kargı; “Eşim için sofraya tabak koymaya başladık. Önceden doymadığı için yemeği ya tepsiden veya tencereyi önüne alarak tencereden yiyordu. Tabakla yemek alışkanlığı yoktu. Şimdi hayatımıza eskisi gibi mutlu bir şekilde devam edebileceğiz ” diye konuştu.

HASTAMIZI ÇOK DAHA CİDDİ SAĞLIK PROBLEMLERİ BEKLİYORDU

Tüp mide ameliyatını gerçekleştiren Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Tolgay Akın, tedavi süreci ile ilgili şunları aktardı “Hastamız vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olarak bize başvurdu. Mehmet Bey’de diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi şikayetler vardı. Obezite ameliyatı olmasaydı hastamızın şikayetleri çok ciddi boyutlara ulaşacak, kanser riski artacak, eklem problemleri yaşamaya başlayacak ve uyurken artık makineye bağlı kalacaktı. Birçok başka hastalığın da eşlik etmesinin yanı sıra ani yaşam kaybı bile söz konusu olabilirdi. Şimdi hastamız vermiş olduğu kilolardan dolayı çok mutlu ve daha önce yaşadığı tüm şikayetleri tamamen ortadan kalktı.”

DÜZENLİ BESLENME SAYESİNDE KAN DEĞERLERİ NORMAL SEYREDİYOR

Ameliyat sonrasında Kargı’yı düzenli takip eden Dyt. Berna Ertuğ; “Sleeve gastrektomi ameliyatının ardından hastamız, gözetimimiz altında düzenli ve yeterli beslenme programına uyduğu için 40 kilosu yağ olmak üzere toplamda 50 kilo verdi. Özellikle bu ameliyatlarda ekip işinin önemi büyüktür. Ameliyat sonrasında yapılan en büyük hatalardan biri hastaların rutin kontrollerine devam etmemesidir. Fakat hastalar ameliyat öncesi diyetisyen, endokrinoloji ve genel cerrahi doktorları tarafından değerlendirilmelidir. Ameliyat sonrasında da diyetisyen ve endokrinoloji doktoru eşliğinde rutin ve belirli aralıklarla hasta kontrol edilmelidir. Kan tahlillerine göre beslenme programı planlanmalı ve hasta yeni sağlıklı yaşam tarzına adapte edilmelidir. Hastamız düzenli beslenme programına kontrolümüzde uyduğu için kan değerlerinde de herhangi bir eksiklik gözlemlemiyoruz.” diye konuştu.


İçeriği Paylaşın