Akciğer Kanserinde Yeni Tedaviler Yaşam Kalitesini Arttırıyor

Akciğer Kanserinde Yeni Tedaviler Yaşam Kalitesini Arttırıyor

Akciğer Kanserinde Yeni Tedaviler Yaşam Kalitesini Arttırıyor

Bizi Takip Et


Hem erkeklerde hem de kadınlarda sık görülen akciğer kanseri, kimi zaman hiçbir belirti vermiyor ve sinsi bir şekilde ilerliyor. Akciğer kanseri tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar ve immünoterapi yöntemleri hastaların yaşam kalitesini arttırıyor. Memorial Şişli Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serkan Keskin akciğer kanseri ve tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar, immünoterapi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

KANSERİN YERLEŞİM YERİNE GÖRE BELİRTİLER FARKLILAŞIR

Akciğer kanserinin belirtileri, kanserin yerleşim yerine göre değişebilmektedir. Ama genel olarak geçmeyen kronik öksürük, kanlı balgam, kilo kaybı, göğüste veya sırtta ağrılar, iştahsızlık, çomak parmak dediğimiz parmaklarda çomaklaşma, iştah azlığı gibi belirtiler görülebilmektedir. Küçük hücreli ve küçük hücre dışı akciğer kanserlerinin zaman zaman belirtileri farklılık gösterebilmektedir. Küçük hücreli akciğer kanseri daha çok orta bölüme yerleşmeye meyillidir. Bu nedenle kısa sürede ses kısıklığı, balgamda kan, nefes darlığı gibi belirtilere yol açabilir. Küçük hücre dışı kanserler ise akciğerin dış tarafında olmaya meyillidir. Çomak parmak, kilo kaybı, nefes darlığı, öksürük, ses kısıklığı, balgam gibi belirtiler gösterebilmektedir.

GEÇMEYEN ÖKSÜRÜĞE DİKKAT!

Geçmeyen öksürük, akciğer kanserinin erken dönemdeki en önemli belirtilerinden birisidir. Öksürüğün karakterinin değişmesi, eskiye göre giderek daha da fazlalaşması dikkat edilmesi gereken noktalardır. Öksürükle birlikte balgam özellikle kanlı balgam varsa ya da öksürük ile beraber kilo kaybı, iştahsızlık, vücut ağrıları varsa bunlar ayırıcı tanı için önemli bulgulardır.

YÜZDE 90’INDAN SİGARA SORUMLU

Akciğer kanseri için sigara en önemli risk faktörüdür. Tüm akciğer kanseri vakalarının yüzde 90’ının nedeni sigaradır.  Kısaca sigara diye bir şey olmasa akciğer kanseri vakalarının yüzde 90’ını olmayacaktı diyebiliriz. Sigaranın tüketim miktarı ne kadar fazlaysa ve içilen süre ne kadar uzun ise akciğer kanserine yakalanma riski o kadar fazladır. Pasif içicilerin bile akciğer kanseri olma ihtimalleri normal kişilere göre 3-5 kat daha fazladır. Yani kişi sigara içmiyor ama evde sigara içen biri var. O kişi bile evinde hiç sigara içilmeyen kişiye göre akciğer kanseri açısından daha fazla risk altındadır.

KOAH KANSERE DÖNÜŞÜR MÜ?

Ağır metaller ile çalışmak, radon gazına maruz kalmak, kömür-maden işçileri gibi kötü hava şartlarına maruz kalmak akciğer kanseri için sayabileceğimiz diğer risk faktörleridir. KOAH hastalığının da akciğer kanserine sebep olacağına dair bir inanış var. KOAH tek başına kansere dönüşmez; ancak her ikisinin de risk faktörü sigaradır. Yani sigara içen bir kişi hem KOAH hem de akciğer kanseri olabilir. Sigara önce KOAH ardından da kansere yol açtığı için KOAH sanki kansere dönüşüyor gibi algılanabilir. Aslında her ikisi içinde sorumlu olan sigaradır. 

Doç. Dr. Serkan Keskin

AKILLI İLAÇLAR DİREKT KANSERLİ HÜCRELERİ HEDEF ALIYOR

Akciğer kanserinin tedavisi için üç farklı yöntem vardır. Bunlardan ilki kemoterapidir. İkinci yöntem ise; hemen tüm kanserlerde kullanabildiğimiz akıllı ilaçlardır. Ağız yoluyla alınan bu haplar, direkt kanserli hücreleri hedefler ve tahrip olmalarını sağlar. Kişinin hastalık evresine, türüne göre ilaç tedavisi şekillenmektedir. Bu tedaviye başlanmadan önce kişinin akıllı ilaçlara uygun olup olmadığı tümör dokusu analizi ile belirlenmektedir. Kısacası tedavi öncesi kişiden tümör dokusu alınmakta ve analiz edilmektedir. Analiz neticesine göre akıllı ilaç tedavisi başlamaktadır. Tümör dokusunun analizi; bronoskopi, dışarıdan bir iğne yöntemi ile ya da kan analizi sağlayan likit biyopsi ile yapılabilmektedir. Akciğer kanseri tedavisinde üçüncü yöntem ise immünoterapidir.

İMMÜNOTERAPİ, VÜCUDA KANSERLE NASIL SAVAŞILACAĞINI ÖĞRETİYOR

İmmünoterapi, genel bir tedavi yöntemidir. Her bireyin vücudunda kanserle savaşan hücreler vardır; ancak kanser ortaya çıktığında bu savaşma kapasitesi bazı kişilerde istenilen boyutlara ulaşmaz. Bu durumda immünoterapi tedavisi ile vücudun kanserle savaşma yeteneği kat kat arttırılır. Kısacası direkt kendisi kanserle savaşmaz, vücuda kanserle savaşma konusunda yardımcı olur. Akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünün tedavisinde artık rutin olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. İmmünoterapinin kullanımı melanom denilen cilt kanseri çeşidi ile başlamıştır. Bunun dışında böbrek, karaciğer, mide, bağırsak gibi kanser türlerinde de yavaş yavaş kullanılmaktadır.

KAN ANALİZİ İLE HASTANIN TEDAVİYE UYGUNLUĞU TESPİT EDİLİR

İmmünoterapi tedavisinde de yine akıllı ilaç tedavi sürecindeki gibi öncelikle bir kan analizi ile hastanın bu tedaviye uygunluğu tespit edilmektedir. Uygun görülen hastalara 2-3 haftada bir olacak şekilde serumlar verilerek tedavi planlanır. İmmünoterapi ilacı uygun serumların içine eklenerek 30 dakika ya da bir saatlik infüzyonlar şeklinde hastalara verilmektedir. İmmünoterapi bazen, kemoterapi ile beraber ya da kemoterapi sonrasında veya kemo-radyo terapi tedavisinden sonra da uygulanabilmektedir. İmmünoterapi tedavisi, ileri evre kanser vakalarında bile cevap alabilme ve bu cevabın kalıcı olabilmesine dair yeni kapılar açmaktadır.


İçeriği Paylaşın