Akciğer Kanserinin Tedavisindeki Gelişmeler

Akciğer Kanserinin Tedavisindeki Gelişmeler

Akciğer Kanserinin Tedavisindeki Gelişmeler

Bizi Takip Et


“Kanserden ölümlerin yüzde 30’undan, akciğer kanseri vakalarının ise yaklaşık yüzde 90’ından sigara sorumludur. Bir ülkede tütün kullanımı azaldıkça akciğer kanseri de azalmaktadır.”

Bu sözler, Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Başak Oyan Uluç’a ait.

Türkiye’de başarıyla uygulanan dumansız hava sahası gibi önlemler sayesinde sigara kullananların sayısında azalma sağlandığına dikkati çeken Prof. Dr. Uluç, şu bilgiyi verdi:

“Ülkemizde 2009’da sigara içenlerin sayısı yüzde 31’lerdeyken 2015’te bu aran yüzde 24’lere kadar düştü. Bu azalma, özellikle erkeklerdeki akciğer kanseri görülme sıklığına da yansımaya başladı. Sigara yasağının olumlu etkileri gelecek 10 yıl içinde akciğer kanseri ve buna bağlı ölümlerde kaydedilen azalmayla görülecektir. Ancak yasağın ilk başladığı döneme göre denetimlerde gevşeme olduğu, halka açık bazı sosyal alanlarda bu yasağa uyulmadığı görülmektedir.”

Elektronik sigara konusuna da dikkat çeken Prof. Dr. Uluç; “Elektronik sigaraların içindeki maddeler kanserojendir. Ayrıca elektronik sigara bazen sigara alışkanlığına da neden olabilir. Bu nedenle elektronik sigarayı da önermiyoruz” şeklinde konuştu.

AKCİĞER KANSERİNDE HEDEFE YÖNELİK TEDAVİLER

Akciğer kanserinde erken tanın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Uluç, şöyle konuştu:

“Akciğer kanserlerinin yüzde 85’ini küçük hücreli-dışı akciğer kanseri oluşturmaktadır. Ülkemizde erkeklerde en sık görülen kanser türü akciğer kanseridir. Akciğer kanseri vakalarının yüzde 80- 85’i ileri evrede tanı almaktadır. Bu da hastaların yaklaşık ancak yüzde 15’ini erken dönemde teşhis ettiğimizi göstermektedir.  İleri evre küçük hücreli-dışı akciğer kanserinde yakın zamana kadar tedavi sadece kemoterapi verilmesi şeklindeydi. Son yıllarda tümörde genomik değişikliklerin (mutasyonlar) saptanması ile tedavi yaklaşımında çok önemli değişiklikler oldu. Artık akciğer kanserlerinde tanı konulduktan sonra bu değişiklikler rutin olarak test edilmekte ve saptanmaları durumunda, kemoterapi yerine bu değişiklikleri hedefleyen ilaçlar kullanılmaktadır. EGFR mutasyonu saptanan hastalar ile ALK mutasyonu saptananlar hastalar hedefe yönelik ilaçlarla tedavi edilmektedir. Bu ilaçlar sayesinde hem kemoterapiye oranla çok daha iyi yanıt elde edilmekte, hem de yan etki daha az olmakta ve yaşam kalitesi artmaktadır. Ancak ALK ve EGFR mutasyonu küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarının ancak yüzde 15’inde saptanmaktadır. Hastaların yüzde 85’inde ise halen kemoterapi tek seçenektir. Bu ilaçlar dışında son yıllarda immünoterapi gündeme gelmiştir.”

AKCİĞER KANSERİNİN TEDAVİSİNDE İMMÜNOTERAPİ

Akciğer kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğuna da değinen Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, şu bilgiyi verdi:

“İmmünoterapide amaç, hastanın kendi savunma sistemlerinin yeniden aktive olmasını sağlayarak hastalıkla mücadeleyi organizmanın yapmasını sağlamaktır. Son yıllarda akciğer kanserinde en umut verici sonuçlar immünoterapi çalışmalarından gelmeye başlamıştır ve kısa bir gelecekte bu ilaçların piyasaya çıkması beklenmektedir. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi aktifleştiği zaman, bunun normal dokulara da zarar vermesini önlemek için belli bir süre sonra fren mekanizmaları devreye girmekte ve bağışıklık sisteminin saldırısını durdurmaktadır. Yeni geliştirilen ilaçların en önemli avantajı moleküler değişiklikleri olsun olmasın tüm küçük hücreli-dışı akciğer kanserlerinde etkili olmalarıdır. İmmünoterapi akciğer kanseri dışında melanom, böbrek tümörleri gibi kanserlerde de etkilidir. Hatta melanomda standart tedavi haline gelmiştir. İmmünoterapilerin, gelecek 10 yılda kanser tedavisinin belkemiğini oluşturması ve kanserlerin yüzde 60’ında kullanılmaya başlanması beklenmektedir”


İçeriği Paylaşın