Alzheimer Nasıl Bir Hastalıktır?

Alzheimer Nasıl Bir Hastalıktır?

Alzheimer Nasıl Bir Hastalıktır?

Bizi Takip Et


Unutkanlık ne zaman bir hastalık habercisidir? Her unutkanlığın nedeni Alzheimer hastalığı mıdır? Unutkanlığa yol açan bedensel, ruhsal ya da beyinsel başka sağlık problemleri de var mıdır? Alzheimer nasıl bir hastalıktır? Kognitif (hafif bilişsel) bozukluk nedir? Ailesinde Alzheimer hastalığı olan kişilerin aynı hastalığa yakalanma riski nedir? Alzheimer hastalığının tanısı nasıl koyulur? Tanıda yardımcı yöntemler nelerdir? İletişimde hasta ve hasta yakınlarının yaptığı yanlışlıklar nelerdir?

İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi aynı zamanda Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Haşmet Hanağası, Alzheimer hastalığını ve derneğin projelerini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

UNUTKANLIK GÜNLÜK HAYATI ETKİLEYECEK DÜZEYE GELİRSE…

. Unutkanlık ne zaman bir hastalık habercisidir?
‘‘Unutkanlık hepimizin yaşadığı normal bir şeydir. Günlük hayatta çok fazla bilgiyle iç içeyiz ve çok farklı şeyle karşılaşıyoruz. Her şeyi aklımızda tutmamız mümkün değil. Fakat bu unutkanlıklar kişinin günlük hayatını etkileyecek düzeye geliyorsa ve çevredekiler de buna dikkat etmeye başlamışsa örneğin; anahtar kaybediyorum, aynı şeyleri tekrar tekrar konuşuyorum, işimde aksamalar oluyor, ev işlerinde aksamalar oluyor, deniyorsa o zaman bu bir hastalık belirtisi olabilir.’’

‘‘YAŞLILIKTA UNUTKANLIK NORMAL DİYE DÜŞÜNÜLMEMELİ’’

. Yaşlılıkta unutkanlığın normal olarak görülmesi Alzheimer hastalığının tanısını geciktirir mi? Yaşlılıkta unutkanlık ne zamana kadar normaldir?
‘‘Unutkanlık bir problem haline geliyorsa ve unutkanlıklar dikkat çekici bir özellikse hiçbir zaman normal değildir. Yaşlılıkta unutkanlığın normal diye düşünülmesi kesinlikle kabul edilemez. Unutkanlık gerçekten öne çıkan bir belirtiyse, kişinin/hastanın hayatını etkiliyorsa bu bir hastalıktır. Bu durum hiçbir yaşta normal olarak görülemez. Yaşlandıkça zihinsel fonksiyonlarımızda ister istemez pek çok faktöre bağlı olarak biraz yavaşlama olur. Fakat bunu deneyimlerimizle o zaman kadar elde ettiğimiz bilgilerle harmanlayıp, esasında çok farklı bir zihinsel işlemimiz oluyor.’’

‘‘HER UNUTKANLIK ALZHEİMER HASTALIĞI DEĞİLDİR’’

. Her unutkanlığın nedeni Alzheimer hastalığı mıdır? Unutkanlığa yol açan bedensel, ruhsal ya da beyinsel başka sağlık problemleri de var mıdır?
‘‘Her unutkanlık eşittir Alzheimer hastalığı değildir. Yaş arttıkça bu risk fazlalaşır ama unutkanlığa pek çok şey sebebiyet verebilir. Örneğin; günlük hayatta çok fazla yoğun olmak, çalışmak, insanın kafasının çok dolu olması unutkanlık yapabilir, bu çok normal bir şeydir. Depresyonda kişinin dikkati bozulduğu için unutkanlıklar olabilir. Yine unutkanlık sebebi olabilecek beslenme ile vitaminlerle ilgili problemler olabilir. Beyin damar hastalıkları ile ilgili problemler olabilir. Bunların hepsi unutkanlık yapabilir. Biz hekim olarak hasta karşımıza geldiği zaman bunun ayırıcı tanısını yapmak zorundayız. Bu kişinin unutkanlığının altında ne var mutlaka araştırıyoruz.’’

BEYNİN NÖRODEJENERATİF BİR HASTALIĞI

. Alzheimer nasıl bir hastalıktır? Evreleri var mıdır; evrelere göre ne tür bir süreç izler?
‘‘Alzheimer hastalığı, beynin nörodejeneratif bir hastalığıdır. Beyinde ilerleyici bir hücre kaybı olur. Bir takım anormal protein birikintileri oluşur ve bu protein birikintilerinin sonucunda bir hücre ölümü meydana gelir. En belirgin bulgusu unutkanlıktır. Zihnin pek çok fonksiyonunu etkiler. Örneğin; hastanın dikkatini ve konuşmasını bozan, çevre algısını, yön bulmasını, muhakemesini bozan ve sıklıkla davranışsal belirtilerin yani aşırı sinirlilik, depresyon, uyku problemleri gibi pek çok bulgunun eşlik ettiği ve ilerleyici bir hastalıktır. Bu hastalığı şuan durduran bir tedavi yoktur. Fakat bir takım ilaçlarla hem olumlu bir etki sağlayabiliyoruz hem de seyrinde olumlu bir etki yaratabiliyoruz.’’

Prof. Dr. Haşmet Hanağası

KOGNİTİF BOZUKLUK  NEDİR?

. Kognitif (hafif bilişsel) bozukluk nedir?
‘‘Alzheimer’da bulgular pat diye bir günde başlamaz. Hastalığın hiçbir bulgunun olmadığı bir evresi vardır. Alzheimer’da beyindeki ilk değişiklikler yaklaşık 25-30 yıl önce başlar. Orta yaştaki bulgular Alzheimer’in ilk başlangıç özelliklerini oluşturur. Yıllar içerisinde bu patoloji giderek artar. Hafif bilişsel bozukluk veya kognitif bozukluk dediğimiz evreye gelir. Genellikle 50-60’larında veya 70’lerinde olan bireyler unutkanlıktan yakınırlar. Yapılan detaylı testlerle bu unutkanlıklar saptanır. Bu unutkanlık zamanla başka alanlarda bozulmaya, hafif zihinsel, hafif bilinçsel bozukluğa da eşlik eder. Örneğin dikkat bozukluğu, yön bulma ile ilgili problemler, bazen dil problemleri olur. Hafif bilişsel bozuklukta hiçbir zaman hastalar bir demans (bunama) evresinde olmazlar. Her işlerini kendi başlarına yürütebilirler. Yemek yapabilirler, dışarı çıkabilirler, alışverişe gidebilirler. Belki unuturlar, belki bir köşeye yazarlar ama günlük hayatları çok bozulmaz. Fakat bu evrenin önemli bir özelliği vardır; özellikle unutkanlıkla başlamışsa bu hafif bilinçsel bozukluk evresi, senede yüzde 10-12 gibi oranda Alzheimer hastalığına dönüşebilir. Dolayısıyla bu hastanın yakın takibi çok önemlidir.’’

. Hafif bilinçsel bozukluk evresini uzatmak mümkün müdür?
‘‘Hafif bilinçsel bozukluk evresi, senede yüzde 10-12 gibi oranda Alzheimer hastalığına dönüşebilir ama her hasta Alzheimer olmaz. Çok uzun yıllar böyle giden hastalarda stabilize olabilir. Bu evreyi uzatmak için sağlıklı beslenme, egzersiz, kafayı çalıştırmak, günlük hayatta sosyal olmak gibi bazı faktörleri yerine getirmek ve hipertansiyon, diyabet, obezite gibi bazı risk faktörlerinden kaçınmak gerekir. Bunlar Alzheimer hastalığını önlemek için önem taşır.’’

GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER ÖNEMLİ!

. Ailesinde Alzheimer hastalığı olan kişilerin aynı hastalığa yakalanma riski nedir?
‘‘İki tür Alzheimer hastalığı vardır. Birincisi, genetik özelliğin çok baskın olduğu Alzheimer hastalığıdır. İkincisi de genetik özelliklerle çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı Alzheimer hastalığıdır. Genetik özelliğin çok baskın olduğu Alzheimer hastalığı, tüm Alzheimer hastalarının yaklaşık yüzde 1’ini oluşturur. Bu grupta, anne, baba veya kardeşlerde kısacası ailede çok güçlü bir Alzheimer hastalığı öyküsü vardır. Genelde 40-50’li gibi erken yaşlarda başlar. Hatta daha erken 30’lu yaşlarda da olur. Bu çok erken başlangıçlı, genetik özelliklerin yoğun olduğu Alzheimer hastalığıdır. Büyük oranı oluşturan ikinci grupta yine annede, babada veya kardeşlerde ileri yaşta Alzheimer hastalığı öyküsü olabilir. Fakat çevresel faktörlerle beraber olduğu zaman bu risk artışı daha fazlalaşır.’’

TANI NASIL KOYULUR?

. Alzheimer hastalığının tanısı nasıl koyulur? Tanıda yardımcı yöntemler nelerdir?
‘‘Alzheimer hastalığına tanı koymak için önce hasta dinlenir. Hasta yakınlarını dinlemek de çok önemlidir. Çünkü hasta hem bilişsel hem de nöropsikiyatrik bulguları hekime söyleyemeyebilir. Ayrıca başka davranışsal belirtiler de olabilir. Görüntüleme yöntemi ile hastanın beyni görülür. Gerekirse ileri görüntüleme yöntemleri de tercih edilebilir. Birtakım laboratuvar testleri ve mutlaka mental nörolojik muayene yapılır. Mental muayenede hastalığın özelliği olarak hangi alanların bozulmuş olduğu net olarak görülür. Hastanın belleğinin bozukluğu, dil, görsel mekânsal işlevler, muhakeme gibi diğer zihinsel alanlarda veya başka psikiyatrik bulgularda bir problem olup olmadığı net bir şekilde görülür ve buna göre bir teşhis koyulur.’’

TANIDA OMURİLİK SIVISININ ÖNEMİ

. Tanıda omurilik sıvısının önemi nedir?
‘‘Bazı atipik Alzheimer hastalığı dediğimiz çok erken başlangıçlı, bellek problemlerinin ön planda olmadığı veya diğer demans hastalıklarından ayırt etmek için bazı hastalarda omurilik sıvısı incelemeleri de yapılabilir. Alzheimer hastalığının beyin omurilik sıvısında belli bir imzası olur. Bazı protein değişiklikleri görüldüğünde Alzheimer hastalığının teşhisi yüzde 90’ların üzerinde bir oranda koyulmuş olur. Ayrıca, ilerisi için hastaya nasıl davranılacağı ve ayırıcı tanı için de bize bir fikri söyler. Beyin omurilik sıvısındaki imza hastalık başlamadan ortaya çıkar. Hafif bilişsel bozukluk evresinde görülmeye başlanır. Dolayısıyla birtakım önleme çalışmalarında artık rutin olarak beyin omurilik sıvısı incelemesi yapılır.’’

HASTA YAKINLARININ YAPTIĞI YANLIŞLAR…

. İletişimde hasta ve hasta yakınlarının yaptığı yanlışlar nelerdir?
‘‘Hasta yakınları bunun bir hastalık olduğunu bilmeliler. Hiçbir hasta yakını, hastasına annesine ve babasına bunu konduramıyor; kasıtlı yaptığını düşünüyor. Ama Alzheimer maalesef zihinsel fonksiyonların giderek yavaşladığı bir hastalıktır. Onlara yardımcı olmaya çalışsınlar ve bilgilensinler. Türkiye Alzheimer Derneği ücretsiz olarak bilgilendiriyor. Konuyla ilgili broşür ve programlarımız var. 14 ilimizde, çeşitli hasta okulları yapmaya çalışıyoruz, çeşitli toplantılar, gündüz yaşam evleri var. Bunlara katılabilirler, bunlarla ilgili bilgilendirme alabilirler. Hasta yakınları kendilerine de zaman ayırsınlar; çünkü zaman içinde depresyona girebiliyorlar. Bu çok çok önemli. Dernek olarak hasta yakınların bilgilendirmeye yönelik birçok aktivitemiz var. Hem internet üzerinden olabilir ya da dernek şubelerimize başvurabilirler. Aynı zamanda bazı illerimizde olan gündüz yaşam evlerimiz var. Hasta yakını hastasını gündüz yaşam evine bırakıyor. Orda diğer hastalarla hasta çeşitli aktiviteler, müzik, resim farklı aktivitelerle katılarak iyi vakit geçiriyor. Hasta yakını da kendisine vakit ayırabiliyor.’’

SAĞLIKLI BİR BEYİN İÇİN ÖNERİLER

. Genel anlamda daha güçlü bir hafıza, daha sağlıklı bir beyin için neler yapmalıyız?
‘‘Genetik mirasımızı değiştiremeyiz ama risk faktörlerini azaltarak Alzheimer’den korunma ve ileri yaşlara taşıma gibi bir olasılığımız olabilir. Bunlardan bir tanesi hipertansiyon, diyabet gibi kardiyovasküler faktörleri azaltmaktır. Egzersiz yapmak, iyi beslenmek çok önemlidir. Yürüyüş yapmak, Akdeniz tipi diyet uygulamak, omega 3’ten zengin beslenmek gerekir. Balık, fındık, fıstık, yeşillik, zeytinyağı beslenme planında olmalıdır. Doğru beslenmenin Alzheimer hastalığında koruyucu bir etkisi vardır. Kahve, uyanıklığı arttırmada etkilidir. Alzheimer hastalığında değil Parkinson hastalığında koruyucu etkisi vardır diyebiliriz.’’


İçeriği Paylaşın