Ameliyat ve Anestezi Korkusu…


Bizi Takip Et


Esra Kazancıbaşı İle Sağlık

Haberin başlığında şöyle yazıyordu: “Ünlü Oyuncu İlyas İlbey’den Kötü Haber

İlk okuduğumda “Genç de sayılacak bir yaşta. Acaba nesi var?” diye paniğe kapıldım. Sağlığıyla ilgili olumsuz senaryolar geldi aklıma. Hızla haberi okumaya başladım. İlbey’in eşi tiyatro sanatçısı Yasemin Yalçın “Eşim açık kalp ameliyatı oldu, aort kapağı değişti. Operasyon iyi geçti” diyordu. Yani, gazete haberinde yazılanların tam tersi bir durum söz konusuydu. İlyas İlbey, kalp kapak hastalığının tedavisi amacıyla başarılı bir operasyon geçirmişti.  Haberin başlığı ise toplumumuzda yaygın olan ameliyat ve anestezi korkusunun medyadaki bir yansımasıydı.

AMELİYAT OLABİLMEK ŞANSTIR ASLINDA…

Ameliyatın en etkili, sonuçları hemen gözlenen bir tedavi sekli olmasına karşın, kendisine operasyon önerilen çoğu hasta strese girer.  Doktoruna “Hastalığımın ameliyatsız tedavisi yok mu?” diye endişeli ses tonuyla sorar. Kimi ameliyathaneden çıkamamaktan, kimi de anesteziden uyanamamaktan korkar.

Aslında ameliyatla tedavi imkanının bulunması bir hasta için en büyük şanstır. Asıl sorun, cerrahiye engel olan bir sorunun varlığı ve hastanın böylesine önemli bir tedavi seçeneğinden mahrum kalmasıdır. Bu gerçeği çoğu hasta ve hasta yakınının fark etmemesinin sebebi ise, ameliyata ve anesteziye dair olumsuz örneklerin alt beyinlerde yarattığı korkudur. Medyanın haberlerde kullandığı dilin, negatif çağrışımlı başlıkların, olumsuz  örneklerin haber yapılmasının da elbette bunda payı fazladır.

ETKİLİ VE SONUÇLARI HIZLI BİR TEDAVİ: AMELİYAT

Oysa, hastalıkların tedavisinde etkili yöntemlerden biridir ameliyat. Aynı ilaçlar gibi. Bazen giderek büyüyen çok sayıda nodül yüzünden tiroid bezinin çıkartılması gerekir. Bazen tıkanan kalp damarları için bypass operasyonu önerilir. Bazen de böbrek, karaciğer ya da kalp nakli sayesinde hastalar adeta yeniden doğar.

Cerrahi tedaviyle ya bedeninizin istemediği nodül, polip, tümör gibi düşman dokular alınır ya da eskiyen, tıkanan, işlevini yitiren bir organın, dokunun yerine yenisi bir şekilde yerleştirilir. Menisküs yırtıklarında, kalp kapağı hastalıklarında ameliyata başvurulmasındaki amaç ise o dokunun tamir edilmesidir.

YA ANESTEZİDEN UYANAMAZSAM…”

Genel anesteziyle ilgili endişeler ise ameliyat korkusundan çok daha yoğundur. Genel anestezi almamak için ameliyatını türlü bahanelerle erteleyen hastalara bile rastlanır.  Toplumda ameliyat ve özellikle anestezi konusunda ön yargılara, yanlış bilinenlere dikkat çekmek amacıyla geçtiğimiz yıl “Sorular ve Yanıtlarla Anestezi” kitabını gazeteci Nihal Yazan ile birlikte hazırladık. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği’nin işbirliğiyle ülkemizde önde gelen anestezi hekimleriyle görüştük. O hekimlerden biri de, Prof. Dr. Zekeriyya Alanoğlu idi. Genel anesteziyle ilgili kitaptaki şu sözlerini anımsatmak istiyorum:

“Hastanın işlemden önce uyuması, işlem esnasında hareketsiz olması ve bilinci olmadığı için uyandığında olayın kötü anılarını hatırlamaması genel anestezinin en büyük avantajdır. Problemli, durumu kritik vakalarda bile genel anestezi, ufak tefek manipülasyonlarla hastaya özel bir şekilde uygulanabilir. Genel anestezi istenildiği takdirde sonlandırılabilir. Bütün bu nedenlerden dolayı genel anestezi hasta için konforlu ve emniyetli; uygulayan için öngörülebilir; cerrah için de rahat, sakin bir çalışma ortamı nedeniyle tercih edilen bir yöntemdir.”

 

Kitap için söyleşi yaptığımız uzmanlardan öğrendiğime göre, hastalar ameliyata hazırlanırken gerekli tüm tetkiklerden geçiriliyor,  anestezi için risk teşkil edebilecek diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkları kontrol altına alınıyor. Ameliyat sırasında da nabızları, tansiyonları, vücuda giren-çıkan gaz miktarları özel cihazlarla izleniyor. Kısacı “güvenli anestezi” için tüm önlemler alınıyor.

Anesteziden ve ameliyattan korkmayın! Yeter ki, cerrahınızı ve ameliyat olacağınız hastaneyi iyi seçin!

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 18 Aralık  2016 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın