Anestezi Hangi Durumlarda Uygulanır

Anestezi Hangi Durumlarda Uygulanır

Anestezi Hangi Durumlarda Uygulanır

Bizi Takip Et


Kişi ameliyat olacağında hangi anestezinin tercih edileceğine nasıl karar verir? Cerrahlar mı yoksa anestezi uzmanları mı kararı verir? Anestezi uzmanları hastanın durumunu iyi bulmayıp ameliyata izin vermeyebilir mi? Genel anestezide risk daha mı fazladır? Gerçekten anesteziden uyanamama diye bir risk var mıdır? Anestezi kim tarafından nerede verilmelidir? Yaşlılarda ve kalp hastalarında anestezi riski yüksek midir? Anestezinin hastalara getirdiği olumlu şeyler nelerdir? Yoğun bakıma durumu çok ciddi olan hastalar mı alınır? Yoksa yoğun bakım hayatın ciddi ve kesintisiz kontrolü için de yapılır mı? Hangi tür ameliyatlarda hastaların yoğun bakıma alınması normaldir? Çocuklarda anestezi nasıl uygulanır?

Türk Anestezyoloji ve Reanimasyon Derneği’nin katkılarıyla hazırlanan ‘Sorular ve Yanıtlarla Anestezi’ kitabında anesteziye, yoğun bakıma ve ağrı tedavisine dair pek çok sorunun yanıtı var. Bu soruların bir kısmını Sağlığım İçin Herşey’de Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan Alkış ve Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Genel Sekreteri Dr. Fikret Kutlu’ya sorduk. İşte yanıtları…

‘‘KİTAP CİDDİ BİR SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ’’

. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği’nin hasta ve toplum eğitimine dair ne gibi çalışmaları var?
Neslihan Alkış: “Öncelikle, verdiğiniz emeklerle çok büyük bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdik. Katkınızdan dolayı çok teşekkür ederim. Anestezide, yoğun bakımda ve ağrıda verdiğimiz hizmetler konusunda biz anestezistler biraz maskelerin arkasındaki doktorlarız. Bu nedenle hastalarımıza daha sağlıklı oldukları dönemlerinde birebir bilgiler veremediğimizi düşünüyoruz. Ameliyat olacak bir hastada ameliyat stresi vardır ve sürekli cerrahı ile muhatap olur. Hasta sonra bir anda kendini ameliyathanede bulur. Aslında ameliyathane öncesi hastanın mutlaka anestezistlerle kontağı olur. Ama kitapta verilen bilgiler kadar fazla bilgi alış verişi yoktur. Yoğun bakım ihtiyacı olabilir. Yine kapalı kapıların arkasında anestezi uzmanlarının ellerinde yoğun bakım hizmeti alırken kendini bulur. Yoğun bakımda hastası olan hasta yakınları bir tek anestezistleri tanır.

‘‘HASTANIN KORKUSUNU YENMEK ÖNEMLİ BİR GÖREVİMİZ’’

Bir başka cephemiz ise ağrıdır. Bunlar gerek travma sonrası veya ameliyat sonrası akut ağrı, gerek kronik ağrılardır. Ağrıların tedavisinde anestezistlerin çok özel bir alt birimi vardır. Kendi uzmanlığımız içinden çıkan ağrı uzmanları ciddi anlamda ağrıları tedavi eden hekimlerdir. Böyle bir durumda dernek olarak kendi camiamızı topluma ve kamuoyuna tanıtamadığımızı düşündük. Kitaba, bir misyon olarak yaklaşmak istedik. Katkılarınızla çıkan Sorularla ve Yanıtlarla Anestezi kitabında anestezi uzmanlarının neler yaptığını anlattık. Kitap aynı zamanda bizlerle muhatap olmaya başladıkları zaman hastalarımızdan neler beklediğimizin mesajını vermektedir. Hastalarımız neyi ne kadar bilmeli bunları anlatmaya çalıştık. Anestezi ile ilgili hastaların ve hasta yakınlarının korkuları var. Ameliyathanede korkularını engellemek mesleğimiz içinde önemli bir görevimiz. İşte kitaptaki bilgiler o korkuyu yenmeye de çok katkıda bulunacaktır. Bilginin birinci kaynağından, yönetim kurulumuzdaki ve camiamızdaki duayen hocalarımızdan alınan bilgileri sizinle birlikte ciddi bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürmüş olduk.”

HAYATA EL VER PROJESİ NEDEN ÖNEMLİ?

. Kalp akciğer canlandırmasını Hayata El Ver projenizle topluma anlatmaya çalışıyorsunuz. Neden toplum olarak kalp akciğer canlandırmasını öğrenmeliyiz?
Fikret Kutlu: “Kalp akciğer durması sırasında yanımızda bir hekim olamaz ya da ambulans bekleyemez. Dolayısıyla toplumda böyle bir bilinci oluşturmak gerekir. İnsanlar talihsiz bir durumla karşılaştıklarında yanındakiler hiçbir şey yapmadan seyretmek yerine doğru müdahale etmesini öğrenmeliler. Bu bir Avrupa Birliği projesidir. Avrupa’da 16 Ekim Yeniden Canlandırma Günü olarak belirlenmiştir. Biz de dernek olarak 16 Ekim 2014’te çalışmalara başladık. Neslihan hanımın öncülüğünde Avrupa’ya entegre olup bu işi yürütmek için atılımlarda bulunduk. Anestezistlerin kurduğu Resüsitasyon Derneği, Sağlık Bakanlığı ile Ankara ve Dokuz Eylül üniversitelerinin katkılarıyla iki yıl içerisinde önemli yol aldık. Değişik projeler yaparak toplumun kesimlerine bu projeleri taşıdık. Konuşmalar ve uygulamalar gerçekleştirdik. Aynı zamanda yurtdışından uygulamalarda kullanılacak maketlerin bağışını aldık. Projelerimizi böylece ileriye doğru taşıdık.”

Prof. Dr. Neslihan Alkış Dr. Fikret Kutlu

Prof. Dr. Neslihan Alkış – Dr. Fikret Kutlu

‘‘AMELİYAT ÖNCESİNDE HASTA MUTLAKA ANESTEZİSTLERLE GÖRÜŞÜR’’

. Kişi ameliyat olacağında hangi anestezinin tercih edileceğine nasıl karar verir? Cerrahlar mı yoksa anestezi uzmanları mı kararı verir? Anestezi uzmanları hastanın durumunu iyi bulmayıp ameliyata izin vermeyebilir mi?
Neslihan Alkış: “Cerrahi bir ekip işidir. Bu ekibi farklı uzmanlık alanlarından doktorlar oluşturur. Günümüzde ‘ameliyat süresince’ denilen bir bakım hizmeti ve pre-operatif bakım doktorları vardır. Cerrah bu sürecin ameliyat kısmındadır. Anestezistler de bunun anestezi, ameliyat sonrası ve ameliyat öncesi kısımlarında hastanın güvenliği için olmazsa olmaz hekimlerindendir. Cerrahi endikasyonu ilk olarak cerrah verir. Kişinin safra kesesinde taş varsa ameliyat endikasyonu cerraha aittir. Bu karardan sonra hastanın cerrahi sırasında yüzleşeceği hekim, anestezisttir. Ameliyat öncesi dönemde hasta mutlaka anestezistlerle görüşür. Ameliyata girecek anestezi doktoru mutlaka hastasını bulur. Başka sistemlerin içerisinde ise cerrah hemen sonrasında hangi anestezi doktorunun ekibindeyse hastayı ona yönlendirir. Bu dönemde hasta ile sağlık durumu, olacağı ameliyatı şekli konuşulur. Cerrah ameliyatta ne yapılacağını, anestezistler ise vücuduna neler olacağını anlatır. Hastanın kalbi, akciğeri, beyni nasıl etkilenecek, nasıl uyuyup uyanacak anestezistlerce bilgilendirilir.

‘‘HASTA ESKİ FONKSİYONLARINA DÖNÜNCEYE KADAR BIRAKILMAZ’’

Hastalarda, medyada en çok kullanılan slogan olan ‘narkoz fazla geldi’ korku ve soruları vardır. ‘Anesteziye alerjim var’ tanımı bilimle bağdaşmamaktadır. Anestezistler bunları mutlaka anlatır.  Hastaya yapılacak cerrahiye uygun anestezi tekniği önerilir. Eğer o teknik hastanın sağlığı için bir risk oluşturuyorsa alternatif teknikler vardır. Onlar anlatılır ve hazırlanır. Ne kadar süre aç kalacağı, hangi ilaçları alacağı, sabah nerede buluşulacağı ve ne yapılacağı konularında bilgi verilir. Hasta kontrollü ağrı tedavileri ameliyat sonrasında uygulanır. Bu dönemde hastanın nelerle karşılaşacağı, ağrı ile nasıl mücadele edeceği, hangi ağrı kesicilerin kullanılacağı da anlatılır. Hasta kendini eski fonksiyonlarına dönmüş hissedinceye kadar bırakılmaz. Anestezi yönteminin belirlenmesinde hastanın seçimi de çok önemlidir.”

‘‘ŞİMDİ HER ŞEY DOZİMETRİK’’

. Genel anestezide risk daha mı fazladır? Gerçekten anesteziden uyanamama diye bir risk var mıdır?
Fikret Kutlu: “Anestezi, hasta ve cerrah bir üçgendir. Cerrahi ile anestezi iç içe çalışan branşlardır. Yıllar içinde anestezi cerrahinin gelişimini cerrahi de anestezinin gelişimini sağlamıştır. Eskiden komplike ameliyatların yapılması için daha iyi anestezi tekniklerine ihtiyaç duyulmuştur. Daha iyi anestezi teknikleri bulunup hastalar ameliyata dayanıklı hale geldikçe cerrahlar daha geniş kapsamlı ameliyatlar yapmıştır. Eskiden anestezistlerin elinde monitörler veya cihazlar yoktu. İlaçların pek çok özelliği kontrolümüz dışındaydı. Şimdi ilaçların dozlarının iyi ayarlandığı cihazlar var. Hasta için teknoloji anestezinin bütün bünyesine girmiş durumdadır. Eskiden, hastanın durumuna göre, narkozun derecesini acaba fazla mı yoksa az mı verdik diye tahmin yürütülürdü. Şimdi her şey dozimetriktir. Hatta sonuçların ve uyanıklılık derecesinin bile ölçüldüğü monitörler var. Dolayısıyla hastalara hep ‘Yolda yürürken çok daha az güvenliklisiniz. Ama anestezi altında her şeyiniz kontrolde ve her şeyiniz takip ediliyor. Çok daha güvendesiniz’ diyorum. Bunun için tek şart, uygun ortamda ve uygun kişiler tarafından bunun yapılmasıdır.”

. Anestezi kim tarafından nerede verilmelidir?
Fikret Kutlu: “Anesteziyi mutlaka anestezi uzmanları vermelidir. Standart şartlara uygun olan ortam ve hastanelerde bu iş yapılmalıdır. Küçük ya da basit ameliyat diye söz etmek doğru değildir. Ameliyatın küçüğü ya da büyüğü olmaz. Ancak küçük ameliyatlarda daha az dikkat edilir. Nasıl olsa sorunsuz hasta, diye düşünülür. O zaman dikkatten kaçan bazı şeyler eskiden olabilirdi. Bugün her şey monitorize olduğu için kontrol altındadır.”

‘‘KALP HASTALARINA ÖZEL TEKNİKLER UYGULANIR’’

. Yaşlılarda ve kalp hastalarında anestezi riski yüksek midir?
Neslihan Alkış: “Yaşlılar ve kalp hastaları kesinlikle anestezi ile ameliyata alınır. Dünya nüfusu da Türkiye de yaşlanmaktadır. Özellikle ortopedide protez cerrahisinde ve onkolojik cerrahide çok yaşlı hastalar alınmaktadır. Eğer hastanın yaşamının devamı için o cerrahiye ihtiyacı varsa mutlaka o cerrahi için hasta planlanmalıdır. Ama ameliyatı planladıktan sonra neler yapılacağı önemlidir. Bazı hastaların cerrahi hastalığı dışında kalp hastalığı olur. Kalp hastalarına nasıl güvenli anestezi verileceği en önemli konulardan biridir. Bunlar için kılavuzlar ve yayınlar vardır. Ameliyat öncesi hazırlık döneminde hastanın kardiyoloğu ile mutlaka kontak kurulur. Kalp hastalığının durumunu ortaya koymak için gerekirse çok ileri tetkikler ve anjiyolar yapılır. Verilecek anestezinin kişiye ve kalbine neler yapacağı önceden görülür. Bunlar öngörülerek ameliyata girilir. Özel tekniklerle ve farklı ilaçlarla ameliyat yapılır. Hastanın kalbi, kaç mililitre kan attığı hep izlenir. Gerek öncesinde gerek ameliyat sırasında bunlar izlenerek ameliyata girilir. Kalp hastaları ya kapak ya da damar hastasıdır. Onlar için özel teknikler uygulanır. İkinci kere ameliyat olan hastalar bile vardır. Hedefimiz onlara güvenli bir şekilde anesteziyi vermektir. Bunun için de çok sıkı iletişim halinde olunması gerekir.”

‘‘ANESTEZİST AMELİYAT SÜRECİNDE HASTANIN BEŞ DUYUSUDUR’’

. Anestezinin hastalara getirdiği olumlu şeyler nelerdir?
Fikret Kutlu: “Anestezi hep uyuyup uyanmak gibi algılanır. Aslında hastanın ameliyat sürecine tahammülünü sağlamaktır. Ameliyat ilk önce büyük bir travmadır. Ya karın ya göğüs boşluğu açılıyordur ya da büyük bir kol, bacak ya da beyin ameliyatıdır. Hastada bu travmalar pek çok değişikliğe neden olabilir. Bu değişikliklerle ilgili olan sorunları da gidermek için hastanın başında bulunuruz. Ameliyatta kan kaybı olduğunda yerine kanı biz koyarız. Bazı refleksler uyanır ve hastanın kalbinde bir takım değişiklikler ya da aritmiler olabilir. Solunumu bizim kontrolümüzdedir. Anestezist ameliyat sürecinde hastanın en yakın dostu, beş duyusudur. Bir cerrahın deyimiyle anestezi ‘İnsanın insana güvenmesinin en güzel örneğidir.’ Zehirli bir gazla hastayı uyutup savunmasız, cevapsız, ağrısız, sızısız hale getirilmesine izin verilmektedir. Anestezinin kapsamı çok geniştir. Buradan da yoğun bakıma geçilir. Ameliyat sürecinde anestezist hastaya adeta yoğun bakım uygular. Yoğun bakımda hasta bir gün de 20 gün de veya ameliyat sürecinde bir saat de kalabilir. O yoğun bakım yöntemleri ameliyatta da hastaya uygulanır.”

YOĞUN BAKIMDA NELER YAPILIR?

. Yoğun bakıma durumu çok ciddi olan hastalar mı alınır? Yoksa yoğun bakım hayatın ciddi ve kesintisiz kontrolü için de yapılır mı?
Neslihan Alkış: “Ameliyattan sorunsuz uyanan bir hasta için ameliyat sonrası değerlendirme üniteleri vardır. Buralar yoğun bakım kapsamında değildir. Burada kişi eski fonksiyonlarına dönene kadar gözetim altında tutulur. Ama yoğun bakım biraz daha ileri bir bakımdır. Kişi koroner bypass cerrahisi geçirdiyse odasına değil yoğun bakıma verilir. Çünkü hala kalbin, akciğerin fonksiyonlarının takip edilmesi gerekir. Ameliyattan sonra ilk dönemde alınan yoğun bakım takipleri biraz kesintisiz devamlılıktır. Ameliyatta verilen hizmet devam eder. Bunlar, hasta kendi fonksiyonunu kazanana kadar sistemlerini dışarıdan desteklemek şeklindedir. Bazen birden böbrek yetmezliğine giren hastalar olur. Onların yeri yoğun bakımdır. Bu ‘Eyvah yoğun bakıma girdi. Bir adım sonrası ölüm’ anlamına gelmez. Yoğun bakım daha yakın takiple zaman kazanıp fonksiyonları geri kazandırmak içindir. Ayrıca problemliyse onu tedavi etmek ve sonra kişinin hayatına bıraktığı yerden devam etmesini sağlamak içindir.”

. Hangi tür ameliyatlarda hastaların yoğun bakıma alınması normaldir?
Neslihan Alkış: “Göğüsün açıldığı ameliyatta hasta mutlaka yoğun bakımla takip edilir. Çok büyük kanser ameliyatlarında, yaygın organ ameliyatlarında, büyük organların alındığı durumlarda ve beyin ameliyatlarından sonra bu hastaların mutlaka ciddi bakım altında bulunmaları gerekir. Çok sıradan bir ameliyat gibi olsa da genel sağlık durumu nedeniyle o hastanın desteklenmesi gerekebilir. Onlar da yoğun bakımda birkaç gün tutulur. Özellikle boyun, ağız, çene gibi büyük cerrahilerden sonra hasta kendi hava yolunu kullanana kadar yoğun bakımda tutulur. Eğer hasta hava yolunu kendi sağlayamıyorsa biz hava yolunu emanet alırız. Hasta, yeni doğansa hemen anneye geri verilmez. Onu da yoğun bakıma alarak vermek gerekir. Hastanın genel durumunun gidişine göre yoğun bakımlara ihtiyaç vardır.”

‘‘ÇOCUKLARDA UYGULANAN ANESTEZİ BİRAZ DAHA ÖZELLİKLİDİR’’

. Çocuklarda anestezi nasıl uygulanır?
Fikret Kutlu: “Pediatrik anestezi yani çocuklarda uygulanan anestezi biraz daha özelliklidir. Çocuğun ayrı bir metabolizması ve anatomisi vardır. Vücut orantıları erişkine göre farklıdır. Dolayısıyla onlarda özen gösterilmelidir. Bebeklerde, çocuklarda daha kırılgan olduğu için daha dikkatli olunmalıdır. Aile ile çok iyi bir iletişim kurmak şarttır. Çocuklar, anestezi doğru uygulansa da yaşanan süreci ileriki yaşamlarında kötü bir hatıra olarak taşımamalıdır. Çocukları bağıra çağıra zapt ederek değil, yumuşak bir geçişle, bir takım ilaçlarla o süreci hatırlamamalarını sağlayarak ameliyata almak gerekir. Çocuklardaki anatomik farklılıklardan dolayı solunum kontrol altına alınırken çocuğun fizyolojisi iyi bilinmelidir.” Neslihan Alkış: “Çocuklar anestezi başlayana kadar aileleri yanlarından ayrılmaz. Uyudukları zaman anne ve babaları dışarı alınır. Özellikle okul öncesi çağdaki çocuklar anne-babasından ayrılmaktan ve ağrı duymaktan korkarlar. Ameliyat öncesinde annesinin babasının yanından ayrılmayacağı ve ağrı duymayacağı temin edildiğinde çocuklar hızlı adapte olurlar. Uyanırken mutlaka annelerinin babalarının yanlarında, annelerinin kucağında uyandırılır. Hastalar eğer çocuklarını ameliyat ettireceklerse doktorlarına bunu teklif edebilirler. Ameliyathaneye girmek istediklerini söylediklerinde uygun görülürse böyle bir uygulama yapılabilir.”


İçeriği Paylaşın