Aort Anevrizması Nedir?

Aort Anevrizması Nedir?

Aort Anevrizması Nedir?

Bizi Takip Et


Anevrizmayla oluşan aort yırtıkları nedeniyle hastaların yüzde 50’sinin hastaneye yetiştirilemeden, yüzde 50’sinin de ameliyat sırasında kaybedildiğini belirten Memorial Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Füruzan Numan, “Endovasküler işlemle hastaların kasık damarından 3-4 santimetrelik bir kesi ile aorta endogreft stentle müdahale edilebilmektedir. İşlem sonrası hasta bir hafta içinde normal yaşantısına geri dönebilmektedir” diyor.

Prof. Dr. Füruzan Numan, aort anevrizmalarında girişimsel tedavilerle ilgili bilgi verdi.

Vücudun en büyük atardamarı olan aortun göğüs veya karın bölümlerinde normal çapın üstünde genişlemesi ile ortaya çıkan anevrizmanın aniden yırtılması ya da hipertansiyona bağlı tabakalarının ayrışması, doğru tedavi uygulanmadığında yüzde 50 oranında hastanın ölümüne neden olmaktadır.

ENDOVASKÜLER İŞLEMDE RİSK YALNIZCA YÜZDE BİR

Hastaların kasık damarından 3-4 santimetrelik bir kesi yapılarak veya kesi yapılmadan anjiyo gibi girilerek aorta endogreft stent yerleştirilmesi ile gerçekleştirilen endovasküler işlem sonrasında hasta, bir hafta içinde normal yaşantısına geri dönebilmektedir. Endovasküler tedavide hasta kaybedilme oranı yüzde 1 civarındadır.

Özellikle yaşlı ve beraberinde koroner kalp hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet ve çeşitli akciğer hastalıklarını da birlikte bulunduran yüksek riskli bu hasta grubunun tedavisinde yeni ufuklar açan yeni bir yöntemdir. Klasik açık cerrahi tedavide hastanın yoğun bakımda kalış süresi, işlem esnasında kan kaybı, böbrek fonksiyonu bozuk olan hastalarda diyalize girme olasılığının artması ve ameliyat sonarsı hastanede kalış süresinin endovasküler tedaviye göre daha uzun olduğu bilinmektedir.

Endovasküler yöntem ile tedavinin, mutlaka genel anestezi altında yapılma zorunluluğu yoktur. Lokal ya da epidural anestezi altında da uygulanabilir. Yoğun akım gerekliliği hastanın genel durumuna göre değişmektedir. İşlem sonrası hastaneden taburcu olma süresi de yine hastanın aort anevrizması dışında ikincil rahatsızlıklarına bağlı olarak değişebilir.

HASTA İŞLEMLE MUTLAK ÖLÜMDEN KURTULUYOR

Torakal (göğüs bölümü) aort diseksiyonları hasta için hayati tehlikesi olan ve 24 saat içinde müdahale edilmediğinde hastanın yüzde 50 oranında kaybına yol açabilen bir sorundur. Aort katlarının yırtılması en çok torakal vakalarda görülmektedir. Hastaneye başvuran hastaların da yüzde 50’si ameliyat sırasında kaybedilmektedir. Endogreft stentleme ile yırtıklar kapatıldıktan sonra, bağırsak, böbrek ve karaciğer damarlarına gerekli olan tamamlayıcı stentleme işlemleri ile hastalarda yaşam oranı yüzde 100’lere yaklaşmaktadır.

Böylelikle; dünya standartlarının çok üzerinde bir başarı ile hastalar sağlığına kavuşmaktadır. Torakal aort anevrizmalarında çapın 5 cm’ye ulaşmasının yanında anevrizmanın yıllık genişleme hızı da önemlidir. Aort çapı ameliyat sınırına geldikten sonra anevrizmanın patlama veya yırtılma (rüptür) ihtimalinin çok yükseldiği bilinmektedir.

KRONİK HASTALIKLARDA DA KURTARICI TEDAVİ

Abdominal (karın bölümü) aort anevrizmalarında açık cerrahi, torakal aort anevrizmalarına göre daha çok kullanılmaktadır. Burada önemli olan açık cerrahiye uymayan hasta gruplarının bu tedaviden yararlanmasıdır. Kronik böbrek yetmezliği açısından takip edilen, açık ameliyata giremeyecek akciğer hastaları, daha önce bypass geçirmiş hastalar, kritik kardiyak sorunları bulunanlarda kapalı işlemler olumlu sonuçlar vermektedir. Endovasküler işlem genel anesteziye uygun olmayan hastalar için de idealdir. Çünkü lokal anestezi altında da yapılabilmektedir. Anevrizmanın çapı 5 santimetreye ulaştığında mutlaka tedavi edilmelidir.  

ENDOVASKÜLER İŞLEM HER HASTAYA UYGULANAMIYOR

Endovasküler işlem, her hastaya keyfi olarak uygulanacak bir tedavi değildir. Çok önemli ve alternatif olan bu tedavi yöntemi, bundan yararlanabilecek hasta gruplarına özel bir tedavidir. Kronik böbrek yetmezliği hastalarına nefroloji bölümünün kontrolünde endogreft stentler uygulanmaktadır. Hastaya başka bir cerrahi müdahale yapılması gerektiğinde öncelikle var olan anevrizması tedavi edilerek, ameliyatı gerçekleştirilmektedir.

Kadınlar bu işlemde çok önemli bir hasta grubudur. Çünkü kadın hastalara, aorttaki genişleme sınırının altında müdahale edilmesi gerekmektedir. Bunun en önemli nedeni, kadın damar çapının erkek damar çapından daha küçük olmasıdır. Anevrizma, kadın damarlarında büyüme ve genişleme bakımından daha büyük risk oluşturmaktadır. Bir erkeğin damar çapı ile kadının damar çapı arasındaki fark nedeniyle her iki hasta grubu için aynı tedavi uygulanamamaktadır. Bunun yanında kadınlarda damar hastalığı daha yaygındır ve tedavi açısından da daha sıkıntılıdır. Menopozun etkisinin yanında sigara da kadın damarları üzerinde büyük tahribat yapmaktadır.

AORT ANEVRİZMASI RİSKİNE KARŞI DÜZENLİ CHECK UP

Aort anevrizması check up’ta ortaya çıkan çok önemli bir sağlık sorunudur. Göğüs bölgesinde oluşan anevrizmalar, akciğer grafisi ve koroner BT anjiyo esnasında belirlenmektedir. Bu tip tetkiklerde aorttaki genişleme saptanabilmektedir. Batın ultrasonda da karın bölgesindeki aort genişlemeleri tespit edilebilmektedir.

Her iki aort anevrizmasını belirleyecek spesifik testler bulunmadığı için, özellikle yüksek tansiyon ve kolesterol hastalarının 50 yaşından sonra düzenli check up yaptırmaları çok önemlidir. Çünkü genişleme erken safhada tespit edilerek hasta hayati tehlike riski ile karşı karşıya kalmadan, soruna müdahale edilebilir.


İçeriği Paylaşın