Bakteriyel Plakla Mücadele

Bakteriyel Plakla Mücadele

Bakteriyel Plakla Mücadele

Bizi Takip Et


“Diş eti hastalıkları diş etlerini, dişleri destekleyen kemiği ve dişlerin kemik içinde tutunmasını sağlayan lifleri etkileyen hastalıklardır. Dişler üzerinde bakterilerden oluşan ve ‘plak’ adını verdiğimiz yumuşak eklentiler ve ‘tartar’ ya da ‘diş taşı’ diye bilinen sert eklentiler diş eti hastalıklarının nedenleridir. Bu yumuşak ve sert eklentiler,  dişler yeterince temiz tutulmadığı, diğer bir deyişle etkin bir biçimde fırçalanmadığında oluşurlar. Bu arada diş aralarının diş ipi ya da ara yüz fırçaları ile temizlenmesi de göz ardı edilmemelidir. Bazı diş eti hastalıkları ise genetik olabilir veya genel bir sağlık sorunu dişeti hastalıklarını daha ileriye götürebilir.

Etkili bir diş fırçalama ve diş aralarının temizlenmesi ile bakteriyel plak diş yüzeylerinden uzaklaştırılabilir. Diş taşlarının temizlenmesi ve diş yüzeylerinin parlatılması ise diş hekimi tarafından yapılması gereken bir tedavi biçimidir. Bakteriyel plak ve diş taşları temizlenmediği zaman bu birikim devam eder, dolayısı ile diş eti sorunları da giderek artar. Dişler ve dişetleri arasında ‘cep’ adını verdiğimiz aralıklar oluşur ve bu aralıkların temizlenmesi daha da zor olacağından, eğer hiçbir girişimde bulunulmazsa, diş eti hastalıkları ilerlemesini sürdürür.

PİYORE DİŞLERİ TUTAN KEMİĞİ ERİTİYOR
Diş eti hastalıkları genellikle iki aşamada kendini gösterir:

  • Diş eti iltihabı ya da ‘gingivitis’ adı ile bilinen ve diş etlerinde kanama, kırmızılık ve şişme ile kendini gösteren başlangıç aşamasını oluşturan bu durum iyi bir ağız hijyeni ile ortadan kaldırılabilir.
  • Daha ileri durumlar ise halk arasında bilinen adı ile ‘piyore’ ya da hekimler tarafından ‘periodontitis’ olarak adlandırılan biçimidir. Bu durumda dişleri tutan kemikte erimeler görülebilir ve gerekli tedaviler yapılmazsa, dişlerin sallanması sonucu çekilmeleri gerekebilir. Periodontitis tedavisinde cerrahi yöntemlere başvurulabilir. Bu cerrahi uygulamalarda, son yıllarda yeni gelişmeler kaydedilmiş ve kemiğin yerini tutacak veya yeni kemik oluşmasını sağlayacak biomateryal uygulamaları önemli bir yer kazanmıştır. Ancak, şurası unutulmamalıdır ki, tüm dişeti sorunlarının çözümlenmesinde iyi bir ağız hijyeninin sağlanması vazgeçilmez bir kuraldır. En gelişmiş tedavi yöntemleri bile kullanılsa, bireyler ağız hijyenine gereken önemi göstermezler ise tedaviden bir sonuç alınamayabilir.

Ayrıca, sert diş fırçası kullanımına bağlı olarak diş etlerinde iltihap içermeyen çekilmeler oluşabilir. Bunun sonucunda da dişlerde aşırı hassasiyet ve estetik sorunlar ortaya çıkabilir. Bu tür sorunların giderilmesinde de özel cerrahi teknikler uygulanır.

Diş eti hastalıkları her yaşta görülebilir, dolayısı ile, ağız hijyeni her yaşta önemlidir. Diğer taraftan bazı bireyler diş eti hastalıklarına daha yatkındır. Bazı özel durumlar, örneğin çapraşık dişler  ağız hijyenin sağlanmasını güçleştirebilir. Bakteriyel plakta bulunan bakteri türleri bireyden bireye farklılık gösterebilir ve bu farklılık sonucunda bazı bireylerde dişeti sorunları daha yoğun bir biçimde izlenebilir. Alkol ve sigaranın diş eti sorunlarını daha ileriye götürdüğü bilinmektedir. Kullanılan bazı ilaçlar ağız kuruluğu yaparak diş etlerinde soruna neden olabilmektedir. Şeker hastalığı gibi metabolik sorunlar veya hormonal düzensizlikler de var olan bir dişeti hastalığının ilerlemesinde önemli bir etkendir. Son yıllarda, diş eti hastalıkları ile kalp ve damar hastalıkları arasında bir ilişki saptanmıştır. Bu ilişkideki en önemli unsur sigara, alkol ve düzensiz beslenme gibi hazırlayıcı etkenlerdir. Dişler ne kadar sağlıklı ve sağlam olursa olsun, dişleri destekleyen diş etleri ve kemiğin de aynı düzeyde sağlıklı olması gerekir. Bu nedenle, sağlıklı bir çiğneme fonksiyonu, estetik ve fonetik için, diş ve diş eti sağlığı birbirinden ayrılamaz bir bütündür.

Sonuç olarak, diş ve diş eti sağlığı genel sağlığın aynasıdır diyebiliriz.”

Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
(www.anadolusaglik.org)


İçeriği Paylaşın