Baş Ağrılarını Önemseyin

Baş Ağrılarını Önemseyin

Baş Ağrılarını Önemseyin

Bizi Takip Et


Baş ağrısı; toplumda çok sık görülmesi, bazen iş gücü kaybına sebep olması bazen de hayati tehlike yapabilecek hastalıkların belirtisi olması nedeni ile üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.  Baş ağrısı; başın üst kısmında olan ve bazen yüze, dişlere, çeneye ve boyuna yayılan rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır

Hayatının herhangi bir döneminde baş ağrısı çekmeyen insan yoktur. Baş ağrıları tüm dünyada hekime başvurularda en sık dile getirilen yakınmayı oluşturmaktadır. 1988 yılında Uluslar arası Baş ağrısı Topluluğu (IHS) baş ağrısı tanısında standart olacak ve özellikle klinik araştırmalarda kullanılabilecek bir sınıflandırma sistemi oluşturmuştur. Tek bir hastada birden fazla baş ağrısı görülebileceği için, IHS kriterleri, baş ağrısı tiplerine tanı koymak üzere belirlenmiştir. Oldukça geniş kapsamlı olan bu sınıflamaya göre; baş ağrısı primer ve sekonder olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Baş ağrısı sistemik veya kafa içi ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceğinden dikkatle yaklaşılması gereken bir durumdur. Baş ağrısı bulunan bir hasta değerlendirilirken, ilk yapılması gereken sekonder baş ağrısı bozukluğunun dışlanmasıdır. Ana hedef ciddi bir sebebe bağlı olan ve tanıda gecikildiğinde önemli sonuçlar doğurabilecek ağrıları tanımak ve bu gibi durumlarda gerekli tetkiki yaptırmaktır. Hasta ve yakınlarından bilgi alırken baş ağrısının özelliklerine dikkat etmek, baş ağrısı ile birlikte olan belirtilere ve başka şikayetleri varsa bunları göz önüne almak çoğu kez ağrının natürü hakkında bize net bilgi verir. Ancak dikkatli olarak baş ağrısı hakkında bilgi almayı daima iyi bir nörolojik ve fizik muayene izlemelidir. Tam bir nörolojik muayene yapılmadan kesin tanı kararı verilmemelidir. Her zaman baş ağrılarının ciddi bir sebebe bağlı olduğunu düşündürtecek ipuçlarını dikkate almamız gerekmektedir.

Sekonder baş ağrısını telkin eden özellikler
1-İlk veya en kötü baş ağrısı
2-Yeni veya farklı baş ağrısı
3-Sıklığı veya şiddeti giderek artan baş ağrısı
4-Yeni başlayan baş ağrısı:
-Kanserli olduğu bilinen hastalarda
-50 yaş üzeri hastalarda
-Kafa travmasını takiben
5-Egzersizle birlikte ortaya çıkan baş ağrıları
6-Belirli bir paterne uymayan baş ağrısı
7-Tedaviye yanıt vermeyen baş ağrısı

Baş ağrısı daha önce tarif edilenlere hiçbir şekilde benzemiyorsa semptomatik baş ağrısı ihtimali artar. Buna akut baş ağrısı da denir. Hastalar bunu çoğu kez hayatımın en kötü baş ağrısı olarak tanımlar. Akut baş ağrısında subaraknoid kanama, kitle veya AVM içi kanama özellikle akla gelmeli, görüntüleme ve/veya lomber ponksiyon yapılmalıdır.
Baş ağrılı bir hastada travma öyküsü, subdural veya epidural hematomu akla getirmelidir. Subdural hematomda baş ağrısı tedrici olarak progresyon gösterir. Kronik subdural hematom genellikle bir travmayı takiben ortaya çıkar. Bu travma şiddetli olabileceği gibi yaşlılarda anımsanmayacak kadar minimal bir travma bile haftalar aylar sonrasında klinik bulgu verecek bir kronik subdural hematoma yol açabilir.

Beyin tümörlü olguların % 60 kadarında herhangi bir dönemde baş ağrısı ortaya çıkar ve beyin tümörlü olguların % 20`de ise baş ağrısı ilk bulgudur. Tümörle birlikte olan baş ağrısı yatar pozisyonda kötüleşirken ayaktayken hafifler. Primer beyin tümörleri ve metastatik beyin tümörleri sıklıkla benzer bulgu vermekle birlikte metastatik tümörler bazen beyin zarlarına(meninkslere) yayılım gösterebilirler ve yaygın baş ağrısı yanı sıra diğer meningeal irritasyon bulgularına yol açarlar.

Baş ağrılarını önemseyin
Pek çok ilacın aşırı alımı vazodilatasyon ve baş ağrısı yapar.  Amil nitrat veya nitrogliserin gibi nitratların alınımını takiben sıklıkla baş ağrısı görülür. Monooksidaz inhibitörleri kullanan hastalarda yüksek tiramin içeren gıdaların alınması sonucu ani baş ağrısı olabilir.

Tıkayıcı veya kanayıcı tip beyin damar hastalığı geçiren hastalarda öncü belirti olarak ya da atak sırasında baş ağrısı eşlik edebilmektedir.           
İdiopatik intrakranyal hipertansiyon olarak tanımlanan hastaların bazısı spontan olarak iyileşebilir. Önemli bir semptom olarak hastaların % 80`ninde görme bozukluğu mevcuttur. Baş ağrısının özellikleri yaygın alında lokalize ağrı vardır,  ağrı sabahları artış gösterir, kulak çınlaması, çift görmenin eşlik etmesi ve kafa içi basıncındaki dalgalanmalara göre şiddetinde değişme olmasıdır. Benzer şekilde görme bozukluğu da dalgalanma gösterir. 
Kanser veya HIV hastasında yeni ortaya çıkan baş ağrısında; menenjit, beyin apsesi ve metastaz gibi sekonder nedenleri düşündürtmelidir. Menenjitte baş ağrısına ateş, ense sertliği, ışıktan ve gürültüden hassasiyet gösterme, bulantı, kusma, bilinç bozukluğu sıklıkla eşlik eder.
50 yaş üzeri hastalarda temporal arterit, kitle gibi sekonder patojenleri düşündürtmelidir.  Temporal arterit aralıklı veya sürekli; künt, zonklayıcı veya keskin karakterde olabilir. Temporal arteritte ağrı yeni başlayan veya yeni tip baş ağrısıdır. Temporal arter palpasyonda hassas veya pulsasyonu azalmıştır. Sıklıkla sedimentasyon hızı 50 mm/h üzerindedir. Kortizonla tedavi edilmediğinde yüzde 50 olasılıkla tek veya iki gözde görme kaybı gelişebilir

Sistemik hastalıklarda baş ağrıları genellikle infeksiyöz olaylara eşlik eder. Pek çok vakada baş ağrısı nedeni muhtemelen serebral kan akımındaki artış ile artmış vücut sıcaklığına bağlıdır. İnfluanza, sıtma, tifüs gibi infeksiyöz hastalıklardaki ciddi baş ağrısı görülür. Ensefalitlerde; menenjitten farklı olarak nörolojik kusur ve bilinç bozukluğu sıklıkla söz konusu olduğunda baş ağrısı ön planda yer almayabilir.

Arteryal hipertansiyon baş ağrısı olgularının ortalama yüzde 25`inde görülmektedir. Klinikte diastolik kan basıncı 130 ve üzerine çıktığında tüm başa yayılan baş ağrısı görülmektedir. Genellikle sabah kalktığında başlamakta, izleyen saatlerde azalmaktadır. Tekrarlayıcı, zonklayıcı tip ağrı vardır ve dakikalar içinde şiddetlenir. Bazen kan basıncının düşürülmesi de baş ağrısına neden olabilir. Antihipertansif dozu azaltılmasına yanıt verirler.
Kısacası baş ağrısına yaklaşımda ana hedef öncelikle sekonder tüm nedenleri dışlamaktır, bu nedenle baş ağrısı için temel algoritme baş ağrısı öyküsü, tıbbı öykü ve hekimi alarme edecek anormaliteler varsa öncelikle sekonder baş ağrısı nedenleri araştırılmalıdır. 
Genel anlamda primer baş ağrıları, organik bir nedene bağlanmayan baş ağrılarıdır. Primer baş ağrıları içersinde en sık karşılaşılan tipleri migren ve gerilim baş ağrısıdır.

MİGREN 
Primer baş ağrısı olan migren, akut ataklarla giden kronik bir hastalık. Kadınların ortalama yüzde 18`i, erkeklerin yüzde 6`sında görülüyor. Migren baş ağrısının çok çeşitli alt tipleri vardır. Hastalık, hem günlük yaşam kalitesini düşürmesi hem de iş gücü kaybı ile ciddi ekonomik yük oluşturmaktadır.
Auralı (öncül belirtili) migrende baş ağrısı öncesinde ışıklar, zikzaklar, renkler görme şeklinde çoğunlukla görsel belirtiler gelişmektedir. Aurasız, yani öncül belirtileri olmayan migrende ataklar aniden ortaya çıkmaktadır. Migren atağı sırasında genelde sağ veya sol yarım baş ağrısı vardır. Bu ağrı zonklayıcı, orta veya çok şiddetli bir baş ağrısıdır. Ağrıya mide bulantısı, kusma isteği veya kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet eşlik etmektedir. Ataklar ortalama 4-72 saat sürer ve ataklar sırasında birçok hasta sessiz ve karanlık bir odada yatma ihtiyacı hisseder. Migren ataklarını tetikleyen bazı durumlar mevcuttur. Bunlar stres, aşırı fiziksel aktivite ve yorgunluk, aşırı ve parlak ışıklı mekanlar, uykusuzluk, aşırı uyku, adet dönemi, doğum kontrol hapı kullanımı, hormon yerine koyma tedavileri gibi hormon dengesinde değişiklik yapan durumlar, alkol, konserve yiyecekler, çikolata, eski peynir, öğün kaçırma gibi beslenme ile ilgili durumlar sayılabilir.

Migrenin tedavisi; ağrı sıklığı ve şiddetine göre sadece atak tedavisi veya profilaktik tedavi olarak 2 gruba ayrılır. Biri atağı durdurmaya diğeri ise ataklardan korumaya yönelik tedavidir. Atak tedavisinde ağrıların şiddeti ile süresine ve hastanın durumuna göre basit ağrı kesiciler ya da özel migren ilaçlarından yararlanılır. Ataklardan korumaya yönelik tedavinin birinci basamağı ise atağın sıklık ile şiddetini azaltmak. İkinci olarak da ilk basamak başarılı olduğu takdirde hastanın kullanmakta olduğu ağrı kesici miktarını azaltmak ve onun yaşam kalitesini yükseltmektir. Kullanılan ilaçlar çok çeşitli gruplardan oluşuyor. Bu ilaçların hangisinin seçileceğine migrenin tipi, atakların sıklığı, ataklar sırasında eşlik eden şikayetlerin özellikleri, hastanın yaşı, başka hastalıklarının olup olmaması gibi durumlara göre ilgili hekim karar vermektedir.

GERİLİM TİPİ BAŞ AĞRISI 
Primer baş ağrıları grubundaki diğer bir ağrı tipini ise gerilim tipi baş ağrısı oluşturmaktadır. Bu baş ağrıları kaslarda gerginlik ve stres sonucu ortaya çıkıyor. Hastalar baş ağrılarını genelde basınç ya da gerilme şeklinde tarif etmektedirler. Ağrılar migrenin aksine hafif- orta şiddette seyreder, genelde ağrı iki taraflıdır, aşırı fiziksel aktiviteyle artış göstermezler. Bulantı, kusma, ışık ve ses hassasiyeti olmaz. Tanı için bu özeliklerin yanı sıra yine baş ağrısının başka hastalıkla ilişkili olmadığının kanıtlanması gerekmektedir. Gerilim baş ağrısı tedavisinde depresyon ilaçları kullanılmaktadır.

KÜME (Cluster) BAŞ AĞRISI
Bazı özellikleri ile migrene benzer. Ancak farklı yönleri vardır. Ağrı daha kısa sürer. Şiddetli, göz etrafında lokalize, rahatsız edici, can sıkıcı durum veya zonklayıcı ağrı olarak ifade edilir. Süresi 15-90 dakika kadardır. Bir veya iki ayda bir demetler halinde tekrarlar. Ataklar arasındaki süreler değişkendir. Ağrı sırasında gözde yanma, kızarıklık sulanma olur. Burundan akıntı olabilir. Ağrılar daha çok periyotlar halinde gelir. Kriz dönemi birkaç hafta sürer sonra geçer. Bir süre sonra yine tekrarlar. Genellikle aynı mevsimlerde tekrarlama eğilimi gösterir. Tedavisinde kullanılan birçok ilaç vardır.
Baş ağrısı hekime danışılmadan en fazla ilaç kullanılan şikayetlerin başında gelmektedir. Genellikle başı ağrıyan kişiler yakın çevrelerindeki kişilerin önerdiği ilaçları kullanıyorlar. Oysa bunun birçok önemli sakıncası vardır. Baş ağrısı nedeniyle sık ağrı kesici kullanımı bir müddet sonra ağrı kesicilere bağlı bir baş ağrısının gelişmesine yol açar. Bu da var olan baş ağrısının tedavisini daha da güçleştirir.
Sonuç olarak; baş ağrıları, çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan önemli bir rahatsızlık grubudur. Baş ağrısı kendi başına bir hastalık olabildiği gibi (migren), başka hastalıkların öncü belirtisi de olabilir (kanama veya tümör ağrıları gibi). Bu nedenle, baş ağrılarında doğru ve etkili ayırıcı tanı çok önemlidir.  Doğru ve zamanında tanı çok önemli olup bu yüzden tedavinin gecikmesi telafi edilemez durumlara, kalıcı nörolojik hasarlara sebep olabilir. Bunlar göz önüne alındığında baş ağrılı hastaya yaklaşım çok önem kazanmaktadır.

Kaynak: Hisar Intercontinental Hospital web sitesi
(www.hisarhospital.com)


İçeriği Paylaşın