Bir Kadın Neden Kürtaj Olmak İster?


Bizi Takip Et


Kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olmadığı, yapılan gereksiz sezaryenlerin kadın sağlığına olumsuz etkileri olduğu doğrudur. Sağlıkta özelleşmenin sonucu bazı hekimlerin, sancı çekmek istemeyen anneleri hiçbir tıbbi gereklilik olmadan sezaryenle doğuma yönlendirdiği de doğrudur. Çünkü sezaryen ücretleri normal doğumdan çok daha yüksektir. Bunlar, anne-bebek sağlığı ve ülkenin sağlık ekonomisi için önemli konulardır. Ancak söz konusu meselelere dikkat çekerken haplardan prezervatife; rahim içi araçlardan tüplerin bağlanmasına kadar gebelikten korunma yöntemlerinin önemini de gündeme getirmelisiniz. Türkiye’de aile planlamasının sorumluluğunun kadınların omuzlarına yüklendiği yanlışını vurgulamalı; erkeklere özgü korunma yöntemleri konusunda da toplumsal bilinç yaratmalısınız.

Söyler misiniz, tecavüze uğrayanlar dışında hangi kadın karnında taşıdığı bebeğini kalben, isteyerek aldırmak ister? Gözyaşı dökerek kürtaj masasına yatar, gözyaşı dökerek o masadan kalkar. Gebeliğin sonlandırılmasına anne ya da bebeğin sağlığıyla ilgili bazı zorunluluklar yol açar. İstenmeyen, planlanmayan gebeliklerde kürtaja başvurulmasının bir nedeni de erkeklerdir. Kürtaj yaptıran kadını vicdanlarında suçlu ilan eden erkek politikacıların;  hemcinslerinden kaynaklanan konuyla ilgili sorunları da göz ardı etmemeleri gerekir.

KÜRTAJIN SORUMLUSU ERKEKLER

. Eşine, çocuklarına sürekli fiziksel şiddet uygulayan bir kocadır bazen kürtajın sebebi. Bir kadının; babasının dayağı yüzünden hıçkırıklara boğulan, çeneleri kilitlenene kadar ağlayan çocuğuna bir kardeş dünyaya getirmek istememesinden daha doğal bir şey olamaz. Aynı acıları doğacak ikinci bir çocuğunun çekmesine ana yüreği izin vermez çünkü

. İlla tekme, tokat, yumruk gerekmez. Kadınları istemeye istemeye kürtaja yönlendiren bazen de eşlerinin kadınların yüreklerini acıtan, ruhunu örseleyen sözlerdir. Çatırdayan, çökmek üzerine bir evliliği olan kadının; babasız çocuk büyütmek istemeyişidir.

. Kürtaja neden olan bir diğer faktör de kadına yönelik cinsel şiddettir. Ancak günümüzde maalesef ki; tecavüzün, aile içinde kanayan yara olan ensest ilişkinin mağduru olan kadınları doğuma zorlayacak uygulamalardan bahsediliyor. Sapık bir tecavüzcünün bebeğini taşımak ve onu dünyaya getirmeye mecbur edilmek; bir kadın için asıl büyük işkence, ömür boyu hep tecavüz anını anımsayacağı bir şiddet olacaktır. Ceninin yaşama hakkından bahsederken, bir tecavüzcünün çocuğu damgasıyla onu ömür boyu babasız, sevgisiz yaşamaya mahkum etmek vicdanlarda yaşanacak büyük bir suç olmayacak mıdır?

. Karısının tüm kırgınlığına, isteksizliğe rağmen evlilik içinde onu zorla cinsel birlikteliğe zorlayan bir kocadır bazen de kürtajın sebebi. Kabul edelim; bunun adı “evlilik içi tecavüz”dür. Tek farkı, cinsel şiddeti uygulayanın kadının aynı yatağı paylaştığı kocası olmasıdır.

. Kimi zaman da kadınları kürtaja zorlayan erkeklerin aile planlamasını hep kadının sorumluluğundaki bir konu gibi görme yanlışıdır. Eşinin sağlık problemleri nedeniyle herhangi bir korunma yöntemi uygulamadığını bilmesine karşın, bir erkeğin prezervatif kullanmamaktaki bencilliğidir. Sonuçta, nasıl olsa o hamile kalmayacak, doğum sancısı çekmeyecek ya da kürtaj masasına yatmayacaktır. Acı ama böyle…

YA ERKEK İŞSİZSE VE BABA OLMAK İSTEMİYORSA…

Tabii, kadınların istenmeyen gebeliklerini sonlandırmak istemesinde etkili olan başka faktörler de var.  Belki kendini anne olmaya hazır hissetmiyordur; belki de çocuk doğurmak gibi bir arzusu yoktur. Sonuçta anne olmayı istemek kadar, çocuk sahibi olmamayı tercih etmemek de bir insan hakkı değil midir?

Kimi zaman da kürtajla gebeliğin sonlandırılmasında kadından çok erkeğin etkisi olabilir. Eğer, bir erkek aylardır işsizse, ev kirasını ödeyemiyorsa; borç batağının içinde yüzüyorsa; bebeğini sefalet denizinde yüzmeye mahkum etmeye gönlü razı gelmeyebilir. Böyle bir bebek dünyaya getirmeyi bir günah gibi görebilir. Böyle bir erkeğin nedenle içinde bulunduğu şartlarda baba olmak istemeyişinden daha doğal ne olabilir?
Bunlara ilaveten çok arzulanan bir hamilelik de annenin sağlığını tehdit eden durumlar, bebeğin sakat doğma ihtimali gibi gerekçelerle sonlandırılabilir.

BABASIZ, ANNESİZ, SEVGİSİZ VE PARASIZ BİR ÇOCUKLUK…

Anne karnındaki bebeğin yaşam hakkından bahsediliyor. Nasıl bir yaşama hakkıdır bu? Babasız hatta annesiz geçen çocukluk günlerinin ruhu titreten sevgi yoksunu soğukluğu… Yokluk, sefalet dolu bir hayatın penceresinden televizyon dizilerindeki lüks yaşamlara imrenerek bakılan, ekmek ve soğanla idare edilen umutsuz sofralar… Önce üniversiteye giremeyen yüzbinler ordusuna; sonra da işsizler ordusuna katılmak… Böyle bir yaşam anne karnındaki bir bebek için gerçekten bir hak mıdır? Öte yandan bir kadının anne olmayı, çocuk doğurmayı istemek kadar istememek hakkı da unutulmamalıdır. Bu da en temel insan haklarından biridir.

KAÇAK KÜRTAJLAR YAYGINLAŞABİLİR!

Meclisteki 549 milletvekilinden 79’u kadın. Yani meclisteki sandalyelerin ancak 7’de birinde kadınlar oturuyor. Bakanlar Kurulu’ndaki 26 isimden sadece biri kadın. Kısacası ülkeyi erkekler yönetiyor.

Milletvekilliği ya da bakanlık koltuğunda oturan erkekler; kadınların istenmeyen bir hamilelik yaşadığında, gebeliğini kürtajla sonlandırmak zorunda kaldığında neler hissettiğini gerçekten anlayabilir mi? Babasız, hatta annesiz büyüyen bir çocuğun iç dünyasında kopan fırtınaların sesini duyabilirler mi yürüklerinin derinliklerinde?Kendilerini tüm sosyal, kültürel, dini, politik, ekonomik gerekçelerden uzaklaştırıp, sadece kadın ve çocuk gözüyle bakabilirler mi bu olaya?

Amaç bilinçsizce, çocukların nasıl bir dünyada yaşayacaklarını, nasıl bir geleceğe sahip olabileceklerini düşünmeden bilinçsizce çoğalmak mıdır? Ne şekilde olursa olsun genç bir nüfusa sahip Türkiye yaratmak mıdır? Yoksa, mutlu bir gençliğin olduğu bir Türkiye midir?
Amaç, kürtajın bir doğum kontrol yöntemi gibi uygulanmasını önlemek midir? Her çiftin istediği ve bakabileceği kadar çocuk sahibi olması mıdır? Yoksa kürtajın yasaklanması mıdır?

Kürtajı yasaklamak elbette önlemek anlamına gelmeyecektir. Kürtajı sınırlayan yasal düzenleme; istenmeyen gebeliklerinin evde; tarlada süpürge sapıyla; sabunla sonlandırmaya çalışılması; sağlıksız koşullarda kaçak kürtajlar yapılması gibi 80’li yıllar öncesindeki hazin manzaralara Türkiye’yi hızla sürükleyecektir.

esrako@gmail.com
www.esrakazancibasiilesaglik.com


İçeriği Paylaşın