Bitki Çaylarının Yan Etkilerine Dikkat!

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Program Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, bitki çaylarının kullanım şekilleri ve kullanımında dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında önemli bilgiler verdi.

Bitki Çaylarının Yan Etkilerine Dikkat!

Bizi Takip Et


Bilinçli olarak tüketildiğinde sağlık için pek çok faydası olan şifalı bitkilerin, bilinçsiz ve aşırı kullanımına bağlı olumsuz sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Açıkta satılan, içeriğinde kullanılan bitkilerin neler olduğu bilinmeyen karışım çaylarının tüketilmemesi gerekiyor özellikle kişide teşhis edilen kronik bir rahatsızlık ve düzenli ilaç kullanımı varsa bitki çayı kullanımına özen gösterilmesi oldukça önemli.

Uzmanlar; demleme, soğuk suda bekletme ve kaynatma şeklinde tüketilebilen bitki çayları hazırlanırken cam ya da porselen demlik kullanılmasını tavsiye ediyor.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Program Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, bitki çaylarının kullanım şekilleri ve kullanımında dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında önemli bilgiler paylaştı.

AÇIKTA SATILAN BİTKİLERE DİKKAT!

Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, “Bilinçli olarak tüketildiğinde sağlık için pek çok faydası olan şifalı bitkilerin, bilinçsiz ve aşırı kullanımına bağlı olumsuz sonuçlar istenmeyen durumlar meydana gelebiliyor. Bitki çaylarının güvenilir bir yerden temin edilmesi gerekiyor. Şifalı bitkilerin doğru zamanda uygun bir şekilde toplanması, doğru bir yöntemle kurutulması, uygun bir şekilde muhafaza edilmesi oldukça önemli. Aksi takdirde her aşamasında faydalı olabilecek etkili maddelerde kayıplar olabileceği gibi zararlı hale de dönüşebiliyor. Açıkta satılan, nasıl toplandığı, nasıl kurutulup muhafaza edildiği bilinmeyen bitkiler alınmamalı. Özellikle aktarlarda açıkta satılan bitkilerde tür karışıklığı da olabiliyor. Örneğin tıbbi papatya, tıbbi olmayan papatyalarla birlikte toplanabiliyor. Her papatyanın tıbbi değeri yoktur ve bazıları zehirli olabiliyor. Böylece zehirlenme vakaları da sık görülebiliyor” dedi.

İÇİNDE NE OLDUĞU BİLİNMEYEN KARIŞIM ÇAYLAR ALINMAMALI 

Bitki çaylarının bazen tek bir bitkiden hazırlanabildiği gibi bazen birden fazla bitki kullanılarak hazırlandığını belirten Kaman, “Özellikle karışım olarak hazırlanmış çaylar içinde hangi bitkiden ne kadar miktarda olduğu belirtilmemiş olabilir. İçeriğinde kullanılan bitkilerin neler olduğu ve hangi oranlarda hazırlandığı bilinmeyen karışım çayları da alınmamalı. Ayrıca karışım çaylarda kullanılan bitkilerin birlikte kullanımı da uygun olmayabilir” uyarısında bulundu.

KRONİK RAHATSIZLIĞI OLANLAR DÜZENLİ İLAÇ KULLANANLAR DİKKAT ETMELİ 

Özellikle kış aylarında hastalıklardan korunmak ve bağışıklığı desteklemek adına bitkisel çaylara rağbetin arttığını ifade eden Kaman, “Şifalı bitkilerin pek çok faydası bilinse de bazı durumlarda riskli olabiliyor. Özellikle teşhis edilen kronik bir rahatsızlık ve düzenli ilaç kullanımı var ise bu duruma ayrıca özen gösterilmeli ve hekime danışmadan kullanılmamalı. Çünkü bitkilerin bir kısmı kullanılan ilaçların vücutta metabolize olmalarını arttırıcı ya da azaltıcı yönde etki edebiliyor. İlaca benzer veya zıt etki gösterebiliyor ve buna bağlı olarak da ilaç dozunun ayarlamak gerekebiliyor.  Bu durumda bazı bitkilerin kullanımından kaçınmak ya da tüketimini sınırlandırmak gerekebiliyor" diye konuştu.

BU BİTKİLER KULLANILIRKEN DİKKAT EDİLMELİ

Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, ‘Örneğin bağışıklığı desteklemek için tercih edilen güçlü antiviral ve antioksidan etkileri olan ekinezya bitkisi bazı kişilerde alerjik durumlara yol açabileceği gibi otoimmun hastalıkları olan ve karaciğer bozuklukları olan kişilerin kullanımından kaçınması gerekir’ dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Soğuk algınlığı, taşıt tutması ve mide şikayetlerinde başvurulan zencefilin ise kanama süresini uzatabildiği için aspirin ve warfarin gibi kan sulandırıcılar ile kullanımına dikkat etmek gerekiyor. Adaçayı da soğuk algınlığı dönemlerinde ağız ve boğaz enfeksiyonları gibi şikayetlerde destek alınabilecek antimikrobiyal ve antioksidan etkileri olan bir bitkidir ancak hamile ve emziren annelerin ve küçük çocukların tüketmesi sakıncalı olarak görülüyor. İyi bir antioksidan olan, pek çok faydası bilinen ve yaygın tüketilen yeşil çay da tansiyon ilacı kullanan bireylerde ilacın vücuda faydasını engelleyebileceği için riskli olabiliyor. Yüksek tansiyon ve çarpıntı şikayeti olan bireylerin dikkatle kullanması gerekiyor. Yine güçlü antimikrobiyal etkisinden dolayı solunum yolu enfeksiyonlarında faydalanılabilen kekik bitkisinin de yüksek tansiyon hastalarının kullandıkları ilaçların etkinliğini değiştirebildiği için dikkatle kullanılması gereken bitkilerden olduğunu söyleyebiliriz.”

BİTKİYE GÖRE DEMLEME ŞEKLİ DE DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR

Bitki çayı hazırlamak için çeşitli yöntemlerin olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman,  "Bitkilerde bulunan biyoaktif etkili maddelerin bir kısmı sıcak veya kaynar suya çabuk geçer, bazıları ise soğuk suda daha kolay çözünür. Şifalı bitkilerden çay şeklinde faydalanılmak isteniyorsa, çayının nasıl hazırlandığı da bilinmeli. Örneğin bitkilerin yaprak, çiçek gibi daha narin dokulu organları kullanılacaksa demleme şeklinde hazırlamak uygun olacaktır. Bu yöntemde suyun ısısı 80 derecelerde olmalı ve 5-10 dakika arası bekletilmeli. Kök, kabuk, rizom ve odun gibi sert kısımları ise kaynatma şeklinde hazırlanmalı.  Bu yöntemde ise 100 derecede 10-30 dk kadar kaynatmak gerekiyor. Ebegümeci, hatmi kökü, keten tohumu gibi müsilajlı bitkilerde soğuk suda bekletme yöntemi uygun olacaktır. Özel bir bilgi verilmemişse infüzyon ve dekoksiyonlar 100 ml su için 2-3 gr bitki olacak şekilde hazırlanmalı” ifadelerini kullandı.

CAM YA DA PORSELEN DEMLİK KULLANILMALI

Bitki çayı hazırlarken kullanılan malzemelerin de önemli olduğunu ifade eden Kaman, “Bitkiler alüminyum ve metal malzemelerle reaksiyona girebiliyor. Bu sebeple cam ya da porselen demlik kullanmaya özen gösterilmeli. Bitki çaylarında kokulu veya aromatik etkili maddelerin kaybını önlemek için demlerken kullanılan demliğin kapağının kapalı olması, her zaman taze olarak hazırlanıp tüketilmesi ve en fazla 24 saat içinde tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca tüketirken şeker ve ya yapay tatlandırıcılar kullanılmamalı” önerisinde bulundu.


İçeriği Paylaşın