Canlıdan Ve Kadavradan Böbrek Nakli

Canlıdan Ve Kadavradan Böbrek Nakli

Canlıdan Ve Kadavradan Böbrek Nakli

Bizi Takip Et


Türkiye’de en çok böbrek nakillerinin canlı vericilerden yapıldığını söyleyen Memorial Şişli Hastanesi Böbrek Nakli Programı Sorumlusu Doç. Dr. Burak Koçak, kadavradan yapılan nakillerin, organ bağışında önemli bir yer tuttuğunu ve kadavradan bağışları artırmanın yolunun da toplumsal uzlaşıdan geçtiğini söyledi.

Organ bağışının insan hayatı için önemini, ülkemizdeki durumunu ve geleceğini Doç. Dr. Burak Koçak ile konuştuk.

. Türkiye’de organ bağışının durumu nedir?
Organ bağışı deyince aklımıza hemen yoğun bakım ünitelerinde hastaların tedavileri görülürken yeterli tedaviye rağmen beyin ölümü gerçekleşmiş hastalardan alınan ve aileleri tarafından bağışlanan kadavra organları anlıyoruz daha çok.
Hâlbuki Türkiye’nin durumuna baktığımızda bunun biraz farklı olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki en büyük bağışları canlı vericilerden sağlıyoruz. Geçen sene Türkiye’de yapılan tüm böbrek nakilleri içerisinde vericilerin durumuna baktığımızda neredeyse tüm böbrek vericilerinin yüzde 88’i canlı vericiymiş. Sadece yüzde12’si ailelerin ölen yakınlarından bağışladıkları kadavra organlardan olan donörlerdenmiş.

. Gelişmiş Batı ülkelerinde bu oran nedir?

ABD dünyada en fazla böbrek nakillerinin yapıldığı ülke. ABD’de vericilerin oranına bakarsak yarı yarıya. Yarısını kadavradan, yarısını canlı vericilerden elde etmişler.

Avrupa’da ise şöyle; mesela İspanya hemen hemen tüm organları kadavra vericilerden sağlıyor. Avrupa’nın Eurotrans bölgesinde, Hollanda, Belçika, Avusturya, Almanya gibi ülkelerde de birçok nakil kadavra vericilerden yapılıyor.

“GEÇEN SENE YAKLAŞIK 2900 KİŞİYE BÖBREK NAKLİ YAPILDI”
. Türkiye’de kaç kişi böbrek nakli olmayı bekliyor? Bekleyen hastaların ne kadarı nakil şansına sahip olabiliyorlar?

Türkiye’de yaklaşık 60 bin tane diyaliz hastası var. Ama bunların tümü böbrek nakline aday değil tabi. Sağlık Bakanlığı’nın organ nakli bekleme listesine kaydolmuş 20 bin civarında hasta var. Geçen sene Türkiye’de yaklaşık 2.900 civarında böbrek nakli yapıldı. Demek ki böbrek bekleyenler listesinde olan hastaların geçen sene yüzde12’sine böbrek nakli yapabilabilmiş.
ABD’de bu oran yüzde 25’lerle. Onlar böbrek bekleme listelerindeki hastalarının en az dörtte birine her yıl nakil yapabiliyorlar.

Avrupa’da da böyle. Yalnız İspanya’da durum çok çok iyi; hemen hemen hastalarının hepsine böbrek nakli yapabiliyorlar. Ama son dönemde kronik böbrek hastalarının sayısındaki artışa bağlı olarak kadavradan elde edilen böbrekler yetmemeye başladı. Onlar da canlı nakilleri devreye sokmak için harekete geçtiler.

. Diyabet, kalp gibi hastalıkların böbrek yetmezliği açısından risk olmasının böbrek yetmezliğinde artışta payı var mı?
Evet, var. Türkiye’de de sonuçta ortalama yaşam uzuyor. Obezite artıyor buna bağlı olarak da şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıklar artış göstermeye başladı. Böbrek yetmezliği yaşayan hastaların büyük bir kesimini şeker hastaları oluşturuyor ve peşinden de yüksek tansiyon hastalarımız geliyor. Geçen yıl, diyaliz hasta grubuna 10-12 bin kişi eklenmiş. Dört bin civarında hastamızı da diyaliz sırasında kaybetmişiz. Bir önceki seneye göre sekiz bin hasta daha bu kronik böbrek yetmezliği havuzuna eklenmiş.

. Kronik böbrek yetmezliği nasıl anlaşılır? Bir kişinin kalp hastalığı, yüksek tansiyonu, diyabeti varsa ya da hiçbir problemi yoksa böbreği bozulduysa nasıl belirti verir?

Böbrek hastalığı sinsi bir hastalık. Testlerle vücudumuzun böbreği süzme fonksiyonlarını hesaplayabiliyoruz. Bu değer 80 -120 arasında bir değer. Hastada böbrek yetmezliği oluşmaya başladığı zaman bu değer düşmeye başlıyor; 80’den geriye doğru düştükçe kandaki kreatin değeri yükselmeye başlıyor.

Süzme fonksiyonu 30’lara düşmesi, böbrek fonksiyonlarının yüzde 80’inin kaybolduğu anlamına geliyor. Kreatin değerleri ne zaman 3-4’lere ulaşıyor işte ondan sonra hastalar uyandığında sabahları gözlerinin etrafında, bacaklarında veya bileklerinde hafif bir şişlik, halsizlik gibi bulgular hissediyorlar. Bu şikâyetlerle doktora gittiklerinde hastalık tespit edilebiliyor. Ama o zamana kadar böbrek fonksiyonlarının yüzde 80’i kaybedilmiş oluyorlar.

Böbrek hastalığının en erken belirtileri yapılan bir idrar tahlilinde çıkan gözle görülemeyen ufak kan hücreleri, halsizlik, güçsüzlük, el ve ayaklardaki ödemlerdir. Tıbbi bir araştırmaya gidilirse çoğu zaman çok erken evrede böbrek hastalığı tespit edilebiliyor. İdrar tahlilinde hafif bir protein atılımı çıkması böbrek hastalığının erken evre belirtilerinden.

Böbrek hastalığı biraz ilerleyince kansızlığa bağlı olarak ortaya çıkacak olan bir halsizlik, eskiden çok sağlıklı olan bir bireyin kendini son dönemde halsiz hissetmesi, zor merdiven çıkması, güçsüz olması, el ve ayalarında hafif ödemlerin oluşması böbrek hastalığının ilk belirtileri olarak hastaların hissettiği şeyler.

“ERKEN EVREDE HASTALIK YAKALANDIĞINDA UZUN YILLAR BÖBREKLERİ KORUYABİLİYORUZ”
. Hekimler basit şikâyetlerle gelen hastalarında böbrek problemi olabileceğini düşünüyor mu?

Basit bir idrar tahlilinde görünen ufak bir kan hücresine “önemli değil” dememek lazım. Bulguları araştırmak lazım yoksa böbrek yetmezliğinin erken evrede ortaya çıkarılması mümkün değil. Hafif bir protein kaçağının mutlaka üstüne gitmek lazım. Eğer şeker hastasıysanız bir nefrolog kontrolünde olmanız çok önemli. Böbrek hastalığı erken evrede yakalandığında, süreci yavaşlatıp uzun yıllar hastaların böbreklerini sağlıklı biçimde koruyarak sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlayabiliriz.

. Kronik böbrek yetmezliği olan bir hastaya nakil hangi aşamada gerekir?
Eğer böbrek değerleri 30’ların altına düştüğü zaman geri dönüşümsüz olarak bir böbrek yetmezliği oluşuyor. O noktadan itibaren hastalara böbrek nakli yapılabiliyor. Zaten bu değer 10’ların altına inince ve kreatin değerleri iyice yükselince diyalizsiz bir yaşam mümkün olmuyor. Ama biz herkese diyalize girmeden önce nakil yapmak istiyoruz.

. Diyalize giren bir hastayla, diyalize girmeden böbrek nakli olan bir hasta arasındaki başarı şansı ne kadar değişiyor?

Böbrek naklinde başarımızı etkileyebilen ve bizim değiştirebildiğimiz en önemli parametre, hastanın diyalizde geçirdiği süre. Hasta diyalizde ne kadar uzun süre geçirmişse yapılan böbrek naklinin başarısı o kadar düşüyor. Hasta ne kadar uzun diyalizde kalıyorsa ve ondan sonra böbrek nakli oluyorsa böbrek naklinden sonra hastanın yaşam süresi o kadar kısalıyor.

Hastayı hiç diyalize girmeden böbrek nakli yaparsanız en başarılı sonucu alırsınız. O yüzden biz hastalara hiç diyalize girmeden nakil yapmayı öneriyoruz. Ama maalesef hiç diyalize girmeden yapılan nakiller ülkemizde çok düşük oranlarda.

“KADAVRADAN NAKİLLERİN DAHA FAZLA OLMASINI İSTİYORUZ”
. Kadavradan yapılan nakiller ile canlı vericilerden yapılan nakiller arasında nasıl bir başarı farkı var?

Canlı nakiller çok daha başarılı. Canlıdan yaptığınız nakillerle kadavradan yaptığınız nakillerin ortalama ömürlerini karşılaştırdığınız zaman, neredeyse 2-3 kata varan büyük başarı oranları var canlı lehine.

Bundan dolayı canlı nakiller gerek hastayı ameliyata hazırlamanız açısından, gerekse en ideal şartlarda ameliyatı gerçekleştirmenize imkân vermesi açısından ve sonuçları açısından kadavra nakillere göre çok daha başarılı. Tabi bunlar bizi kadavra nakil yapmaktan geri koymuyor. Hepimizin ideali ülkemizde de kadavra bağış oranlarının çok daha artması ve kadavra nakil oranlarının da tüm dünyada olduğu gibi çok çok yükseklere çıkması. Tüm dünyadaki verilere baktığınızda ne kadar çok kadavra yaparsanız yapın bu hastalara yetişemiyorsunuz.

. Canlıdan yapılan nakillerde, özellikle vericiden böbreği çıkartırken yapılan operasyonda bir takım yeni gelişmeler var mı?
Canlıdan böbrek alma ameliyatlarını lakaroskopi k yani kapalı yöntemlerle yapıyoruz. Bu hasta için çok daha konforlu bir tedavi şekli.

. Tek böbreğini mi çıkarıyorsunuz?
Evet, tek böbreğini çıkarıyoruz. Tek böbrekle kalıyor. Hastanın böbrek vermesi açısından en ufak bir risk varsa bu ameliyatı yapmıyoruz. Bunun için hastalar çok rahat olabilirler. Eğer detaylı değerlendirme sonucu bir problem görülmüyorsa böbrek vermenin kişilere hiçbir zararı yok. Normal yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebiliyorlar.

. Eskiden canlıdan nakillerde yalnızca kişinin birinci dereceden akrabaları böbrek verebiliyordu, şimdi yasa genişledi ve artık eşlerin akrabaları da girdi devreye. Bu sınırlar nelerdir?
Son yönetmeliğe göre dördüncü derece akrabaya kadar, teyze ve amca çocukları, kuzenler, eşlerinin dördüncü derece akrabalarına kadar izin veriliyor. Bunun dışında bir arkadaşınız, dostunuz varsa onlar da İl Sağlık Müdürlüğü’nün içinde oluşturulan etik kurulların değerlendirmesi sonucunda onay verilir ise  nakil işlemini gerçekleştirebiliyoruz.

. Diyabetli hastalara da böbrek ve pankreas nakli yapılabiliyor. Bu durumdaki nakillerde kriterler nelerdir?
Eğer pankreas ve böbrek naklini beraber yapmak istiyorsak, hem tip1 şeker hastalığı olan, diyalizde olan veya kreatin değerleri 2.5-3’ün üstüne çıkmış geri dönüşümsüz kronik böbrek hastalarına da pankreas ve böbrek naklini beraber yapabiliyoruz. Eğer hem pankreas hem böbrek nakil edemiyorsak hastalara önce canlı böbrek nakli, 3 ay sonra da gene kadavradan pankreas nakli gerçekleştirebiliyoruz. Her ikisinin de sonuçları benzer olmaya başladı ama ideal olanı tabi aynı seansta hem pankreas hem böbrek naklini gerçekleştirmek.

. Organ bağışıyla ilgili topluma mesajınız nedir?
Bu bir toplumsal uzlaşı. Kadavradan organ bağışını arttırmak hem hekimlerin hem vatandaşın toplumsal uzlaşıyla başarı sağlayacağı bir alan. Bence en önemlisi devletin bu konudaki öncülüğü ve organizasyonu. Ne zaman devlet bu konudaki organizasyonlarını çok daha ileri taşırsa, bununla beraber tıp alemi ve Türk halkı da bu uzlaşıyı göstererek kadavra bağışları daha da artacaktır.


İçeriği Paylaşın