Çocuk Sahibi Olmak İçin Stresten Uzak Durun!

Çocuk Sahibi Olmak İçin Stresten Uzak Durun!

Çocuk Sahibi Olmak İçin Stresten Uzak Durun!

Bizi Takip Et


Adet düzensizliği olan kadınlarda kısır olma olasılığı yüksek midir?
Evet, düzenli olanlara göre bu olasılık daha yüksektir. Adet düzensizliği derken şunu kastediyoruz: Bir kadın normalde 28 günde bir adet görür. Ama bunun normal sınırları da 25-32 gün arasındadır.1-2 gün oynamayla hiçbir sorun olmaz. Ama örneğin bir kadın 2 ayda ya da 3 ayda bir kez adet görüyorsa çok büyük bir olasılıkla yumurtlama fonksiyonu tam çalışmıyordur. Dolayısıyla bu kişinin tedavi olmadan hamile kalma olasılığı oldukça azdır.

Son yıllarda tüp bebek yöntemine başvuruların arttığını görüyoruz. Bu durumda doğurganlığın giderek azaldığını söyleyebilir miyiz?
Bu konuyu konuşurken değişen sosyal yaşam trendlerini göz önünde bulundurmamız lazım. Örneğin bundan 50 yıl önce Türkiye gibi bir ülkede, hatta Batı ülkelerinde ekonomi veya çalışma hayatı içerisinde kadınların rolü daha azdı. Şimdi hemen kadınların rolü çok daha fazla. Ve eğitim düzeyinin ilerlemesi, çalışma hayatında önemli mevkilere gelebiliyor olmaları, birçok kadında kariyerlerinde bir yere geldikten sonra çocuk yapma düşüncesinin artmaya başlamasına neden oldu. Dolayısıyla bu nedenle son yıllarda zamanlarda kadınların doğurganlığında azalma olduğu söylenebilir. Ama bunun nedeni sadece doğurganlık yaşının kendi arzularına bağlı olarak ileriye atılmasıdır. Kadınların doğurganlığının yaşına göre değişiyor olması. Erkeklerde sperm üretimi ömür boyu devam etmektedir. Sperm üretimi buluğ çağında başlayan bir erkekte başlar ondan sonra çok ileri yaşlara kadar devam eder. Dolayısıyla cinsel ilişki kurabildikten sonra yaşlı bir erkek bile baba olabilir.

Çevresel etkenlerin etkisi var mı doğurganlık üzerinde?
Tabii ki var. Çevresel etkenlerin etkisini daha çok erkeklerde görüyoruz. Çünkü kadınlardaki yumurta üretimi hayat boyu devam etmediği için oluşmuş olan yumurtaların hasar görmesi söz konusudur çevresel etkilerle. Örneğin, ilerleyen yaşlarda kadının sadece hamile kalma şansı azalmıyor, oluşan hamileliklerde sakat çocuk ihtimali de artıyor. Bu da daha ziyade genetik sorunlara bağlı. Yumurtalar kadının vücuduna daha annesinin karnındayken yani hücre bölünmesinin hassas bir evresinde yerleştirilmiştir. Ve o nedenle de çevresel etkenlere hassastır. Zaman ilerledikçe bu yumurtaların içinde kromozom hasarları oluşmaya başlar. O yüzden de 35 yaşından sonra muhakkak hamileliklerde genetik taramayı tavsiye ediyoruz. Erkeklerde ise az önce söylediğim gibi sperm sürekli üretilir. Hatta erkek vücudunda en çok üreyen hücre türlerinden birisidir. O yüzden de çevresel etkilerden daha fazla etkilenir. Sperm üretimi yaklaşık 3 ay sürer. O arada olabilecek çevredeki kimyasal maddeler, radyasyon, zehirler ve gıdalara kontrolsüz olarak verilen hormonlar üreme organlarını etkiler. Mesela Amerika’da 1960’lı yıllarda daha çok yumurtlamaları için tavuklara verilen bir hormon nedeniyle, bu ürünleri yiyen hamile kadınların çocuklarında üreme bozuklukları ortaya çıktı.

Yaşam tarzı ve sigara kullanımının ne derece etkisi var?
Yaşam tarzı bir insanın üretkenliğini kesinlikle etkiler. Sigara da üretkenlikten ziyade örneğin yumurtalık fonksiyonuna olan etkisine bakarsak, bir kere sigara her içildiğinde damarları daraltan aynı zamanda kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltan bir sürü kimyasal madde içerir. Dolayısıyla her organa giden oksijen miktarının azalmasına neden olur. Yumurtalık da bundan etkilenir. Bunun en güzel kanıtı da, normal menopoz yaşı ortalama 51 iken günde 1 paket sigara içen bir kadında bu yaklaşık 3 yıl daha erken gerçekleşir. Yani yumurtalığın ömrünü 3 yıl kısaltır. Yani günde 1 paket sigara içen bir kadının menopoza girme yaşı 51’den 48’e iner. İki paket içenlerde ise bu yaş 46’ya kadar inebilir. Bunu konuyla ilgili olarak yapılan birçok bilimsel araştırma kanıtlamaktadır. Sigara yumurtalığı bu kadar etkiliyorsa doğurganlığı da etkileyeceğinden eminiz. Yine bir örnek verecek olursak, Amerika’daki birçok özel sağlık sigorta şirketi, tüp bebek ve kısırlık tedavisini karşılayan özel sağlık sigorta şirketleri eğer çiftler sigara içiyorsa tüp bebek tedavisini karşılamaz. Önce onların sigarayı bırakmalarını ve doğurganlık şansını artırmalarını ister ve ondan sonra tedavi masraflarını karşılar. Bunlar da bilimsel veriye dayalı olduğu için kimse karşı çıkamaz.

Stres de doğurganlığı kötü yönde etkileyen bir unsur değil mi?
Stresin kesinlikle negatif yönde bir etkisi vardır. Stres sırasında salgılanan hormonların fonksiyonlarından biri de üreme fonksiyonlarını baskı altına almasıdır. İnsan stres altındayken üreme fonksiyonunun olması anlamlı bir şey değil. Stres altında yaşamsal organlar öncelik kazanmakta. Üreme organları da yaşamsal önem taşımadıkları için ikinci plana atılmaktadır. Bunu vücut bilinçsiz olarak ayarlar. Üretken olmak için stres olan bir insan üretkenliğini de kısıtlamış oluyor.

Doğal yollardan hamile kalmak isteyen çiftlere çevresel etkenlerden uzak kalmaları için ne önerirsiniz?
Kendi kontrollerinde olduğu için öncelikle kendilerine zarar veren maddelerden uzaklaşmaları gerekir. Sigarayı bırakmaları öncelikli şart. İkinci unsur da içki. Arada bir içki içmenin bir zararı yok ama sürekli içilen içkinin muhakkak bırakılması gerekir. Kahve ve çay gibi kafein içeren içeceklerin azaltılmasını tavsiye ediyoruz. Bunların ötesinde suni boyalarla boyanmış, kimyasal maddeleri çok içeren, içinde koruyucu olarak yüksek miktarda nitrit, sülfit maddeler gibi içeren gıdalardan da çok fazla kullanılmaması gerekiyor.

Bir çift ne zaman başvurmalı tüp bebek tedavisine?
35 yaşından genç çiftlerin en azından 1 yıl doğal yollardan hamile kalmayı denemesi lazım. Bunu söylerken tabii ki hemen görülen sorunlar varsa 1 yıl beklemeye gerek yok. Örneğin bir kadın 3 ayda bir adet görüyorsa, bir yıl bekleyip sonra test yapalım demek saçma olur. Yani belirgin bir problem varsa bunların tedavi edilmesi gerekir. Ama saat gibi işleyen bir durumda 1 yıl beklenmesi uygundur. 35 yaşından sonra 1 yılın beklenmesi doğru olmayabilir. Daha erken, 6-9 ay gibi denemeden sonra sperm tahlili gibi bazı testler yapılabilir. 40 yaşında çocuk sahibi olmak isteyen bir kişiye ise fazla vakit kaybetmeden test yaptırmasını ve bir sorun varsa üzerine gidilmesini tavsiye ediyoruz.

Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
(www.anadolusaglik.org)


İçeriği Paylaşın