Çocuklarda Kalça Çıkığı

Çocuklarda Kalça Çıkığı

Çocuklarda Kalça Çıkığı

Bizi Takip Et


Çocuklarda sık görülen ortopedik hastalıklar nelerdir? Kalça çıkığı nasıl bir problemdir? Hangi durumlara kalça çıkığı teşhisi konur? Kalça çıkığının görülme oranı nedir? Görülme sıklığında cinsiyetler arası bir farklılık mıdır? Bebekler için yürüteç riskli midir? Aileler kalça çıkığını nasıl fark edebilirler? Sonradan ortaya çıkan kalça çıkığının belirtileri nelerdir? Zamanında müdahale edilmeyen kalça çıkığı ilerde ne gibi sorunlar yaratabilir? Doğumsal ya da sonradan olan kalça çıkığının tedavisinde ne tür yöntemler uygulanır? Bu yöntemler arasında cerrahi tedavinin yeri nedir? Kalça çıkığının doğumsal olup olmaması tedavide bir değişikliğe sebep olur mu? Erişkin hastalarda kalçaya protez konulması tedavi yöntemlerinden biri midir?

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Yard. Doç. Dr. Yavuz Sağlam bu soruların yanıtını Sağlığım İçin Herşey’de verdi.

. Çocuklarda sık görülen ortopedik hastalıklar nelerdir?
‘‘Hem yenidoğanın ve hem de süt çocukluğu döneminin kendine has sorunları vardır. Bölgesel olarak bakıldığında, boynun yeteri kadar oynamadığı (tortikolis) problemler görülür. Zorlamalı doğumlara bağlı kolda geçici veya kalıcı felçler (brakial pleksus) oluşabilir. Kalçanın beslenememesine veya yerinden çıkık olmasına bağlı sorunlar ortaya çıkabilir. Doğumsal ayak bacak deformiteleri, özellikle içe dönük ayaklar en sık karşılaşılan problemler arasındadır.’’

‘‘KIZ ÇOCUKLARINDA KALÇA ÇIKIĞI DAHA FAZLA GÖRÜLÜR’’

. Kalça çıkığı nasıl bir problemdir? Hangi durumlara kalça çıkığı teşhisi konur?
‘‘Literatürde artık doğumsal kalça çıkığı yerine, gelişimsel kalça displazisi kullanılmaktadır. Çünkü eskiden inanılanın aksine, doğumda birçok kalça yerindedir. Sadece bir problem, bir sığlık mevcuttur ve gelişimsel olarak da kalça yerinden çıkmaktadır.’’

. Kalça çıkığının (kalça displazisi) görülme oranı nedir? Görülme sıklığında cinsiyetler arası bir farklılık mıdır?
‘‘Cinsiyet farkı vardır. Kız çocuklarında, erkek çocuklarına göre dört kat daha sık kalça çıkıklığı görülmektedir. Anne ve babasında kalça problemi olan bebeklerde görülme ihtimali yüzde 12’yi bulur. Hiçbir risk faktörü bulunmayan bir kişide bu oran yüzde 1-2’ye iner. Bazı yerleşim bölgelerinde, özellikle Ortadoğu ve Türkiye’de kalça çıkığına diğer bölgelere kıyasla daha sık rastlanmaktadır.’’

 ‘‘KUNDAKLAMA, KALÇA İÇİN RİSKLİ DURUMA NEDEN OLUR’’

. Annelerin, babaların ya da çocuğun bakımı ile ilgilenen kişilerin yaptığı birtakım hatalar çocuklarda kalça çıkığına yol açabiliyor mu?
‘‘Doğumda aslında yerinde olan kalça sonradan çocuğun bakımıyla ilgilenen kişilerin bilinçsizce yaptığı davranışlar nedeniyle çıkığa yol açabilir. Bu durumdakiler yüzde 2’lik riskli gruba girmektedir. Bu gruptakilerin yaklaşık yüzde 80’i kendiliğinden, fizyolojik olarak normal bir kalça haline dönüşebilir. Ancak Türkiye’de günde yaklaşık 4 bin-5 bin arasında doğum olduğu gözönüne alınırsa yüzde 2 yüksek bir orandır. Eğer bu riski taşıyan bebekler hekim tarafından ayırt edilmezse ve aileler de bilinçsizce bu bebeklere yaklaşırlarsa ileride ciddi sakatlık riski doğabilir. Mesela en bilinen hatalar arasında kundaklama yöntemi bulunmaktadır. Çocuklar cenin pozisyonunda yani kalçalar göğüslerine yapışık bir pozisyonda 9 ay anne karnında kalıyorlar. Doğduktan sonra da kalçalarını ve dizlerini tam düz hale getirmekte zorlanıyorlar. Yaklaşık 9 ay, 1 sene süren bir periyot içerisinde ayaklar açılmaya başlar. Ama ayakları düzgün olsun diye bebek kundaklanırsa ya da doğu medeniyetlerinde meşhur olan beşiğe bağlama tekniği uygulanırsa kalça için riskli bir duruma sebep olunur.’’

. Bebekler için yürüteç riskli midir?
‘‘Yürüteç, ailelerin 6-8 aydan sonra tercih ettikleri bir araçtır ve kalça çıkığı için risk oluşturmaz. Aileler yürüteci genellikle çocuk kendi başına da aktivite yapabilsin diye kullanmaktadırlar; ancak çocuk gözönünden kaçarsa, yüksekten düşüp ciddi bir yaralanmaya maruz kalabilir.’’

‘‘ANNELERİN SEZGİSİ ÇOK ÖNEMLİ’’

. Aileler kalça çıkığını nasıl fark edebilirler? Daha sonradan ortaya çıkan kalça çıkığının belirtileri nelerdir?
‘‘Aileler bebeğin altını değiştirirken klik diye bir ses duyduklarını belirtmektedirler. Bazen de ses duymadan sadece elleriyle hissedebiliyorlar. Yine altını değiştirirken dikkat edip uyluk önü ve arkasındaki toplantılara baktığında asimetrik bir durum gözlemleyebiliyorlar. Bunlar kalça çıkığı ile ilgili aileyi şüpheye düşüren belirtilerdir. Annelerin sezgisi çok önemlidir. Anne kalçada bir problem olduğunu düşünüyorsa eğer, bebek muhakkak incelenmelidir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın da yönergeleriyle; kalça çıkığı için koruma programları vardır. Her yenidoğan, aile hekimi veya çocuk doktoru tarafından muayeneye tabi tutulur. Eğer bir şüphe varsa ona göre bir yol izlenir. İlk çocukta tam olarak nedeni bilinmese de, annenin karnının darlığı ya da çocuğun içerisinde kaldığı amniyon sıvısının az olması bu riskleri arttıran etkenlerdir. Bu tarz risk faktörleri mevcutsa çocuklar ortopedistlere yönlendirilir. Sonografik, ultrasonografik tetkiklerle net olarak tanı konulur.’’

ZAMANINDA MÜDAHALE EDİLMEZSE…

. Zamanında müdahale edilmeyen kalça çıkığı ilerde ne gibi sorunlar yaratabiliyor?
‘‘Kalçanın dışarıda yani çıkık olduğu durumlarda yaşanan problemler ile kalçanın yerinde ama yeterli gelişim göstermediği durumlarda yaşanılan problemler farklıdır. Kalça yerinde değilse ve çıkık tek taraflıysa ciddi topallama gözlenir. Bu durum çocuğun ilk yürümeye başladığı zamanlarda bile ortaya çıkabilir. Eğer kalça çift taraflı çıkmışsa genelde ağrı şikayeti erken dönemde başlar. 40’lı yaşlara kadar hastalar ağrısız gelebilir. Ama ördekvari denilen, normalden farklı olduğu anlaşılabilen bir yürüyüş şekline sahip olurlar. Kalça yerinde ama yeterli gelişim göstermiyorsa, doğru yüklenmemeye bağlı olarak erken kireçlenme ortaya çıkar. Kireçlenme de; fonksiyon yitimine yol açan, kalça çevresinde yetersiz hareket ile sonuçlanan, 30’lu yaşlardan sonra ciddi ağrıların gözlendiği bir rahatsızlıktır.’’

 ‘‘YAŞ BÜYÜDÜKÇE CERRAHİ MÜDAHALE ZORLAŞIR’’

. Doğumsal olan ya da sonradan oluşan kalça çıkığı hastalıklarının tedavilerinde ne tür yöntemler uygulanmaktadır? Bu yöntemler arasında cerrahi tedavinin yeri nedir? Kalça çıkığının doğumsal olup olmaması tedavide bir değişikliğe sebep oluyor mu?
‘‘Doğumda yerinde olmayan kalçalar problemli kalçalardır. Bu durumlarda çıkığın yerine oturtulması ve devamlılığın sağlanması zordur. Doğumdan sonra yavaş yavaş çıkan kalçalar ise tedaviye daha iyi yanıt verir. Yenidoğan döneminde fark edilmesi, yani erken tanı konması durumunda tedavi edilmesi daha kolaydır. Erken dönemde tanı konulan çocuklara, cihazlama denilen yöntemle, giyebileceği bazı aparatlar takılır. Bunun kullanım sıklığı aileye anlatılır. Ultrasonografik olarak da takibi sürdürülür. Eğer kalçanın yerine oturması ve devamlılığının sağlanması açısından bu tedavi yeterli gelmezse, cerrahi müdahalelere geçilebilir. Uygulanacak cerrahi tedaviler çocuğun yaşına göre farklılık gösterir. Dört-beş aylık bir bebeğe yapılacak cerrahi müdahale ile dört-beş yaşındaki bir çocuğa uygulanacak cerrahi yöntem farklıdır. Yaş büyüdükçe cerrahi müdahalenin zorluğu ve problemleri de artar. Küçük çocuklarda kapalı olarak, kalça eklemini görüntüleyen floroskopi cihazı ile birlikte kalça yerine oturtulup alçılanır. Ama geç fark edilen hastalarda daha ciddi cerrahi müdahaleler yapılır. Kalça, cerrahi olarak açıldıktan sonra, çıkık bulunup yerine oturtulur ve devamlılığının sağlanması için kapsül dikilir. Gerekirse oturduğu yuvanın olgunlaştırılması tarzında müdahaleler uygulanır. Kalça çıkığı cerrahisi altı-yedi yaşlarına kadar yapılabilen, o yaştan sonra çok zorlaşan bir cerrahi işlemdir.’’

. Erişkin hastalarda kalçaya protez konulması uygulanabilecek tedavi yöntemlerinden biri midir?
‘‘Günümüzdeki protezler 30 yıla kadar kullanılabilmektedir. Kalça çıkığı tedavi edilirken eğer yüksek bir kireçlenme varsa ya da kalça kemiği artık iş görmez durumda ise eklem titanyum protez ile değiştirilebilmektedir. Bu her zaman için en son tedavi seçeneğidir. Protez tedavisi genç grup hastalarda memnuniyet oranı daha yüksek olan bir tedavi yöntemidir. O nedenle hastaların, başka tedavi yöntemi kalmadıysa, protez tedavisine çok bekletmeden yönlendirilmesinde yarar vardır.’’


İçeriği Paylaşın