Çocuklarda Okul Fobisi

Çocuklarda Okul Fobisi

Çocuklarda Okul Fobisi

Bizi Takip Et


Bir yaz tatilinin daha sonuna gelen çocuklar, bugün ders başı yaptı. Fakat kimi çocuklar okula başlama heyecanı duyarken, kimileri de okul fobisi yaşıyor. Aşırı kaygı nedeniyle okula gitme konusunda isteksizlik yaşayan çocuklar, karın ağrısı, mide bulantısı veya baş ağrısı gibi bedensel yakınmalar sergileyerek ailelerine zor anlar yaşatabiliyor. Çocukların okul fobisini ortadan kaldırabilmeleri için ise ailelerin birtakım hususlara dikkat etmeleri gerekiyor. Central Hospital’dan Uzman Psikolog Aycan Bulut Konca, ebeveynlere çocukların yaşadıkları okul fobisini yenebilmenin yollarını anlatıyor.

Bilindiği gibi her çocuk okul sevgisiyle dolu olamıyor maalesef. Hatta öğrencilerin bir kısmı ciddi anlamda okul fobisi yaşayabiliyor. Okul fobisine sahip olan çocukların serzenişlerinin önüne geçmek isteyen anne ve babalar ise, öğretmen değiştirmek, çocuğu daha az başarılı bir sınıfa aldırmak ya da başka bir okula transfer etmek gibi yollara başvurabiliyor. Fakat bilinmelidir ki bu yöntemler yalnızca geçici sonuçlar verir. Bu gibi değişiklikler çocukları başlangıçta mutlu ve okula uyumlu gösterse de kısa sürede çocukların yeniden evde kalma isteği göstermelerine neden olur. Uygulanacak bazı adımlar ise çocukların okul fobisini yenmesine katkı sağlayabiliyor.

BAŞARISIZLIK KORKUSU OKUL FOBİSİNİ TETİKLEYEBİLİR

Okul fobisi yaşayan çocuklar, evde bulundukları sürede çok mutlu ve neşeli olur. Hatta bu çocukların evdeyken ev ödevlerini dahi büyük bir istekle yaptıkları görülür. Bu davranışlarının temelinde okulda başarısızlık yaşayacakları ve sınıf içerisinde aktif olamayacakları korkusu bulunur. Çünkü bu çocukların okul başarısı orta düzeydedir. Akut okul fobisi olarak adlandırılan bu durum ise ilkokuldan liseye kadar her yaşta görülebilir. Fakat bu fobinin etki derecesi, yaş grupları içerisinde değişiklik gösterir. Ergenlik dönemi ve ergenlik öncesi rastlanan okul fobisi belirtileri, ilkokula başlayan çocuklardaki kadar kuvvetli ve zorlu olmaz.

ÇOCUKLARIN İNSAN İLİŞKİLERİNİ ZEDELEYEBİLİR

Çocukların yaşları ilerledikçe okul fobisi şiddeti azalma gösterir ve akut okul fobisi yerini kronik fobiye bırakır. Bu fobinin oluşmasında ise, gencin çocukluk yıllarındaki akut fobisini de içine alan çeşitli davranış ve problemler önemli rol oynar. Kronik okul fobisi, akut okul fobisinin tam aksine, birtakım uyum zorlukları içerir. Kronik okul fobisi olan çocuklar, sadece okuldan değil, önceden zevk aldıkları faaliyetlerden de uzaklaşmaya başlar. Bu çocuklar ders çalışmadıkları gibi, yalnız belli bir ilgi alanında faaliyet gösterir. Ayrıca okula olan korkularını tüm çevrelerine genelleştirirler. Bu çocukların gerek insan ilişkilerinde, gerek yeni ortamlardaki huzursuzlukları ve güvensizlikleri giderek artar.

AŞIRI KORUYUCU ANNELER OKUL FOBİSİNE NEDEN OLABİLİR

Okul fobisinde kalıtımsal ve yapısal etkenlerden ziyade psikolojik yaşantılar daha önemli yer tutar. Okul fobisi olan çocukların nedensiz yere okula gitmekten korktukları düşünülse de okul korkusunun altında temel etkenler vardır. Bunların başında, aile ortamındaki aşırı baskı sayılabilir. Okul fobisi olan çocukların, okul öncesi dönemlerinde anneleri tarafından aşırı özenle büyütüldükleri görülür. Bu tür annelerin sürekli çocuklarını memnun ederek onların sevgilerini kazanma çabası içinde oldukları, tüm gereksinimlerini karşıladıkları ve onları sürekli korudukları dikkat çeker. Bu anneler, çocuklarının bedensel rahatsızlıkları ile yakından ilgilidir. Çocukları gözlerinin önünde olmadığında kendilerini çok rahatsız hissederler. Psikolojik ve fizyolojik olarak çocuklarıyla aşırı yakın olma gereksinimi duyarlar. Bu anneler çocuklarını anaokuluna göndermekten kaçındıkları gibi, çocuklarını arkadaşlarının evlerine yollamaktan dahi sakınırlar. Yaşamın ilk yıllarından beri bu tür anne-çocuk ilişkisinde olan çocuklar okul başladığı zaman büyük sorunlar yaşar. Annelerinin koruyucu ve baskılı ortamından bir an olsun uzak kalmamış bu çocukların yabancı bir çevrede ve tanımadıkları insanlarla birlikte olmaları, onları huzursuz eder. Okul fobisi olan çocukların babaları da çocuklarına aynı eşleri gibi davranır.

KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ ZEDELEYEBİLİR

Okul fobisi olan çocukların çoğunda üç temel karakteristik özellik oluşur. Birincisi, çocuklar anne babaları tarafından aşırı korunmaları sonucu bağımlı, anne babaya yapışık bireyler olarak gelişir. İkincisi bütün gereksinimlerinin karşılanması, çocuğun çok isteyen ve hileye başvuran bir birey olmasına yol açar. Bu tür çocuklar istedikleri her şeye istedikleri an kavuşur. Son özellik ise anne ve babaların, disiplin konusundaki yetersizlik ve başarısızlıklarıdır. Ebeveynlerin gerektiğinde çocuğun isteklerini dizginleyememeleri, çocukta egemenlik duygusunun gelişmesine neden olur. Bu durum sonucu çocuk sadece kendisine ilişkin konulara değil, tüm aile içi konulara karışır. Bu tür ailesel nedenler okul fobisinin tek nedeni değildir. Ayrılık kaygısı, değişikliklere kolay uyum sağlayamama da okul fobisinin temel nedenleri arasındadır. Ailede herhangi birinin rahatsızlığı, yangın, taşınma, hırsızlık, kardeş doğumu çocuğun evden ayrılmasını engelleyen durumlardır. Böyle durumlarda çocuk kendini evde olmakla sorumlu hisseder.

PSİKOTERAPİYE BAŞVURULABİLİR

Okul fobisi, çocukların okuldan, sosyal faaliyetlerden ve öğrenme yaşantısından uzaklaşmalarına neden olduğu için akademik ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkiler. Okul fobisi yaşayan çocukların en kısa sürede okula dönmeleri amaçlanır. Çocuğun okula dönmesinden önce sorunun nedenlerinin anlaşılmasına yardımcı olmak ve endişelerini azaltmak amacıyla bir süre için psikoterapi yapılması uygundur. Psikoterapi, kronik okul fobisinde ve çocuğun okula dönmesinde olumlu sonuç verir. Çocuğun böyle bir tedavi görmeksizin okula dönmesi, okulda giderek daha mutsuz olmasına ve gerek sosyal gerekse akademik başarısı açısından arkadaşları arasındaki statüsünü kaybetmesine neden olabilir.

Akut okul fobisi olan çocukları okula bağlayabilmek, uzman terapist yardımı ile olasıdır. Tedavide bu çocukların sınıfta daha az endişe duymaları ve daha huzurlu olmaları esastır. Bu amaçla bireysel terapinin yanı sıra öğretmen desteğinden yararlanılır ve ailenin çocuk yetiştirme tutumu değiştirilir.


İçeriği Paylaşın