Çocuklarda Yetersiz İyot Alımıyla Gelen Tehlike!

Çocuklarda Yetersiz İyot Alımıyla Gelen Tehlike!

Çocuklarda Yetersiz İyot Alımıyla Gelen Tehlike!

Bizi Takip Et


FİDAN POYRAZ

38’inci Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi Antalya’da bin 230 uzmanın katılımıyla gerçekleştirildi. Kongrede endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları hakkında tıptaki son gelişmeler ele alındı.

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sait Gönen toplumun yüzde 40’ında tiroid hastalığı veya riski bulunduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Yaklaşık 20 yıldır uygulanan tuzların iyotlanması programı ile iyot alımında düzelmenin kısmen sağlandığı, ancak sorunun devam ettiği açıktır. Türkiye’de guatr yaygın bir hastalıktır, özellikle 40 yaşın üzerindeki bireylerde ve kadınlarda sıklık artmaktadır. Batı Karadeniz bölgesinde yapılan bir çalışmada 13-19 yaş grubunda guatr sıklığı yüzde 23,8 olarak bulunmuştur. Okul çağı çocuklarında bile guatr sıklığını yüzde 30 bulan çalışmalar mevcuttur. Sofra tuzlarının iyotlanması dışında sanayi tuzlarının, ekmeğin ve suların iyotlanması, hazır gübrelere iyot katılması gibi önlemler de alınabilir. Günümüzde önemli bir problem de hamilelikte  yetersiz iyot alımına bağlı gebe ve bebek sağlığının etkilenmesidir. Gebelerde tuzla yeterli iyot alınamıyorsa medikal olarak iyot tedavisi düşünülmelidir.”

LİPİD BOZUKLUKLARINDA İLACINIZI BIRAKMAYIN!

Prof. Dr. Fahri Bayram ise lipid bozukluklar hakkında yanlış bilgilerin hastaların ilaçlarını bırakmasına ve sağlıklarını tehlikeye atmasına neden olduğuna dikkati çekerek “Bu konu son birkaç yılda daha da çok güncel olup basında, medyada konu ile ilgili olan olmayan, kendilerinin bu konuda hiçbir araştırması bulunmayan, uzmanlık alanlarını ilgilendirmeyen gerek hekim, gerek hekim olmayan kişiler çeşitli açıklamalarla ortaya çıkmakta, yalan yanlış, gerçekle ilgisi olmayan açıklamalarda bulunmaktadırlar. Bunun sonucunda lipid ilacı kullanan hastalar bunlardan ister istemez etkilenmekte, kullandığı ilacını bırakmakta ve zarar görmektedirler” şeklinde konuştu.

ERKEKLERDE DE OSTEOPOROZA BAĞLI KIRIKLARA DİKKAT!

Kongre nedeniyle düzenlenen basın toplantısında Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli osteoporoz ve D vitamini eksikliğinin yarattığı sorunlara dikkati çekerek şu bilgiyi verdi:

“Osteoporoz daha çok kadınları ilgilendiren bir sorun olarak algılanmaktadır. Oysa erkeklerde de osteoporotik kırıklar ileri yaşlarda sıklıkla olabilmektedir. Bu yanlış algı, erkeklerde bu konuda korunma, taranma ve tedavi açısından eksiklik yaratmaktadır. Tüm dünyadaki kalça kırıklarının üçte biri erkeklerde olup, erkeklerde kalça kırığı sonrası ölümün, kadınlara göre iki kat daha fazla olduğu bildirilmektedir.

Önemli bir problem olan D vitamini eksikliği için risk grupları ise şöyle sıralanmaktadır:

. Erken bebeklik dönemi ve 5 yaş altı çocuklar . Gebe ya da emzirme dönemindeki kadınlar. 65 yaş üstü insanlar . Güneş maruziyeti çok az olanlar (kapalı giyinenler, genelde evde yada kapalı ofislerde yaşayanlar . Cilt rengi koyu olanlar”

TİP 2 DİYABETTE İLAÇ TEDAVİSİ Mİ, AMELİYAT MI?

Diyabet tedavisinin yan etkilerini azaltmaya yönelik yeni nesil tedavi seçeneklerinden bahseden Prof. Dr. İlhan Yetkin şöyle konuştu:

“Dünyada kullanıma giren ülkemizde de yakın bir zamanda kullanıma gireceğini düşündüğümüz yeni tedaviler, şiddetli ani kan şeker yükselmesi olan olgularda önemli düzelmelere vesile olabilir. Özellikle de morbid obezlerde bir tedavi seçeneği olarak uygulanan bariatrik cerrahi yöntemlerinde başarı ve başarısızlıkların çok dikkatli ve gerçekçi bir anlayışla irdelenmesine ihtiyaç olduğu gerçeği ortadadır. Bu uygulamalarda Tip 2 diyabete olan etkilerinin de özenle irdelenmesi gerektiğine inanılmaktadır. Obez bireylerin yağ dokularını hangi yöntemle olursa olsun azaltmayı başardığımızda benzer sonuçları alma ihtimali yüksek gibi görünmektedir. Dolayısıyla yağ kütlesinin azaltılmasının, ciddi organ travması yaratmadan (ameliyat yapmadan), yeni medikal yöntemlerin bulunması gerekir”


İçeriği Paylaşın