Covid-19’un Ciltteki Etkileri

Covid-19’un Ciltteki Etkileri

Covid-19’un Ciltteki Etkileri

Bizi Takip Et


Dezenfektan kullanırken nelere dikkat etmeliyiz? Hangi sabunlardan uzak durmalıyız? Covid-19 ciltte döküntü yapar mı? Ciltte görülen hangi lekeler  Covid-19 belirtisidir? Covid-19 cildimizi nasıl etkiler? Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahu Birol Kocaalp, Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

DAHA ÇOK GÖVDE VE KOLLARDA DÖKÜNTÜ GÖRÜLÜYOR

. Covid-19’un ciltteki belirtileri nelerdir?

‘‘Viral hastalıklar tırnaktan saça kadar tüm deriyi tutacak şekilde döküntüler yapabilirler. Covid de bir viral hastalık olduğu için normal viral hastalıklarda görülen tüm deri döküntüleri görülebilir. Deri bulguları oldukça geniş bir spektrumdur. Ne yazık ki covid spesifik değildir ve çok çeşitli döküntüler olabilir. En sık karşılaşılan deri döküntüsü özellikle gövdede üstte kollarda ortaya çıkan kırmızı küçük noktasal kabarıklıklar şeklinde olur. Bunlara makülopapüler döküntüler denir.  Normalde viral hastalıklarda mesela yüzde de döküntü sık görülür. Fakat covid enfeksiyonlarında daha çok gövde ve kollarda görüldüğü ortaya çıkmıştır. Küçük kırmızı döküntüler şeklinde görülür. Bunun ardından en sık karşılaşılan döküntünün suçiçeği benzeri döküntü olduğu gözlemlenmiştir. Suçiçeğindeki içi su dolu kabarcıklar covid enfeksiyonunda da görülmektedir. Diğer bir nokta halk arasında kurdeşen olarak adlandırılan döküntülü hastalığın en sık karşılaşılan üçüncü deri bulgusu olduğunun tüm dünyada saptanmış olmasıdır. Dolayısıyla çok geniş spektrumda deri döküntüleri olabilir.

DAMAR İÇİ PIHTILAŞMANIN YOL AÇTIĞI DERİ BELİRTİLERİ

Bir başka önemli nokta, covidde, virüsün damar içi pıhtılaşmaya neden olmasıdır. İlk başta bilinmeyen bu durum birkaç ay sonra çok net ortaya konulmuştur. Sistemik olarak neden olduğu bulguların çoğu bu damardaki pıhtılaşma nedeniyle olmaktadır. Ve bu pıhtılaşma sebebiyle deri bulguları da oldukça değişik görüntüler arz ediyor. Örneğin pıhtılaşma çok yoğunsa elde parmak uçlarında nekroz denilen kan akımının bozulduğu tablolar görülebiliyor. Bu tarz ciddi problemler yoğun bakımdaki hastalarda daha ön planda görülüyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nın, Cerrahpaşa’ya gelen tüm covid hastalarını tarayarak hastalardaki deri bulgularını analiz ettikleri bir çalışma var. Bu çalışmada 65 yaş üzerinde deri bulgularının daha sık ortaya çıktığı, yoğun bakımdaki kişilerde yüzde 35-40 oranında deri bulgusu olduğu ve şeker hastalığı, tansiyon vs. gibi eşlik eden birden fazla hastalık varsa deri döküntülerinin de daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Ciddi olan deri döküntülerinin daha ağır vakalarda görüldüğü ortaya konulmuştur. Gerek ülkemizde gerek dünyada yapılan bu tür yayınlarda hastalık düzeldiğinde kalıcı hasar yaratan bir deri problemi olmadığı da gösterilmiştir. Tedavi sonunda deri lezyonlarının da gerileme eğilimi gösterdiği saptanmıştır.’’

BAZEN DÖKÜNTÜ İLK BULGU OLARAK ORTAYA ÇIKABİLİYOR

. ‘Cildimde döküntü var acaba covid mi oldum’ endişesi ile gelen hastalarınız oldu mu?

‘‘Devlet ya da üniversite hastanesinde olmadığım için bu tür endişe ile gelen hastam olmadı. Ama eminim diğer meslektaşlarıma derideki döküntüyü görüp covid miyim diye giden hastalar vardır. Çünkü covid birçok belirtiye yol açabiliyor. Böyle bir döküntüyle gidildiğinde buna eşlik eden diyelim boğaz ağrısı ve öksürük yok fakat ateş ve halsizlik varsa bu kişilere mutlaka covid açısından test yapılması öneriliyor. Çünkü bazen hastalığın seyri esnasında döküntü görülüyor. Bazen de döküntü ilk bulgu olarak ortaya çıkıyor. Mesela daha önceden kurdeşeni olmayan bir hasta ürtiker atağı ile gittiğinde yapılan tetkiklerinde tespit edilebiliyor. Bu tarz ürtiker çocuklarda çok sık görülen bir hastalıktır; kurdeşenle bir çocuk görülürse viral hastalıktan şüpheleniriz. O yüzden bu tarz döküntüler bizi virüsleri düşünmeye yöneltir. Hele bugünlerde eşlik eden başka bir semptom da varsa mutlaka ona karşı bir test istenmelidir. Diğer bir nokta covid hastalarında kullanılan ilaçlara bağlı da benzer döküntülerin olmasıdır. Sadece virüsler değil, tedavide başlanılan ajanlar da aynı şekilde deri döküntüsü yapabilir. Bunun ayrımını yapabilmek için elimizde bazı tetkikler, biyopsi, histopatolojik inceleme gibi yöntemler var. Böylece viral mi, ilaca mı bağlı, covidle mi ilgili olduğu belirlenebilir.’’

DERMATOLOJİ UZMANINA NE ZAMAN GİDİLMELİ?

. Ürtikeri, cilte kaşıntılı başka lezyonları ya da alerjik bünyesi olanlar nelere dikkat etmeliler?

‘‘Burada direkt covidi düşünmeden eğer ortaya çıkan deri problemi gün be gün kötüleşiyorsa mutlaka bir dermatoloji uzmanına görünmelerinde fayda var. Ama döküntüsü yarın uyandığında hafiflemiş ve birkaç gün içinde düzelme eğilimine girmişse mutlaka doktor görsün demiyorum. Ancak ertesi gün daha şiddetli, bir gün sonra daha da şiddetli bir hale geliyorsa covidden bağımsız olarak mutlaka uygun bir tedavi süreci gerekir.’’

‘‘EGZAMA YAŞAMAYAN NEREDEYSE KALMADI’’

. Covid-19’dan korunmak için çok sık kullanılan antibakteriyel, kolonya ve sabunlar egzama, alerji gibi cilt hastalıklarını ne kadar artırdı? Önlem olarak önerileriniz nelerdir? 

‘‘Covid-19 sürecinde neredeyse egzama yaşamayan kalmadı. Hastalarımın büyük bir çoğunluğunda eller, kolun ön kısımları inanılmaz derecede kırmızı, kuru, kabuklu neredeyse yara haline gelmiş durumda. Çünkü çok sık yıkıyoruz ve kimyasal kullanıyoruz. Bu kimyasallar derimizdeki yağ tabakasını uzaklaştırıp kurumasına neden oluyor. Deri çatlayıp egzamaya dönüştüğünde üzerine bakteriyel enfeksiyonlar eklenebiliyor. Sonuçta deri bizim için bir koruyucu bariyer oluşturuyor. Eğer bu bariyerde bir hasar oluştuysa buradan bakteriyel enfeksiyon (mantar enfeksiyonu) derimize giriyor ve enfeksiyon tablosu ortaya çıkıyor. Son yıllarda egzama, diğer alerjik hastalıklar ve astımın giderek artmasının en önemli nedeni bu kimyasallardır. Çünkü çok fazla kimyasalla, kokulu ürünle temas edildiğinde vücudumuzdaki bu alerjik mekanizmayı çok fazla uyarıyoruz. Dolayısıyla mümkün olduğunca az kimyasal ürün kullanılması alerjik yatkınlığımızın ya da belirtilerimizin hafiflemesini sağlar.

DEZENFEKTANLAR ELİN ÜST KISMINDA KULLANILMAMALI

Kimyasal koruyucular ellerin iç kısmına kullanılmalıdır. Daha ince bir tabaka olan elimizin üst kısmını, ön kolları korumak lazım. İç kısma on kere uyguluyorsak dış kısma bir kere uygulayalım ve olabildiğince beyaz sabunu tercih edelim. Çok renkli, kokulu ne olduğunu bilmediğimiz sabunlar da kullanılmamalıdır. Önleyici olarak koruyucu bariyer oluşturan saf vazelin bile yeterli olur. Her iki – üç yıkamada bir elin üst tabakası nemlendirilirse bakteriyel enfeksiyonlardan egzamadan korumaya yardımcı olunur. Dezenfektanlar eğer mecbursak dışarıdayken kullanılmalıdır. İş yerinde ya da evde yıkayabildiğimiz durumlarda suyla yıkama tercih edilmelidir. Beyaz, renksiz ve sıvı olmayan bir sabun ile ya da sıvı sabunu tercih ediyorsak o da beyaz olmalıdır.’’

MASKENİN OLUŞTURDUĞU SORUNLAR

. Ciltte maske kullanımına bağlı olarak yaşanan problemler nelerdir?

‘‘Maske kullanımı nedeniyle özellikle ağız çevresinde akne yatkınlığı olan kişilerde bir alevlenme var. İkinci olarak da yüzde kırmızılık ve iltihaplı noktalar ile karakterize roza hastalığı görülüyor. Çünkü yüz kapalı kaldığında terliyoruz ve nemleniyor. Sonuçta oradaki mikroplarda bir aktivasyon, üreme oluyor. Buna bağlı olarak da yoğunlukla burun üzerinde ve ağız çevresinde iltihaplı deri hastalıklarını daha sık görüyoruz. Tedaviyi ise akşamları öneriyorum. Çünkü kişi tedaviyi kullanıp sabah evden maske takarak çıktğında terlemeyle birlikte daha fazla tahriş de ortaya çıkıyor. O yüzden sabah çıkarken bu tarz yoğun kremleri değil de, sadece yıkayıp bir güneş koruyucu sürüp çıkmalarını öneriyorum.’’

. Peki bu dönemde özellikle cildi korumak için başka nelere dikkat edilmelidir?

‘‘Cildi koruyan en önemli şey temizliktir. Bu dönemde illa antibakteriyel olması gerekmez. Sabah ve akşam yüz mutlaka kişi için uygun bir ürünle iyice temizlenmelidir. Yağlı ciltlere jel, hassas ciltlere krem formunda ürün uygun olur. Sonra da kişi, hastalığına özel tedavilerini akşam evinde kullanmalıdır. Maskeleri günlük olarak değiştirmek, tek kullanımlık değilse yıkamak da çok önemli bir noktadır. Maske her yere koyulup sonra yüze takılmamalıdır.’’


İçeriği Paylaşın