Diş Sıkma – Gıcırdatma Nedenleri ve Tedavisi

Diş Sıkma – Gıcırdatma Nedenleri ve Tedavisi

Diş Sıkma – Gıcırdatma Nedenleri ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Diş sıkma problemi nedir? Diş gıcırdatma ile diş sıkma problemleri aynı şey midir? Diş sıkma vücut sağlığını nasıl bozmaktadır? Diş sıkma problemi kimlerde olur? Panik atak, depresyon gibi sıkıntılar, bunu etkiliyor mu? Çocuklarda nasıl etkilere yol açıyor? Çene eklemi rahatsızlıkları olan bir kişide diş sıkmaya ilave olarak başka ne tür yakınmalar olabilir? Diş sıkma, diş gıcırdatma problemi olan bir kişi, günlük hayatında nelere dikkat etmeli, neler yapmalı veya yapmamalıdır? Diş eksikliği olan bir kişide kayıp dişlerin bir an önce yerine koyulması gerekir mi? Diş sıkma problemi hangi sıkıntılara yol açabilir? Kişiler, ne zaman bir uzmana başvurmalıdırlar?

İstanbul Aydın Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Dentaydın Diş Hastanesi Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Esra Somtürk, diş sıkma ve diş gıcırdatma problemlerinin nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

. Diş sıkma problemi nedir? Diş gıcırdatma ile diş sıkma problemleri aynı şey midir yoksa diş gıcırdatma, diş sıkmanın sonucunda oluşan bir durum mudur?
“Diş sıkma aslında stres kaynaklı olan ama pek çok farklı şeylerin de tetiklediği bir kas yüklenmesidir. İnsan dişini, gündüz sıktığının da farkına varabilir. Bu, gündüz kontrollü bir güç uyguladıklarından dolayı, çok büyük bir patolojiye yol açmaz. Ancak gece çok kontrolsüz bir güç uygulanır. Derin uykudan daha az derin uykuya geçilirken, beş saniyelik bir süreç bile olsa inanılmaz bir kuvvet uygulanır. 300-350 kilo söz konusudur. Dolayısıyla diş sıkma, insanın kendisinin fark edemediği bir şeydir. Ancak olay ilerleyip, diş gıcırdatması bir ruh haline dönüştüğünde, çevre de insanı uyarabilir. Uyku sırasında yanında olan kişiler, dişlerini gıcırdatıyorsun, şeklinde uyarabilir veya kişi, kendi diş gıcırdatma sesine de uyanabilir. Hastaların çoğu, ne yazık ki olay çok ilerleyip, bir takım belirtiler ortaya çıktığında hekime başvurmaktadırlar. Bu da müdahaleyi biraz daha zorlaştırmaktadır.”

AĞRILI ÇENE İLE UYANMAK!

. Diş sıkma, hem ağız, diş sağlığını olumsuz etkiliyor, hem de genel vücut sağlığında pek çok probleme yol açıyor. Bu problemlerden bahsedebilir misiniz?
“Diş sıkma sonucunda aşırı bir kas yüklenmesi olduğundan kişi sabahları ağrılı bir çene, dinlenmemiş bir vücutla uyanır. Çünkü aslında sıkılan sadece çene kasları değil, tüm vücut kasılmaktadır. Dolayısıyla hasta, kasılmış bir vücutla uyuduğu için sabah dinlenmeden uyandığını ifade eder. Ya da yavaş yavaş, çene kaslarındaki bir takım ağrılar, baş ağrısını tetikler. Pek çok diş sıkan hasta ‘Benim migrenim var’ diye gelmektedir. Belki migreni var ve bu migren, ataklarını tetikliyor. Belki de migreni yok; gerçekten baş ağrısı tetiklendiği için migreni olduğunu zannediyor. Diş sıkma ayrıca ağız içi dokulara da zarar verir. Dişler aşınıp kırılabilir, yine dolgularda kırılmalar ve diş eti çekilmeleri meydana gelebilir. Genç hastalarda bile, daha sonra sırt, boyun ağrısı ve bele kadar yayılan kas ağrılarına rastlanır.”

‘‘DİŞ SIKAN KADIN HASTALAR ERKEKLERE ORANLA DAHA FAZLA’’

. Diş sıkma problemi kimlerde olur? Panik atak, depresyon gibi sıkıntılar, bunu etkiliyor mu?
“Yapılan araştırmalara göre, antidepresan kullanan hastalarda diş sıkma problemi daha fazla tetiklenir. Belki daha derin uyuttuğu için ve bilinçaltında kaldığı için bir takım düşüncelerden dolayı olabilir. Ama kesinlikle diş sıkan hastalar daha depresif, daha hassas, daha içine atan hastalardır. Bu yüzden de toplumda diş sıkan kadın hastalar erkeklere oranla çok daha fazladır. Bununla birlikte, diş sıkma problemini sadece stres tetiklemez. Aynı zamanda ağızda yapılmış kötü protezler dişlerin kötü kapanmasına yol açar ve kasları, eklemi rahatsız eder. Çünkü bu bir mekanizma, bir sistemdir. Bu sistemi bozacak bir temas, diş eksiklikleri, hastanın doğru çiğneyememesi, bir takım kötü alışkanlıklar, örneğin ağızdan nefes almak, ağzı açık uyumak vs. gibi etkenler tetikler.”

Yrd. Doc. Dr. Esra Somturk

Yrd. Doç. Dr. Esra Somtürk

ÇOCUKLARDA DİŞ SIKMA

. Çocuklarda nasıl etkilere yol açıyor?
“Aslında bir yaşından itibaren tüm çocuklar dişlerini sıkmaya başlar. Çünkü süt dişleri nereye kapanacaklarını, nasıl bir kapanışa geçeceklerini bilemez. Özellikle karışık dişlenme denilen 6-11 yaş arasında çok ciddi diş sıkma problemlerine rastlanır. Ama bunların bir kısmı fizyolojiktir. Onlara, karışık dişlenme döneminde olduğu için müdahale edilmez. Ama çocuk çene ağrısından şikayet edip, aynı zamanda dişlerini gıcırdatmaya başlarsa doktora görünmelidir. Çünkü bu durum, çıkacak olan sürekli dişlerin de zarar görmesine neden olabilir. Gece uykuda kullanacağı bir takım kalıplar yapılarak, çocuğun dişlerini sıkması engellenmeye çalışılır.”

ÇENE EKLEMİ BOZUKLUKLARI

. Çene ekleminde bozukluklara yol açan faktörlerden sadece biri dış sıkmadır. Başka ne gibi faktörler çene eklemine zarar verir?
“Çene eklem problemiyle gelen hastaya önce ‘Bir darbe gördünüz mü?’ diye sorulur. Bu bir yumruk ya da bir kaza olabilir. Ayrıca, kötü yapıldığı için çeneyi kötü yönlendiren protezler ve erken temas dediğimiz noktalar da etkilidir. Erken temaslarda, önce orası temas ettiği için çene, beyne ‘Burada kötü bir temas var ve ben kapanamıyorum’ mesajı gönderir. Dolayısıyla beyin de; ‘Bu teması yok etmeliyim. Bu yüzden kası kasayım, kas kasılmasıyla birlikte gıcırdatayım. Oradaki temas gitsin ve çene rahatlasın’ tarzında başlayan bir mekanizmayı harekete geçirir. Zaman içerisinde de bu, diş sıkmaya dönüşür. O noktadaki erken temas geçse bile beyinde artık bir diş sıkma odağı oluştuğu için, hasta sıkmaya kronikleşerek devam eder.”

BAŞ AĞRISINA DİKKAT!

. Çene eklemi rahatsızlıkları olan bir kişide diş sıkmaya ilave olarak başka ne tür yakınmalar olabilir?
‘‘Ağız açılıp kapanırken eklemden bir takım sesler gelir. Bu, ilk şikayettir ve ne yazık ki hastalar ‘4-5 yıldır ses geliyordu ama bunun bir patoloji olacağını düşünmedim’ söylemiyle başvururlar. İlk anda başvurulsa, sıkma engelleneceği için olay gerileyecektir. ‘Ağzımı açamıyorum, kapatamıyorum. Bu bölgemde bir takım takılmalar oluyor’ şikayeti de olmaktadır. Bir müddet sonra; ‘Ben dört parmak açabiliyordum ağzımı ama bu iki parmağa düştü’ de denmektedir. Hastalar şakak bölgesine vuran ağrılar, sinüs bölgesinde ağrılar, baş ağrıları, baş arkası ağrıları gibi çok ciddi ağrılar çekerler. Maalesef bu konuda başvurabilecekleri bir merkez ve eklem uzmanı da çok az olduğu için çaresiz durumda kalmaktadırlar.”

. Özellikle diş sıkma problemine bağlı baş ağrılarını çoğu kişi migren de zannediyor olabilir. Bu şekilde başka hekimlere başvuran hasta var mıdır?
“Diş sıkma sonucu kulakta uğultu, çınlama ve kulak bölgesinde ağrı oluştuğu için hastalar önce kulak burun boğaz doktoruna gider. Bir şey bulunmazsa bu defa nöroloğa gider. Nörolog da bir migren teşhisi koyar. Uzun yıllar migren ilaçları kullanıp gelen hastalar vardır. Eğer gerçekten diş sıkmadan kaynaklanan sorunlarsa bunlar, çözülür. Hasta 1-2 hafta içerisinde çok rahatlar.”

KALİTELİ UYKU NEDEN ÖNEMLİ?

. Diş sıkma, diş gıcırdatma problemi olan bir kişi, günlük hayatında nelere dikkat etmeli, neler yapmalı veya yapmamalıdır?
“Bir bel fıtığı hastası beline ne kadar dikkat ediyorsa, o da çene eklemine o şekilde dikkat etmelidir. Kronikleşen bir diş sıkmasıyla, eklemde problem başlamış demektir. Bu durumda ağzını çok açıp kapamayacak, çok yormayacak ve en azından o tedavi sürecinde çok sert şeyler yemeyecek, sakız çiğnemeyecek. Çift taraflı çiğnemeye çok önem verdiğimiz için ağızda eksik dişler olmamalıdır. Çene, tek taraflı çiğnemeden çok kötü etkilenir. Diş sıkan hastalar ayrıca kaliteli uyumak zorundadırlar. Bir sıcak duş alarak ya da kitap okuyarak uykuyu daha kaliteli hale getirebilirler. Çünkü düzgün bir uykuya geçildiğinde bilinçaltı ötelenir ve daha az diş sıkar hale gelinir. Hastalar bu anlamda belki bir psikiyatr veya psikologla birlikte stres kontrolü yaptırabilirler. ‘Ben streslerimle nasıl baş ederim?’ sorusunu cevaplayabilirler.”

TEŞHİS NASIL KONUYOR?

. Teşhisi nasıl koyuyor ve ayırıcı tanıyı nasıl yapıyorsunuz?
“Önce hastanın öyküsü alınır. Sonra eklem ve kas muayenesi yapılır. Muayenede bir takım dental volümetrik tomografi grafiği, T-scan veya daha ileri vakalarda MR tetkikleri gibi yöntemlerden faydalanılır. Dental volümetrik tomografide daha çok, eklemin kemik bölümü, kemikteki değişiklikler incelenir. Dental bir tomografi, hastaya çok daha az ışın verir; çok daha az zararlıdır. T-scan ile de erken temasların hangi dişte, hangi derecede olduğu, hangi kası ne kadar etkilediği, nasıl bir kas spazmına yol açtığı görülür. Bu özel bir alettir. Hastaya ısırması söylenir ve bu bilgisayar ekranına yansıtılır. Nokta atışı yapılarak, hastanın belki de aylarca gıcırdattığı o temas yok edilir. Hasta ertesi gün, ‘Rahatladım. Baş ağrım geçti, çok iyiyim’ diye gelir.”

. Tedavide de kullanıyor musunuz?
“T-scan tedaviye de rehberlik eder. Dişin tam o noktası aşındırılır. Eski sistemde bir takım ısırtma kağıtları vardı; hangi noktanın daha çok ve hangisinin önce değdiği bilgisini vermezdi. Hastanın dişleri gelişi güzel aşındırılırdı ve çok da başarılı sonuçlar alınmazdı. T-scan ile nokta atışı yapıldığı için, direkt hangi noktada bu patolojinin olduğu görülüyor. Dolayısıyla o nokta aşındırılır ve hasta rahatlar.”

GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

. Üç boyutlu tomografi nasıl yapılıyor? İlaçlı mı yoksa ilaçsız mı çekiliyor? Dişiyle ilgili problemi olan herkese yapılabiliyor mu? Yoksa yapamayacağınız bir hasta grubu da var mıdır?
“Dental volümetrik tomografi aslında normal diş filminden çok farklı değildir. Oturarak ya da ayakta normal bir tüm çene panoramik filmi nasıl çekiliyorsa, o şekilde alınır. Dozu da, normal bir diş filminden biraz fazla olsa da, klasik tomografiden çok daha azdır. Diş tedavileri için, rutinde her hastadan alınmaz. Ancak üç boyutlu görüntü verdiği için, özellikle implant hastalarında, kemiğin kalınlığını hissetmek, kemiğin kalitesini ve anatomik yapılarla konulacak implantın uzaklığını anlamak için doğru bilgiler veren bir yöntemdir. Bu yöntemle ayrıca bir takım patolojilerde o patolojinin okalizasyonunu bilmek ve gömük dişlerde okalizasyonu anlamak için de çok yardımcı bir yöntemdir.”

‘‘KAYIP DİŞLER HEMEN YERİNE KONMALI’’

. Diş eksikliği olan bir kişide kayıp dişlerin bir an önce yerine koyulması gerekir mi?
“Kayıp dişler kesinlikle bir an önce yerine konmalıdır. Ama biz öncelikle diş sıkma problemini halledip, hastanın varsa eklem sorunlarını, ağrısını yok etmeyi tercih ediyoruz. Eğer diş boşlukları ve gerekli protezler yapılmazsa, hasta bir kaç ay içerisinde ‘Ben çiğneyemiyorum, çenem çok kötü’ diye gelecektir. Tamamlayıcı tedaviler şarttır.”

. Diş sıkma problemi hangi sıkıntılara yol açabilir? Kişiler, ne zaman bir uzmana başvurmalıdırlar?
“Dişlerde hassasiyet, hiçbir çürük olmadığı halde diş ağrısı, çok iyi bakıldığı halde diş eti çekilmeleri, soğuk-sıcak hassasiyetleri gibi durumları yaşayan hastalar en azından bir diş hekimi kontrolüne gitmelidir.”


İçeriği Paylaşın