Diyabet ve Obezite Cerrahisi

Diyabet ve Obezite Cerrahisi

Diyabet ve Obezite Cerrahisi

Bizi Takip Et


Obezite ve diyabet cerrahisi konusunda merak edilenleri İstinye Üniversitesi Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir’den Gastroentereloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ümit Koç anlattı.

Obezite cerrahisi ve tip 2 diyabet cerrahisi. Bunların birbirinden farkları nedir? Ya da birbirine benzeyen bir takım özellikleri de var mıdır?

Aslında bu iki cerrahiyi birbirinden ayırmamak gerekiyor. Her ikisi de vücut metabolizmasını etkilemektedir. Obezitede daha çok kilo alımını engelleyici yöntemler kullanılırken, diyabet cerrahisinde daha çok bağırsakların hormonal düzenini, salınımını etkileyen, değişmesini sağlayan yöntemler kullanılır. Aslında her ikisi de hemen hemen aynı cerrahidir. Sadece teknik olarak değişiklikler içermektedir.

Aşırı kilosu olan ve tip 2 diyabet problemi olan bir kişide sadece obezite cerrahisi tekniği uygulanarak tip 2 diyabetin tedavisi sağlanabiliyor mu ya da bazı vakalarda özellikle tip 2 diyabet cerrahi tekniğini mi uygulamak gerekiyor? Bunu neye göre belirliyorsunuz?

Öncelikle tip 2 diyabetin insülin direnciyle başlayan obezitenin neden olduğu bir hastalık mı bunu bilmek gerekir. Normalde vücuttaki fazla kilolar insülin direnci yapar ve vücuttaki metabolik hastalık dediğimiz durumu ortaya çıkartarak tip 2 diyabete yol açar. Bu nedenle sadece kilo vermek, zayıflamak için ameliyat olmak bile diyabet tedavisinin yüzde 70’ini sağlayabiliyor. Örneğin obezite ameliyatı sonrası kilo verilmeye başlandığına bir süre sonra diyabetlerinin düzelmiş ve kan şekerlerinin normal seviyelere geldiği görülüyor.

CERRAHİ ÖNCESİ HAZIRLIK

Cerrahi öncesinde ve sonrasında beslenmenin önemi nedir?

Öncellikle cerrahi zayıflamak için başvurulan son çare olmalıdır. Çünkü obezitenin ilk ve en önemli tedavisi diyet, spor ve hayat tarzı değişikliğidir. Bunları denedikten sonra son çare olarak cerrahiye başvurulmalıdır. Sonuç olarak cerrahi de vücudun metabolizmasını değiştirdiği için bazı zararları olabilir. Obez kişilerde, metabolik sistem değiştiği için kilo vermek kolay olmaz ve bu hastalarda artık cerrahi tedavi elzem olur. Kişiler ameliyat olmadan önce, cerrahiden sonra yine diyetin önemli olduğunu unutmamalıdır. Diyetten kastedilen aslında sağlıklı yaşam için gerekli olan sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Hastaların ameliyattan sonra da bu şekilde beslenmeleri gerektiğini öğrenmesi gerekiyor. Hastalar bu bilinçle ameliyat kararı vermeliler. Ameliyattan önce aslında diyet yapabilirliklerini görmemiz gerekir. Bu aslında hastanın ameliyat tekniklerinin seçiminde de yol gösterici olur. Bazı yeme alışkanlıklarını düzeltemeyen insanlara sadece yeme kısıtlayıcı bir ameliyat yapmak yerine bağırsak trafiğini de değiştirebilecek bir ameliyat tekniği uygulamak aslında daha başarılı sonuçlar elde etmeyi sağlar. Yani hastanın ameliyattan önceki yeme tutumu, alışkanlıkları hem ameliyat seçiminde hem de bu ameliyatın sonuçlarıyla direkt ilişkilidir.

Doç. Dr. Ümit Koç

CERRAHİ SONRASI BESLENME NASIL OLMALI

Kapalı ameliyat tekniği her vakada kullanılır mı? Ameliyattan sonra hastaları nasıl bir süreç bekliyor? Beslenme nasıl olur? Anestezi nasıldır?

Dünyada genel olarak obezite ve metabolik cerrahi ameliyatları kapalı olarak yapılıyor. Ameliyat olan hastalar üçüncü gün taburcu olabiliyorlar. Yaklaşık 1 hafta, 10 gün sonra da isterlerse işlerine dönebilir, yolculuğa çıkabilirler. Genel anestezi uygulanır. Laporoskopi yöntemi, hasta için daha konforlu ve sürecini kolaylaştırıcı bir tekniktir.

Ameliyattan sonra ilk 6 hafta çok önemlidir. Çünkü bu ameliyatla mide artık eskisi gibi büyük olmadığı için porsiyonlar küçülür. Aynı zamanda diyabet cerrahisi için de ince bağırsakta bir takım akım değişikliği yapılırsa bunun metabolik sonuçları olur. Bu ilk 6 hafta en önemli olan şey sıvı alımıdır. Hastalar mutlaka günde 1,5-2 litre su içmeliler. 6 haftalık süreç içerisinde yemek şekli sıvıdan yavaş yavaş katıya doğru gider. İlk iki hafta sade sıvı beslenme olur. Daha çok protein ağırlıklıdır. Bu dönemde ilk ay kullanacakları protein tozu diyetlerine eklenir. Daha sonra yumuşaktan katıya doğru bir gidişat oluyor. 6. haftadan sonra kişiler artık hem sağlıklı yemeyi öğrenirler ve sağlıklı beslenme şekline adapte olurlar.

İlk başta zaten mide küçüldüğü için gastrik bypass ya da tüp mide olsun hastalar zaten yiyemiyorlar değil mi?

Mide küçüldüğü için bu dönemde sıvı alımı çok önemlidir. Vücudun günlük ihtiyaçlarının yani gerekli vitamin, mineral ve proteinlerin alınması gerekir. Hedefimiz vücudun yağlarını yakmasıdır; ama vücudumuz öyle bir sistem ki ilk baştaki karbonhidratları yaktığı zaman ve yiyecek bulamadığında proteinleri yakmaya başlar. Bu bizim istemediğimiz bir şeydir. Çünkü protein vücudumuzun yapı taşlarından bir tanesidir. Bu yüzden özellikle bu dönemde, ilk 6 hafta protein ağırlıklı bir beslenme düzeniyle bu durum önlenmeye çalışılır. Eğer bu durum önlenirse ilk 6 hafta hastalar süreci çok rahat geçirir.  Daha sonraki beslenmeleri de ona göre şekillenir ve normal bir duruma gelir.

DİYET YAPILMAZSA KİLOLAR GERİ ALINIR

Operasyon sonrası yine kişi çok yerse zaman içinde yeniden kilo alma riski var mıdır? Zayıflama ameliyatı geçirmiş birçok kişinin yanıldığı nokta bu mu?

“Ameliyat oldum, her şeyi yiyebilirim” gibi bir durum yok. Artık sağlıklı beslenme bir yaşam tarzı haline gelmelidir. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi lazım. Bunun bilinciyle ameliyata gelmeliler. Her şeyi yeme ve artık kilo almama gibi bir durum yok. Hedefimiz, bir insanın sağlıklı beslenmesine yardımcı olmak. Hastalar da ister tüp mide ameliyatı ister by pass olsunlar kilo almadıklarında farkı kendileri de görüyorlar.


İçeriği Paylaşın