Diz Eklemindeki Kireçlenmeler ve Tedavi Yöntemleri

Diz Eklemindeki Kireçlenmeler ve Tedavi Yöntemleri

Diz Eklemindeki Kireçlenmeler ve Tedavi Yöntemleri

Bizi Takip Et


Diz ekleminde kireçlenme nasıl bir problemdir? Diz eklemindeki kıkırdak aşındığında ne tür yakınmalara neden olur? Kireçlenmenin evreleri ile hastanın şikayetlerinin uyum göstermediği zamanlar da olur mu? Evrelerine ve hastanın şikayetine göre hangi yöntemler vardır? Diz eklemi kireçlenmesinde kök hücre tedavisi nedir? PRP tedavisi kaç seans uygulanır? Diz ekleminde protez kimlere önerilir? Protez çeşitleri nelerdir? İki dizde de kireçlenme varsa protez iki dize birden aynı anda takılır mı? Bir protezin ömrü ne kadardır?

Memorial Şişli ve Ataşehir Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahir Mahiroğulları diz eklemindeki kireçlenmeler ve tedavi yöntemleri ile dizde ağrı yapan diğer hastalıkları, bu hastalıkların tedavisinde protezlerin yerini ve ameliyatsız tedaviyi Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

‘‘KİREÇLENME, DİZİN KIKIRDAKLARININ AŞINMAYA BAŞLAMASIDIR’’

. Diz ekleminde kireçlenme nasıl bir problemdir?
“Diz eklemi, vücudun ağırlığının büyük kısmını taşıyan eklemlerden birisidir. Çok hareketli bir eklemdir. Bir diz eklemi yapısı itibariyle bağlarla ancak dengesini sağlayabilir. Bir kalça eklemi gibi direkt yuva ve soket eklemi ile değil de bağlarla birbirine bağlı bir eklem olduğu için bütün yükü dizin üzerindeki hem bağlar hem de kıkırdaklar taşır. Bağlarda veya dizin içerisinde menisküs denilen amortisman gibi yapılarda sorun olduğu zaman bütün yük yine kıkırdakların üzerine kaymaya başlar. Ayrıca yaş ilerleyip vücut aşınmaya başladıkça, vücut ağırlığı arttıkça, yılların yükü dizlerin üzerine binmeye başladıkça dizin kıkırdaklarında yine yük olmaya başlar. İşte kireçlenme dizin kıkırdaklarının aşınmaya ve yavaş yavaş artık özelliğini yitirmeye başlamasıdır ki buna artroz denir.’’

HANGİ ŞİKAYETLER OLUR?

. Diz eklemindeki kıkırdak aşındığında ne tür yakınmalara neden olur?
“ *Dizden ses gelmesi: İlk şikayet dizden ses gelmesi şeklindedir. Kadife gibi olması gereken kıkırdaklar yavaş yavaş zımparaya benzemeye ve sürtündüğü zaman ses çıkarmaya başlar. Dizden gelen bütün sesler patolojik değildir ama bu sesler yavaş yavaş ağrı yapmaya başlamışsa o zaman dizde kireçlenme başlamış demektir.

*Dizde şişme olması: Biraz aktivite arttığı zaman diz hemen şişmeye başlayabilir. Bu durum da yine kireçlenmenin ön belirtilerinden bir tanesidir.

*Ağrı: Ağrı da kireçlenmenin ilk belirtilerindendir. Kireçlenmenin evrelerine göre ağrı da değişir. Yürürken değil de daha çok çömelip kalkarken veya merdiven inip çıkarken özellikle de merdivenleri inerken ağrılar başlamışsa  kireçlenme söz konusudur. İlerleyen aşamalarda artık istirahatte de ağrımaya başlar. Oturup  televizyon seyrederken, yemek yerken sadece dizler akla gelir. Hatta o ağrı artık uyutmayacak kadar kuvvetli hale gelmeye başlar.’’

Prof. Dr. Mahir Mahirogulları

. Kireçlenmenin evreleri ile hastanın şikayetlerinin uyum göstermediği zamanlar da olur mu? Bu durumda tedaviye yaklaşımda daha çok hastanın şikayeti mi ön plana alınır?
“Normalde evrelemeye göre tedavi şablonları vardır ama hastanın şikayetleri evresinden çok farklıysa mutlaka onun sebebi bulunmaya ve ona yönelik tedavi yapılmaya çalışılır. Mesela ilk evrede kıkırdak yumuşaması sonucu hastanın dizinden ses gelmeye başlar ve ufak ağrılar olur. Onun tedavisi tamamen farklıyken artık gece uyutmayan ağrıların tedavisi çok daha farklı olur.’’

EVREYE VE HASTANIN ŞİKAYETLERİNE GÖRE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

. Evrelerine ve hastanın şikayetine göre hangi yöntemler vardır?
“Uygulanacak tedavi yöntemi için üç önemli kriter vardır. Bunlar hastanın ağrı derecesi, yaşı ve muayene bulgularıdır. Muayene sırasında uygulanan testlerle evre yaklaşık olarak tespit edilmiş olur. Hastanın ağrı eğrisiyle uyumuna, yaşına ve aktivite seviyesine bakılır. Spor yapan birisiyle evde kalan birisinin tedavi yelpazesi değişir. Ama her zaman için ilk tedavi yaklaşımı, hastaya basit yöntemlerle günlük birtakım tedbirler alarak ameliyatsız hatta ilaçsız çözümler üretmektir. Evrelerine ve hastanın şikayetine göre şu yöntemler uygulanır:

*Buz ve egzersizle tedavi: Kireçlenmede en iyi silah buz uygulamaktır. Hasta dizlerinin üzerine buz uygulamaya ve egzersiz yapmaya başlar. Egzersizin amacı diz çevresini saran kasları kuvvetlendirmektir. Kıkırdağın üzerine binen yük azaltıldığı takdirde kaslar kuvvetlenince hastanın ağrıları otomatikman geçer. Buzun üzerine egzersiz yaptıktan sonra çoğu hasta, evresi de erken evreyse çok ciddi tedaviye cevap verir. Eğer bunlarla ağrılar geçmezse ilaç  aşamasına başlanır.

*İlaç aşaması: Eğer şişlikle beraber çok kuvvetli ağrılar ve gece görülen ağrılar varsa hastaya non-steroid antienflamatuar denilen ilaçlar verilerek ödem çözülmeye çalışılır. Ayrıca  piyasada kıkırdak hammaddesi, kollajen içeren gıda takviyeleri vardır. Bunların da az da olsa hastaya bir katkısı vardır. Bunlarla ağrılar dindirilmeye ve kıkırdak yeniden biraz yapılmaya çalışılır. Çünkü kıkırdak kendisini çok uzun sürede yeniler. Zaten kireçlenme kıkırdak kendini yenileyemediği için olur.

*PRP tedavisi: İlaçlardan sonraki aşama, diz eklem sıvısının taklidi iğnelerin yapıldığı PRP tedavisidir. Çok ileri vakalarda kortizon da kullanmak gerekebilir.

*Cerrahi aşaması: Bir sonraki evre dizdeki aks bozulmalarıdır. Belli bir yaştan sonra dizler yavaş yavaş içeri dönmeye başlar. Özellikle kadınlarda çok sık görülür. Cerrahi aşamasında aks düzeltme ameliyatları yapılır. Eğer dizin içerisinde kireçlenmeden kaynaklanan kıkırdak parçaları dökülmeye başlamışsa onlar temizlenir. Artroskopi denilen kamerayla yapılan basit yıkama ameliyatlarıdır.

*Protez tedavisi: Daha ileri aşamaya gelindiyse; artık geceleri uyutmuyor ve hasta iki adım daha atamayacak hale gelmişse protez tedavilerine geçilir.’’

KÖK HÜCRE TEDAVİSİ

. Diz eklemi kireçlenmesinde kök hücre tedavisi nedir? Kaç seans uygulanır? Kök hücre nereden nasıl elde edilir?
“Öncelikle PRP tedavisi kök hücre tedavisi değildir. PRP’de hastanın kolundan periferik kanı alınır ve belli işlemlerden geçirildikten sonra içerisindeki iyileştiren hücreler (kan pulcukları-platelet) yoğunlaştırılarak hastanın sorun olan bölgesine verilir; diz içerisine enjeksiyon yapılır. Bu iki mekanizmayla çalışır; bir tanesi, kendisinin içerisinde büyüme faktörleri vardır.  Bunlar dizde iyileşmeyi sağlarken diğeri aynı zamanda merkeze, beyne sinyaller gönderir. ‘Burada sorun var, tekrar iyileştirici hücre gönder’ der. Vücuttan da oraya doğru bir tedavi yoğunlaşmasını sağlamaya çalışır. Kök hücre tedavisi ise ondan daha ileri bir tedavidir. Hastanın göbek yağından, leğen kemiğinden ya da kasık yağından kök hücre alınır. Bu kök hücre yine belirli işlemlerden geçirilir. Bu hemen anında yapılan bir tedavidir; yarım saat, 45 dakika bir hazırlanma süresi vardır. Alınan kök hücreler yine hastanın dizine ya da sorun olan bölgeye enjekte edilir. Genelde tek doz yapılır. Bir de hastanın kök hücresi alınarak laboratuvarda çoğaltılır. Yaklaşık 3-4 hafta sonra hastaya enjekte edilir. Bu birkaç seansta tekrarlanabilir.’’

PRP TEDAVİSİ

. PRP tedavisi kaç seans uygulanır?
“PRP tedavisini biz 3 seans yapıyoruz. İlk seansı yaptıktan sonra hasta bir fark olduğunu söylüyorsa yaklaşık birer haftalık periyotlarla 3 seansı peş peşe yapıyoruz ki tedavi uzun ömürlü olsun. Çünkü genelde 9-12 ay civarında hastalara iyilik sağlıyor ama bazı hastalara 3-4 sene bazı hastalara 6 aylık bir iyileşmesi oluyor.’’

. PRP, yenilenebilir bir tedavi midir? Yan etkisi var mıdır?
“Hastanın kendi kanından hazırlandığı için yan etkisi yoktur. Eğer etkinse istenildiği kadar tekrarlanabilir. Etkin değilse boşuna hastanın canı yanmamalıdır.’’

PROTEZ KİMLERE ÖNERİLİR?

. Diz ekleminde protez kimlere önerilir? Hastanın hangi şikayetlerinin olması gerekir?
“Basit yöntemlerle, egzersizlerle, ilaçlarla, PRP ve kök hücreyle halledilemiyorsa; hastanın gece ağrıları çok fazlaysa, artık eski aktivitesini kaybetmişse, yürüyüş yapamıyorsa, yürümemenin kalbine vs zararları olmaya başlamışsa protez önerilir. Protez yapmadaki en büyük kriter ağrıdır. Evre 4 yani en son evredeki hastalara genelde protez tercih edilir.’’

. Protez çeşitleri nelerdir? Farklı protez çeşitleri neye göre seçilir? Hastanın genç ya da yaşlı olması bunda bir faktör müdür?
“Ne kadar geç yaşta protez yapılırsa o kadar iyidir. Genelde 60-70’li yaşlarda yapılır. 70’li yaş bizim için idealdir ama hasta çok sıkıntıdaysa 60’lı yaşlara da çekilir. Hastanın dizindeki kireçlenme derecesi önemlidir. Eğer sadece bir bölüm bozuksa o bölüm için kısmi protezler yapılır. Ama dizin tamamı bozulmuşsa o zaman dizin tamamını değiştiren total protez yapılır.’’

İKİ DİZE AYNI ANDA PROTEZ TAKILIR MI?

. İki dizde de kireçlenme varsa protez iki dize birden aynı anda takılır mı?
“Biz her zaman teker teker yapmayı tercih ederiz. Hastaya, memnun kalırsanız diğerini yapalım deriz ama bazen tercih bize kalmaz. Hasta, ‘ameliyat sıkıntılarını tekrar tekrar çekmek istemiyorum aynı anda olmak istiyorum’ diyebilir. Hastayı ikna edemezsek iki dize birden protez yapılır.’’

. Hasta ne kadar süre sonra ayağa kalkar? İki diz de protezli olunca hemen yürüyebilir mi?
“Hasta için biraz daha sıkıntılı bir süreçtir ama aslında teknik olarak bir farklılık yoktur. Hasta, protez olduğu gün akşamında dahi kaldırılıp bastırılır. Çünkü protez koyulduğu anda artık sabit kalır. Bir şeylerin iyileşmesi beklenilmez. İyileşmesi gereken tek şey ameliyat esnasında açılan o cildin kesisi ve dokuların iyileşmesidir. Ameliyatın ertesi günü hasta tolere ettiği kadar yürütülür. 1. hafta hasta iyice hareketlenir. Genelde 4-6 hafta kadar, ev civarında, fazla uzaklaşmadan bahçesinde veya evin içerisinde dolaşması istenir. 6. haftadan sonra da alışverişe çıkabileceği söylenir.’’

PROTEZİN ÖMRÜNÜ BELİRLEYEN KRİTERLER…

. Bir protezin ömrü ne kadardır? Protezin ömrünü etkileyen hastadan kaynaklanan bir takım faktörler var mıdır?
“Protezin ömrünü belirleyen kriterler; bir protezin kendi yapısı, ikincisi protezin konuluş anındaki tam aksının ayarlanmış yani cerrahi tekniğin uygun yapılmış olmas, üçüncüsü de hastanın faktörleridir. Geç yaşta yapılmasının nedeni hastanın protezini daha az kullanacak olmasıdır. Sonuçta yaş ileri olduğu için aktivitesi, potansiyeli genç gibi olmayacaktır, protezin ömrü biraz daha uzayacaktır. Protezin içerisinde özel bir plastik vardır ama hastanın yaşı küçüldükçe, aktivite arttıkça onun aşınmaya başlamasıyla ömrü de kısalır. İdeal kullanılan bir protezin ömrü, her şey yolunda gidiyorsa 25-30 senedir. Ama bu 10-15 seneye de çekilebilir, daha da uzatılabilir. Kilo, otomatikman protezin ömründen birkaç sene götürür.’’


İçeriği Paylaşın