Doğru Göz Muayenesi Nasıl Yapılır?

Doğru Göz Muayenesi Nasıl Yapılır?

Doğru Göz Muayenesi Nasıl Yapılır?

Bizi Takip Et


Dünya Göz Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Muzaffer Öztürk, Atv Avrupa ekranlarında yayımlanan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programına katıldı.
Bazı hastalıklara sadece göz muayenesiyle ön tanı koymak mümkün olabiliyor mu?  Sağlıklı kişiler ne sıklıkla göz kontrollerine gitmeliler?  Yıllık göz muayenesinde ne tür tetkikler yapılması gerekiyor? Damlalı göz muayenesi nasıl yapılıyor? Göz muayenesi sırasında vücuttaki hangi hastalıkların tespit edilmesi mümkündür? Göz muayenesi ile hastanı, kolesterolü olup olmadığı anlaşılır mı?  Şeker hastaları ne sıklıkla gözlerini kontrol ettirmeliler? Kişinin Tip 1,Tip 2 diyabet hastası olmasına göre ya da insülin kullanan bir hasta olup olmamasına göre muayene süresi değişiklik gösteriyor mu? Ne tür belirtilerde kişiler, hiç vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına başvurmalıdır? Göz sağlığını etkileyen diğer nedenler nelerdir?
Op. Dr. Muzaffer Öztürk, Esra Kazancıbaşı’nın sorularını yanıtladı.
.  Bazı hastalıklara sadece göz muayenesiyle ön tanı koymak mümkün olabiliyor mu? 
“Göz; kapaklarıyla birlikte kas, sinir,  bağ dokusu ve damar dokusu içeren özel bir organdır. Beyinle de doğrudan bağlantılıdır o yüzden pek çok sistemik hastalık, gözde belirti verebiliyor. Göz kapağı, göz merceği, göz bebeği, özellikle de retina tabakası (gözün sinir tabakası, göz arka tabakası) pek çok bedensel hastalıktan etkilenebiliyor. Belki tek başına göz muayenesi değil ama diğer bedensel muayene ve tetkiklerle birlikte pek çok hastalık gözü etkileyebiliyor ve buradan ip ucu yakalayabiliyoruz.”
“BEBEKLİKTE PEK ÇOK HASTALIK GÖZ MUAYENESİYLE TEŞHİS EDİLEBİLİYOR”
. Sağlıklı kişiler ne sıklıkla göz kontrollerine gitmeliler?
“Aslında bebeklilikten başlayarak göz muayenesi çok önemlidir. Bebeklikte pek çok hastalık göz muayenesiyle teşhis edilebiliyor. Gözün kendi hastalıkları açısından da bebeklikte ve çocuklukta göz muayenesi önemlidir. En önemli problemlerin bir tanesi göz tembelliğidir. Genellikle 6 yaşına kadar teşhis koyup tedaviye başlanması gereken bir hastalıktır. Bu yüzden göz muayenesine çocukluktan başlanması gerekiyor.
Gözü sağlam insanların senede bir kere göz muayenesi olmalarında fayda var çünkü pek çok sinsi göz hastalığı vardır. Görme bozukluğu başlamadan gözümüzün sağlığını etkileyen pek çok hastalık vardır. Örneğin göz tansiyonu bebeklikte, çocuklukta, gençlikte de olabilir; daha çok kırk yaş sonrası görülen bir hastalıktır. Yıllık göz kontrolü herkes için tavsiye ettiğimiz bir şeydir.”
.  Yıllık göz muayenesinde ne tür tetkikler yapılması gerekiyor?
“Göz muayenesi uzun zaman alan bir muayenedir. Muayene öncesinde hastanın şikayetlerinin çok iyi dinlenmesi gerekiyor. Muayeneye hastanın genel durumuyla başlayarak göz kapaklarının, göz bebeğinin hareketleri kontrol edilir, daha sonra göz merceğinin muayenesi yapılır. Ardından göze damla damlatılıp göz bebeği büyütülüp retina muayenesi yapılır.
Hastanın hiçbir şikayeti olmasa bile bazen önemli bir göz problemi olabilir. Örneğin retinada bir incelme, bir yırtık vardır bu durum hiçbir göz bozukluğu olmadan hastanın göz sağlığını ciddi bir şekilde tehdit edebilir. Pek çok bedensel hastalık da göz muayenesinde yakalanabilir.”
. Damlalı göz muayenesi nasıl yapılıyor? 
“ Göze damlatılan bir damla ile göz bebeği büyütülüyür, böylelikle göz merceğinin odaklanma yeteneğini geçici olarak ortadan kaldırılıyor. Bu sayede daha doğru bir  gözlük muayenesi yapılabiliyor çünkü hipermetroplar gizli kalabiliyor. Gizli hipermetrop da baş ağrısı yapabiliyor. Gerçek göz kırma kusurunun tam doğru numarasını ancak bu şekilde ölçebiliyoruz.
Damlalı muayene, retina tabakasının damar ve sinirlerinin incelenmesi için de gerekli bir muayene.Göz arkasının incelenmesi, göz kusurlarının incelenmesi açısından damlalı muayene çok önemlidir.”
“PEK ÇOK NÖROLOJİK HASTALIKTA GÖZ KAPAĞINDA DÜŞME OLUYOR”
. Göz muayenesi sırasında vücuttaki hangi hastalıkların tespit edilmesi mümkündür?
“Pek çok nörolojik hastalıkta göz kapağında düşme oluyor. Örneğin, Horner Sendromu dediğimiz bir hastalıktan dolayı göz kapağı düştüyse bu çok önemli nörolojik bir belirtidir. Bu  akciğer kanserinin bile belirtisi olabilir.
Bunun dışında tam tersi gözlerin çok açıldığı, dışarı fırlayacak gibi olduğu göz kapaklarının fazlaca açıldığı bir hastayı gördüğümüz anda aklımıza guatr bezinin iltihabına bağlı hastalıklar aklımıza gelir. Araştırdığımızda pek çok tiroid hastasının göz kapaklarının aşırı açılmasına bağlı göz bebeklerinin aşırı genişlemesi problemlerinin olduğunu görüyoruz.
Göz bebeğinin büyük olması, küçük olması veya ikisinin eşit olmaması pek çok nörolojik hastalıkların belirtisi olabiliyor. Örneğin Multipl Skreloz dediğimiz hastalık çok önemli bir hastalık ve bunların yaklaşık yüzde 10’u göz muayenesinde ortaya çıkıyor.
Görme azlığı ve görme kalitesindeki bozukluk olarak gelen hastaların retina  muayenesinde kanamalar görüyoruz. Hastanın gizli şekeri olduğu halde hasta bunu yıllarca fark edemeyebiliyor. Bazen şeker hastaların teşhisi göz muayenesinde çıkıyor. Özellikle de tip 2 diyabet çok uzun süre gizli kalabiliyor ve gizli kalan diyabet gözde kanamalarla kendini belli edebiliyor.
Sadece kanamayla başlamıyor ilk başta hızlı gözlük numarası değişimiyle başlıyor. Şeker hastalığının kan şekeri seviyesi çok yükseldiği veya çok azaldığı zaman göz numarası da çok değişiyor. Aslında sık değişen gözlük numarasında şeker hastalığı konusunda inceleme yapmak gerekebiliyor. Tabi bunun dışında tansiyon göze vurabiliyor; göz damarlarını etkileyebiliyor. Aslında damarları etkileyen her şey, kendini gözden belli ediyor çünkü göz damarları şeffaf ve biz o damarları doğrudan görüyoruz.”
. Göz muayenesi ile hastanı, kolesterolü olup olmadığı anlaşılır mı? 
 “Kolesterol kaynaklı damar sertliğini de damlalı göz muayenesinde görebiliyoruz. Bazı hastaları bu konuda uyarmamız gerekebiliyor. Sistemik tarama için dahiliye ve kardiyolojiye yönlendirdiğimiz hastalar oluyor.”
 
. Şeker hastaları ne sıklıkla gözlerini kontrol ettirmeliler? Kişinin Tip 1,Tip 2 diyabet hastası olmasına göre ya da insülin kullanan bir hasta olup olmamasına göre muayene süresi değişiklik gösteriyor mu?
“Muayene sıklığı pek çok şeye göre değişiklik gösteriyor. Tip 1 diyabetin tanısı daha erken konuluyor; çok uzun süre gizli kalmıyor. Hastalık başladıktan kısa bir süre sonra ciddi problemler ortaya çıktığı için tip 1 diyabette genellikle erken teşhis konulmuş oluyor. Diyabetin göz damarlarını bozması yaklaşık 5 ila 10 senedir.
Gizli kalan şeker tipi tip 2 diyabette oluyor. Hasta bize geldiğinde belki 10 yıldır gizli şeker hastası ama bunun farkında değildir. O yüzden tip 2 diyabette her yıl muayene öneriyoruz ama daha iyisi 6 ayda bir yapılan muayenedir.
Her hastanın durumu farklıdır. Örneğin diyabet, retinayı etkilediyse ve tedaviye başladıysak; lazer uygulaması, göz içi ilaç enjeksiyonu yaptıksak  ayda bir hatta haftada bir gördüğümüz hastalar olabiliyor.”
. Ne tür belirtilerde kişiler, hiç vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına başvurmalıdır? 
“Kişide birden bire ve şiddetli görme kaybı olduysa, zaman geçirilmeden tedavi edilmesi gerekir. Özellikle tansiyon ve kalp hastalıklarında gördüğümüz atar damar arter tıkanıkları birkaç saat içinde tedavisinin başlaması gereken hastalıklardır. O yüzden ani ciddi görme kayıpları, bir an önce hemen doktora başvurulması gereken hastalıklardır. Onun dışında şiddetli göz ağrısı bir an önce doktora başvurmak gereken başka bir nedendir.
Önemli rahatsızlıklardan bir tanesi de retina yırtılmasıdır çünkü retina yırtıkları erken aşamada lazer tedavisiyle çok kısa bir sürede tedavi edebilen bir hastalıktır. Ancak retina tabakasındaki yırtık dekolman hastalığına çevirdiyse çok zahmetli retina dekolmanı ameliyatları gerekebiliyor. Retina yırtığında belirti; şimşek çakar gibi, fotoğraf flaşı patlıyor gibi ışık çakmalarını görmektir. Gözde ışık çakması varsa bir an önce göz doktoruna başvurulması gerekiyor. Bunlara bağlı ciddi görme kayıpları oluşabiliyor.”
“GÖZÜ OVUŞTURMAK KERATOKONUS HASTALIĞINA NEDEN OLABİLİR”
.  Göz sağlığını etkileyen diğer nedenler nelerdir?
“Göz ovuşturmak gözün kornea tabakasını etkiler. Özellikle çocukluk çağında tedavi edilmeyen alerji nedeniyle kronik göz ovuşturma alışkanlığı oluşan kişilerde keratokonus hastalığı söz konusu olabiliyor. Göz ovuşturmak kapak acısından da sağlıklı bir durum değildir. Ayrıca enfeksiyon riski de taşımaktadır.
Aslında genel vücut sağlığının etkileyen her şey, göz sağlığını da etkiliyor. Bunların başında sigara geliyor. Sigaranın gözde sarı nokta hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı Maküla Dejenerasyonu riskini artırdığını biliyoruz. Sarı nokta hastalığı da çok ağır görme kayıplarına giden bir ileri yaş retina hastalıdır. O yüzden sigara gibi sağlığımız açısından riskli alışkanlıkları terk etmek en doğrusudur.
Genel vücut sağlığına dikkat etmek, egzersizlerimiz yapmak, kalp damar sağlığımızı korumak göz sağlığımızı korumak için oldukça önemlidir.  Göz hijyeni çok önemli çünkü ortak havlu kullanımı gibi durumlarda basit enfeksiyonlar kolayca tedavi edilebilinir ama viral enfeksiyonlar gerçekten çok bulaşıcı ve kalıcı görme kaybına kadar giden problemler olabilir. Görme problemi olmadan rutin göz muayenesi ve bir de tabiî ki şikayetler olduğunda görme kaybı olduğunda gecikmeden doktora başvurmak çok çok önemlidir.”

İçeriği Paylaşın