Doğumsal Kalça Yetmezliği ve Çıkığı

Doğumsal Kalça Yetmezliği ve Çıkığı

Doğumsal Kalça Yetmezliği ve Çıkığı

Bizi Takip Et


Doğuştan kalça yetmezliği ve buna bağlı kalça çıkığını ülkemizde sıkça görmekteyiz. Yıllardır süren çabalar sonucu bugün erken tanınması ve tedavisi ile ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek kalça problemlerinin önüne geçmekte epey yol alınmıştır.

Bugün uzun takipli çalışmalarımız gösteriyor ki, hastalığın doğumdan sonraki aylarda tanınıp çocuk yürümeye başlayana kadar tedavi edilmiş olması, erişkin yaşta gelişebilecek ortopedik problemleri ortadan kaldırmaktadır.

Kalça eklemi anne karnında oluşmaya ve gelişmeye başladığı andan itibaren, eklemi oluşturan yumuşak doku, kemik ve kıkırdakların birbirleriyle olan uyumluluğu sayesinde bir hamur gibi yoğrularak şekillenir. Bu gelişim süreci hassas bir dönem olup anne karnında ya da gelişme döneminde kalçayı oluşturan yapıların uyumunu bozan faktörler kalça ekleminin gelişmesinde geriliğe ve yetmezliğe yol açarak kalça çıkığı zeminini hazırlar. Sanıldığının aksine doğumsal kalça çıkığı ani travma sonrası gelişen bir durum değil, süregelen bir rahatsızlığın zaman içindeki sonucudur.

Gelişimsel kalça yetmezliği ve çıkığına yatkınlık yaratan çeşitli risk faktörleri mevcuttur. Doğum kanalında ters gelen bebeklerde (makat geliş), ailesinde kalça yetmezliği veya çıkığı öyküsü bulunanlarda ve annenin ilk doğan bebeğinde kalça yetmezliği veya çıkığı gözlenebilir. Anne rahmindeki pozisyona bağlı olarak kalça çıkığı sıklıkla sol kalçada görülür. Ancak sağ kalçada ve her iki kalçada da görülme ihtimali de vardır. Anne rahmindeki pozisyona bağlı çıkıklarda, kalça gibi diğer eklemler de etkilenebilir ve bu bebeklerde boyun eğrilikleri, ayak eğrilikleri gözlenebilir.

Kalça ekleminde yetmezlik olan bebeklerin kalça eklemini bir arada tutan yapılar zayıflar ve buna bağlı olarak zamanla kalça çıkmaya başlar. Kalçada yetmezliğe yatkınlığı olan bebeklerde doğum sonrası kundaklama kalçanın gelişimini bozan ve çıkmayı tetikleyen faktörler arasındadır. Yetmezlik olan kalçada kalça yerinden çıkıp girebilir. Aileler bebeğin alt temizliğini yaparken bazen bu “klik” sesini duyabilirler. Yerinden çıkan ve yerine girmeyen kalçada ise çocuğun çıkık kalçasının olduğu taraf bacak sağlıklı tarafa göre daha az yana açılabilir. Alt temizliği ve bez değiştirme sırasında bu durum sıklıkla fark edilir. Eskiden kalça ve kasık çevresi cilt boğum sayıları arasındaki fark kalça çıkığı açısından değerli bir bulgu olarak kabul edilmekteydi ancak çalışmalar gösterdi ki “pili asimetrisi” denen bu bulgu sağlıklı bebeklerde de görülebilmektedir.

Kalça ekleminde çıkık nedeniyle oluşan problemler çocuk yürümeye başlayana kadar aile tarafından fark edilmezse, çocuk yürümeye başladığında aksamaya başlarsa fark edilir. Hafif yetmezlikler veya hafif çıkıkların erişkin çağa kadar hasta ve çevresi tarafından fark edilmediği de olur. Çıkık ya da yarı çıkık kalçada vücut ağırlığı eklem üzerinde dengesiz dağılacağı için eklem kıkırdağı ve kemiklerinde şekil bozukluklarına ve erken yaşta kireçlenmelere yol açar. Eklem kıkırdağı bozulmaya başladığında hastalar kalça ağrısı ile doktora başvururlar. Kalça ekleminin ağrısı çoğunlukla kasık çizgisinde hissedilir.

Hastalığın erken bebeklik döneminde tanınması tedaviyi ve uzun dönem sonuçları birebir etkilemektedir. Bu nedenle yeni doğan bebeklerin kalçaları çocuk hekimleri tarafından muayene edilmeli ve gerekli görüldüğü takdirde ortopedi uzmanına yönlendirilmelidirler.

Ülkemizde de kullanımı oldukça yaygın hale gelen kalça ultrasonu sayesinde, 4-6 aya kadar kalça eklem anatomisi değerlendirilip yetmezlikler erkenden tanınabilmektedir. Erken tanınan yetmezlikler için bacakları uygun pozisyonda tutarak kalçanın gelişimine destekte bulunan özel tasarım yastık veya askılar sayesinde kalça çıkmadan bu hastalık tedavi edilebilmektedir. Bu dönemde tedavi edilen kalçalar hayatın geri kalanında sağlıklı kalçalar olarak işlev görmektedirler.

Daha ileri aylarda tanınan kalça yetmezlikleri için daha farklı tasarımları olan cihazlar kullanılarak kalça yetmezlikleri giderilebilir. Çıkık gelişmiş ise kalçanın yerine yerleştirildikten sonra daha uzun süreli olarak alçı ve cihazlar ile korunması gerekmektedir. Çıkık geliştikten sonra yaş ne kadar ilerler ise kalçanın da yerine yerleştirilmesi o kadar zor olacağında, yapılacak olan girişimler yumuşak doku veya kemik ameliyatları şekline dönüşmekte ve bu kalçaların erişkin yaşta sağlıklı olma şansları o kadar azalmaktadır.

Erken yaşta tedavi edilemeyen kalça çıkıklarında erişkin yaşlarda yapılacak cerrahi tedavilerin hiçbirinde kalça tam olarak sağlıklı olamamaktadır. Bu hastalarda çoğu kez kalça ekleminin metal veya seramik yüzeyler ile değiştirildiği kalça protezi ameliyatlarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Doğumsal kalça yetmezliği ve çıkığı olup, bebeklik döneminde tanı konulan ve erken tedavi edilen hastaların erişkin yaşlarda kalça eklemleri sağlıklı olur. İhmal edildiğinde işlevsel ve kozmetik olarak kötü sonuçlar doğurabilen bu durumun engellenmesi için yeni doğan döneminde bebeklerin kalçalarının muayene edilmesi ve kalça ultrasonu ile değerlendirilmesi çok önemlidir.

Prof. Dr. Yücel Tümer,
Kent Sağlık Grubu Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

(http://www.kenthospital.com)


İçeriği Paylaşın