Dünyada En Fazla Ölüme Sebep Olan Hastalık: Tromboz!

Dünyada En Fazla Ölüme Sebep Olan Hastalık: Tromboz!

Dünyada En Fazla Ölüme Sebep Olan Hastalık: Tromboz!

Bizi Takip Et


13 Ekim Dünya Tromboz Günü nedeni ile tüm dünyada tromboz hakkında farkındalık çalışmaları yapılıyor. Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği ve Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği iş birliği ile ülkemizde ilk defa toplumu bu konuda bilinçlendirmek üzere önemli bir projeye imza atıldı.

Sosyal sorumluluk projesinin tanıtıldığı ve Tromboz ile ilgili güncel bilgilerin paylaşıldığı basın toplantısına Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Rüçhan Akar, Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal ve Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Pulmoner Hipertansiyon ve Pulmoner Tromboemboli Tedavileri Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Gökçen Orhan konuşmacı olarak katıldı.

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Rüçhan Akar, Türk Kalp Damar Cerrahisi ile Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Dernekleri olarak ortak platformda Dünya Tromboz günü nedeniyle çeşitli aktivitelerle toplumda trombozun yol açtığı kalp damar hastalıklarına dikkat çekeceklerini belirtti.

Prof. Dr. Akar şu bilgileri verdi: “Farkındalık oluşturmak amacıyla ‘pıhtı küçük, riski büyük’ olarak adlandırdığımız sosyal sorumluk projesi çerçevesinde toplumu bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak gayretindeyiz.

Kalp ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin dörtte biri damarlarda oluşan pıhtılar nedeniyle gerçekleşmektedir. Meme kanseri, akciğer kanseri ve araç kazalarından ölenlerin toplamından daha fazla insanı damarlardaki pıhtılaşma nedeni ile kaybetmekteyiz. Bu verilere göre ülkemizde her sene yaklaşık 30.000 kişi trombozdan ölmektedir.

Tromboembolik olaylar hem erken dönemde hem de geç dönemde hayatınızı tehdit edebilir, yaşamınızı olumsuz etkileyen sorunlara neden olabilir. Unutmayınız pıhtı fark edilebilir önlenebilir ve tedavi edilebilir.  Erken dönemde uzman bir kalp damar cerrahının sizi değerlendirmesini tavsiye ederiz.”

Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, ülkemizde her yıl on binlerce kişide derin ven trombozu (DVT), yani toplardamarların içerisinde kan pıhtılaşması hastalığının görüldüğüne belirtti. DVT’nin herkesin başına gelebileceğine dikkat çeken Dr. Köksal DVT hakkında önemli bilgiler verdi:

DVT HERKESİN BAŞINA GELEBİLİR!

Ülkemizde her yıl on binlerce kişide derin ven trombozu (DVT), yani bacaklar, kollar, karın ve göğüsteki toplardamarların içerisinde kan pıhtılaşması hastalığı görülmektedir. Bunların yarısına yakınında da bu pıhtı bulunduğu yerden kopup akciğerlere atmaktadır. Bu durum da ölüm tehlikesi oluşturmaktadır. Esas çarpıcı olan ise DVT herkesin başına gelebilir.

Kanın damar içinde pıhtılaşması şu durumlarda ortaya çıkabilir:

  • Uzun süreli hareketsiz kalmaktan kaynaklanan kan akımında durağanlaşma
  • Leğen kemiği kırığındakine benzer büyük travmalardan toplardamarların hasar görmesi
  • Kanın pıhtılaşmasına eğilimi artıran durumlar: irsi yani genetik kan hastalıkları veya kanser

YAŞ İLERLEDİKÇE DVT RİSKİ ARTIYOR!

Yaş ilerledikçe DVT riski artar. Kalıtsal olarak kanın pıhtılaşma hastalığı olan kişilerde, kanser hastalarında, doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda, büyük fiziksel travmaya maruz kalıp uzun süreli hareketsizliğe mahkûm olanlarda daha sık görülür. Geçmişinde DVT olanların ileride de DVT olma riski daha yüksektir. Ayrıca, uzun süreli hareketsiz hava veya kara seyahatlerinde de DVT riski daha yüksektir.

BACAKTA AĞRI, ŞİŞME EN SIK BELİRTİLER ARASINDA!

Maalesef DVT olgularının yarısında hiçbir belirti veya bulgu vermez. Özellikle pıhtı miktarı az ya da küçük damarlarda görülüyor ise fark edilmeyebilir. En sık belirti ve bulgular etkilenen bacakta ağrı, şişme ve yürüme ile bu şikâyetlerin artmasıdır. Baldırı avucunuzla sıkınca hassasiyet artabilir. Bu belirtilere nefes darlığı, göğüs ağrısı ve derin nefes alırken ağrı eşlik ediyorsa oluşan pıhtı akciğerlere atmış olabilir. Bazen DVT o kadar ağır seyreder ki bacağın atardamar dolaşımı da bozularak bacağın kesilmesine yol açabilir. DVT geçiren hastalarda yıllar sonra bile bacaklarda sürekli şişme, ağrı, varisler, ciltte lekelenmeler ve hatta yaralar görülebilir.

DVT tanısı nasıl konur?

Etkilenen bacağın ultrasonu yapılarak tanı hızlıca konur. Akciğere pıhtı atmasından şüpheleniliyorsa da akciğer tomografisi çekilerek tanı net konur.

DVT tedavisinde neler yapılır?

Tüm hastalarda kan sulandırıcı ilaç kullanmak gerekir. Bazı hastalarda değişik tipte müdahaleler ile damarın içindeki pıhtıyı almak veya eritmek gerekebilir. Kan sulandırıcı ilaç kullanımı yasak olan hastalarda da akciğere pıhtı atmasını önlemek için tıkanan damarın yukarı seviyesine filtre koymak gerekir.

SUSUZ KALMAYIN VE DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN!

Susuz kalmamaya özen göstermek, uzun yolculuklarda ayakları sürekli hareket ettirmek; genel olarak da düzenli egzersiz ve hareketsiz kalmamak alınabilecek en iyi tedbirlerdir. Ek olarak, doğum kontrol hapı kullanan kadınların sigara içmemesi gerekir.

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Pulmoner Hipertansiyon ve Pulmoner Tromboemboli Tedavileri Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Gökçen Orhan, her 25 pulmoneremboli vakasından birinin kronikleşerek kronik tromboembolikpulmoner hipertansiyon adı verilen kalp yetersizliği ile yaşam kalitesini ileri derecede bozan ölümcül hastalığa dönüşebildiğine dikkat çektiği konuşmasında şu bilgileri verdi:

AKCİĞERDEKİ PIHTILAR TEDAVİ EDİLMEZSE KRONİKLEŞEREK AKCİĞER TANSİYONUNU YÜKSELTEREK KALP YETMEZLİĞİNE VE ÖLÜME YOL AÇABİLİR!

“Türkiye’de her sene yaklaşık 30.000 kişi trombozdan hayatını kaybederken bu sayının iki katı kadar insanımız tromboz nedenli kronik hastalıklarla yaşamını sürdürmek zorunda kalmaktadır. Pıhtı her yaş, cins, ırkta insanın başına gelebilir. Tüm hayatımızı olumsuz etkileyebilir. Bacağınızda ani şişlik, ağrı, renk değişikliği, huzursuzluk, ısı artışı varsa, ardından göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı ve öksürük eklendiyse acilen doktora tercihen bir kalp ve damar cerrahına başvurun. Erken dönemde doğru teşhis, etkin ve güvenli tedavi ile pıhtının erimesini sağlanabilir, ilerlemesini engelleyebilir. Akciğerdeki pıhtılar tedavi edilmezse kronikleşerek akciğer tansiyonunu yükselterek kalp yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. 25 pulmoneremboli vakasından biri kronikleşerek kronik tromboembolikpulmoner hipertansiyon adı verilen kalp yetersizliği ile yaşam kalitesini ileri derecede bozan ölümcül hastalığa dönüşebilir.

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Pulmoner Hipertansiyon ve Pulmoner Tromboemboli Hastalıkları Tedavi Çalışma Grubu olarak ‘PIHTI KÜÇÜK RİSKİ BÜYÜK’ adını verdiğimiz bir farkındalık projesi başlattık. Hedefimiz bu sosyal sorumluluk projesinin matematikçi ve meteorolojist Edward Norton Lorenz’ in Kaos teorisini yaratmasıdır. Kelebek etkisi: Brezilya’da tropikal ormanlarda bir kelebeğin kanat çırpışı Teksas’ta bir kasırgaya neden olabilir. Pıhtı küçük, riski büyük! Unutmayınız pıhtı önlenebilir, fark edilebilir, tedavi edilebilir.”


İçeriği Paylaşın