En Çok Ev Hanımlarında Görülen Karpal Tünel Sendromu Nasıl Anlaşılır?

El ve el bileğinin çok kullanılması nedeniyle oluşan karpal tünel sendromu; uyuşma, karıncalanma ve parmaklarda güçsüzleşme şikayetleriyle kendini gösteriyor.

En Çok Ev Hanımlarında Görülen Karpal Tünel Sendromu Nasıl Anlaşılır?

Bizi Takip Et


Karpal tünel sendromu genellikle el ve el bileğinin çok kullanılması nedeniyle ortaya çıkan bir hastalık. El ve el bileğini çok kullanan meslek gruplarında sıklıkla görülen karpal tünel sendromu; uyuşma, karıncalanma ve parmaklarda güçsüzleşmeye neden oluyor. 

Masa başında çalışanlarda, klavye-mouse kullananlarda, ev hanımlarında ve el ve bileğin daha çok kullanıldığı meslek gruplarında görülen bu hastalık yaşam kalitesini düşürdüğü gibi eğer müdahale edilmezse ilerleyen zamanlarda cerrahi müdahale gerekebiliyor. Bundan dolayı el bileklerini travmaya uğratacak hareketlerden mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor. 

Karpal tünel içerisinde damarların, sinirlerin, tendomların bulunduğu el bileğinde bir kanal ve bu kanaldan median sinir denilen bir sinir geçiyor, bu sinirin kanal içerisinde sıkışması ve basıya uğraması sonucunda ise bu hastalık oluşuyor.

Karpal Tünel sendromu hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Ebru Sevinç, “El bileğini çok fazla kullanmamız gereken durumlarda, el bileğinin üzerine yük bindiren aktiviteleri yaptığımızda ortaya çıkan ve sık gördüğümüz bir hastalık. Özellikle bilekleri ve elleriyle kuvvet gerektiren işlerde çalışan ya da sürekli tekrarlayan çevirme, döndürme, bükme hareketi yapan kişilerde sıkça gördüğümüz bir hastalık” diye konuştu.

KARPAL TÜNEL SENDROMU EN ÇOK EV HANIMLARINDA GÖRÜLÜYOR

Hastalığın belirli meslek gruplarında görülmediğini fakat genellikle ev hanımlarında çokça görüldüğünü dile getiren Ebru Sevinç, “Bükme, sıkma ve çevirme hareketleri bilek üzerinde mikro travma dediğimiz küçük incinmelerin sürekli tekrarlanması sebebiyle oluşan bir hastalık. Masa başı çalışanlarda ise hem mouse hem de klavye kullanımının uygun pozisyonda olmaması sebebiyle median sinir sıkışmaya uğrayıp hasar görür. Bundan dolayı ötürü karpal tünel sendromunda artışlar yaşanmaya başladı” şeklinde konuştu.

ŞİKAYETLER HASTALARI GECE UYKUDAN KALDIRABİLİYOR

Hastaların şikâyetlerinin genellikle ellerinde, bileklerinde ve ilk üç parmaklarında ağrı, uyuşukluk ve karıncalanma hissi olduğunu ve gündüzleri tekrarlayan aktivitelerden sonra daha fazla hissettiklerini söyleyen Sevinç, “Bazen bu şikâyetler hastaları gece uykudan uyandıracak şekilde olabiliyor. Hastalar ellerinin şişmesi ve parmaklarda sertleşme olduğunu ama küçük masajlarla bir süre sonra o şikâyetlerin gittiğini ve tekrar uykuya dalabildiklerini söylüyorlar. Belirtilere ilerleyen zamanlarda kuvvet kayıpları da eşlik edebiliyor. Hastalar eskisi gibi bir şey tutamadıklarını, sebze meyve keserken bıçağı iyi kavrayamadıklarını ve eskisi gibi kesemediklerini ya da buna benzer şikâyetleri olduğunu dile getiriyorlar” dedi.

"SIK MOLALAR VERİP BİLEĞİ DİNLENDİRİN"

Tanının, hastanın elindeki sinirlere elektrik uyarıları verilerek konulduğunu ve sinir ölçümü yapılarak sinirin ne derece hasar gördüğünün tespit edildiğini söyleyen Sevinç, “Sonrasında günlük yaşamında kullanabileceği önerilerde bulunuyoruz. Yaşam değişiklikleri, el bileklerini çok fazla travmaya uğratacak hareketlerden mümkün olduğunca kaçınmalarını ve kaçınamayacak gibiyse sık molalar verip bileği dinlendirerek yaptığı işlere devam etmelerini öneriyoruz. Eğer hasta bilgisayar başında çalışan biriyse mutlaka bileklik destekli mouse pad kullanmalarını ve klavye kullandıkları pozisyonlara dikkat etmelerini dile getiriyoruz.

Sonrasında el, el bileği istirahat splintleri dediğimiz bilekliklerden önerip, gece uyurken mutlaka takmaları gerektiğini, gün içerisinde bileklerine yük bindirecek aktiviteler yaptıkları esnada mümkünse o bileklikleri kullanmalarını söylüyoruz. Bununla birlikte hastaları fizik tedaviye de yönlendiriyoruz. Bazen ödem çözücü tedaviler gerekebiliyor ve bilek içerisine steroid enjeksiyonları yapabiliyoruz. Eğer hastanın ağrısı çok fazlaysa ağrı kesici ilaçlardan faydalanabiliyoruz fakat bazı hastalarda tedaviyle şikâyetleri dindiremiyoruz. Eğer EMG ölçümlerinde orta-ağır düzey görülürse cerrahi işleme yönlendirip ameliyat olmalarını öneriyoruz” diye konuştu.

MUTLAKA DOKTORA BAŞVURUN

“Hastalar bu şikâyetlerini öteliyorlar. Bu ağrılar çoğunlukla uzun süreli olmayıp birkaç manevra ile gerilediği için pek önemsenmiyor” diyen Sevinç, “Hastalardan istediğimiz bu tür şikâyetler olduğunda mümkün olan en kısa sürede bir doktora başvurmaları. Erken tanı konulması sonucu erken bir dönemde tedaviye başlamak hastanın hayat kalitesini sürdürmesi anlamında bize yardımcı olur“ ifaderini kullandı.


İçeriği Paylaşın