Ergenlik ve Ebeveynler

Ergenlik ve Ebeveynler

Ergenlik ve Ebeveynler

Bizi Takip Et


Ergenlik dönemini tanımak, ergenlik dönemindeki çocuğumuzun neler yaşayacağını ya da yaşadığını anlamak, ebeveyn olarak nasıl yaklaşacağımızı keşfetmek için pek çok kitaba ve bilgiye başvururuz. Uzmanların “şöyle yapın ya da yapmayın” şeklindeki önerilerine ihtiyaç duyarız. Bize bu konuda bir çeşit anne babalık yapmalarını isteriz. “Ne yapacağımı bilemiyorum, bana yol göster” deriz bir anlamda. Bu desteği, eğer gerektiğini düşünüyorsak, bireysel olarak da alabiliriz.

Bunların yanı sıra ergenliğini yaşayan çocuğumuzu anlamanın bir yolu daha var. Bu da, çeşitli nedenlerden dolayı fark etmediğimiz ama oldukça zengin olan yaşam deneyimimizdir. Kendi geçmişimiz, ergenliğimiz ve kendi anne babamızla olan ilişkilerimiz önemli yol göstericidir.

Ergenlik döneminden geçmeyen ebeveyn yoktur!

Peki, yaşam deneyiminizden nasıl faydalanacaksınız? Şimdiki nesil farklı, diyerek çocuğunuzu kendinizden uzaklaştırmamalısınız. Bu uzaklaştırmanın nedeni, hangi tarafla özdeşleşeceğinizi bilememek olabilir. Yani ergen halinizle mi yoksa anne babanızla mı özdeşleşeceksiniz? Kafanız karışıyor olabilir. Bugünlerde 40’lı yaşlarda olan sizler, kendinizi kimin yerine koyacaksınız?

Cevap: Her ikisinin yerine de koymalısınız.

Bir düşünün; o yaşlarda nasıldınız? Büyümek nasıl bir şeydi? Düşünceleriniz nelerdi? Nasıl bir kişiliğiniz vardı? Nasıl biri olmak isterdiniz? Hayran olduğunuz kişiler kimlerdi? Hayal kurar mıydınız? Hayalleriniz nelerdi? Arkadaşlarınızla aranız nasıldı? Okulla aranız nasıldı? Büyümeyi, güvenilmeyi ve adam yerine konmayı nasıl da istediğinizi hatırlayın. Ne çocuksunuzdur ne de büyük… Arada derede bir yerlerdeydiniz. Arada kalmak her zaman zordur.

Psikolog Nilgün Sarı

Psikolog Nilgün Sarı

Anne babanız size nasıl yaklaştı? Tutumlarında size neler iyi geliyordu? Neler iyi gelmiyordu? Anne babanız sizin hangi yönlerinizi beğenirdi? Hangi yönlerinizi eleştirirdi?

Ergenlik bir çeşit hastalık değildir. Her çocuk ve aile, bu dönemde ciddi sorunlar yaşayacak diye bir kural yoktur. Bazı çocuklar ve aileler bu dönemi ciddi sorunlarla boğuşarak geçirir; bazıları da ufak sıyrıklarla atlatırlar. Çocukluk yaşantılarına ve kişilik özelliklerine bağlı olarak ergenlik döneminin nasıl yaşanacağı üç aşağı beş yukarı öngörülebilir. Anne baba da bunu sezgileriyle kestirebilir. Bu konuda bir öngörü kaynağı da ergenin anne babasının nasıl bir ergenlik dönemi geçirdiğidir. Çoğunlukla ebeveynlerden biri “tıpkı benim gibi, ben de onun gibiydim, bana çok benziyor” cümlelerini kurar.

Ne olur da ebeveynler ellerindeki bu değerli hazineden yararlanamazlar? Korku, kaygı, mükemmel olma, hata yapma endişesi ve belki de en önemlisi, hiç kendi ergenliklerine iç dünyalarına duygusal olarak dönememiş olmalarıdır.

Günümüzde ebeveynleri kilitleyen bir yaklaşım da “iddialı ebeveynlik ve iddialı çocuk yetiştirme” anlayışıdır. Anne babalar ne yapacaklarını, nasıl düşüneceklerini, nasıl yaklaşacaklarını bilemez durumda, oldukça kafaları karışık olarak çocuklarını büyütmeye çalışmaktadırlar.

Çocuklar adına sık sık gündeme gelen dikkat dağınıklığının bir benzeri, ebeveynler için de geçerli gibidir. Çevre, diğer anne babaların yaptıkları, medya ve dünyadaki teknolojik gelişmelerin etkisiyle hıza ayak uydurmak ebeveynler için zorlaşmaktadır.

Anne babalar günümüz şartlarını çoğu zaman bir gerekçe olarak gösterirler. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı kendi çocuklukları ile bugünün yakından uzaktan alakası olmadığını söylerler. Oysa yıllar önce aynı şeyleri kendi ebeveynleri de söylemekteydi. Aslında değişen yalnızca dünya, değişmeyen şey de ergenliğin ruhsallığıdır.

Sonuç olarak, ebeveynler ergenin sorumlu davranışlar göstermesi için destek olup, bıkıp usanmadan sabırla, ısrarcı olmalıdırlar. Çünkü ergenin sınırlara ihtiyacı vardır. Ergen, ne kadar bunun tersini istiyormuş gibi davransa da özgürlüğü yönetme konusunda henüz ruhsal olarak olgunlaşmamıştır.

Nilgün Sarı

Uzman Psikolojik Danışman


İçeriği Paylaşın