Erkek Manken Rimel Tanıtırsa…


Bizi Takip Et


Esra Kazancıbaşı İle Sağlık

Bir makyaj malzemesi alacağınız zaman tercihinizi en çok ne etkiler? Arkadaşınızın yeni rujunun rengini beğenmeniz mi? Ürünün yıllardır kullandığınız bir marka olması mı? Fiyatının ucuzluğu mu? Yoksa hassas cildinize alerji yapmayan özelliği mi? Peki, rimel, ruj ya da far seçiminizi kozmetik firmalarının reklamları ne kadar etkiler? Çok güzel bulduğunuz, “Keşke onun gibi gözlerim olsa” dediğiniz bir yıldızın tanıttığı rimeli mi alırsınız?

Eğer, kozmetik firmalarının yüzü olan ünlüler tercihlerinizi o marka lehine etkileyebiliyorsa size bir soru: “Ya, ihtiyacınız olan makyaj malzemesini bir erkek

manken tanıtsa tercihiniz nasıl olurdu?

Sizi bilmem ama Amerikalı ünlü bir kozmetik markası, ilk kez bir erkek modelle çalışacağını açıklamış. Daha önce Adriana Lima gibi isimlerin reklam yüzü olduğu marka, yeni rimelinin tanıtımında üç milyon takipçisi olan güzellik danışmanı Manny Guiterrez’in yer almasına karar vermiş.

Tanıtım fotoğraflarına ilk baktığımızda “Bu ne saçmalık! Onca güzel kadın varken neden bir erkeği reklam yüzü yapmışlar” diye tepki mi gösterirsiniz? Yoksa, “Bir erkeğin bile bakışlarını böylesine anlamlı yapan, gözlerini ön plana çıkartan rimel, Kim bilir kadında nasıl dururdu!” diye mi düşünürsünüz?  Açıkçası bu ikilemi yaşadım. Önce tepkisel negatif ruh halim, Manny Guiterrez’in fotoğraflarına baktıkça olumluya döndü.

Çarpıcı kampanyanın amacı da bence bu. Önce kadınları şaşırtmak, sonrasında hayran bırakmak. Tabii, diğer yandan da firma ikincil bir hedef olarak metroseksüel erkeklere ya da gaylere de bu reklamla ulaşmak istiyor olabilir.

AYNALARA KÜSTÜREN YARA VE YANIK İZLERİ

İletişimde ilk dikkat çeken yer gözlerimiz, gülüşümüz, diş ve dudaklarımız. Bu yüzden çoğu insan yüzündeki kırışıklıklardan, yara, leke, sivilce ve yanık izlerinden kurtulmayı amaçlıyor. Gülüş tasarımı yaptırıyor. Kozmetik ve tıp dünyasında da yeni ürünler, cihazlar üretiliyor, bu konuda çeşitli araştırmalara imza atılıyor. İşte bunlardan biri de, Pensilvanya Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi’nin yara izlerinin tedavisiyle ilgili yürüttüğü araştırma.

Dermatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. George Cotsarelis, konuyla ilgili şu bilgiyi veriyor:

“Aslında, yara dokusunu iz bırakmadan kendini yenilemesi konusunda manipüle ediyoruz. Bulgularımıza göre, yaralanmalardan hemen sonra iz bırakmadan iyileşme için kısa sürede müdahale edilmesi gerekiyor. İşin sırrı, önce kıl köklerini iyileştirmede. Yara dokusunu oluşturan hücreler, kıl köklerinden sinyal alınca yağ hücrelerine dönüşüp iz bırakmadan iyileşiyor.”

Penn Tıp Dergisi’nde yayınlanan araştırmayla ilgili deneyler henüz başlangıç aşamasında. Şimdiye kadar fareler ve laboratuar ortamında örnek insan dokularında kullanılan yöntem henüz çok yeni. İnsanlar üzerinde, açık bir yarada kıl kökü yenilenmesini sağlamanın çok daha güç olabileceği düşünülüyor. Yaranın enfeksiyon kapma riskinin de oldukça yüksek olduğu belirtiliyor.

KALİTESİZ KOZMETİK MALZEMELERDEKİ SAĞLIK RİSKLERİ

Bir yandan tıpta böyle gelişmeler yaşanırken güzelleşeyim derken sağlığınızdan olmamaya da dikkat etmeniz gerekiyor. Kanser gibi hastalıklarda, yanıklara ya da kazalara bağlı yüzdeki derin yara izlerinin ve şekil bozukluklarının tedavisinde  “mucize yöntem”, “tıpta devrim” başlıklarıyla duyurulan, ancak hala fareler üzerinde denenmekte olan yöntemlerle ilgili hayale kapılmamalısınız. Ehil ellerde yapılmayan botoks, geçici dolgu gibi uygulamaların sonuçları da sizi tamamen aynalara küstürebilir. Merdiven altı diye tanımlanan saç ekim merkezlerinde uzman olmayan kişilerin yaptıkları uygulamalar tamamen bir hayal kırıklığı olabilir. Kalitesiz, kaçak makyaj malzemeleri alerjiden kansere kadar türlü sağlık riskiyle sizi karşı karşıya bırakabilir. Bu yüzden akıllı bir hasta olarak başvurduğunuz uzmanın kim olduğunu, merkezin niteliğini, alt yapısını iyi değerlendirmelisiniz.

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 22  Ocak 2017  tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın